Şimşek: Türklerin yurtdışında 130 milyar doları var
10. Türk-Arap Ekonomi Forumu'nda konuşan Maliye Bakanı Şimşek,"Türklerin yurtdışında 130 milyar dolarlık hesabı bulunuyor" dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,10. Türk-Arap Ekonomi Forumu'nda düzenlenen "Türk-Arap Ekonomik Ortaklığında Sonraki Aşama" konulu panelde, Türkiye'nin G20 başkanlığı için 3 gündem maddeleri bulunduğunu belirterek, bunların ilkini "kucaklayıcı yani birleştirici olmak" şeklinde tanımladı.
İkinci olarak "yatırım" konusunun geldiğini ifade eden Şimşek, dünyanın bazı yerlerinde faiz hadlerinin farklı olduğunu, ülkelerin gerçekten çok düşük oranlarla para, borç alabilme imkanı bulunduğunu söyledi.
Şimşek, yatırım yapmanın önemine dikkati çekerek, "Biz bunu gerçekleştirmek için büyük bir çerçeveyi nasıl oluşturacağız? Öyle modeli nasıl yapacağız ki her ülke kendi yatırımını geliştirebilsin. Yatırımın finansmanı da çerçevesi de önemli" diye konuştu.
Üçüncü sırada ise "uygulama" maddesinin bulunduğunu dile getiren Şimşek, ülkelerin kendi taahhütlerini yerine getirmeye özen göstermesinin önemini anlattı.
Şimşek, Türkiye'nin çeşitli düzenlemeleri ne şekilde hayata geçirdiğini görmek için burada ülkenin "akranlarına" bakılması gerektiğini ifade etti.
Ülkelerin kendisiyle aynı grupta olanların davranışlarına bakmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Şimşek, "Burada çeşitli standartlar konmak zorundadır. Ülkelerin bu şartları gerçekten uygulayıp yerine getirdiğine dikkat etmek gerekmektedir. Yani bu üçüncü uygulama, reform için verilen taahhütlerin yerine getirilmesi, düzenlemelere uyulması bizim üçüncü önceliğimizdir" değerlendirmesini yaptı.
"TCMB bağımsızdır ve kararları ekonomik rasyolara göre verir"
Bakan Şimşek, Avrupa'nın Türkiye'nin gerçekten en büyük ticaret partneri olduğunun altını çizerek, Avrupa Birliği'nin (AB) ülke ihracatının büyük kısmının yöneldiği pazar olduğunu söyledi.
AB ve diğer Avrupa ülkesi olmayan ülkelere bakıldığında, Türkiye'nin toplam ticaretinin oranının yüzde 67'yi bulduğunu belirten Şimşek, doların yükselmesinin hem o piyasa hem de Türkiye için kötü bir haber olduğunu dile getirdi.
Şimşek, gelişen bir ekonomi ve pazar olarak, hem mal fiyatları hem de doların artışı bakımından 1980'lerin ortası hatta 1990'lara benzer bir durumla karşı karşıya kalındığını vurgulayarak, bunun özellikle gelişmekte olan pazarlar için iyi bir haber olmadığını ifade etti.
Türkiye dahil bu tür pazarların rezervleri, borç düzeyi ve diğer bazı konular bakımından daha kırılgan durumda olduğuna dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:
"Aslında Türkiye daha iyi durumda ama buna rağmen bu bizim için kötü haberdir diyebilirim. Son 10 yıl içinde Türkiye'de yatırımlar gelişti. Türkiye'deki firmalara bakıldığında yüzde 88 oranında hem mal ihracatı hem de hizmet ihracatı bakımından büyük ilerleme kaydetti. Bu firmaların oranına baktığınızda yüzde 12 civarındadır. Bu yüzde 12'nin içinde büyük kısmın küçük ve orta ölçekli işletmeler olduğunu görürüz. Burada bütçe açısından bakıldığında mal varlıklarının durumunu daha iyi anlarız. Burada belli bir korelasyon olduğunu görürüz.
Politikacılar 'ister Türkiye'de ister ABD'de olsun para politikası belli bir tartışma konusudur' derler. Tartışma yapılması iyi bir şeydir ama mesela Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'na (TCMB). TCMB bağımsızdır ve kararları ekonomik rasyolara göre verirler. Dolayısıyla bizim söyleyeceğimiz şey, para politikası standartlarımız nispeten daha gevşektir ama fiskal politika pozisyonlarımız çok daha katıdır. Bütün değerleri bu kapsar. Biz de küresel ekonominin bir parçasıyız ve relatif olarak bakıldığında Türkiye açık bir ekonomidir. Dolayısıyla kuralara riayet etmek zorundayız."
"Bölgesel serbest ticaret anlaşması yapmamız gerekir"
Oturumun ardından Bakan Şimşek soruları yanıtladı. "Türk-Arap iş birliğini geliştirmek için ne gibi önerileriniz var? şeklindeki soruya Şimşek, "Bölgesel serbest ticaret anlaşması yapmamız gerekir. Sanırım bu yolu açacaktır. İş hayatını bir çerçeveye yerleştirecektir. Daha iyi şartlarda iş yapma olanağını hazırlayacaktır. Bu öneriyi yapabilirim" dedi.
1994-1995 yıllarında Türk otomotiv sanayisinin ihracatının 329 milyon dolar olduğunu anımsatan Şimşek, şunları kaydetti:
"Türkiye Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği Anlaşması'nı imzalayınca bütün Türk otomotiv sanayicileri 'Biz bittik, AB ile rekabet edemeyiz' diyordu. Son üç yıldaki otomotiv ihracatımıza baksanız yüzde 80'i AB'ye ve 20-25 milyar dolarlık ihracat yapıyoruz. Türk otomotiv sektörü çocukluğunu ve bebekliğini yaşıyordu ve rekabet onların güçlenmesine neden oldu. Orta Doğu'daki dostlarıma diyorum ki; 'Korkmayın, ürkmeyin'. Bilakis avantajlar çıkacaktır karşınıza."
