‘Türkiye OSB çöplüğüne döndü’
İvedik OSB Başkanı Hasan Gültekin, siyasi amaçlarla kurulan, kasabalara kadar inen OSB’lerin birçoğunun boş olduğunu belirterek, “Türkiye OSB çöplüğüne döndü” dedi.
İvedik Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Hasan Gültekin, siyasi hesaplarla kurulan, kasabalara kadar inerek kaynak ısrafına neden olan OSB’lerin birçoğunun içinin boş olduğunu belirterek, “Türkiye OSB çöplüğüne döndü” dedi. OSB’lerin içinin doldurulması için Ar-Ge ve inovasyon kültürünün yerleştirilmesi gerekliliğinin altını çizen Gültekin, gerekiyorsa Cuma hutbelerinde cami kürsülerinde Ar-Ge’nin anlatılmasını istedi.
Gültekin, yenilikçi bir ürün geliştiren ancak sermayesi olmayanlara İvedik OSB’nin ortak olarak finansman desteği sağlayacağı bir yapı kuracaklarını kaydetti. TBMM’de görüşülen Ar-Ge Yasa Tasarısı'nın önemli olduğunu ancak Türkiye’yi 2023’e taşıyamayacağını kaydeden Gültekin, İvedik içinde bir de üniversite kuracaklarını, yatırım-üretimin tüm unsurlarının yer aldığı bir ekosistem oluşturacaklarını kaydetti.
Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Hasan Gültekin, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve arkadaşımız Yeşim Ardıç’ın sorularını cevaplandırdı.
►OSB’lerin mevcut durumunu değerlendirebilir misiniz?
Türkiye’de bana göre gereğinden fazla OSB var. OSB’lerin bu saatten sonra yapacakları tek şey inovasyona dönmeleri ve içlerinin de doldurulmasıdır. Türkiye, Çin, Finlandiya gibi ülkelerin noktasına ancak bununla gelebilir. Türkiye’de önüne gelen OSB kuruyor. Mesela Çankırı’daki OSB’de sadece birkaç firma vardı, onlar da kapanmak üzere. Paramızı kaynaklarımızı çöpe atıyoruz.
►OSB çöplüğünden ne kast ettiğinizi biraz daha açar mısınız?
OSB’lerde rant elde etmek amacıyla yer isteyenler var. Bir karar alıp OSB yapıyorlar ama burada yatırımcı bulunamıyor. Çankırı Korgun’da 90 parsel var, sadece 9 firma yatırım yaptı. Bir başka sorun ise firmalar için yatırım şartı konulmaması. Yani firmaların binayı bitirmiş olmaları, yatırım yapılmış gibi algılanıyor. Önemli olan binayı bitirmeleri değil, üretim yapmaları olmalı.
►Ar-Ge inovasyon gelişimi için mesleki eğitimsizlik konusu diğer bir sorun. İvedik'te farklı bir model olduğunu biliyorum. Bu konuda yeni planlarınız var mı?
Bizim meslek okulumuzda 2 bin 200 öğrenci var, bu aynı zamanda Türkiye’nin en büyük öğrenci kapasitesi. Yakın zamanda Yüksek İhtisas Üniversitesi ile işbirliğiyle mühendislik, sosyal ve idari birimlerin yer aldığı bir üniversite kuracağız. Burada bir üretim ekosistemi oluşturacağız. Sanayinin ortasında üniversite ve teknokent, dünyada bir ilk olacak. Üretim, teknik lise ve üniversitelerin yer aldığı bir ekosistem. Meslek okulumuzda; makine, plastik, enerji, medikal, gibi talebe göre oluşturulmuş bölümlerimiz var. Türkiye genelinde mesleki eğitimin en büyük handikabı, ailelerin çocukları meslek okullarına isteyerek göndermemesi. Yani meslek kültürünü bırakın çocukları, aileler de kabullenebilmiş değil. Ancak burada farklı bir durum söz konusu ve öğrencilerimizin yüzde 40’ı burada işyeri olanların çocukları. Öğrencilerimiz tezgahlarda pratik eğitim aldıkları gibi işyerlerinde de eğitim alabiliyorlar. Yani pratik yönümüz çok kuvvetli.
