'Ticaret savaşları' vizyona giriyor!
Trump’ın 800 milyar dolara ulaşan ülkenin dış ticaret açığını ve yerli üreticinin güvenliğini gerekçe göstererek çelik ürünleri ithalatına yüzde 25, alüminyuma da yüzde 10 vergi getirmesi bir ticaret savaşının pimini çekti.
EVRİM KÜÇÜK
ABD’de Trump yönetiminin “Önce Amerika” sloganıyla başlattığı ekonomik ulusalcılık programı, tüm dünyayı yeni bir ticaret savaşına doğru sürüklüyor. Son olarak Başkan Trump’ın ülkenin dış ticaret açığını ve yerli üreticinin güvenliğini gerekçe göstererek çelik ürünlerinin ithalatına yüzde 25, alüminyuma da yüzde 10 vergi getireceğini açıklaması sonrasında küresel piyasalar büyük bir baskı altına girdi.
ABD’nin başlıca ticaret ortaklarının karara sert tepki gösterip Amerikan mallarına vergi uygulayarak misillemede bulunacağı yolundaki haberler, ticaret savaşlarının birçok cephede başladığının işareti sayılıyor. Uzmanlar, ticari bariyerlerin karşılıklı olarak yükselmesinin üretim maliyetlerini artırması nedeniyle enflasyona neden olabileceğini belirtiyor, bir yandan da dünya ticaretini sekteye uğratarak küresel ekonomik büyümeye olumsuz etki edebileceği uyarısı yapıyor. Dünya genelinde bir küçülme endişesiyle özellikle metal ve otomobil şirketlerinin öncülüğünde Avrupa ve Asya borsaları sert düşüşler yaşarken, dolar da baskı altına girdi.
ABD en son büyük ticaret savaşına 1930 yılında, ithalat vergilerinin yükseltilmesini öngören Smoot- Hawley Yasası çerçevesinde tarifeleri yükselterek girmişti. Bu hamlenin sonucunda ülkenin hem ithalatı hem ihracatı büyük bir darbe almış, bazı bankalar ve işletmeler iflasa sürüklenmiş, işsizlik yükselmişti. Çoğu uzman Smoot-Hawley Yasası'nın Büyük Buhran'ın etkilerini ağırlaştırdığı konusunda hem fikir.
ABD şimdi de ticaret yasasının 232. bölümü uyarınca ulusal güvenlik gerekçesi ile ithal çelik ve alüminyum vergisini yükseltti. ABD yönetiminin, Avrupa Birliği’nden ve Çin’den misilleme tehdidine yol açan adımı 'ticaret savaşı'nın pimini çekti. ABD'nin bu sektörde ticaret yaptığı Meksika, Brezilya ve Kanada da bu karara karşılık vereceklerini duyurdu.
Ticaret savaşının ne kadar kanlı olacağını ABD'nin ticari ortaklarının vereceği yanıt belirleyecek. AB, ikonik Amerikan markalarının bu işten zararlı çıkabileceği uyarısında bulundu. AB Komisyonu, blokun metallare gelen vergiye yanıt olarak Harley Davidson motorları, Levi Strauss marka blue jean ve ABD yapımı viskinin ithalatına düzenleme getirebileceğini bildirdi. Trump ise “ABD'ye neredeyse bedava giren otomobillerine vergi uygularız ” diye yanıt verdi. AB, Washington'un gümrük vergileri uygulama planına vereceği tepkiyi yarın müzakere edecek.
Çin tarımı hedef alabilir
Diğer yandan, Japonya alüminyum üreticileri, ABD'nin alüminyum ithalatına gümrük vergisini planını iptal etmesini istedi. ABD ile ticaret savaşı istemediğini bildiren Çin, "ABD ve Çin arasında geçen yıl ticaret hacminin 580 milyar doları bulması nedeniyle, bazı ihtilafların olması doğal" açıklaması yaptı. Ancak gerekli görürse Amerikan sorgum ve soya fasulyesine yüksek vergi getirebileceğini bildirdi.
Şirketlere kolaylık
Bu arada Başkan Donald Trump'ın kıdemli ticaret danışmanlarından Peter Navarro, ithal çelik ve alüminyumdan alınması planlanan gümrük vergileri için şirketlere istisna getirecek bir sürecin oluşturulacağını söyleyerek yumuşama sinyali verdi.
Enflasyonu körükleyebilir
Ticari bariyerlerin karşılıklı oyarak yükselmesinin üretim maliyetlerini artırarak enflasyona neden olabileceği uyarısı yapılıyor. Allianz Global Investors'dan ABD Yatırım Stratejisti Mono Mahajan, rekabetin olmadığı yerde fiyatların yükselmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. ABD'de çelik boru ve tüp gibi bazı ürünlerde ithal ürünlerin payı çok yüksek. İthalat nedeniyle oluşacak boşluğun yerel üretimle doldurulmasının zor olduğu ve bunun fiyatları yükselteceği belirtiliyor.
'ABD'nin borcu' silah olabilir
Çin'in ABD'ye misilleme olarak ABD devlet tahvillerini elinden çıkarabileceği konuşuluyor. Ekim 2017 itibarıyla 1 trilyon 189 milyar dolarla en fazla ABD hazine bono ve tahvilini elinde tutan ülke olan Çin'i, 1 trilyon 93 milyar dolarlık tahvile sahip olan Japonya takip ediyor. Bu iki ülkenin ABD'nin vergilerine misilleme olarak tahvilleri elinden çıkarmaya başlamasının Amerikan kağıtlarının faizinin fırlamasına neden olabileceği ve piyasalarda büyük bir paniğe yol açabileceği belirtiliyor.