Tüm yolların “LİMAN”a çıktığı sergi

İstanbul Modern’in yeni sergisi “Liman”, hem klasiğe hem çağdaşa ilgi duyan sanatseverin beklentisini karşılayacak. Sergi, 34 sanatçının özgün işleriyle bir hafta sonu molanızı sanata ayırmanızı talep ediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

NERMİN SAYIN

Liman... Filmlerin en güzel görüntülerinde, Attilâ İlhan’dan Nâzım Hikmet’e usta şairlerin inci gibi dizelerinde hep o var... Sanatçı ruhluysanız, maviye tutkunsanız, hele de “İstanbul’un mavisi”ni gördüyseniz kaçınılmaz bu. Hayatınıza da eserlerinize de sızar İstanbul Limanı... Yüzyıllardır şehrin kalbinin attığı, hem de ne atmak; taşikardiye uğradığı, İstanbul denince ilk akla gelen; olmazsa olmaz simgelerden biri... Elbette, plastik sanatçılar da yıllardır kayıtsız kalamadılar limana; Sébah & Joaillier şehrin ilk fotoğrafları arasında “onu” da çekti. Saray ressamı Fausto Zonaro, onda memleketi Padova’da Bacchiglione nehri kıyısında gördüğü yansımalardan çok daha görkemlilerini buldu. Ara Güler balıkçı simalarıyla haşır neşirken balık bereketiyle de doldurdu objektifini. Civanyan pastoral güzelliğinin efsunuyla gönendi... Sadece onlar değil, bugün artık yerleştirmeden videoya sınırını “genişleten” sanatla haşır neşir herkese dokundu İstanbul Limanı, onlar da bezediler, ölümsüzleştirdiler... Ve bugün işte tüm bu eserler, “limana döndüler...”

"Denizi görmeyen şehirde..."

Nasıl olmuş o, diye soracak olursanız, hemen söyleyeyim: 2004’ten beri İstanbul Limanı’na "komşu olan" İstanbul Modern'in Antrepo 4 binasını uluslararası standartlarda modern bir sanat müzesine kavuşturmadan önceki son sergisi “Liman” temasına ayrılınca, eşküratörleri Levent Çalıkoğlu ve Çelenk Bafra başta olmak üzere tüm müze ekibi özenli bir çalışmayla gecesini gündüzüne katınca “Liman” sergisi doğdu ve 4 Haziran’da veda etmek üzere sanatseverlere sunuldu... Orhan Veli’nin “Güneşi görmeyen şehirde söyle nasıl yaşanır?” dizesini “denize” adapte ettiğimden benim için “görülmezse olmaz” bir sergiydi bu. Gidip gezince, hemen her eserin altındaki çok katmanlılığı fark edince, üstelik bunun farklı beğenilerden sanatseverleri bir arada cezbedebileceğini fark edince bu “Hafta Sonu Molası”nda size de önermeye karar verdim... Ruhumuzu sanatla, estetikle yıkayacağımız; esinlendiklerimizle hafta içi işimizi gücümüzü, hayatımızı güzelleştirebileceğimiz bir molaya var mısınız?

“19. yüzyıldan günümüze sanatımızda deniz kenarında ve liman çevrelerinde gelişen toplumsal hayatı mercek altına alan” serginin en hoş tarafı; farklı dönem, akım ve disiplinlerden 34 sanatçı- kolektifin “Liman”a bakışını bir arada sanatsevere sunabiliyor olması. Sergide göreceğiniz sadece “Liman”ı odağına alan resimler değil... Örneğin bahçede, Venedik Bienali’nde ülkemizi temsil eden “Darzana / Baştarda”yla karşılaşacaksınız. Buluntu malzelerle üretilmiş bu dev kadırga sınır ihlâlleri ve melezlik üzerine bir proje. Eşsponsorluğunu Akşan Yapı, Assan Panel, İŞ GYO-Nef, Yenigün- IC İçtaş İnşaat’ın üstlendiği, yapım sponsorluğunu TEGET’in, aydınlanma sponsorluğunu TEPTA’nın yaptığı “Darzana” tüm sanat tutkunlarının ilgisini çekecek unik bir iş. Daha klasikçiyseniz de üzülmeyin; nefis tablolar ve desenler de sizi bekliyor içeride.

