''Türkiye’nin en büyük ihtiyacı 'normalleşme''

MÜSİAD Başkanı Olpak, FETÖ ile mücadele edilirken günlük hayatın ve üretimin aksamadan sürmesi çağrısında bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DÜNYA

İSTANBUL - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Nail Olpak, “En büyük ihtiyacımız normalleşme. Artık 15 Temmuz sendromundan kurtulmalıyız” dedi. Olpak tepkisini, “55 yaşındayım. Son 3 aydır hiç konuşmadığımız kadar FETÖ konuştuk. Yazıktır. Ömrümüzden çaldılar. Mücadele edilecek mi edilecek. Ama günlük hayatımızı da sürdürebilmemiz gerekiyor. Biz ilk günden itibaren ‘üretmeye ve büyümeye devam’ dedik. Şimdi de ‘üretmeye ve büyümeye devam’ diyoruz” sözleriyle dile getirdi.

Bir grup gazeteci ile MÜSİAD’ın son dönemdeki faaliyetlerine ilişkin bilgi vermek ve gündemi değerlendirmek üzere bir sohbet toplantısı düzenleyen Nail Olpak’ın verdiği mesajlar şöyle:

► Üretimin büyümesi lazım. Türkiye’nin ihtiyacı bu. 15 Temmuz’dan kurtularak, o işin sendromundan çıkıp da normalleşmeye en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. ‘Hayat normale döndü’ demek yeterli olmuyor. Bunu yaparak göstermemiz gerekiyor.
► Dünyaya 15 Temmuz’u anlatmaya çalıştık. İnsanlar yine yapmaya devam ediyor. MÜSİAD olarak biz de var gücümüzle bu yönde çaba harcadık. Türkiye’nin büyümeye devam edeceğini de anlattık.

► 15 Temmuz nedeniyle hiçbir faaliyetimizi iptal etmedik. Çalışmalarımızı neredeyse aynen sürdürdük. Hatta burada bir miktar dozu artırma gayreti içinde olduk.

MÜSİAD EXPO genişletildi

► İstanbul’da MÜSİAD Expo Fuarı’mızı aynen bu yıl da yapıyoruz. 9-12 Kasım’da. CNR’da 8 holün bütününde gerçekleşecek. Açılışını Cumhurbaşkanımız yapacak. 700 firmamız ürünlerini sergileyecek.

► MÜSİAD Expo ile eşzamanlı olarak yüksek teknoloji fuarı 3. High Tech Port MÜSİAD ve 20. Uluslararası İş Forumu (IBF) da düzenlenecek. Fuara yüksek teknolojili, Ar-Ge’ye dayanan ürünler ve firmaların katılımında üyelik aramıyoruz. Örneğin Vestel katılacak. Nurol da geldi, Koç Grubu da. Tek şart Türkiye’de yerleşik şirket olmak.

► Geçen yıl ki fuarımıza 123 ülkeden 7 bin 250 ziyaretçi gelmişti. Bu yıl da yabancı ve yerli pek çok ziyaretçi bekliyoruz. Kendimize güveniyoruz. Bu bir iş fuarı. Bu yıl da cumartesi bitireceğiz. Pazar günü gezmeye gelenlerle ziyaretçi sayısını artırmak diye bir yaklaşımımız yok.

‘Uzay günleri' kasım sonunda

► MÜSİAD Fuarı’ndan sonra, Uydu, Uzay ve Teknoloji Günlerini gerçekleştireceğiz. İlk olarak geçen yıl Haliç Kongre Merkezi’nde bu etkinliği düzenlemiştik. Yine aynı yerde yapacağız. Dünyanın devleri geliyor. Piyasa değeri 100 milyar doları aşan uydu şirketleri katılacak. Çok önem veriyoruz. Türkiye’nin bu alanda büyük bir hamle yapması gerekiyor.

