Toplam alacak 67 milyar lira
Maliye Bakanı Şimşek, vergi gelirleri açısından toplam alacak tutarının 67 milyar lira olduğunu kaydetti
ANKARA - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Soma'daki facianın ardından madencilere yönelik düzenlemeler ve kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasını da içeren "torba kanun" tasarısının görüşmeleri sırasında, komisyon üyelerinin sorularını yanıtladı.
Şimşek, Cumhuriyet ilanından bugüne kadar toplam 47 tane mali içerikli, af niteliğinde veya benzer düzenlemenin söz konusu olduğuna dikkati çekerek, hemen hemen her hükümet döneminde aşağı yukarı 2.5 yılda, hatta daha az bir sürede bu düzenlemelerin yapıldığını söyledi.
Bunun parti grupları tarafından getirilmiş bir teklif olduğunu anımsatan Şimşek, "Maliye'nin mutfağında üzerinde çalışılmış, hazırlanmış, bizim önceden planlayıp, kurgulayıp üzerinde yoğun bir şekilde düşünüp getirdiğimiz bir düzenleme değil" dedi.
"Neden böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulur?" diye soran Şimşek, şöyle devam etti:
"Birincisi 6111 sayılı düzenleme çok kapsamlıydı. Bu düzenlemenin taksit ödemeleri, Mart ayında sona erdi. Bu yönde bazı talepler olmuş olabilir, bunun uzatılması yönünde. Nitekim geçen sene de bazı aksayan taksitlere yeni bir hak verilmesi hususunda bir düzenleme gelmiş. Yüce Meclisimiz tarafından kabul edilmiş. Bu bir sebep olabilir. İkinci bir sebep taksit ödemelerini süresinde yapamayan mükelleflerin kanunun süresinin uzatılması yönünde yoğun talebi söz konusu olabilir. Kanun hükümleri açısından genel bir uzatma yerine, bu defa biraz daha dar kapsamlı, kesinleşmiş alacakları esas itibariyle kapsayan bir düzenleme yapılması kanaati doğmuş olabilir. Kesinleşmiş alacaklar için yapılacak düzenlemede bir süre uzatımı da yapılabilirdi. Ama bunun yerine daha yakın dönemde ödemede sıkıntı çekenleri kapsasın diye bir yaklaşım, imkan söz konusu. Burada partimizin sahiplendiğimiz bir teklif. Ben de bu partinin bir milletvekiliyim. Dolayısıyla bu teklife o anlamda tabii ki sahip çıkmam gerekir, bir milletvekili bir bakan olarak. Ama bu tür düzenlemeleri ben olumlu bulmuyorum. Daha önce de yüce Meclisimiz'de ve burada birkaç vesileyle bu konuyu açıkladım. Çünkü vergide uyum çok önemli bir husustur. Bunun bozulması noktasında bu tür tasarıların katkısı olduğuna dair çalışmalar var, genel bir kanı var. Ben de o kanıdayım. Bu türden düzenlemelerin vergide uyumu bozabileceği noktasında benim de tabi tereddütlerim var. Toplumda af niteliğinde olsun olmasın bu türden düzenlemeler af kapsamında tartışılıyor ve böyle bir algı da bir adaletsiz duygusu yaratıyor. O anlamda da sakıncaları var."
