Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: DÜNYA zirvesinin sonuçları politikalara yön verecek

Gazetemiz tarafından düzenlenen İklim Ekonomisi Sürdürülebilir Tarım ve Su Kaynakları Yönetimi Zirvesi’ne ev sahipliği yapan Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, tarım sektörünün sürdürülebilir yönetimi için birçok alanda yürütülen faaliyetleri anlattı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Nagihan KALSIN - ANKARA

İklim Ekonomisi Sürdürülebilir Tarım ve Su Kaynakları Yönetimi Zirvesi, tarım ve gıda sektörü bileşenlerini bir araya getirdi. DÜNYA Gazetesi tarafından düzenlenen zirvede konuşan Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, “Bakanlık olarak tarım sektörünün sürdürülebilir yönetimi için birçok çalışma yürütüyoruz. Bu çalışmaların neden yapıldığının kavranması için, dünyada son dönemdeki gelişmelerin iyi analiz edilmesi gerekiyor. Bu gelişmeler, sağlıklı şekilde tahlil edildiğinde ise elimizdeki kaynakların daha etkin ve verimli kullanılması gereği belirgin şekilde karşımıza çıkıyor” ifadelerini kullandı.

Gıda ve su savaşları dönemi

DÜNYA Gazetesi’nin düzenlediği toplantıların sonuçlarının politikalara yön vereceğini vurgulayan Bakan Yumaklı, küresel ekonomik belirsizliklerin, jeopolitik gerginliklerin ve devrim niteliğindeki teknolojik dönüşüm rüzgârlarının yaşandığı bir ortamın hakim olduğuna işaret etti. Bakan Yumaklı, gerek pandeminin gerekse bölgeyi etkileyen Rusya-Ukrayna Savaşı’nın, tarımın stratejik önemini bir kez daha hatırlattığını söyledi. Yumaklı, “Çeyrek asır önce gelecekte savaşların gıda ve su nedeniyle olacağı yazılıyor, çiziliyor ve söyleniyordu. O zamanlar bu geleceğin bu kadar yakın olduğunu tahmin bile edemiyorduk. Ama geldiğimiz noktada bu gerçeği bizzat hissediyor ve yaşıyoruz” diye konuştu.

"Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdık"

Dünya nüfusunun 26 yıl içinde 10 milyara çıkacağını, 2050 yılı geldiğinde Türkiye nüfusunun da 105 milyonu geçeceğini kaydeden Yumaklı, “FAO verilerine göre, nüfus artışına bağlı olarak 2050 yılında, bu günden yüzde 50 daha fazla suya ve yüzde 70 daha fazla gıdaya ihtiyacımız olacak” dedi. Bakanlığın gıda ve tarım politikalarını bu projeksiyonla hazırlarken, gıda arz güvenliğini teminat altına alacak çok sayıda yeniliği hayata geçirdiğini anlatan Yumaklı, “22 yılda önemli çalışmalar yaptık. Bitkisel ve hayvansal üretimde Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdık. Ülkemiz; tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ise dokuzuncu sırasında yer alıyor” mesajları verdi.

‘Bir karış boş toprak kalmaması için çalışıyoruz’ 

“Sektörümüze kazandırdığımız güçlü altyapıyı, yeni normal adını verdiğimiz dünyadaki yeni sisteme karşı daha dayanıklı hale getirmemiz gerekiyor” diyen Bakan Yumaklı, “Bu kapsamda, Sayın Cumhurbaşkanımız’ın güçlü desteğiyle, bir karış toprağımızın dahi boş kalmaması için hiç durmadan var gücümüzle çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. 

Bakan İbrahim Yumaklı, "Hayvansal üretimde; sürdürülebilir, kaliteli ve yeterli üretim için yeni hayvancılık yol haritamızı uygulamaya koyduk" bilgisini paylaştı. Yumaklı ayrıca, 23 bin okul, yurt, etüt merkezi gibi yerlerin yemekhane ve kantinlerinde, 8 binden fazla personelle denetimlere başladıklarını söyledi.

Son dönemde, ülkemizin tarımsal üretim potansiyelini daha da yukarılara taşımak için; tarımsal üretim planlamasını hayata geçirdik. 1 Ocak’ta hayvansal üretim ve balıkçılıkta süreci başlattık. 1 Eylül itibarıyla de bitkisel üretimde planlı üretime geçtik.

 

Sözleşmeli üretimin, sektöre daha hızlı entegre olması için mevzuat alt yapısını güçlendirdik. İşlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması için yasal mevzuatı oluşturduk.

 

 

 

 

Sürdürülebilir Tarım ve Su Kaynakları Yönetimi Zirvesi'nin açılış konuşmasını yapan Dünya Gazetesi CEO’su Burcu Kösem, zirvenin amacının; Türkiye'nin ve dünya genelinin en acil sorunlarından biri olan iklim değişikliğiyle gelen su kıtlığı ve tarım krizine yönelik çözümler geliştirmek ve bu konudaki farkındalığı artırmak olduğunu söyledi.

Türkiye'nin farklı bölgelerinde yaşanan iklim değişikliğinin su kaynaklarını tehdit eden bir dizi sorunu beraberinde getirdiğine dikkat çeken Burcu Kösem, “Su kaynaklarının azalması ve tarım alanlarının kuraklaşması, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da ciddi sonuçlar doğuruyor. Bu bağlamda, Türkiye ekonomisinin tarım ve su kaynakları alanında yaşanan sorunlarla nasıl başa çıkabileceğine dair stratejiler geliştirmek ve çözüm önerileri sunmak zirvemizin ana temasını oluşturmaktadır. Ülkemizde 2023 itibarıyla su kaynaklarımızın yüzde 40'ının tarımda kullanıldığını ve bu sektörün, her yıl ortalama yüzde 25 azalan su kaynaklarıyla karşı karşıya kaldığını belirtmek önemlidir” diye konuştu.

Tarım arazilerimizin yüzde 50'sinin iklim değişikliği nedeniyle gelecekte kuraklık riski ile karşı karşıya kalacağının öngörüldüğünü dile getiren Kösem, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye'nin tarımsal üretiminin yüzde 75’inin sulama ile gerçekleştirildiğini düşünürsek, su yönetiminin önemi daha da belirginleşiyor. Diğer yandan Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde yaşanan iklim değişikliği, su kaynaklarını tehdit eden ciddi sorunlara yol açmaktadır. Türkiye’de son 50 yılda ortalama sıcaklık 1,5°C arttı ve bu trendin devam etmesi bekleniyor. Özellikle, 2023 yılında, Türkiye’nin bazı bölgelerinde yıllık yağış miktarında yüzde 30’a varan düşüşler gözlemlendi. Türkiye'nin farklı bölgelerinde yaşanan iklim değişikliği; su kaynaklarını tehdit eden bir dizi sorunu beraberinde getiriyor. Su kaynaklarının azalması ve tarım alanlarının kuraklaşması, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da ciddi sonuçlar doğuruyor. Bu bağlamda, Türkiye ekonomisinin tarım ve su kaynakları alanında yaşanan sorunlarla nasıl başa çıkabileceğine dair stratejiler geliştirmek ve çözüm önerileri sunmak zirvemizin ana temasını oluşturuyor.”