Steven Spielberg devler ülkesinde

“Çarli'nin Çikolata Fabrikası”nın yazarı Roald Dahl imzalı “The BFG”, dahi yönetmenin sinemaseverlere en yeni armağanı... Film, iyi yürekli bir devle yetimhanede yaşayan yapayalnız bir kızın dostluğunun öyküsü...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

NERMİN SAYIN

E, malum, önümüz upuzun bir bayram tatili, herkes bir yerlere gidiyor! Guliver’in seyahatlerinden esinlenen Steven Spielberg de devler ülkesinde almış soluğu... Üstelik 7’den 77’ye hayal gücüne ket vurmayan tüm sinemaseverleri de davet ediyor. Doğrusu ya, upuzun bir eğitim döneminden sonra sıkıntılı sınav sürecini de atlatan çocuklarınızla, bayram baklavası arası bir sinema molası vermeyi planlıyorsanız, 3D altyazı ve dublaj seçeneğiyle vizyona gelen “The BFG - The Big Friendly Giant” tam amacınıza uygun bir seçenek!

1989’da animasyonu da yapılan “BFG”, iki önemli yeteneği buluşturuyor aslında: Biri artık 70 yaşında da olsa daima “Sinemanın dahi çocuğu” olarak anılacak Spielberg, diğeri de hayal gücüyle on yıllardır nesilleri etkilemiş yazar Roald Dahl...

41 dile çevrilen “BFG”sini “Koca Sevimli Dev” adıyla Can Yayınları'nda bulabileceğiniz Dahl, sinemanın çok sevdiği bir yazar. 2016’da 100. yaşı kutlanan, başta “Çarli’nin Çikolata Fabrikası” olmak üzere çeşitli eserleri farklı tarihlerde sinemaya uyarlanan yazarın yolu, Spielberg'le ilk kez kesişiyor, hem de yönetmen Dahl'e hayranlığını yıllardır ifade ederken... Kesişmenin “BFG” ile olmasıysa pek şaşırtıcı değil. Neden, derseniz; kariyerinde “Er Ryan'ı Kurtarmak”, “Schindler'in Listesi” hatta “Jaws” gibi kitleleri derinden etkilemiş onlarca film olan Spielberg, hâlâ çoğumuz için gelmiş geçmiş en güzel dostluk hikâyelerinden birini anlatan “E.T.”- nin yaratıcısı da, ondan!

“BFG”, pek çok açıdan, özellikle de duygusuyla “E.T.”yle kıyaslanmaya aday bir film. Ana karakterler, ana özellikleriyle aynı öncelikle... Biri “uzaylı kadar olmasa da” bu dünyadan olmayan bir dev, diğeri de yine yalnız ve meraklı bir kız çocuğu. Farklı olanın her zaman kötü olmadığı, dostluğun gücü, fiziksel olarak zayıf olanın aklıyla öbürüne yardım edebileceği her iki filmin de ana temaları, evet, ama bu “BFG” yeni bir “E.T.” demek, değil! Her ne kadar “BFG”, “E.T.”nin vizyona çıktığı yıl, yani 1982'de yayınlansa ve her iki filmin senaristi Melissa Mathison olsa da, iki yapıt arasındaki ortaklığa ancak ruh kardeşliği denebilir. Hatta bir adım öteye götürüyor, Spielberg'ü çekebileceği binlerce öykü arasından “BFG”ye yaklaştıranın da bu ruh kardeşliği olduğunu iddia ediyorum! Yönetmen, bu hikâyeyi seçmesine dair bir başka tüyo da veriyor izleyiciye: İçinde hem korkuyu, hem de ürkünç olanın aynı zamanda kurtarıcı da olabileceği gerçeğini barındırması...

Bu filmi “E.T”den ayrışan ne, sorusu üzerinde duracak olursak, ilk ve en önemli yanıt şu: Daha matrak! Bu da doğal aslında, ne de olsa hikâyenin yaratıcısı döneminin bütün kalıplarını patır kütür kıran bir çocuk edebiyatçısı! Korkuyu ve gizemi, çocuğu o kadar da “sakınmadan” öykülerine dahil eden, tuhaf olanın ilginç de olduğunu her zaman vurgulayan, birtakım insani özellikleri “tu kaka”dan çıkarıp edebiyat sınırları içine alan Dahl katı eğitimcilerin onayını pek alamasa da, bunu hiç de umursamamış bir isim ne de olsa...

