Taşeron yasası 20 bin şirketin sonu olacak

Taşeron işçilerin özel sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesi ile ilgili geçen yılın mart ayında yapılan açıklamadan bu yana ülke genelinde bu alanda hizmet veren 20 bine yakın şirket belirsizlik içinde bekliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mahir SOLMAZ

Şirketler, gündemde olan taşeron yasasının ne şekilde düzenleneceği konusunda titiz davranılması gerektiğini, 20 bin şirketin yaptığı yatırımları, kredi borçlarının düşünülmesini ve bürolarında istihdam ettikleri 100 bin civarında personelin de dikkate alınmasını talep ediyorlar. Konunun yakın takipçisi olan TESDER (Temizlik ve Sosyal Hizmetler İşverenleri Derneği) yönetim Kurulu Başkanı Veysi Araç ve sektör temsilcileri, yasanın düzenlenirken 20 bin şirketin ve bunların istihdamlarının düşünülmemesinin kendileri çok acı bir tablo ile karşı karşıya bırakacağını belirttiler.

TESDER Yönetim Kurulu Başkanı Veysi Araç: Yıllardır yatırım yapıyoruz

Bizim bu sektörde 25- 30 yıllık bir geçmişimiz var. Bu sektöre yatırım yaptık. Yüksek maliyetli teknolojik makinalar satın aldık. Güvenlik, belediyelerin çöp işi, belediyelerin parkbahçe işi, havaalanı ve kamu hastanelerinin temizliği gibi işler için zorunlu olarak yapılan yatırımlardı bunlar. 1988 yılından itibaren bu sektör var. 20 bin civarında şirket bu sektörün içerisinde. 1 milyonun üzerinde istihdamımız var. Kendi şirketlerimiz bünyesinde ise 100 bin civarında kişiye istihdam sağlıyoruz. Taşeron yasasının faaliyette olan 20 bin şirketin düşünülmeden hazırlanması veya hayata geçirilmesi bizim şirketlerimizin bünyesinde çalışan 100 bin insanında işsiz kalması demek olacaktır. Araç ve ekipman yatırımlarımızı hep banka kredileri ile yaptık. Hepimizin bankalara yüksek miktarlarda kredi borçlarımız var. Bu düzenleme için bizden yana işçiye sunulacak bir katkı varsa biz bunu yapmaya hazırız. Başka bir iş alanımız yok. Sudan çıkmış balığa döneceğiz. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bu işi yapan şirketlerin başka iş alanı bulması daha da zor.

ATO Meclis Üyesi ve Temizlik Güvenlik Meslek Komitesi Başkanı Bülent Çizmeci: Açıklamadan sonra bankalar kredi vermiyor

Hükümetler uygulama yapar, vatandaş uyar. Bunda bir sıkıntımız yok. Ancak gelişmiş ülkelerde bu iş özel sektöre bırakılırken, bizde neden kaldırılıyor. Zaten Türkiye bu işe AB uyum yasaları ile girdi. Bu işten çok ciddi manada verim alındı. Düşük iş gücü maliyeti ile daha fazla kişinin istihdamı sağlandı. Kamuda çalışan taşeron işçiler kamuya geçirilecek. İşleyişi ciddi manada sıkıntı olacak. Bunu öncelikle Türkiye’nin küçük bir ilinde pilot uygulama olarak hayata geçirselerdi. Bir deneme yapılsaydı. Kadroya alacakları işçiler ile üç yıl sözleşme yapacağız diyorlar. Biz de zaten üç yıl sözleşme yapıyoruz. Bizim yüzde 1.7 karlılığımız var.

Biz bu kar ile iş yapmaya çalışıyoruz. Kamudan almadığımız birçok yük de üstümüzde. Mevcut devam eden sistemin bir an sonlandırılası her iki taraf içinde iyi olacak. Açıklama yapıldıktan sonra bankalar kredi vermiyor, teminat mektubu alamıyoruz. Bu iş bitecekse hala neden daha ihale yapıyorlar. Üç yıllık ihaleler. Bu iş biterse, banklar sekteye uğrayacak, mali müşavirler sıkıntıya girecek, tedarikçiler sıkıntıya girecek. Hizmet sektörü zaten bitmiş durumda iyice bitsin kurtulalım. Bizleri mağdur etmeden bu yasayı çıkarırlarsa bizleri de kurtamış olurlar. Bu yasa hazırlanırken, bizden biri neden o masada değil. Sektör adına bir temsilci neden o masada yok. Ortada çok ciddi bir belirsizlik var.

ATO Meclis Üyesi Adnan Erdoğan: Devlet makinaları yeniden almak zorunda kalacak

Bir gün sabah uyandığımızda şirketimiz bütün mal varlığımız yok olmuş olabilir. Çalışanlarımız, yan tedarikçilerimiz kayba uğrayacak, etkilenecek. Bankalar çok ciddi etkilenecek, maaş ödemesi, bizlerin aldığı kredi ödemeleri... Mevcut durumda taşeron yasasından fazlasını işçiye biz veriyoruz zaten. İşçiler her türlü hakka sahipler. İşçilerin şu anda hiçbir kayıpları yok ki. İşçilerle üç yıl sözleşme yapacaklar. Peki yeni bir iktidar gelirse ne olacak? Kıyım yapacak, sözleşmelerini iptal edecek. İş, aslında gündemi değiştirmek. Muhalefetin elindeki en büyük koz taşeron işçiler. Olası erken seçim öncesi bu kozu ellerinde tutmak istiyorlar. Yıl sonuna doğru bir taslak hazırlayacaklar. Ya bir pilot sektör uygulaması ya da bir pilot bölge uygulaması hayat geçirecekler.

