Türk firmaların aldığı işler 3 katına çıkabilir…

Libya’nın yeniden inşasında Türk firmalarının etkin rol alacağını tahmin ettiğini kaydeden Büyükelçi Abdurrazaq Mukhtar, Türk firmalarının aldığı işlerin 3 katına çıkabileceğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

catsdsav.jpg

Libya Büyükelçisi Abdurrazaq Mukhtar, Libya’nın alt ve üst yapısında yeniden inşaya ihtiyaç olduğunu, bu nedenle 150 milyar dolarlık yatırım planlandığını ifade ederek, “Libya’nın yeniden inşasında Türk firmalarının etkin rol alacağını tahmin ediyorum. Türk firmalarının aldığı işler 3 katına çıkabilir” dedi. Eski rejimle yapılan anlaşmalara sadık kalacaklarını dile getiren Mukhtar, “Döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki oynamalar nedeniyle bazı anlaşmaların maliyetini gözden geçirme ihtiyacı doğdu. Ancak genelde anlaşmalara sadık kalınacak” şeklinde konuştu. Mukhtar Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak ve arkadaşımız Filiz Coşkun’un sorularını yanıtladı.

► Sıkıntılı bir süreçten geçtiniz. Son durum nedir? 

Evet, bizim için zor bir süreçti. Hükümetler değişti. Güvenlik sorunları vardı. Ama şimdi Libya Milli Mutabakat Hükümeti kuruldu ve uluslararası toplumdan da tam destek geldi. Yeni bir dönem başladı. 

► Kaddafi’den sonra 5 yıl geçti. Yeni Libya’yı nasıl özetlersiniz?

Devrimin en büyük meyvesi başta Kaddafi rejiminin sonlanması ve Libya vatandaşının özgür olarak hissetmeye başlaması. Ama tabi devrimlerden sonra nerede olursa olsun bir istikrarsızlık dönemi yaşanır. Biz devrimden sonra Libya’nın daha ilerleyeceğini umuyorduk ama maalesef tersi oldu. Libya biraz geriledi ama çok güçlü bir sosyal, ulusal ve dini yapısı var. Kaddafi döneminde Libya’da kurumlar, özel sektör ya da bir kuruluş kültürü yoktu. Çarpık bir güvenlik yapısı vardı, sadece rejimi ve kendi kurumlarını koruyan. Sıradan vatandaşlar düşman olarak görülüyordu. Polis yetersizdi. Ordu ise mevcut değildi. Bu yüzden güvenlik sıkıntıları yaşadık ve hala yaşıyoruz. Tabi coğrafya olarak da çok büyük bir ülke. Türkiye’nin yüz ölçümünün 3 katı her halde. 

Şimdi özgürlük var ama en önemlisi özgürlüğü sorumlu bir şekilde kullanmayı öğrenmeliyiz. Yani herkes kanunlar karşısında eşittir. Yeni hükümetin oluşturacağı kurumlarla bu sorumluluk kültürü de gelişecek. 

Özel sektöre odaklanmalı ve girişimciliği teşvik etmeliyiz. Özel ve kamu sektörleri kapsamında büyük işler başarılabilir. Bu, Özel Kamu Ortaklığı (PPP) olarak bilinir. Bu, iki farklı sektörün birbirine yardımcı olduğu ve destek verdiği Libya gibi ülkeler için zorunluluktur. Her tür mali, idari yolsuzluk ve yönetim zafiyetleriyle savaşmalıyız. Bu sayede devlet inşası ve modern gelişimin düşmanlarını ortadan kaldırabiliriz.

► Kaddafi döneminde de Türkiye ile olan ilişkiler iyiydi. En azından biz öyle biliyoruz. İyi miydi? 

Kaddafi genel olarak bölücü, ihtilaf çıkaran bir insandı. Kişisel ve politik olarak çok aldatıcı birisiydi. Türkler belki onu Kıbrıs olaylarından dolayı biraz seviyorlar. Belki inşaat sektörüne destek verdiğini düşünüyorlar. Libya o dönem 100 milyar dolarlık bir yatırım planına sahipti. Ama bu yatırım tutarı Türkiye’den ziyade Avrupa ülkelerine gidiyordu. Çünkü Kaddafi’nin Türkiye ile ilgili kalbi farklı söylemleri farklıydı. Bu yüzden Türk firmaları ötekileştirdi. Türkler Türkiye’yi, Libyalılar da Libya’yı iyi bilirler diye bir deyiş vardır. Ateş içinde olan insanlar ateşi çok hissederler. Yani Kaddafi bizi 40 yıldan fazla süren bir gerileme ile yaktı. 42 yıllık döneminde Libya’yı cennete çevirebilirdi.1960 yılında Libya daha iyiydi Türkiye, Malezya, Hong Kong ve Dubai ile kıyaslandığında. O kadar yatırıma rağmen Libya’da ne yazık ki modern bir havaalanı bulamazsınız. Aynı şekilde trenyolu, modern yollar da. Altyapı da öyle. O nedenle yeni dönem çok daha iyi olacak. 