"Cezaların silinmesi caydırıcılığı azaltıyor"
Bu düzenlemenin mümkün olduğunca af niteliğinde olmaması, dar kapsamlı olması noktasında ciddi hassasiyetleri bulunduğunu belirten Şimşek, şunları kaydetti:
"Şu anda bir teklif de olsa burada bu düzenlemeyi beraber şekillendirmemiz lazım. O nedenle de bunu mümkün olduğunca kamuoyunda her ne kadar tartışmalar af noktasından yapılıyorsa da af niteliğinde olmaması için bizim birlikte çaba göstermemiz lazım. Arkadaşlarımız daha önce de gündeme getirmişler. Ümit ediyorum komisyon tarafından kabul edilir. Vergi incelemeleri sonucunda 'anapara, ceza, faiz' diye 3 unsur var. Bu düzenlemede zaten anaparadan vazgeçilmesi diye bir husus söz konusu değil. O anlamda olumlu. Anaparanın reel değerinin korunmasına ilişkin bir düzenleme var. O anlamda da olumlu. Cezaların silinmesi bizim caydırıcılığımızı azaltıyor. Yani yükümlülüğünü zamanında tam olarak yerine getirmek zaten kanunun bir gereğidir. Birlikte yaşamanın bir gereğidir. 77 milyonun hakkını, hukukunu, korumanın daha doğrusu vermenin bir gereğidir. Zamanında ödeyen mükelleflerimizin kendilerine saygı duyuyoruz. Hem Allah razı olsun hem de yapmaları gerekeni yapıyorlar. Ama bunu yapmayanlara bir inceleme sonucu ortaya çıkardıysak ceza yazıyoruz. Bu cezayı niye yazıyoruz? Bir daha bu yapılmasın, bu anlamda bir caydırıcılık olsun. Bu noktada cezaların şahsen kaldırılmasının caydırıcılığı azalttığı kanısındayım. Benim zaten prensip olarak bunları olumlu bulmamamın sebebi bu. Bu nedenle de eğer sizler de uygun görürseniz belki o cezalara ilişkin hüküm düzeltilebilir. Yani cezaları da alacak şekilde sadece bir taksitlendirme, bir kolaylık sağlama anlamında bir yola başvurulabilir."
Şimşek, ancak bu konuda takdirin komisyonda olduğunu kaydetti.
Kasa alacaklarına ilişkin bir soru üzerine Şimşek, "Kasa alacakları bu düzenlemede af kapsamında, affa en yakın düzenlemedir. Orada da benim yine prensip olara görüşüm bu türden düzenlemelerin olmaması yönündedir" karşılığını verdi.
"Yeni bir sayfa mı açıyoruz?" sorusuna da Şimşek, "Yeni bir sayfa açılması gibi bir durum söz konusu değil. 1.5, 2 yıl önce bu komisyona gönderdiğim tasarı duruyor burada. Bu çok rahatsız edici. Şahsen ben yeni bir sayfa diye görmüyorum. Yeni sayfanın olması için güzel bir reform yapmamız lazım. Bu reform değil" yanıtını verdi.
Şimşek, kara paranın incelemesini, takibini engelleyen bir düzenleme getirmediklerini ifade ederek, "Bu da önemli bir konu. Çünkü getirilseydi çok yanlış olurdu. Böyle bir şey söz konusu değil" dedi.
"Bu bir seçim yatırımı mı?" sorusuna da Şimşek, "Seçim yatırımı olsaydı Mart öncesinde niye getirmedik? Bir seçim yatırımından çok Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızın bu tasarıda sosyal güvenlik alacaklarını koyması muhtemelen maliye alacaklarının da buraya konulmasını tetiklemiştir. Benim görüşüm bu yöndedir. Bizim tarafımızdan üzerinde oturulmuş, düşünülmüş, tartışılmış bir çalışma değildir" diye konuştu.
Vergi gelirleri açısından toplamalacak tutarı
Şimşek, alacak rakamlarına da değinerek, vergi gelirleri açısından toplamalacak tutarının yaklaşık 67 milyar lira olduğunu kaydetti. Şimşek, bunun 17.6 milyar lirasının gelir vergisi, 5.85 milyar lirasının kurumlar vergisi, 7.5 milyar lirasının MTV, 4.7 milyar lirasının Özel Tüketim Vergisi, 23.5 milyar lirasının dahilde alınan katma değer vergisi ve diğer vergi alacaklarının da 7.9 milyar lira olduğunu söyledi.