Türkiye'deki KOBİ'lerin nasıl teşvik edileceğini ve vergi politikaları uygulamalarına iiişkin soru üzerine Şimşek, "Vergi politikamıza bakınca, son on yıllık dönemde gelir vergisi ve kurumlar vergisi oranlarını azalttık. Ama aynı zamanda bazı tüketim alanlarda vergi oranlarını yükselttik. Tütün ürünlerine çok yüksek vergi getirdik. Otomobil alımlarına, akaryakıt ürünlere ve alkol ürünlerine vergi getirdik. Bu alanlarda vergi yükselttik. Eğitim ve sağlığa yatırım yaptık. Bizim vergi politikamız budur" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de doğrudan vergilerin dünya ile kıyaslandığında nispeten düşük olduğunu söylen Şimşek, "Orta Doğu'daki arkadaşlarıma tavsiyem şudur; Sizler petrol gelirlerine sahip olsanız da tütün ürünlerini vergilendirmeniz lazım. Neden? Çünkü tütün sağlığınıza zararlıdır. Buradan gelen vergiyi eğitime, sağlığa ya da sosyal güvenlik alanına kanalize edebilirsiniz. Doğru ürünlere yüksek vergi koymak lazım. Yoksul kesime yardım etmeli, zengin kesime de sübvansiyon verilmemeli" dedi.
"Türklerin yurtdışında 130 milyar dolarlık hesabı var"
Bakan Şimşek, İsviçre'deki banka gizliliğinin ortadan kalkmasına Türk yatırımcıların nasıl tepki gösterdiğine ilişkin bir soruya, Türkiye'nin sermaye hareketlerinin tamamen özelleştirildiğini ve liberalleşmiş bir sistemin bulunduğunu söyledi.
Türk şirketlerini ve vatandaşlarını Türkiye'de yatırım yapmaya teşvik ettiklerini aktaran Şimşek, geçmişte 1970-80-90'lı yıllarda Türkiye'nin makroekonomik, siyasi istikrarsızlık gibi pek çok sorunla karşı karşıya olduğunu, bu yüzden paralarının büyük kısmını yurtdışında sakladığını hatırlattı.
Şimşek, son 10 yıla bakıldığında ise bu paraların büyük kısmının Türkiye geri döndüğünü vurgulayarak, bütün merkez bankalarına bakıldığında Türklerin yurtdışında 130 milyar dolarlık hesabı bulunduğunu aktardı.
Geçen hafta parlamentodan geçen bir yasayı hatırlatan Şimşek, şöyle devam etti:
"Diyor ki, 'sermayenizi artırırsanız, bunun bir kısmını verginizden düşeceğiz' yani bütün Türklerin yurt dışındaki paralarını hisse senedi olarak Türkiye'ye getirmelerini sağlamak amaçlanıyor. Bu şekilde getirdiklerinde, onlara uygulanan faiz ve vergi oranı onların lehine düzenlenecek. Yani paranın Türkiye'ye gelebilmesi için alınmış bir önlem. İsviçre'deki olayların sonucunu ben bilemem ama en azından Türkiye'den kaçan sermayenin geri döndüğünü söyleyebiliriz. Mesela, bir Türk şirketi United Biscuit'i satın aldı. Biz yabancı direkt yatırımın Türkiye'ye gelmesini istiyoruz ama Türkler de yurtdışında yabancı marka veya şirket satın alıyor. Bu bizim hoşumuza gidiyor ama tabii ki biz en fazla fırsatın Türkiye içinde değerlendirilmesini istiyoruz."
"Türkiye'de çok çeşitlendirilmiş bir ekonomiye sahibiz"
Bakan Şimşek, Türkiye'nin KOBİ'leri nasıl Cezayir yasasına dahil edebileceğine ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Bölgedeki dostlarımızı, Arap Bakanları ya da yatırımcı kurumları bir araya getirip onların Türk şirketleriyle konuşmasını sağlamamız gerekir. Türkiye ve Cezayir dediğimizde biz daha fazla Türk şirketinin Cezayir'deki yatırım olanaklarını aramasını tercih ederiz. Bu şekilde Cezayirlilerin de Türkiye'ye gelip kendilerini tanıtmaları gerekir. Biz Türkiye'de çok çeşitlendirilmiş bir ekonomiye sahibiz. Türkiye, dünyadaki 6. en büyük turizm hedefi olan bir ülke. Geçen yıl 43 milyon turist bizi ziyaret etti. Libya, Mısır, Cezayir de bunu yapabilir. Bunun için doğru altyapıya ihtiyacınız var.
Türkiye'ye 1980'de sadece 200 bin turist geliyordu. Bugün 32 milyar doları turizmden sağlıyoruz. Türkiye'de Libya'da Tunus'ta Mısır'da Cezayir'de Katar'da Irak'ta yatırım yapmak isteyen pek çok Türk var. Bunun için sizin hükümetleriniz, ajanslarınız Türkiye'ye gelip kendilerini anlatmalı. Ben yurt dışına gittiğimde genelde o ülkenin iş dünyasıyla biraraya geliyorum ve kısa süreli durum, uzun süreli durumla ilgili bilgiler veriyorum."
Türkiye'de harcanan vaktin ziyan olmadığını vurgulayarak, burada çok sayıda iş adamı bulunduğunu, herkesin birbirini tanıması gerektiğini belirten Şimşek, "Hükümetler her şeyi yapamaz. İş dünyasını idare etmekte pek başarılı değiller. Zaten bunun için özelleştiriyoruz" dedi.