Satın alma ve birleşmelerde gıda ve tarım başı çekecek
Satın alma ve birleşme işlemlerinde önemli taraflardan biri olan uluslararası denetim şirketleri gelecek dönemde özellikle gıda ve tarım, altyapı ve lojistik sektörlerinde hareketlilik beklediklerini söylüyor
SERCAN AKINCI
İSTANBUL - Türkiye şirket satın alma ve birleşmeler konusunda hareketli günler yaşıyor. Ardı ardına satın alma ve ortaklık haberleri gelirken uluslarası danışmanlık şirketlerine göre bu yıl Türkiye’de şirket satın alma ve birleşme cephesinde özellikle gıda ve tarım, altyapı ve lojistik sektörleri hareketli günler geçirecek. Son dönemde yaşanan gelişmelerin ardından konunun uzmanları Türkiye’deki satın alma ve birleşme potansiyelini DÜNYA’ya değerlendirdi. Deloitte Türkiye Birleşme ve Satın Almalardan Sorumlu Ortak Mehmet Sami 2014’ün en büyük hareketliliğinin Migros ve Digitürk’te yaşanabileceğine dikkat çekti. Mevcut kur seviyeleri nedeniyle yabancı yatırımcıların Türkiye’den çıkamadığını savunan PwC Türkiye Şirket Ortağı Hüsnü Dinçsoy, bir yandan da Türk şirketlerin Avrupa’da şirket satın alma fırsatlarını kolladıklarını, birçok şirketin satın alma görüşmelerini sürdürdüğünü belirtti.
Bank Asya, Katar’ın en büyük İslami bankası olan Qatar Islamic Bank (QIB) ile stratejik ortaklık amacıyla görüşmelere başladı. İngiliz sigorta şirketi Aviva Türkiye’deki elementer şirketini EMF Capital Partners Ltd.’ye (EMF) sattığını açıkladı. ABD merkezli yatırım fonu PineBridge fizyoterapi ve rehabilitasyon hizmetleri sunan Romatem’in yüzde 50’sini kurucu ortaklardan aldığını duyurdu. Nuh’un Ankara Makarnası da Japon gıda devi Nisshin Foods ve Marubeni Corporation ile ortak fabrika kurmak üzere harekete geçti. Turcas yaptığı açıklamada STAR Rafineri’deki payının tümünü satacağını açıkladı. Daha önce de Japon Ricoh Ofisteknik’i satın almıştı. Basında Anadolu Grubu iştiraklerinden Anadolu Endüstri AŞ’nin, Tesco Plc’nin Türkiye’deki operasyonu Kipa ve Migros’un birleşmesi halinde ortaya çıkacak şirketten hisse almayı düşündüğü iddiaları da yer aldı. Yazıcılar Holding, bağlı ortaklığı Anadolu Endüstri Holding’in perakende sektöründe çeşitli iş imkanlarını değerlendirdiğini ancak henüz kamuya açıklanması gereken bir durum bulunmadığını bildirdi. Bizde bu gelişmeler üzerine konunun uzmanlarına beklentilerini sorduk.
Migros ve Digitürk önemli
Yabancı yatırımcılar ve bazı finansal fonların Türkiye’ye yatırımlarının devam edeceğini söyleyen Deloitte Türkiye Birleşme ve Satın Almalardan Sorumlu Ortak Mehmet Sami, Türk şirketlerinin de yurt dışındaki aktivitelerine devam edeceğini savundu. Türkiye’nin seri bir seçim dönemine girmesi nedeniyle bazı yatırımlarda ertelemelerin olabileceğini de ifade eden Sami, “Belki dönemsel olarak bekle- gör taktiğiyle evlilik süreleri uzayabilir. Döviz kurundaki ve faizlerdeki harekete rağmen şirket birleşme ve satın almalarındaki hareket devam edecek. Türkiye’nin iç pazar dinamikleri ve bölgenin üretim üssü olmaya aday olması nedeniyle Türkiye’ye yatırımlar devam eder. Türkiye’de üretilen mallar kaliteli olduğu için buradan Asya’ya bile ihraç edilebilir” dedi. Bu yıl içinde şirket satın alma ve birleşme konusunda özellikle gıda ve tarım, altyapı ve lojistik sektörlerinde hareketlilik bekleyen Sami, 2014’ün en büyük hareketliliğinin Migros ve Digitürk’te yaşanabileceğine dikkat çekti.
