Tarım teşviği 150 milyarlık hedef çizdirir
Teşvik Paketi’nden pek çok sektör ve il farkına bakılmaksızın stratejik teşvik kapsamına alınırken, istihdam deposu tarım sektörü ise stratejik sektörler arasında değerlendirilmedi. Tarım sektörü de umutlarını yeni hazırlanacak Teşvik Paketi’ne bağladı.
İSTANBUL -İş dünyasının uzun süredir beklediği Teşvik Paketi’nde pek çok sektör ve il farkına bakılmaksızın stratejik teşvik kapsamına alınırken, istihdam deposu tarım sektörü ise stratejik sektörler arasında değerlendirilmedi. Önümüzdeki günlerde açıklanacak tarım sektörünü de içine alan yeni bir teşvik programının hazırlanmakta olması sektörde büyük memnuniyet yarattı.
Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Gençoğlu yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin işsizlik ve cari açık sorunlarının çözümünde kilit rol oynayan tarım sektörüne apayrı bir teşvik verilmesi gerektiğini vurguladı. Sektöre verilen teşviklerde ürün bazına ya da yöre ayrımına bakılmaması gerektiğini dile getiren Gençoğlu, bu doğrultuda verilecek teşviklerle tarım sektöründe 2023 yılında ihracat hedefinin 150 milyar dolar civarında olacağını vurguladı. Gençoğlu, teşvik paketinde stratejik sektörler arasında yer almayan tarım sektörü için ayrıca özel teşviklerin gündeme gelmesinin üreticilerin yüzünü güldürdüğünü vurguladı.
Son gelişmeleri büyük bir memnuniyetle öğrenmiş olduklarını belirten Uludağ Meyve Sebze Mamulleri İhracatçıları Birliği (UMSMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Gençoğlu, hiçbir ithal girdisi olmadan net döviz girdisi sağlayan tarım sektörünün özel önem taşıyan sektörler arasında yer alması gerektiğini belirtti. Gençoğlu, "Tarım sektörü, gelişmiş ülkeler tarafından stratejik sektör sayılarak gerek makro, gerekse mikro düzeyde bu faktöre göre konumlandırılıyor. Türkiye’de de tarım sektörüne daha fazla önem verilerek, cari açığı kapatmak için en stratejik sektörlerden biri olan tarım sektörü verilen teşviklerde stratejik sektör olarak değerlendirilmeli" dedi.
İşsizliğin ilacı tarım
Teşviklerin, cari açığın ve ithalata olan bağımlılığın azaltılması amacıyla verildiğini anımsatan Orhan Gençoğlu, hükümet kanadından gelen mesajlarda cari açığa ilişkin gelişmelerin son derece ciddiye alındığını kaydetti. Türkiye’nin işsizlik ve cari açık konusunun çözümünde en büyük destekçi sektör olan tarım sektörüne gereken önemin verileceğine inandığını ifade eden Gençoğlu, cari açıkla savaşı kazanmaya çalışırken tarım ve tarıma dayalı sanayinin, enflasyon, işsizlik, üretim ve ihracat üzerindeki önemini değerlendirmek gerektiğini vurguladı.
Fransa gibi gelişmiş ülkelerin dış ticaret hacminin yüzde 50’sine yakınını tarım ve tarıma dayalı ürünlerden elde ettiğini belirten Gençoğlu, gelişmiş ülkelerin dış ticaret hacimlerinin büyük bir kısmını oluşturan tarım sektörüne Türkiye’de gereken önemin verilmesinin, ülke ekonomisi adına önemli bir hamle olacağını kaydetti.
Özel teşvik verilmeli
Meyve sebze mamulleri sektörünün en önemli iki sorununun finansman ve yurt dışı pazarlarda rekabet olduğunu da hatırlatan Gençoğlu, girdi maliyetlerindeki artışların, mevcut teşvik kaynakları ile sektörün sıkıntılarını çözmekte yetersiz kaldığını dile getirdi. Gençoğlu, Türkiye’nin kendi kaynaklarını kullanarak hammaddesini temin edebilen sektörler arasında yer alan tarım sektörüne, hazırlanan yeni pakette çok özel önem verilmesi gerektiğini vurguladı.
Yöre ayrımı olmamalı
Gençoğlu, Türkiye’nin iki büyük nimeti olduğunu, bunların uygun iklim ve toprak olduğunu vurguladı. Türkiye'nin dünyada bu özelliğe sahip nadir ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Gençoğlu, ancak bu nimetlerden tam olarak faydalanamadıklarını dile getirdi. Avrupa’da işlenmemiş 1 metrekarelik toprak bulunamayacağına dikkat çeken Gençoğlu şu değerlendirmelerde bulundu: "Türkiye’nin verimli işlenemeyen toprak oranı yüzde 80’leri buluyor. İthal girdisi sıfıra yakın olarak net döviz girdisi en yüksek sektörlerin başında gelen ve cari açığı azaltacak en gözde sektörlerden biri olduğumuzu düşünüyorum. Bu nedenle tarım sektörüne gerek yatırım esnasında özellikle de dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi üretim esnasında çok özel teşvikler verilmeli. Marmara ve Ege’nin zeytinini, şeftalisini, üzümünü, domatesini, Akdeniz’in narenciyesini, Karadeniz’in fındığını Doğu Bölgelerinde yetiştiremezsiniz. Bundan dolayı Tarım sektörüne verilecek teşviklerde yöre ayrımı yapılmamalı. Teknolojiyi, makineleri ve hatta fabrikaları başka ülkelere taşırsınız ama toprağı taşıyamazsınız."
(ANKA)