► Durdurulan ve planlanan yatırımlar vardı. O program devam edecek mi? 

Edecek. Bu hükümetin çok önemli bir görevi var. Libya’da istikrarı sağlamak. İstikrar sağlandığı anda uluslararası şirketler Libya’da durdurulan projelerini tamamlayacak. Şu anki hükümetle yeni projelerin başlaması ve eski projelerin tamamlanması mümkün olacak. Onların arasında Türk şirketleri de var. Türkiye’de göreve başladığımdan bu yana şirketlerin sorunlarını çözmeye ve ikili ilişkileri sürdürmeye çalıştım. 

► Libya yakın dönemde Türk firmalarının yoğun çalıştığı ülkelerdendi. Yeni dönem için Türk firmalarına önerileriniz var mı? 

Sürekli hükümet değişikliği ve politik çalkantı nedeniyle genel olarak projeler olumsuz etkilendi. Ama şimdi yeni hükümet ile durdurulan ve planlanan projeler hayata geçirilecek. Özellikle savaştan çok etkilenmiş bölgeler var. Altyapı ve üstyapı ciddi zarar gördü. Ve bu bölgelerin yeniden inşası gerekiyor. Projelerin fazla olacağını düşünüyoruz. Daha önce söz verdiğimiz gibi eski rejimle yapılmış anlaşmalara da sadık kalacağız. Ama bazı anlaşmaların maliyet bakımından tekrar gözden geçirilmesi gerektiği düşünülüyor. Türk müteahhitlerinden bu dönemde bir beklentimiz var. Sabırlı olmalarını ve Libya’nın istikrara kavuşmasını beklemelerini istiyoruz.

► Müteahhitlik sektörünün aldığı işler artabilir mi? 

Kaddafi döneminde 16 milyar dolara yakın proje yürüyordu. Yeni dönemde bu miktarın 3 kat artabileceğini düşünüyoruz. Altyapının yeniden yapılmasını öngörüyoruz. Yollar, havaalanları, limanlar vs. Ve bir tek altyapı değil. Gıdadan tekstile kadar ithalat ve ihracat işleri de olacak. Devrimden sonra Libya ve Türkiye 12 anlaşma imzaladı. Bunlardan bazıları inşaat sektörüne yöneliktir. Bu anlaşmaların sayısı artacaktır. 

Hükümet tarafından bu anlaşmaları gözden geçirmek için uzman bir komisyon kurulacak. Libya Başbakanı Türkiye’ye bir dostluk ziyaretinde bulunmuştur ve başbakanınızla görüşmüştür. Bu konu da ele alınmıştır. Önümüzdeki ay İslam konferansına katılacak Başbakanımız ve bu konu yüksek bir ihtimalle orada da ele alınacaktır. Ama dediğimiz gibi en önemli şey istikrar. Şimdiden tüm bölgenin ülkelerin maruz kaldığı terör saldırıları var. Libya olarak bunları kınıyoruz. Çünkü bunlar Türkiye’nin kalkınmasına karşı dış güçler tarafından yapılan saldırılardır. Biz Türkiye’nin 20 yıldır kalkınma konusunda kat ettiği mesafeleri de görüyoruz ve Türkiye’nin deneyimlerinden de faydalanmak istiyoruz her sektörde. Yeniden yapılanmada da kanaatimce Türk şirketlerinin “aslan payı” alacağını düşünüyorum. Yani önümüzdeki 10 yılda en az 100-150 milyar dolar yatırım yapılacağını düşünüyorum. 

► ABD ve İngiltere’de de kaldınız uzun yıllar. 4 yıldır da Türkiye’desiniz. Farklı mıydı? 