► EMEA Satellite Operators Association bizimle birlikte ‘Global Satshow’ düzenlemek istediğini bildirdi. Kısa adı ESOA. Merkezi İngiltere’de. Uydu Uzay Günlerinden sonra kendileri geldiler. Görüşmeler olumlu sonuçlandı. 15 Temmuz, kararları değiştirmedi. Hiçbir iptal de olmadı. 29- 30 Kasım’da Global Satshow’u Haliç Kongre Merkezi’nde düzenliyoruz.

► Daha sonra Air Show yapılacak. Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve THY ile birlikte. 2017 sonu, 2018 başında planlanıyor. Antalya’da yapılacak. İmzayı 11 Temmuz’da atmıştık. Aynen planladığımız gibi ilerliyoruz.

Para çok sıkılırsa rahatsız olur

Geçen cumartesi günü Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımıyla Uluslararası İstanbul Finans Merkezi’nde BDDK ve SPK hizmet binalarının temeli atıldı. Yapılan konuşmalarda, Suudi Arabistan’a yönelik ABD’deki soruşturmalar da hatırlatılarak, gelişmekte olan ülkelerin yatırımcılarının Batı’daki merkezlerde kendilerini eskisi kadar rahat hissetmedikleri, bunun da İstanbul’un para trafiğinde rolünün artması için önemli bir zemin oluşturduğu vurgulandı. Başbakan da bu durumu ‘para yeni adres arıyor’ sözüyle özetledi. Nail Olpak’a değerlendirmesini sorduk. “Mesleki milliyetçilik yapmayayım ama” dedi Olpak, “Başbakan bir mühendis olarak öncelikli konuları gayet iyi belirliyor. Birçok meselenin arasından önemli olanı iyi ayıklıyor. Yönetimde, pratik ve pragmatik” sözlerine şöyle devam etti:

“Başbakan’ın İstanbul Finans Merkezi projesine inancını gördüm. ‘Onlar binaları yetiştirene kadar biz on kere mevzuatı yetiştiririz’ demesi de aynı yaklaşımın eseri bana göre. Paranın yeni adres araması meselesi de önemli bir konu. Çünkü aynen söylendiği gibi, binaların yapılması bir finans merkezi olmak için yeterli değil. Peki mevzuat yeterli mi? Hayır o da değil. Esas olan güvendir. Tabii, İngiltere, Londra neyi sağladıysa teşvik olarak onu siz de sağlamak zorundasınız. Cazibe oluşturmak durumundasınız. Ama işin temelinde güven var.

Bu çerçevede, Suud meselesinde dile getirilen taraf gerçekten fırsat olabilir. Terör finansmanı meselesinden hareketle bugün 100 bin, 200 bin dolar bile transfer etmeye kalktığınızda size hemen çok ciddi sorgulama yapılıyor. Kaynağı ne, faturası nerede? Eskiden çok rahattı bu işlemler. Özellikle son 1-2 yıldır çok fark etti.

Bir arkadaşımız anlatıyordu. 5 yıl önce Dubai’ye gönderdiği 200 bin dolarlık bir avans bugün bir kredi işlemi sırasında karşısına çıkmış. Avrupalı banka, ‘Krediniz tamam ama o geçmiş transferin bilgisini verin’ demişler. Eskiden ne 5 milyon ne 10 milyon dolar olsun sorulmazdı.

Şu akla gelebilir. Bunları söylüyorsun, sen kara para tarafında mısın? Tabii ki değil. Ama burada ciddi bir farklılaşma var son yıllarda. Çok sıkılırsa para rahatsız olur. Gereğinden fazla stres istemez. Paranız orada duracak ama hareket ettiremeyeceksiniz. Camın dışından peyniri yalama hikayesindeki gibi… Onun manası yok işadamı için…”

Üye kabulünde frende gidiyoruz

MÜSİAD Başkanı Nail Olpak 15 Temmuz’dan sonra üyelik için başvuruların artıp artmadığının sorulması üzerine şunları söyledi:

► Açıkçası derneğimize ilgi çok arttı. Biz de çok dikkatli davranıyoruz. Ama biz daha önce de üyelik konusunda da son derece titiz davrandık. Çünkü bizim üye sayısını şuraya çıkaralım diye bir hedefi miz yok. Hedefi miz üye sayısını değil, etkimizi, etkinliğimizi artırmak. Ama doğrusunu söylemek gerekirse üye kabulünde olabildiğince frende gidiyoruz. Toplu üyelik almıyoruz.