Bankalar kredileri güçleştiriyor. Komisyon oranlarını artırıyorlar. Beklentimiz taşeron yasasının hayata geçirilmemesi, iyileştirme yoluna gidilmesi. Bizlerle görüşsünler. Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde bu iş özel sektör eli ile yapılıyor. Bizde ise hala devlet eliyle yapmaya çalışıyorlar. İnsanların milyarca lira makine ekipman yatırımı var. Devlet bu makinaları yeniden almak zorunda kalacak. Bu milli bir kayıp olmayacak mı peki? Taşeron yasası her hali ile devleti zarara uğratacak bir yasa olacaktır.

Gaziantep Ticaret Odası 40. Grup Komite Başkanı Hüseyin Çolak: Kamu 1 milyon kişi alacak

Ülkemizde ve dünyada devletler ekonomik hayattan çekilerek yerini ağırlıklı olarak özel sektöre bırakıyor. Bu kapsamda gerek üretim gerekse hizmet sektörlerinde özel sektör daha ekonomik ve verimli üretim ve hizmet gerçekleştiriyor. Son zamanlarda gündemde olan taşeron yasasının yürürlüğe girmesi ile sayıları 20 bin civarında olan firmaların ticari hayatı sona erecek ve aynı zamanda bu şirketlerde idari işlerde çalışan yaklaşık 100 bin personel işsiz kalacaktır.

Aynı zamanda devlette istihdam edilen halihazırdaki personel sayısı yaklaşık 1 milyon kişi eklenerek kamu personeli sayısında yüzde 35’ler civarında artış gerçekleşecektir. Kamuda taşeron olarak hizmet veren personeller insanca yaşam adına birçok hakka kavuşmuşlardır. Maaş garantisi, tazminat garantisi, yol ve yemek, sendikal haklar ve üç yıllık sözleşmeler ile çalışmaktadırlar.

Sektör temsilcilerinin ilgili bakanlaıklara sunulmak üzere hazırladığı raporun başlıkları

1-) Devam eden sözleşmeler hangi tarihte sona erdirilecek?

2-) Şirketler tarafından bu amaçla yapılan milyar dolar tutarında ki ikincil yatırımları ve envanterlerin de bulunan milyar dolar tutarındaki makine parkları ne olacak?

3-) Günümüz rekabetçi ekonomide bir şirketin markalaşması için küçümsenmeyecek çaba ve maliyetin harcanması gerekli olduğu kaçınılmazdır. Bu kaçınılmazlık gereği mevcut olan her fi rmanın oluşmuş bir marka değeri mevcut olup, yasanın çıkması ile fi rmaların marka değeri sıfıra ineceğinden ileride tazminat davalarına konu edilmemesi için ne gibi önlemler alınacaktır?

4-) Bu sektörde faaliyet gösteren yaklaşık 20.000 şirketin ve tedarikçilerinin maddi zarara uğramadan ticari faaliyetlerini devam ettirmeleri için ne gibi tedbirler alınacaktır?

5-) Çeşitli nedenlerle statüye alınmayacak personellerin akıbeti ne olacak?

6-) Statüye alınmayıp yargı yolu ile işe iade edilecek olan personeller ile fi rmalar karşı karşıya kalacağından, bu durumun yaratacağı mağduriyetler ile ilgili ne gibi düzenlemeler yapılacaktır?

7-) Halen yargıda devam eden kıdem, ihbar yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti gibi işçilik alacakları davalarının akıbeti ne olacak?

8-) Sendikalar ile imzalanmış olan ve süreci devam eden toplu iş sözleşmelerinin akıbeti ne olacak?

9-) Taşeron firmaların ofis bünyesinde çalışan ve alanlarında uzmanlaşmış olan 150.000 ‘e yakın personel ile ailelerinin, bu sektörün kapatılması ile yaşayacakları mağduriyetlerine yönelik ne gibi tedbirler alınacak?

10-) Bu güne kadar şirketlere ödenmediği halde iş kanundan kaynaklanan sorumluluklardan dolayı şirketlerce işçiye ödenen milyarlar tutarındaki kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai vs. ödemeler şirketlere ödemesi sağlanacak mı?

11-) Sektörde faaliyet gösteren şirketlerce gerek bu alanda gerekse başka alanlarda muhakkak yatırım yapılmış ve bu yatırımlar için başta bankalar olmak üzere iktisadi kuruluşlara ve piyasaya milyar dolar tutarında borçlanılmıştır. Gündem de olan statünün getirilmesi durumunda bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin %90’dan fazlası iflas edeceğinden şirketler başta olmak üzere bankaların, iktisadi kuruluşların ve piyasanın uğrayacağı maliyet için nasıl bir önlem alınacaktır?

12-) Bu sektörde faaliyet gösteren şirketlerin envanterinde bulunan milyar dolar tutarındaki makine ve ekipman parkları atılı duruma geleceğinden bu konuda şirketlerce yaşanacak mağduriyetler nasıl giderilecek?