Şirketler 'Kurumsal Akademi' kurma yarışına girdi
Şirketlerin hem eskiden bu yana uyguladıkları işe alma, performans gibi insan kaynakları süreçlerini içeren hem de bu süreçleri şirketin stratejik hedeflerine uygun olarak geliştiren kurumsal akademiler, büyümenin de sürdürülebilir olmasını sağlıyor
Türkiye’de şirketler arasında gelişen, holding ’lerden küçük ve orta büyüklükteki işletmelere kadar (KOBİ) kadar, bir trend var. ‘Kurumsal Akademi’ kurmak. Nedir Kurumsal Akademi? Kurumsal Akademi, kavram olarak 1960’lardan bu yana kullanılıyor. İlk olarak Amerika'da gelişiyor. Dünyada ‘Corparete Üniversity’ olarak biliniyor. Türkiye’de İngilizce’sinden çevirilerek ‘Kurumsal Akademi’ olarak kullanılıyor. ‘Şirket Üniversitesi’ olarak tanımlanamıyor. Çünkü buna Yükseköğretim Kurulu (YÖK) izin vermiyor. Peki, ne yapıyor Kurumsal Akademiler? Ne olmadıklarını söyleyerek başlayabiliriz.
Öncelikle, şirketlerin insan kaynakları ya da eğitim departmanları gibi çalışmıyorlar. Daha geniş bir alana yayılan işlevleri var. Şirketlerin hem eskiden bu yana uyguladıkları eğitim yani işe alma, performans gibi insan kaynakları süreçlerini içeriyorlar hem de bu süreçleri şirketin stratejik hedeflerine uygun olarak geliştiriyorlar. Ayrıca bunu şirketin ‘büyüme’ sürecinde uluslararası süreçler ile entegre ediyorlar. Popüler deyişiyle büyümenin sürdürülebilir olmasını sağlıyorlar.
Sadece eğitim değil gelişim de şart
Çalışanların yetkinliklerini artırmak için sadece 'eğitim' vermek yetmiyor. Araştırmalara göre, çalışanlar yaptıkları işin sadece yüzde 10’unu aldıkları eğitimler aracılığıyla öğreniyor. İşte tam da bu noktada yani şirketler, "Çalışanlarımıza bu kadar saat eğitim veriyoruz, bunun için milyonlarca para harcıyoruz, ama sonuç alamıyoruz’ dedikleri anda Kurumsal Akademilerin işlevi ortaya çıkıyor. Kurumsal Akademiler, bir eğitim departmanından farklı olarak çalışanların ‘yetkinliklerini’ şirketin stratejik hedefleri ile uyumlu bir şekilde sürekli yeniden dizayn edebilecek esnek bir yapıya sahip oluyorlar. Kendi sektörlerindeki yenilikleri, gelişmeleri takip ediyorlar. Şirketin sahip olduğu insan kaynağı havuzu ile ilgili her türlü süreç burada tasarlanıyor.
Bu bir eğitim broşürü hazırlamak, bir tanıtım ya da organize ettiğiniz bir eğitim de olabilir. Burada önemli olan bunun şirketin stratejilerine uyumlu olarak geliştirilmesi. Levent Yarar, bu konuya ilişkin olarak “Akademi bu nedenle önemli. Çünkü böylece tüm bu süreçler tek bir merkezden düzenlenebiliyor. Belki daha da önemlisi verdiğiniz eğitimlerin iş süreçlerine nasıl etki ettiğini akademinin yapısı içinde ölçümleyebiliyorsunuz. Bir kar merkrezi haline gelebiliyor, kurumsal ikliminizi faaliyet gösterdiğiniz bütün lokasyonlar için aynılaştırabiliyorsunuz. Böylece akademinizi bir ‘kar’ merkezi haline getirebiliyorsunuz. Orada kurum know-how’unuzu oluşturuyorsunuz” değerlendirmesini yapıyor.
‘10 şirkette gerçek anlamda akademi var’
ABD’de Kurumsal Gelişim Programları için harcanan paranın yaklaşık 200 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Türkiye ise henüz yolun başında. Özellikle 2000'li yıllardan bu yana başlayan bir hareket.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yönetici Geliştirme Merkezi Direktörü Levent Yarar'ın aktardığına göre, Türkiye’de şu anda yaklaşık 10 tane gerçek anlamda ‘Kurumsal Akademi’ var. Levent Yarar, konuya ilişkin şunları kaydediyor: “Teknosa Akademi, Tofaş Akademi, Vodafone Red Akademi, Yapı Kredi Bankacılık Akademisi ve Türk Hava Yolları Havacılık Akademisi bunlardan bazıları. En eskisi THY Havacılık Akademisi, 31 yıldır var. THY’nin 40 bin çalışanı var. Bu yapıyı kendi içlerinden beslemezlerse olmaz. Hatta şu anda bir adım ileri gidiyorlar. Her şeyi online yapmak üzere karar verdiler. Çünkü 40 bin kişiyi başka türlü eğitemiyorsunuz."
‘Kurumsal Akademi’ Anadolu’ya yayılmalı
Bir şirketin Kurumsal Akademi kurması için holding büyüklüğünde olması gerekmediğini belirten Levent Yarar, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Akademilerin Anadolu’da yayılması lazım. Türkiye’de bu işi bilmeyen çok büyük şirketler var. Son 10 seneden beri şirketlerimizin çoğu uluslararasılaşmaya başladı. Bunu yapacak iş gücünü nereden bulacaklar? Bu büyümeyi nasıl yönetecekler? Doğru insan kaynağını nasıl bulacaklar? İşte bunu Kurumsal Akademiler ile sağlayabilirler. Kendilerini büyütürken insan güçlerini de taşımaları gerektiğinin yeni yeni farkında varıyorlar. Yeni bir örnek verebilirim. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yönetici Geliştirme Merkezi olarak dünya ölçeğinde iş yapan fakat KOBİ niteliğinde, 3 bin çalışını olan bir şirkete Kurumsal Akademi kuruyoruz.
Bursa ikinci hedef merkez olabilir
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yönetici Geliştirme Merkezi olarak, İstanbul ve çevresinde son 10 ayda 200'e yakın şirket ziyareti yaptıklarını vurgulayan Levent Yarar, son olarak şu değerlendirmeyi yapıyor: "Bunların hepsine neler yaptığımızı anlattık. Herkes ilgili. Fakat ilk tepkileri ‘Bir üniversite mi’ oluyor. Anlatınca fikirleri değişmeye başlıyor. Kurumsal Akademilerin kurulması için ikinci büyük atılım Bursa’da olabilir. Orada iyi örnekler oluştu. Tofaş Akademi ve bizim şu anda kurmakta olduğumuz Üstünberk Holding Akademi bunun iyi örnekleri arasında yer alıyor. Hedef şehirler seçmeliyiz. Kayseri, Konya, Antep gibi yerlerde gidip anlatılması gerekir. Bu, zaten bu işin gönüllüsüyüz.”
ABD’de ‘Kurumsal Gelişim’ programları için yaklaşık 200 milyar $ harcandığı tahmin ediliyor. Türkiye henüz yolun başında olsa da şirketler çalışanlarının eğitimlerini stratejik hedefleriyle uyumlaştırmaları gerekliğinin farkına vardı. Birer birer ‘Kurumsal Akademi’ açmaya başladı. Teknosa Akademi, Tofaş Akademi, Vodafone Red Akademi bazıları. THY Havacılık Akademisi ise en eskisi, 31 yıldır var.