Söke Un'dan halka arzda yatırım kararı
Geçtiğimiz yıl Ocak ayında Ulusoy Un tarafından satın alınan Söke Un, halka arz edilmişti. Konuyla ilgili açıklama yapan Eren Günhan Ulusoy, başlangıç döneminden bu yana geçen zamandaki en önemli stratejik hamlenin halka arz ile yapıldığını söyledi. Ulusoy, Söke Un'un halka arzından elde edilecek kaynağın şirketin kasasına gireceğini ve öz kaynakları yükselteceğini belirtti.
Ulusoy Un'un ihracat alanında güçlü ancak perakendede var olmayan, perakende kanalında satış yapmayan bir şirket olduğuna dikkati çeken Ulusoy, "Söke Un'un da perakende kanalında güçlü olması Ulusoy'un için önemli bir fırsattı. Bu fırsatı değerlendirerek bu satın almayı gerçekleştirdik ve böylelikle Ulusoy Un sektörün bütün kanallarında yer alan bir şirket haline geldi." diye konuştu.
Ulusoy, Söke Un'un alanında güçlü bir marka olduğunu ve Türkiye'nin en bilinen un markası olarak raflarda yer aldığını belirterek, "Söke Un, markalı, paketli un pazarında en yüksek pazar payına sahip olan şirket. Dolayısıyla böyle yüksek potansiyeli olan bir şirketin hedeflerini yerine getirmesi için halka arzın önemli bir destek olacağına karar verdik. Çünkü biz bunu Ulusoy'un da yaşadık. 2014'te Ulusoy'un halka arz olduktan sonra birçok parametrede çok hızlı büyümeler gösterdi. Bugün o 8 yıllık periyoda baktığınızda Ulusoy Un'un kapasitesinin 4,5 katına çıktığını, çalışan sayısının 3,5 katına yükseldiğini görüyoruz, ihracatının 2,5 katına yükseldiğini görüyoruz. Bunlar Ulusoy Un'un halka arz sonrasında önemli bir ivme yakaladığının kanıtları." değerlendirmesinde bulundu.
Söke Un'un güçlü marka bilinirliği, tüketici nezdinde yarattığı güveni de kullanarak halka arzla beraber yeni hedeflere doğru hareket edeceklerini kaydeden Ulusoy, şunları kaydetti:
"Bu halka arzın tamamı sermaye artırımı olarak gerçekleştirilmekte. Halka arzdan elde edilecek kaynak şirketin içine girecek ve öz kaynakları yükseltecek. Bununla beraber gelen kaynağın yüzde 65'i yatırımlarda kullanılacak. Yüzde 35'i işletme sermayesi olarak değerlendirilecek.
Bu yüzde 65'in içerisindeki yüzde 30'unu güneş enerjisi santrali yapımına kullanıyoruz yani yenilenebilir enerjiye kullanıyoruz. Yüzde 15'ini unlu mamuller tesisine kullanıyoruz. Yüzde 12,5'unu ham madde ve mamul depolamaya kullanıyoruz. Yüzde 7,5'ini de sektörel girişimlere, sektörümüzdeki startuplara yatırım yapmak için kullanacağız."
"Söke Un markasını bütün unla yapılan unlu mamul ürünlerinde lider haline getirmek istiyoruz"
Eren Günhan Ulusoy, Güneş Enerjisi Santrali (GES) yatırımlarının şirketin sürdürülebilirliği ve enerji maliyetlerini aşağı çekmek için önemli olduğunu ifade ederek, Söke Un markasını sadece paketli un pazarında değil, bütün unla yapılan unlu mamul ürünlerinde lider haline getirmek istediklerini ve bunun için de unlu mamuller tesisi yatırımlarını gerçekleştirmek istediklerini dile getirdi.
Ham madde ve mamul depolamada şirketin un pazarında artan kapasitesini desteklemek için ihtiyaç duydukları stoklama alanlarını gerçekleştireceklerini aktaran Ulusoy, gıda sektörünün mutlaka teknolojiyle de birleşerek yepyeni girişimlere sahne olabileceğini, o yüzden de buradaki yatırım ikliminde kendilerinin de pay almayı hedeflediğini aktardı.
Ulusoy Un'un dış ticareti çok güçlü bir firma olduğunu belirten Ulusoy, "Toplam satışlarının yüzde 70'ini, yurt dışına gerçekleştiren bir firma. 90'ın üzerinde ülkeye bugüne kadar Ihracat yapmış bir şirket. Ama buna karşın Söke Un'da bu rakam yüzde 3 seviyesinde, yurt dışı satışı çok az. Neredeyse yok diyebileceğimiz bir noktada." diye konuştu.
Ulusoy, kısa vadede hedefleri gerçekleştirdikten sonra, orta vadedeki hedeflerinin Söke Un'u Türkiye'de olduğu gibi ihracatta da hedef pazarlarda güçlü bir marka haline getirmek olduğunu ifade etti.
"Türkiye'de hiçbir zaman başka yerlerde gördüğünüz rafların boşalması gibi bir durum ortaya çıkmaz"
Söke Un'un üretmiş olduğu katma değerli paketli ürünlerin daha çok Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde gelişmiş ülke pazarlarında talep gören ürünler olduğunu kaydeden Eren Günhan Ulusoy, bu pazarlarda orta vadede ihracatta da konumlanmayı hedeflediklerini belirtti.
Ulusoy, "Sektörümüz 2020 itibaren pandeminin girmesi, ardından 2022'de savaş ile gerçekten gündemin en ön sıralarına geldi. 2023'te de sektörün bu sırasını koruyacağını düşünüyoruz. Arzda yaşanan şokların fiyatlar üzerinde de etkisini gördük. 2023'te de fiyatların önceki yıllara göre yukarılarda olacağını ama tahıl koridorunun devrede kalmasıyla daha az görüleceğini tahmin ediyoruz. 2022'ye göre volatilitesi daha düşük ama daha önceki yıllara göre de daha yüksek bir yıl olacağını tahmin ediyoruz. Özellikle ekmeğin dışındaki diğer unlu mamuller talebinde de artışın daha hızlı şekilde devam edeceğini düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de gıda endüstrisinin çok güçlü olduğuna işaret eden Ulusoy, "Un da bu sektörün içindeki güçlü paydaşlardan biri. 2023'te de sofralarımıza her zaman her gün sağlıklı ürünler, sağlıklı gıdalar bu sektörler tarafından ulaştırılmaya devam edecek. Türkiye'de hiçbir zaman başka yerlerde gördüğünüz tedarik zincirinin kopması, rafların boşalması gibi bir durum ortaya çıkmaz." diye konuştu.