Bir de önümüzdeki dönemde öğrenci yurdu planlıyoruz. Özel sektörden bir işletmeciye 49 yıllığına araziyi verelim, onlar da yapacakları yurtta bizim gönderdiğimiz öğrencileri, ücretsiz yatırsınlar diyoruz. Nihayetinde bilgi ve üretim bir arada olmazsa başarılı olamazsınız.
►Okulun kapasitesini artırma yönünde planınız var mı?
İvedik OSB sınırları içinde eğitim amaçlı kullanılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmiş 25 dönümlük bir Hazine arazisi var. Burayı kullanma izni alabilsek, 4 bin öğrenci kapasiteli bir okul kurabiliriz. Ancak bugüne kadar tüm çabalarımıza rağmen, Milli Eğitim Bakanlığı’na yaptığımız başvurulara rağmen, arazinin okul yaptırmak üzere bize tahsis edilmesi konusunda başarılı olamadık.
►Pratik ve teorik eğitimin öneminden bahsettiniz, peki Ar-Ge için neler söyleyebilirsiniz?
Bizim büyük sıkıntılarımızdan birisi de sanayici dahil olmak üzere Ar-Ge konusunda kimsenin bilgi sahibi olmaması. Biz Teknoloji Transfer Ofisi’ne 5 tane uzman aldık ve bunlar sanayicilerimize Ar-Ge’nin ne olduğunu anlatıyor. Tabi zamanla olacak şey bu kültürün yerleşmesi. Almanya ile bunu 10 yılda anca başarabilmiş. Ancak Ar-Ge’yi sanayicinin bilmesi yetmiyor. Yani temel bir kültürün yerleşmesi gerekiyor, halk dahil toplumun her kesiminin bunu bilmesi şart.
Yoksa, “Ar-Ge’de birinci lige çıktık, melek yatırımcı sayımız çok fazla” diye övünmek anlamsız. At yarışında daha birinci turu bitiremeyen bir yarışçının, ikinci turu bitirmek üzere olan arkasındaki adama bakarak, yarışmayı kazandığını zannetmesi gibi bir şey.
İvedik Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Hasan Gültekin
►TBMM’de görüşülen Ar-Ge Yasa Tasarısı’nı nasıl buldunuz?
Türkiye’de çok ciddi anlamda bir Ar- Ge çalışması olduğundan söz edemeyiz. Ar-Ge paketi adı altında sunulan çalışmalar, Türkiye’yi 2023 yılına değil, ancak 2016 yılından 2017 yılına kadar götürebilir. Türkiye’de öncelikle inovasyonun stratejisi oluşturulması lazım. Gelişmiş ülkeler bu stratejinin içinden geçmişler. Şimdi herkes teknoloji ve Ar-Ge kültürünü oluşturmuş, nanoteknoloji hazırlığını yapıyorlar. Hindistan, insan kaynaklarını dünya standartlarında eğitim vererek yetiştirmiş. Yani temel sağlam olmazsa, bu alanda eşik atlamak çok zor. Bizim diğer ülkelerin yaptığı gibi, kendimize özgü bir stratejimiz olmalı. Bakın, Çin’in 428 bin patenti varken, Türkiye’nin 14 bin 888 patenti var. Sadece bu rakamlar bile çok şey ifade ediyor. İvedik OSB’de 100 civarında olan Ar-Ge sayısını 524’e çıkardık. 10 yıldır araştırma yapıyoruz. Ancak bu seviyeye çıkarabildik.
►Destekleri yetersiz diyorsunuz?
Bakın bir örnek vereyim, Ahıskalı bir profesör var. Yüzde 50 yarı iletken bir ürün icat ediyor. Enerji kanallarının altına döşenince elektriği 25 kat güçlendirerek 4 kilovatsaat elektrik elde ediyor. Destek için TÜBİTAK’a başvurduğunda, öncelikli olarak kendisinin 500 bin lirayı harcaması halinde 1 milyon liralık destek alabileceği cevabını alıyor. Hoca 500 bin lira parası olsa zaten desteğe başvurmadan üretimi kendisinin yapabileceğini söylüyor. Sonradan avans sistemine dönülmüş ama yeterli değil. Bu hoca, üretim aşamasında ortaya çıkan güç ile fabrikaların kendi enerji ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayan bir yapı daha geliştirdi.
►Siz İvedik OSB olarak bir şey yapamıyor musunuz?