Evet, daha önce çalıştığım yerler olan ABD, Londra, Birleşik Arap Emirlikleri’nde uzun süre kaldım. Bir girişimci ve işadamı olarak bu yerlerde kendim için çalıştım. Ama diplomat olarak Türkiye’ye geldiğimden beri büyük bir göreve geldiğimi hissediyorum. Tek bir sorunum var ana dilinizi bilmiyorum. Her zaman sıcak ve iyi ilişkiler kurduk. Türkiye’yi iyi bir model olarak görüyoruz. Bunun için gelişmesini, istikrar birliğinin devam etmesini umuyoruz. Son dönemlerde İstanbul ve Ankara’da yaşanan olaylardan dolayı üzüntülerimizi belirtmek istiyoruz. Çünkü masum insanlar ölüyor. Onlar hiçbir suç işlemeden ölüyor. Türkiye’nin istikrarı tüm bölgeye yansıyacak. Türkiye’nin düşmanlarının, Türkiye’yi istikrarsızlığa sürüklemek istediklerini de biliyoruz. Anlaşmazlık itilafı varsa, silahla veya şiddetle değil demokratik yollarla çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Türkiye’de seçilmiş parlamento ve Türk halkının hür iradesi var. Terör örgütünün yaptığı işler faydalı olmayacak. 

► Tedavi için Türkiye’ye gelen Libyalılar vardı. Devam ediyor mu?

Geçtiğimiz beş yıl içinde burada tedavi gören Libyalı birçok vatandaş var. Libya, bu tedavi sürecinde Türkiye’de 500 milyon dolardan fazla harcama yaptı. Bu, iki ülke arasındaki iyi ilişkilerin bir göstergesidir. Son dönemde vize zorluğu nedeniyle birazcık durdu ama vize sıkıntısının düzeleceğini düşünüyorum.

Eski günlere dönüş sinyali...

Ferit PARLAK

26 milyon nüfuslu Libya’nın 1.5 milyon nüfuslu başkenti Trablus’a beş kez gittim. İlk kez 10 yıl önce gitmiştim. Yol boyunca kum, toz ve toprakla karışan havanın fl ulaştırdığı harabeliği fotoğrafl arken, “3-5 yıl içerisinde buraları tanıyamayacaksınız.”, “Alt ve üst yapısıyla modern bir Libya göreceksiniz” şeklinde tespitler yapan Libyalı kardeşlerimizin, bana ‘hayal’ gibi gelen söylemleri karşısında gülümsemiştim. 5 yıl önce de Trablus’daydım. Bu kez onlar bana gülümsüyordu! 125 milyar dolarlık yatırım paketi onaylanmış ve Libya şantiyeye çevrilmişti. Önemli bir oranında Türk müteahhitlerinin imzası olan altyapı inşaatları, gökdelenler, binalardaki restorasyon ve yenileme çalışmaları ve ışıklandırılan sahil yoluyla Trablus’un çehresi değişmişti. Sonra iç savaş ve devrim ve Libya ile Türkiye arasında sorun yumağına dönüşen ikili ilişkiler. Büyükelçi Mukhtar ile yaptığımız sohbet Türkiye ile Libya ilişkilerinin yeniden eski günlere döneceğinin işaretlerini veriyor.

Mukhtar'dan

► Önümüzdeki 10 yılda Libya’nın ihtiyacı olan 150 milyar dolarlık yatırım planlanıyor… 

► Alt ve üstyapıda yeniden inşaya ihtiyaç duyuyoruz… 

► Libya’nın yeniden inşasında Türk fi rmalarının etkin rol alacağını tahmin ediyorum… 

► Eski rejimle yapılan anlaşmalara sadık kalacağız… 

► Bazı anlaşmaların maliyetini gözden geçireceğiz… 

► Türk iş dünyası Libya’da sabırlı ve aktif olmalı…

Turizm ve sanayi sektörlerine yatırım bekliyoruz

Önümüzdeki dönemde özellikle turizm ve sanayi sektöründe çok fazla yatırım yapılacağını düşünüyorum. Bizde Türk şirketlerin bu iki sektörde yatırım yapmasını umuyoruz. Bizde çok fazla tarihi eserler var. Yunan, Roma ve Afrika tarihine ait. Bu yerler aynı zamanda UNESCO dünya mirası sit alanlarıdır. Ayrıca Sahra çölünde ve buradaki el değmemiş doğal yaşam alanlarında turizm konusunda da çalışmalar olabilir. Türk şirketlerinin bu alanda yatırımları olabilir. Libya olarak, sadece müteahhitlik ve inşaat şirketleri üzerine kurulu bir ilişki istemiyoruz. Osmanlı döneminde Kuzey Afrika Bölgesi’nde Libya’nın çok önemli bir rolü vardı. Günümüzde de bölgede önemli bir role sahip olabileceğimizi düşünüyorum.

Bu konularda ilginizi çekebilir