Üçte ikisi sıçrayamıyor, dörtte biri de kaplumbağa

TÜSİAD’ın ‘Sıçrama Yapan Şirketler Raporu’na göre Türkiye’de şirketlerin üçte ikisi sıçrayamadan kapanıyor ya da küçülüyor. Dörtte biri ise yıllarca ne uzayıp ne kısalan ‘kaplumbağa’ şirketlerden oluşuyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Sibel SANCAKLI

Sabancı Üniversitesi ile TÜSİAD Rekabet Forumu, Türkiye’de beş yıldan fazla ayakta kalabilen “sıçrama yapan şirketleri” inceledi. Sadece ciroda sıçrama yapan şirketler ‘tazı’, çalışan sayısında sıçrama yapanlar ‘karınca’, ikisinde birden sıçrayanlar ‘at’, beş yıl bu göstergelerinde değişim olmadığı halde ayakta kalanlar ise ‘kaplumbağa’ olarak isimlendirildi. Türkiye’deki şirketlerin yüzde 66’sının sıçrama yapamadığını ortaya koyan rapora göre ‘kaplumbağa’ların oranı yüzde 25. Tazılar toplam şirketlerin yüzde 6’sını, atlar binde 9’unu, karıncalar da binde 3’ünü oluşturuyor.

Türkiye’de yaklaşık son 10 yıl içinde ciro ve/veya istihdam açısından sıçrama yapan ve bu sıçrama sonunda KOSGEB kriterlerine göre “büyük şirket” haline gelen şirketler inceleyen Türkiye İş İnsanları Derneği (TÜSİAD), ülkedeki şirketlerin üçte ikisinin sıçrama yapamadığını saptadı. Sabancı Üniversitesi-TÜSİAD Rekabet Forumu tarafından, ülke ekonomi için referans olması hedefiyle hazırlanan Sıçrama Yapan Şirketler Raporu, kamuoyuna tanıtıldı. TÜİK veri tabanını esas alarak 2006-2015 dönemini irdeleyen raporda 5 yıldan fazla ayakta kalabilmiş şirketler “sıçrama yapan şirket” olarak adlandırıldı. Sıçrama yapan şirketlerin ise ihracata başlamaları açısından önemli olduğu bildirildi.

Raporda sadece ciroda sıçrama yapanlar ‘tazı’, çalışan sayısında sıçrayan şirketler ‘karınca’, ikisinde birden sıçrama yapanlar ‘at’, 5 yıl boyunca göstergeleri değişmeden yaşayanlar ise ‘kaplumbağa’ olarak isimlendirildi.

Çalışmada, herhangi bir yılda gözlemlendikten 5 yıl sonra veri tabanında bulunmayan şirketlerin oranı yüzde 66 gibi yüksek bir düzeyde. Raporda bu durum şirketin piyasadan çekilmesi ya da çalışan sayısının 20’nin altına düşmesi olarak yorumlanıyor. Bir başka deyişle Türkiye’deki şirketlerin yüzde 66’sı (üçte ikisi) sıçrama yapamıyor. Ömrü 5 yılı aştığı halde ne ciroda ne de çalışan sayısında sıçrama yapamayan ‘kaplumbağa’ şirketlerin oranı ise yüzde 25. Sayısal olarak tazılar şirketlerin yüzde 6’sını, atlar binde 9’unu, karıncalar da binde 3’ünü oluşturuyor. Ancak sıçrama yapabilen bu şirketlerin ekonomideki ağırlıkları, sayısal varlıklarına göre daha fazla. Sıçrama yapan şirketlerin toplam faaliyetler içindeki payı yaklaşık yüzde 20-25 civarında. Karıncaların toplam içindeki payları yaklaşık yüzde 2-3, atların payı ise yüzde 5-8 civarında. Tazıların istihdam içindeki payı yüzde 9, satışlar, katma değer ve yatırımlardaki payı ise yüzde 13-14. Tazıların bilgi temelli yatırımlar ve ihracat içindeki payı, katma değer, satış, istihdam ve yatırım paylarına görece daha yüksek ve yüzde 17 düzeyinde bulunuyor.

"Ekonominin sıçraması KOBİ’lerin antrenmanlarına bağlı"

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, bu raporla ülke ekonomisinin politika üretme sürecine katkı sağlamayı amaçladıklarını belirterek, “İyi sporcular çok güçlü kaslara sahiptir. Ülke olarak da sıçrama yüksekliğine sahip olmak için KOBİ’lerimizi güçlendirmemiz gerekiyor” diye konuştu. Bilecik, orta gelir tuzağından kurtulabilmek için KOBİ’lerin dönüşümünün gerçekleştirilmesinin şart olduğunu vurgulayarak, “KOBİ’ler Türkiye’nin yer aldığı bölgeye gerçekleştirilen istihdamın yüzde 70’ini, yaratılan katma değerin de yüzde 60’ını temsil ediyor. İstihdam ve katma değer yaratma açısından OECD ortalamasına göre kat etmemiz gereken uzun bir yol var” diye konuştu. Bilecik, pazarda daha uzun süre var olan ve mali kaynaklara daha rahat erişilebilen firmalara nazaran genç şirketlerin daha fazla zorlandıklarına değindi. Ciro ile sıçrama yapan şirketler ve yüksek teknolojili şirketler arasındaki bağın da önemli olduğunu dile getiren Erol Bilecik, ülke olarak sıçrama eşiğini atlamak için kilit kaslar olan KOBİ’lerin sahip oldukları önemi koruyacaklarının altını çizdi.

"İhracatta teknolojinin payını yüzde 10’a çıkaracağız"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de konuyla ilgili, teknoloji üreten firmalara yöneldiklerini, ihracat içindeki yüksek teknoloji kullanımı payını en az yüzde 10 seviyelerine çıkarmak için çalıştıklarını söyledi. Bakan Özlü, devlet ve özel sektörün işbirliğiyle hareket ederek birbirlerinin elini güçlendirdiklerine inandıklarını ifade etti. Özlü, hükümet olarak Sanayi arasında koordinasyonu sağlamaya çalışıyoruz. Sanayi 4.0. kapısını bir risk değil fırsat olarak görüyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye hedefinde en büyük odağımız teknolojik gelişme. Üzerinde bir yıldır çalışılan anketler yapılan Sanayide Dijital Dönüşüm Haritası raporumuzu bu ay paylaşacağız” açıklamasında bulundu.


 
 

Bu konularda ilginizi çekebilir