İSTANBUL MODERN’DE BAŞKA NELER VAR?

Şehrin keyifl i sanat duraklarından İstanbul Modern’e “Liman” sergisini görmek için geldiniz, keyifl i birkaç saat geçirdiniz. Peki, başka neler yapabilirsiniz bu kültür yuvasında? 

- Fotoğraf meraklısıysanız: Kendi adını taşıyan “Ballanesk” tarzının yaratıcısı ünlü fotoğrafçı Roger Ballen’ın sanatı “Dorps”, “Platteland”, “Yabanülke”, “Gölge Oda”, “Misafirhane”, “Kuş Sığınağı” ve “Hayaletler Tiyatrosu” serilerinden bir seçki ve “Ballenesk Oda” adlı yerleştirmeyle 4 Haziran’a kadar müzeye konuk, kaçırmayın.

- Sinema meraklısıysanız: Müzenin sinemasında “Yönetmenlerle Buluşma” etkinliğinin dördüncüsü Onur Ünlü’yle gerçekleştiriliyor. Yönetmenin “Polis”, “Güneşin Oğlu”, “Beş Şehir”, “Celâl Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi”, “Sen Aydınlatırsın Geceyi”, “İtirazım Var” ve “Acı Aşk” filmleri; “Leyla ile Mecnun”, “Şubat” ve “Beş Kardeş” dizilerinden bölümler ve “Tek Ölüm Yetmez” adlı kısa filmi 12 Şubat’a kadar gösteriliyor.

- Öğrenme meraklısıysanız: İstanbul Modern’in hem çocuklara hem de yetişkinlere yönelik çeşitli temalarda eğitimleri var. Zaman zaman “Rehberli Turlar” da gerçekleştiriliyor. Atölye ve seminer programında yeni dönemse “Yaratıcı Yazarlık” odağında 7 Mart’ta başlıyor. Tabii müzenin geniş bir sanat kütüphanesi olduğunu da ekleyelim.

- Tasarım meraklısıysanız: İstanbul Modern Mağaza’da geçmiş ve süren sergiler için hazırlanan özel hatıra objelerine göz atabilirsiniz.

EN KLASİKTEN MODERNE...

Liman, hele de İstanbul Limanı o kadar büyülü bir dünya yaratmış ki tarih boyu, tabii ki tüm sanatçıları da kendine çekmiş. Hepsi kendi ruhunu katarak yorumlamışlar onu. İşte, en klasiğinden en modernine, yağlıboyasından fotoğrafına, sergide görebileceğiniz “Liman manzaraları”ndan örnekler.

DÜZENLENEN ETKİNLİKLERİ KAÇIRMAYIN!

- İstanbul Modern, sergileriyle bağlantılı etkinlikler de düzenliyor, bildiğiniz gibi. “Liman”ın ilk etkinliği, Prof. Dr. Murat Güvenç’in 23 Şubat’taki söyleşisi. Güvenç, sergide görebileceğiniz, Yenikapı Limanı’ndan günümüze İstanbul limanlarının “Zaman Çizelgesi”nin de danışmanı.
- Sergiye gelirken çocuklarınız da yanınızda olsun, sanatın geniş açılılığını, bir “şey”i nasıl başka şekillerde anlatılabileceğini görsünler. Ayrıca, İstanbul Modern’in okullar için bir eğitim programı da var. 4-12 yaş grubu için olan çalışmaları, internet sitesinden takip edebilirsiniz.

FARKLI KUŞAKLAR FARKLI AKIMLAR

Nevin Aladağ, Meriç Algün Ringborg, Hüseyin B. Alptekin, Avni Arbaş, Volkan Aslan, Turgut Atalay, Mıgırdiç Civanyan, Antonio Cosentino, Darzanà (F. Çiçekoğlu, M. Kütükçüoğlu, E. Uçar), Hasan Deniz, Cevat Dereli, Abidin Dino, Feyhaman Duran, Ara Güler, Nedim Günsür, Nuri İyem, Özer Kabaş, Borga Kantürk, Gülsün Karamustafa, Volkan Kızıltunç, Muhsin Kut, Mıgırdiç Melkon, Yasemin Özcan, Serkan Özkaya, Sébah & Joaillier, Arslan Sükan, Hüsnü Tengüz, Cemal Tollu, Selim Turan, Ömer Uluç, xurban_collective (G. İncirlioğlu, H. Topal), Mümtaz Yener ve Fausto Zonaro.

