Türkiye'nin tohum üretimi bir milyon tonu aştı
TÜRKTOB Başkanı Yılmaz, 1990'da 97 bin ton olan sertifikalı tohumluk üretiminin 2016'da 958 bin tona, 2017'de ise 1 milyon 49 bin 361 tona yükseldiğini söyledi.
Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Kamil Yılmaz, Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) bu yıl 13'üncüsünü düzenlediği Kartepe Ekonomi Zirvesi'nde sektörünün geldiği son noktaya ilişkin bilgiler verdi.
Tohumculuk sektöründe 1980'de 3 olan şirket sayısının bugün 832'ye çıktığını belirten Yılmaz, "1990'da 97 bin ton olan sertifikalı tohumluk üretimi 2002 yılında 145 bin tona, 2016'da 958 bin tona ve 2017'de 1 milyon 49 bin 361 tona yükseldi" diye konuştu.
Yılmaz, tohumluk üretiminin 2007'de 325 bin ton iken 2008'de kurulan ve bugün 43 bin üyeye ulaşan TÜRKTOB'un çalışmaları sayesinde rakamın ciddi artış göstererek 2010'da 497 bin tona yükseldiğini ifade etti.
Fide, fidan ve süs bitkilerinde önemli noktaya geldiklerini söyleyen Yılmaz,, "2017'de 238 milyon adet meyve fidanı, 4 milyar adet sebze fidesi, 1 milyar 619 bin adet süs bitkisi üretildi" dedi.
Fidan, fide ve süs bitkileri üretiminin tamamına yakınının özel sektör tarafından gerçekleştirildiğini aktaran Yılmaz, 2017'de 56 milyonu aşkın iç mekan süs bitkisi, 491 milyona yakın dış mekan süs bitkisi, 22 milyona ulaşan çiçek soğanı üretimiyle ciddi rakamlar elde ettiklerini anlattı.
Hedef küresel tohum ticaretinde ilk beşe girmek
Türkiye'nin geçen yıl 185 milyon dolarlık tohum ithal ettiği bilgisini veren Yılmaz, buna karşılık ihracatın 136 milyon dolara ulaştığını bildirdi. Yılmaz, son 15 yılda ihracatı 8 kat artırdıklarını, 80 ülkeye tohum ihraç ettiklerini, hedeflerinin küresel tohum ticaretinde dünyada ilk 5 ülke arasına girmek olduğunu vurguladı.
Kaliteli ve sertifikalı tohumun önemine dikkati çeken Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
"Sertifikalı tohum dediğimizde, kayıt altına alınmış, tarımsal-teknolojik hastalık ve zararlara dayanıklılık gibi özellikleri belirlenmiş tohumları kast ediyoruz. Yabancı otlardan, diğer tür ve çeşitlerden arındırılmış, yüzde 97-99 saf olan, sadece tohum olan ürünlerden oluştuğu için hem mısırda hem şeker pancarında hem buğdayda hem pamukta hem şeker pancarında hem diğer bazı yem bitkilerinde önemli verim artışları sağlanmıştır."
"Hibrit tohum verimi artıran önemli mekanizmalardan"
Yılmaz, son dönemde kamuoyunda sertifikalı tohumların insan sağlığına zararlı olduğuna, genetikleri değiştirilmiş organizmalarla eş görüldüğüne dair görüşlerin olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu konularda Türkiye'de üretilen tohumluklar doğaldır. Hiçbirisinin genetiği değiştirilmemiştir. 2010 yılında biliyorsunuz Biyogüvenlik Yasası çıktı. Buna göre Türkiye'de GDO'lu tohumların üretilmesi, ithalatı yasak. Sadece Biyogüvenlik Kurulu'nun izin verdiği, mısır ve soyada ürünlerin ithalatı yem sanayisinde kullanılmak üzere yapılıyor. Ancak Türkiye'de bunun üretimi yasak.
İkincisi hibrit tohumlar gerçekten verimi artıran mısırda, domateste, biberde, mısırda, ayçiçeğinde, salatalıkta önemli mekanizmalardan bir tanesi. Hibrit tohumlar hiçbir zaman laboratuvar ortamında, yapay şartlarda elde edilmiş değil. Bunlar doğal ortamda saflaştırılmış... Hibrit tohum elde ederken melezleme yapılan bireylerin yakın akraba olması istenmez. Mümkün olduğu kadar uzak akraba olması istenir. Buradaki amaç en yüksek verimi sağlamaktır."
"Tohumculuk şirketlerinin yüzde 93,5'i yerli"
Tılmaz, Türk tohumculuk sektörünün son dönemde ciddi mesafeler kaydettiğinin altını çizerek, ancak Türkiye'nin toplam sertifikalı tohum ihtiyacının yüzde 40'ını üretebildiğini ve kullanabildiğini söyledi.
Verimliliğin artırılması ve ekonomiye daha fazla katkı sağlanması için kullanılan sertifikalı tohum miktarının yüzde 80-90'lara çıkması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, tarımı gelişmiş ülkelerde oranların bu düzeyde olduğunu bildirdi.
Yılmaz, 1980'li yıllarda 3 olan yerli firma sayısının bugün 832'ye yükseldiğini yineleyerek, bu şirketler içinde tamamen yerli sermaye ile kurulmuş olanların sayısının 778 olduğunu, bu rakamın, şirketlerin yüzde 93,5'inin yerli olduğunu gösterdiğini anlattı.
Yerli-yabancı ortaklığı ile kurulmuş şirket sayısının 22, tamamı yabancı sermayeli şirket sayısının 32 olduğunu dile getiren Yılmaz, "Yerli sermayeli 778 şirketin ticaret hacmindeki payı yüzde 51, ortak sermayeli 22 şirketinki yüzde 18, yabancı sermayeli 32 şirketinki ise yüzde 30." dedi.
Yılmaz, yerli sermayeli şirketlerin ticaret hacmindeki paylarının her geçen gün arttığını belirterek, sektörün gelişimi için Ar-Ge faaliyetlerinin, aktarılan kamu kaynaklarının payının arttığını anlattı.
Birlik tarafından 2016 yılında başlayan Tohumculuk Sektörü Ulusal Strateji Geliştirme Projesi'nin geçen yıl tamamlandığını kaydederek, bu kapsamda belirledikleri vizyonlarından ve hedeflerinden bahsetti.