Mükellef sayılarına ve düzenlemeye ilişkin Şimşek, şu açıklamada bulundu:
"0 ile 1000 lira arasında vergi borcu için mükellef sayısı 6 milyon 195 bin 833. 1000 ile 5 bin lira arasında da 2 milyon 298 bin 580 mükellef yararlanacak. Dolayısıyla aslında bin ile 5 bin lira arasında yararlanan mükellef sayısı yaklaşık 8.5 milyon mükellef. Toplam mükellef sayısı da 9 milyon 858 bin 761. 5 bin ile 20 bin lira arasında 967 bin 537 mükellef söz konusu. 20 bin ile 50 bin arasında 247 bin 459 mükellef söz konusu.
Bir kere eğer bu düzenlemede sizlerde uygun görürseniz cezalardan vazgeçmeyeceğiz. Enflasyon farkını da alacağız. Sadece gecikme faizi yerine o dönemin enflasyonuyla güncelleyeceğiz. Eğer o kabul edilirse, böyle bir düzenleme burada o irade gösterilip yapılırsa bu anlamda bu tasarının maliyeti sadece gecikme faiziyle, enflasyon arasındaki fark kadar olacak. Dolasıyla eğer o kasa düzenlemesi de çıkartılırsa bir af düzenlemesi olmaktan çıkacak. Tamamen mükelleflere ödeyebilmelerini sağlamak için bir taksitlendirme imkanı ve 77 milyonun hakkından, hukukundan feragat edilmeden bir düzenleme, bir kolaylık yapılmış olacak. Kasa alacaklarının da çıkartılmasını sizin takdirinize bırakıyorum. Takdir eder çıkartırsanız Maliye Bakanlığı olarak bu konuda en ufak bir tereddüt yaşamayız. Açık ve net olarak söylüyorum."
Kasa alacaklarıyla ilgili bazı muhalefet milletvekillerinin, "'4 bakanın istifası, 17 Aralık süreci sonrası getirilen bir maddedir ve oradaki şirketleri kurtarmaya yönelik" şeklinde yorumlar yapıldığını belirtmeleri üzerine Şimşek, "Sırf bu algı olduğu için yine olmaması daha doğr olur" dedi.
Vergi denetimi
Şimşek, vergi denetiminde oluşan intiba ve son dönemde bu konudaki tartışmaları da anımsatarak, denetim noktasında çok ciddi reform ve düzenlemeler yaptıklarını söyledi.
Bu reformları anlatan Şimşek, bazı basına yansıyan vergi incelemelerine değinerek, geçen sene 73 bin inceleme raporu yazıldığını söyledi. Bunun inceleme sayısındaki artışı gösterdiğine işaret eden Şimşek, 73 bin incelemeden bir tanesinin bile onayının kendisine gelmediğini ifade etti. Şimşek, şöyle konuştu:
"Hiçbir şekilde hiçbir spesifik denetimin onayı bana getirilmez. Hiçbir zaman gelmez. Benim bu 73 bin veya başka bir rakam, bu denetimlerin herhangi bir tanesine birer dakika ayırmam halinde başka hiçbir şey yapmamam lazım. Hakikaten birkaç denetimle ilgili bizim tartışılan konular da dahi vergi mahremiyetinin bağlayıcı olması hasebiyle çıkıp haklı dahi olsak...'Hiçbir zaman yanlış yapılmıyor, eksiğimiz yok, mükemmeliz' demiyorum. Böyle bir iddiam yok. Zaman zaman bizim de önümüze 'nasıl böyle böyle bir şey yapılır' dediğimiz hususlar oluyor.