OSB yasası buna imkan veriyor. Elimizdeki imkanları geliştirdiğimiz takdirde, bilgi üreten, prototip geliştirenlerin, finansman güçlüğü çektiği durumda, bizim ortak olarak devreye gireceğimiz, melek yatırımcı kadar olmasa da önlerini açacağımız, maliyetlerin altına gireceğimiz bir sistemi kuracağız. İvedik OSB teknokentinde ilk etapta 200 firma faaliyet gösterecek. Burada fiziki şartları çalışmayı teşvik edecek şekilde yapacağız. İkinci etapta yeşil alan miktarını arttırıp, insanların daha rahat ulaşımı ve gezmesi için OSB içinde metro hattı kurmayı öngörüyoruz. Bir de mükemmeliyet merkezi kuracağız. Önümüzdeki dönemde herkesin kendi binasında Ar-Ge çalışması yapacağı, fiziki olarak teknokent binasına ihtiyaç duyulmayan bir yapı kurmayı öngörüyoruz.
Bakın, Türkiye’nin ihracatı fasona dayalı ve getirisi, karlılığı çok az. Herhangi bir sorun, kriz çıkması durumunda ise aniden kesiliyor ve arkası gelmiyor. Oysa bugün nanoteknolojiye sahip ülkeler, kriz döneminde ihracatını geriletmez, en fazla yerinde durur. Burada talebeler uygulama açısından şanslılar, hem de iş bulma yönünden çok şanslılar. Biz bu okulu açarken, kimse çocuğunu göndermek istemedi. Biz teminat verdik, burada çalıştıracağız dedik. Bir haftanın içinde 400 çocuğunu getirdi, yani birileri yol gösterirse, insanlar güvenip ilgi gösteriyorlar. Burada öğrencilerimiz teknokentteki firmaları yakından takip ediyorlar. Mezun olacak çocuklarımız buralarda çalışma konusunda çok istekliler. Zaten mühendislerin yanında teknik elemana da çok ihtiyacımız var.
►Doğu ve Güneydoğu’da artan terör olaylarına yönelik değerlendirmeniz nedir?
Türkiye’de istikrar ve güven çok önemli. İstikrar biraz zayıflıyor ama güvende bir değişiklik yok. Terör olayları halkta bir birleşmeye yol açtı. Bilakis insanlar hükümetten güvenini çekmiş değil. Bunda dışarıdan müdahalelerin de Türkiye’yi sıkıştırdığı düşüncesi etkili oluyor. İnsanlar hükümetin etrafında güven çemberi kuruyor. İstikrar ve ekonomik gelişmelere baktığımızda, bunun sıkıntısını biz çekiyoruz ama halk dikkate almıyor.
OSB sistemi her alanda örnek olabilir…
Sistem fakiriyiz. Kurduğumuz, uyguladığımız ve tüm dünyaya model olacak sistemlerde ise sürdürülebilirlik sıkıntısı yaşıyoruz. OSB’ler örneğinde olduğu gibi…Türk ekonomisinin ihtiyacı olan Ar-Ge, verimlilik, maliyet avantajı, mesleki eğitim gibi konularda yapılan organize çalışmalarla son yıllara damga vuran ve ekonomik büyümenin motoru olan OSB’ler düşük emsal değer, yüksek emlak vergisi gibi ciddi, maliyet artırıcı sorunlarla karşı karşıya şimdi… Bir OSB’nin sadece fabrika binalarından ibaret olmadığını, birliktelik kültürünün gelişimi ve ülkenin büyümesi için analitik bir sistem olduğunu ispatlayan onlarca OSB’den biri olan İvedik OSB’de yapılanlar ve yapılacaklar, bu sistemde sürdürülebilirliğin yakalanmasının Türkiye için önemini gösteriyor…
Cuma namazlarında Ar-Ge konuşulmalı
Bizim bölgemizde 9 cami ve 4 mescit var, ben imam hatip kökenliyim. Cuma hubtelerinde, Ar-Ge konusunun işlenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü Cenab-ı Hak ayetlerde ‘fikrinizi ortaya dökünüz’ diyor. Neticede teknoloji de bir hayali, fikri gerçekleştirmek demektir. Diyanet İşleri Başkanı’nı da buraya davet ettim. Bizim bir şekilde Ar-Ge ve inovasyonun önemini insanlara ulaştırmamız gerekiyor.