► Aklanmak için MÜSİAD’a üye olamaya çalışanlar olduğunun farkındayız. Üyelik için referans şart. Referansın da MÜSİAD’ın en az iki yıllık üyesi olması gerekiyor. Ayrıca referanstan, üyelik önerisinde bulunduğunda ‘MÜSİAD’dan ne bekler ve MÜSİAD’a ne verebilir’ diye bir yazı yazmasını istiyoruz. Biz de üyelik oy birliği ile olur. Haklı gerekçeyle bir yönetim kurulu üyesi bile itiraz etse o dikkate alınır.

► 11 bin üyemiz var. Ama dünyanın her yanından bahsediyoruz. Türkiye’de 70 şube 86 noktadayız. Son 4 yılda 34 noktadan 86 noktaya çıktık. 65 ülkede ise 170 noktaya ulaştık. Bu sayı daha da artacak. Yıl sonuna kadar, Makedonya, Melbourne, Tokyo ve Amsterdam’ı açacağız. 2017 bahara kadar da Azerbaycan, Tifl is, Pakistan, Strasburg, İngiltere, Kazakistan ve Belçika şubeleri devreye girecek. Yurt içinde de bu yıl sonuna kadar Seydişehir, Karaman ve Batman devreye giriyor. FETÖ ile ilgili olarak derneğimizle ilişkisini kestiğimiz üye sayısı 100’ü bulmamıştır. Orada çok titiz davranıyoruz.

Sivil toplumu baltalamayalım

► Hakkaniyet çok önemli. Hep konuşuyoruz. Gözaltı tek başına suç demek değil. Ama merceğinizi büyütün incelerken. Tutuklama da direkt suç değil. Ama bakarken merceğinizi biraz daha büyütün diyoruz. Rakibini ‘FETÖ’cü’ diye lekelemeye çalışanlar oluyor. Biz bunlara itibar etmiyoruz. Mekanizma bir kuruldu mu, dedikodu üzerinden hepimiz zarar görüyoruz.

► Kısa süre önce, etkin üyelerimizden biri aradı. İçinde bulunduğu bir başka dernek hiç ilgisi yokken FETÖ şüphesiyle OHAL kapsamında kapatılmış. Derneğin açılması için uğraşıyorlarmış. Ama açıldıktan sonra, üyesi olduğum tüm derneklerden istifa edeceğim diyor. ‘MÜSİAD da dahil, başkanım’ dedi.

► Amacım TUSKON üzerinden MÜSİAD’a pay çıkarmak değil. Ama geçmişte TUSKON üyeliği için çeşitli baskıların olduğunu görüyoruz, dinliyoruz. Bu kah havuç baskısı olmuş, kah başka baskılar olmuş. Biz bize üyelik için başvuranlara, ‘hükümete yakın diye düşünmeyin, MÜSİAD’a değerleri için gelin’ diyoruz. Gerçekten çalışacak olan, katkıda bulunacak olan gelsin.

► Sivil toplum bu ülkenin bugününde ve geleceğinde vazgeçilmez bir önemdedir. Bunu zedeleyecek hiçbir şey yapmamak lazım. Dün TUSKON’a iş yapmak, ilişkilerini geliştirmek amacıyla üye olanlara bakıp, acaba biz şu derneğe üye olursak bize sonra ne olur diye düşünürse sivil toplum baltalanır. Biz, sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket etmesini, işbirliği yapmasını da çok önemsiyoruz. Bizimle yan yana durmaktan rahatsız olmayan herkesle de iş yapmaya her zaman hazırız.

Bu konularda ilginizi çekebilir