Mesela geçen sene yaz aylarında birileri vergi denetimine tabi tutuldu. Öyle tesadüf ki o vergiye tabi tutulan mükellefimizin de diyelim ki Gezi olayları sırasında bir duruşu oldu. Örnek olarak söylüyorum ve yaz aylarında sonuçlanan bir denetim. Hemen Gezi ile ilişkilendirildi, böyle bir intiba oluştu. Gezi olaylarına girmeden çok öncesinde başlayan ama Gezi olaylarından sonra bitirilen bazı denetimlerin basın yayın organlarında o konuyla ilişkilendirildiğini gördük. Ama vergi mahremiyeti nedeniyle o mükelleflerimiz üzerinden veya başkaları üzerinden bu tartışmalar yapılırken, biz çıkıp bir açıklama dahi yapamadık. Bu intibalar bu çerçevede de oluşuyor. Bizim vergi denetiminde yaptığımız her denetim mükemmel mi, yüzde yüz doğru mu? Değildir. Müfettişlerimiz sonuçta insan eksiklerimiz, yanlışlarımız olabilir. Açık ve net olarak söylüyorum, benim bilgim dahilinde hiçbir şekilde siyasi maksatlı bir denetim sözkonusu değil."
Vergi mahremiyetinden çıkılmasına ilişkin bir düzenleme yapılabileceğine dikkati çeken Şimşek, "Eğer bir mükellefle ilgili yapılan bir incelemenin basın üzerinden tartışıldığında bizim de bu konuya ilişkin en azından niye başladı, nedir, nasıl başladı. Bu konuda kendimizi açıklamamıza imkan sağlayacak belki vergi mahremiyetinde bu kısıtlamaları kaldıracak bir düzenleme yapılabilir" dedi.
Şimşek, dönem "efendim yandaşın vergisi silindi" durumunun da yaşandığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Yandaş incelenmediyse nasıl vergisi ortaya çıktı da silindi? Sadece uzlaşmayı eleştirme noktasında da bu hususlar sık sık gündeme getiriliyor. Bir taraftan aynı çevrelerden, aynı yerden şunu duyabiliyorum 'efendim yandaş incelenmiyor.' Biz çıkıp 'efendim şunları şunları şunları inceledik' diyemiyoruz, vergi mahremiyetinde. Keşke kalksa. Ama bir taraftan da 2 gün, bir ay, 3 ay sonra deniliyor ki 'bu yandaş incelendi şu kadar vergi borcu çıktı, efendim uzlaşmada gelir idaresinde bu konu uzlaşıldı. Efendim AK Parti'nin bilmem hangi ildeki il başkanının uzlaşması şöyle yapıldı.' Bu konuları tartışalım, eksiklerimiz olabilir düzeltelim, sistemi iyileştirelim. Gerçekten de Maliye Bakanlığı'nın işini objektif doğru bir şekilde yapması, mükellefin hakkını, hukukunu hangi görüşten, cenahtan olursa olsun yapması bu ülkenin geleceği, yatırım ortamı ve öngörülebilirlik açısından olmazsa olmazdır. Bu tartışmalar bizleri de üzüyor. Vergi mahremiyeti noktasında bir çalışma yapılıp, mesela vergi usul kanununu şu anda çalışıyoruz. Ama gelir vergisi reformu çıkmadığı için yeni bir reformu getirip onu da burada bekletmenin ne manası olur bilmiyorum. Onu da çalışmaları biter bitmez size getirmek istiyorum. Orada gerekirse oturalım, bu noktada bu intibanın oluşmaması için bir düzenleme yapalım. Hatta şuna da açığım vergi denetiminde gerçekten taraflı davranıldığına dair karar varılırsa çok ciddi müeyyide getirelim.
Bakın vergi usul kanununda düzenleme yapalım. Gelir vergisi geliyor. Bu konuda çok eleştiriliyoruz. Önemli bir düzenleme. Belki mükemmel değil, benim öyle bir iddiam da yok ama önemli bir adım. Bazen reform dediğiniz zaman çok radikal bir yaklaşım içerisinde olmak da pratik değil, adım adım gitmek lazım, adım adım bu sorunları çözmeye yönelik çalışmamız lazım. Vergi incelemeleri konusunda hakikaten oluşan bu türden bir kanaat memleket için iyi olmadığı gibi kesinlikle şahsımın tasvip etmediği bir süreçtir.
Bakan Şimşek, 400 tane aramalı inceleme yapıldığını kaydetti.