HİKÂYE ANLATAN ESERLER

Salonun girişinde Burhan Doğançay’ın “Can Simidi” çalışmalarıyla başlıyor “Liman” sergisi. Hasan Deniz’in “Tersane Serisinden” fotoğrafl arını gördükten sonra Yasemin Özcan’ın “Karada” adlı videosuna göz atın, ait olmak-olmamak hakkında düşündürecek bu iş sizi... Meriç Algün Ringborg’un “Denize Kıyısı Olmayanlar İçin Hatıralıklar” adlı yerleştirmesiyse, sanatçının gemilerde çalışan dedesinin eve getirdiği hediyelerden esinlenen bir çalışma... Ben çok hoşlandım... Hüseyin Bahri Alptekin’in çıkış noktası Jules Verne’in “İnatçı Keraban” romanı... Yerleştirme sizi çocukluğunuza doğru yola çıkarabilir. Nevin Aladağ’ın “Kuş Uçumu” gemici makarası formunda oturma düzenekleri. Onlardan hemen sonra Volkan Aslan’ın “Sevgili İstanbul” adını verdiği kargo gemisi maketini göreceksiniz. Formunu Boğaziçi Hattı’ndan alan gemi şeklindeki bu iş de serginin çarpıcı parçalarından... Nedim Günsür’ün gemi direğinden uzakları seyreden adam tablosunu, Avni Arbaş’ın harikulade “Tekne”sini, Mümtaz Yener’in liman insanlarına yönelen “Balıkçı”sını, Selim Turan’ın yine liman insanlarını odağına alan ve desenin resmin ruhu olduğunu birkez daha kanıtlayan nefis çizgilerini atlamayın... Volkan Kızıltunç’un “Hafıza Boşlukları” ve Gülsün Karamustafa’nın “Bosphorus 1954” adlı işleriyle de Boğaz tarihinde mini bir gezintiye çıkmak mümkün.

EN YENİ İŞLERİYLE “LİMAN”A KONUKLAR

Bazı sanatçılar, bu sergiye özel ürettikleri işlerle “Liman”dalar... Onlardan biri, hemen girişte sizi karşılayacak olan; kullanılmış tenekelerden tasarlanmış “Suriye Yıldızı” gemisiyle Antonio Cosentino. Sanatçının yıllar boyunca çizdiklerinden örnekler de, bir tür günlük gibi, bu işine eşlik ediyor. Borga Kantürk’ün hazırladığı “Kıyı Şeridi Kayıtları” adlı duvar yerleştirmesiyse hiç kaydedilmemiş öykülere dikkatinizi çekecek. Cosentino’nun gemisinin önünde durup solunuza yönelirseniz, Gülsün Karamustafa’nın “Neworientation”ına denk geleceksiniz. 1995 yılında yine Antrepo’da gerçekleştirilen 4. İstanbul Bienali’ni gezdiyseniz tanıdık gelecek bu iş size, çünkü bir yeniden üretim. Eser, Cenevizliler’den beri liman çevresinde dünyanın en eski mesleğini yapan kadınlardan yola çıkıp kaybolan kadınların öyküsünü fısıldıyor narin kurdelelerle. Özellikle kadın cinayetlerinin arttığı günümüzde vurucu bir iş Gülsün Karamustafa’nınki. Serkan Özkaya’nın 8 metrelik projeksiyon işi “Bir İstanbul Mekânını Tüketme Girişimi” de sergiye özel yaratıldı. Özkaya’nın çalışması, İstanbul Boğazı’nın tükenmeyen trafiğini adetâ İstanbul Modern’in içine taşıyor.

                           

Bu konularda ilginizi çekebilir