Sloganı; “Dünya hayal ettiğinizden daha devdir!” olan film, küçük büyük herkese şu soruları soruyor özetle: Sınırlarınızın dünyanın da sınırları olduğunu mu sanıyorsunuz? Ya okyanusta bir zerreyseniz ve hayat hakkında hiçbir fikriniz yoksa? İngiltere Kraliçesi'ni bile topraklarında yaşayan devlerden habersiz bırakabilen doğa, size de bir oyun oynuyorsa? Hatta bu oyun, gerçek olmasa bile, sizi bir süreliğine eğlendirirse?

VE "KÖTÜ ÇOCUKLAR"

Filmde akılları yalnızca yemeye çalışan kötü devler “zalatalık”la beslenen BFG’yi sürekli aşağılıyorlar. 7.5 metrelik BFG onlar arasında bir cüce, çünkü Teklokmadayutan gibi adları olan kötü devler onun iki katı!

SİNEMASEVERİN ALIŞMADIĞI BİR ARKADAŞLIK DOĞUYOR!

Steven Spielberg’ün kendi çocuklarına ve torunlarına keyifl e okuduğu bir öyküymüş “The BFG.” Şöyle diyor yönetmen: “Bu dostlukla ilgili bir hikâye, sadakatle ve arkadaşlarınızı korumakla ilgili bir hikâye, küçük bir kızın bile koca bir deve, sorunlarını çözmesi konusunda yardım edebileceğini gösteren bir hikâye.” İsterseniz, bu “hikâye” ye dair kısa bir özet de ben geçeyim: Londra’da bir yetimhanede yaşayan kitapkurdu Sofie, çok zeki bir çocuk; hazırcevap ve meraklı! En büyük sorunuysa sürekli uykusuzluk çekmesi... Bir gece yine yetimhanedeki herkes uyurken duyduğu tekinsiz bir sesle balkona yöneliyor ve onu görüyor: 7.5 metre uzunluğunda, ipince, kepçe kulaklı, hayli yorgun haldeki devi! Tuhaf bir aksanla, bütün kelimeleri birbirine katarak konuşan dev varlığını açık etmemesi için Sofie’yi kaçırmak zorunda kalıyor. Ama onu getirdiği devler ülkesinde de işler hiç yolunda değil. Çünkü, adının BFG olduğunu öğrendiğimiz “rüya dağıtıcısı” devimiz, türdaşları arasında bir “cüce” ve insan eti yemediği için hiç sevilmiyor! Sophie’nin kokusunu alan diğer kötü devler, BFG’nin hayatını altüst etmeye, evini ve "rüya laboratuvarı"nı birbirine katmaya başlıyorlar. Başta yalnızlık olmak üzere birçok ortak noktaları olduğunu keşfeden ve arkadaş olan BFG ve Sofie de, onlardan kurtulmak için, ucu İngiltere Kraliçesi’ne kadar uzanan bir plan yapıyorlar... Bu arada, Roald Dahl'in neden devlere ilgi duyduğunu da buldum: Boyu 1.98'miş!

MİNİK BİR AKTRİS VE OSCARLI DEV!

Biliyorsunuz 1982 tarihli “E.T.”, o dönemde 7 yaşında olan Drew Barrymore’u kitlelerle tanıştırmış, aktris, pek çok çocuk oyuncunun aksine, sonraki yıllarda da kariyerini sürdürmüştü. Bakalım “BFG”de adını Dahl’ın ilk kız torunundan alan Sofie’yi oynayan 12 yaşındaki Ruby Barnhill de böyle şanslı olacak mı? Ne de olsa, Spielberg’ün “Filmlerimdeki en güçlü kadın karakterlerden biri” dediği rolün altından, alnının akıyla kalkmış! “BFG”ye gelince, sevimli devi, Spielberg’le “Casuslar Köprüsü”nde de çalışan -Bir Sovyet ajanını oynuyor- tiyatro kökenli Mark Rylance canlandırıyor. Yönetmen iyi kalpli dev rolünü ona vermeye, daha “Casuslar Köprüsü”nün ilk gününde karar vermiş. Rylance’ın “Casuslar Köprüsü”yle Oscar’da bu yılın “En İyi Yardımcı Aktör”ü seçildiğini de hatırlatalım!

Bu konularda ilginizi çekebilir