Sınırda karbon vergisinin 4 sektöre maliyeti 1 milyar euro

Türk Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Taner Yavuz, ihracatın yüzde 8’ini temsil eden çimento, elektronik, demir-çelik ve gübrede sınırda karbon vergisinin yıllık maliyetinin 1 milyar euro olacağını belirterek, “Bu sektörlerdeki firmaların vergiye hazır hale gelmelerini sağlayacağız” diye konuştu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hamide HANGÜL -Mehmet Hanifi GÜLEL

Dış Ticarete Yön Verenler Derneği (DIŞYÖNDER) ile İstanbul Kültür Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği ‘1. Dış Ticaret Zirvesi’, DÜNYA Gazetesinin medya ana sponsorluğunda düzenlendi. “Uluslararası Ticarette 100 Yılın Mirası ve Sürdürülebilir Gelecek Vizyonu” temasıyla gerçekleştirilen zirvede, bürokratlar, iş insanları ve akademisyenler geniş katılım gösterdi.

Zirvede konuşan DIŞYÖNDER Başkanı Dr. Hakan Çınar, ekonomilerde rahat nefes almanın ve refah seviyesini yukarı taşımanın tek yolunun dış ticaretten geçtiğini söyledi. Dış ticaretin gelişmesi için tüm çarkların doğru işlemesi gerektiğini vurgulayan Çınar, “Sadece ihracatı değil ithalatı da konuşmalıyız; gerektiğinde ‘kral çıplak’ demeyi başarmalıyız” dedi.

Dr. Çınar şöyle devam etti: “2022’de ihracatımız yüzde 12,9 artışla 254,2 milyar dolara, ithalatımız ise yüzde 34,3 artış ile 364,4 milyar dolara ulaştı. Bu gerçeği konuşup tartışmaktan çekinmemeliyiz. Doğru ve gerçekçi politikalar geliştirebilmemiz için dış ticaretin bütününü göz önünde bulundurmalıyız. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında daha büyük başarılara imza atmak istiyorsak bu bakış açısını merkeze almalıyız.

Ödeme vadesini 60 güne çeken düzenleme yılbaşında

 Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak da Türkiye’nin gayrisafi milli hasılasının 1 trilyon dolara gittiğini, ihracatının da geçen yıl 254 milyar dolar olduğuna işaret etti. Uçarmak, “Bu yıl da bu rakamı bulacağımızı umuyorum” dedi. Dünyada bir resesyon olduğunu, ancak ihracatı artırmaya yönelik çabaların da sürdüğünü belirten Uçarmak, “Bu riskleri hesaba katmadan yolda yürümemiz mümkün değil” ifadelerini kullandı.

Fiyat artışlarına değinen Uçarmak, sözlerin şöyle sürdürdü: “Hasat döneminde fiyatlar dibe vuruyor. Sonra piyasa etkenlerine göre belirleniyor. Kısıtlı koşullarda vadelerin çok uzadığını gördük. Bugün meyve-sebze satan bir kişi 3-5 ay sonra parasını alabiliyor. Yılbaşından yürürlüğe girmek üzere, perakende ticarete ilişkin ödeme vadeleri 30 gün ve 60 gün olarak belirlendi. Bununla birlikte haksız ticarette haksız fiiller tanımlandı. Bu yılbaşından itibaren yürürlüğe girecek.”

Yeşil kaynak 2024’de geliyor

 Two Zero Girişim Sermaye Fonu ve Arya Investment Yatırım Komitesi Üyesi Özge Bulut Maraşlı, tüm dünyanın çalkantılı bir dönemden geçtiğine işaret etti. Maraşlı, “Enflasyonist bir dünyada yaşıyoruz ve FED’in ısrarcı şekilde faiz artışları var. Avrupa Merkez Bankası’nda da artış var. Böyle bir ortamda sürdürülebilir ihracat önem taşıyor. Bugün ihracatınız iyi olabilir ancak, hep geleceğe bakmalıyız” dedi.

Sürdürülebilir ihracat için yatırım yapmak, yatırım için de borçlanmak gerektiğini, ancak yüksek faiz ortamında borçlanarak yatırımı sürdürmenin çok mümkün olmadığına belirten Maraşlı, “Pazarı büyütmek için arz-talep dengesini çok iyi anlamalı. Bugünden birkaç yıl öncesini tahmin etmek sürdürülebilir ihracat için kritik önemde. Sürekli günü kurtarırcasına yaşarsak, sürdürülebilir ihracat olası değil” uyarısında bulundu. Türk Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Taner Yavuz, dünyada yükselen faizlerin kaynaklara erişimi de kısıtladığına işaret ederek, bu ortamda kaynakların akıllıca ve en çok ihracat artışı getirecek alanlarda değerlendirmek gerektiğini vurguladı.

Uluslararası piyasalarda borçlanmaya çıkıldığında bu konuda bir hikayenin olması gerektiğinin altını çizen Yavuz, “Neyi finanse edeceğiniz gibi bir hikayeniz olmazsa bunun faizi yüksek, tutarı da az oluyor. Ancak ‘yeşim dönüşümü destekleyeceğiz, bunun için yatırım yapacağız’ dediğinizde bütün dünya değişiyor ve size daha uzun vadeli ucuz finansın kapası açılıyor” dedi. Yavuz, son 2,5 yılda 3.3 milyar dolarlık fonun Türkiye’ye gelmesini sağladıklarını da kaydetti.

Sınırda karbon vergisine değinen Taner Yavuz, uygulamadan ilk aşamada etkilenecek 4 sektör belirlediklerini ifade etti. Yavuz, sözlerini şöyle sürdürdü: “İhracatın yüzde 8’ini temsil eden elektronik, demir-çelik, çimento ve gübre. Yıllık 1 milyar euroluk sınırda karon vergisine maruz kalacakların hesapladık. Madem böyle bir risk var. Bu ihracatın sürdürülebilirliğini sağlamalıyız. Bu firmaları tek tek tespit ettik, üzerinde çalışıyoruz.

Bu firmalara ulaşıp, sınırda karbon vergisine hazır hale gelmelerini sağlayacağız. Bunu Dünya Bankası’na da anlattık. ‘yeşil dönüşümü finanse edeceğiz’ dediğimizde, Dünya Bankası yetkilileri hikayeyi beğendi ve yurt dışında bir çağrı yaptılar. Muhtemelen 2024’ün ilk çeyreğinde Dünya Bankası’ndan önemli miktarda bir kaynağı ucuz maliyetle Türkiye’ye gelmesini sağlayacağız.”

Tedarikte sıkıntılar sürüyor

Zirvenin ana sponsoru olan DHL Global Forwarding-Orta Doğu ve Afrika Başkan Yardımcısı Burak Ertuna ise pandemiyle birlikte tedarik sürecinde ortaya çıkan sıkıntıların bugün de devam ettiğine dikkat çekti. Özellikle Çin’den ithal edilen ham maddeyle yapılan ürünlerin ihracat süreçlerinde çok ciddi sıkıntılar yaşandığını belirten Ertuna, “Bu durum kendi içinde fırsatları da barındırıyor” diye konuştu.

“Ticarette trendleri takip ediyoruz”

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanvekili Ahmet Güleç, bugün 5 bini aşkın ürün grubunda ihracat gerçekleştiren Türkiye’nin küresel ihracattan yüzde 1,04 pay aldığını bildirdi. 226 ülke ve bölgeye ihracat yaptıklarını anlatan Güleç, “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ihracat stratejimizi proaktif bir bakış açısıyla ele almak durumundayız. Küresel ticarette trendleri titizlikle takip ediyoruz. Bugün sürdürülebilirlik ve inovasyon başlıkları, uluslararası ticaretin en önemli trendleri. Üretim ve ihracatımızı sürdürülebilir kılmamız gerekiyor. Bunu yaparken de bu alanlarda markalaşmalıyız” dedi.

“Sınırlı kaynakların istenildiği kadar tüketilmesi dönemi geride kaldı”

Zirve kapsamında moderatörlüğünü DÜNYA Gazetesi CEO’su Burcu Kösem yaptığı panelde sürdürülebilirliğin önemine vurgu yapıldı. Sürdürülebilirliğin AB’de 30 yıldır konuşulduğunu, Türkiye’de ise konunun son 5-6 yıldır ele alındığını belirten Kösem, sınırlı kaynakların istenildiği kadar tüketilmesi ve daha çok kazanma döneminin geride kaldığını vurguladı. 'Doğayı ve gezegeni istediğin gibi kirlet' döneminin ortadan kalkması gerektiğini ifade eden Kösem, 3. sanayi devriminin başladığını ve bunun da yenilenebilir enerji, internet ve elektrikli araçlar olarak ortaya çıktığını söyledi.

"Ürünün hikayesi olmalı"

 Panelde konuşan Sefa Merve Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Metin Okur, bütün ülkelerin mikro ihracata duvar ördüğünü vurguladı. Okur, ”AB Yeşil Mutabakat ile karbon ayak izi, çocuk işçi gibi ürünün nasıl üretildiği ile ilgili bir seri numarası istiyor. Bunlar bize engel olmamalı ve inovasyon bakış açımızı bilgiyle birleştirince ürünü satıyorsunuz. Ürününüzün bir hikâyesi olursa marka haline dönüşüyor” dedi.

"ABD mobil ve yan sanayide büyük bir pazar"

Ege Deri ve Deri Mamülleri İhracatçıları Başkanı Erkan Zandar da Türkiye’nin AB dışında en çok malı Rusya’ya sattığını dile getirdi. Zandar, “ABD çok büyük bir pazar. Özellikle mobil ve yan sanayi ürünlerinde. Gıdada hala çok bir gelişim yok. Ama çok göz ardı ettiğimiz bir pazar. Maalesef AB olmadan yüksek miktarda ihracat yapma şansımız yok. Bu yüzden Yeşil Mutabakatı kabul edeceğiz” şeklinde konuştu. Arnica Yönetim Kurulu Başkanı Senur Biçer ise 35 yıldır elektrikli küçük ev aletlerinde tecrübeleri olduğunu kaydetti.

Biçer, “Türkiye, küçük elektrikli ev aletleri sektöründe Çin’den sonra 4. konuma düştü. Dünyanın en büyük ve verimli işletmeleri Çin’de. Fakat pandemi çıktı, bizim sektör iç piyasaya ürün yetiştirmekte zorlandı. Pandemide Çin parmağını kıpırdatamadı. AB’deki büyük alıcılar, sadece Çin’e bağımlı kalmamak için Türkiye’den alım yapmaya başladılar” ifadelerini kullandı.