Türk şirketler de Avrupalı avında
Şirket satın almaları ve birleşmeler uzun vadeli planlamalar gerektiren işlemler olduğunu belirten PwC Türkiye Şirket Ortağı Danışmanlık Hizmetleri Lideri Hüsnü Dinçsoy, “Dolayısıyla biz konjonktürel konuların işlemlere yansımasını günlük olarak değil, genel trendlere paralel olarak daha uzun vadelerde hissederiz. Kısa vadede, bazı tereddütlerden kaynaklanan gecikmeler oluyor tabii. Ayrıca kapanış aşamasına gelmiş işlemlerde, kur oynaklığı işlerimizi biraz zorlaştırıyor. Sonuç olarak, stratejik yatırımcıların işlemleri -gecikme olsa dahi- kapanıyor. Risk primindeki yükselme, satıcıdaki değer beklentisini düşürürse alıcı bunu fırsat olarak görebilir. Fakat likit olmayan piyasalarda bunun tespitini yapmak çok da kolay değil. Mevcut yatırımından çıkmak isteyen yabancı finansal yatırımcılar için mevcut kur seviyeleri çok cazip değil. Bu açıdan beklemeyi seçecektir” dedi. Öte yandan Türk şirketlerinin yurtdışında şirket alma oranlarının sürekli yükseldiği anlatan Dinçsoy, bu yöntemle 10 yılda alınabilecek mesafenin bir anda alınabildiğine dikkat çekti.
Bu ilgi işlemlere dönüşecek
EY Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Müşfik Cantekinler, “Son birkaç aydır birleşme ve satın alma aktivitesinde görülen yavaşlamanın, seçimlerden sonra, ülkemizde devam etmekte olan siyasi ve politik gerginlik ortamının ortadan kalkması halinde sona ereceğini ve daha olumlu bir tablo göreceğimizi bekliyoruz. Bu yıl, global birleşme ve satın alma aktivitesinde pozitif beklentiler ortaya çıkmışken, benzer şekilde Türkiye’de de birleşme ve satın alma sayısında ve hacminde kademeli bir artış göreceğiz” dedi. Yabancı yatırımcıların son dönemde bekle- gör politikası izlediğini ifade eden Cantekinler, buna karşın yabancıların uzun vadede Türkiye’ye ilgisinin devam ettiğini ve bu ilginin yılın 2’nci yarısından itibaren işlemlere dönüşeceğini ifade etti.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, BDDK’dan aldığı bilgiye göre Goldman Sachs’ın Türkiye’de bir temsilcilik açmak üzere başvuru yaptığını söyledi. CNNTÜRK’ün canlı yayın konuğu olan Şimşek, Twitter’a yönelik bir mahkeme kararının uygulanması nedeniyle yatırımcıların Türkiye’den cayacağına inanmadığını söyleyerek, şunları söyledi: “Çünkü toptancı bir yaklaşım yok, bir siyasi sansür yok, diğer platformlar açık. Bu tartışmalar çok yapılıyor ama Türkiye’nin çok canlı bir medyası var. Bu da demokrasinin çok temel bir bileşenidir. Bugün çok büyük bir uluslararası yatırım bankası, BDDK’ya yakın dönemde başvuruda bulundu. Avrupa’da herhalde 7. ofisleri olacak. Kendileri açıkladı mı bilmiyorum ama BDDK’dan aldığım bilgiye göre GoldmanSachs, Türkiye’de bir temsilcilik açmak üzere başvurusunu yaptı. Tabii bu ilk adım, özellikle yatırım bankacılığı açısından.”
Seçim çalışmalarını ağırlıklı olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde gerçekleştirdiğini ifade eden Şimşek, bölgede halkın çok büyük bir kısmının, 17 Aralık operasyonunun siyasi motivasyonlarla yapıldığına inandığını belirterek, “Yüzde 95’i bu şekilde düşünüyor desem, yanılmış olmam” dedi. Şimşek, Kamu İhale Kanunu’nun gözden geçirilmesinde fayda olduğunu sözlerine ekledi.
Kamuoyu yoklamalarının siyasi istikrarın tehdit altında olmadığını ortaya koyduğunu belirten Şimşek, “Seçimlerden siyasi istikrarın tehdit altında olduğuna ilişkin bir sonuç çıkarsa, ülkemiz epey zorlanır. Çünkü bu gerilim, belirsizlik genel seçimlere kadar devam ederse, bundan esnaf, sanayici aslında bütün millet olumsuz etkilenecek” dedi. Şimşek, “Siyasi istikrar bozulursa en temel şey bozulmuş demektir” diye konuştu.
Moody’s ve Fitch’in analizleri yüzeysel
Bakan Şimşek, Moody’s ve Fitch’in Türkiye ekonomisine yönelik açıklamalarını da değerlendirerek, kuruluşların uyarılarda kısmen haklı olduklarını ancak yapılan analizlerin çoğunun yüzeysel olduğunu söyledi. Türkiye’nin iddia edildiği gibi kırılgan olmadığına işaret eden Şimşek, ülke ekonomisinin temellerinin sağlam olduğunu dile getirdi. Şimşek, bu yıl cari açığın birçok sebepten ötürü önemli ölçüde daralacağını kaydetti.
Taksit uygulamasında geri adım yok
Şimşek, kredi kartı harcamalarına yönelik tedbirleri doğru bulduğunu kaydetti. Dünyada para musluklarının kısıldığına dikkati çeken Şimşek, “Bizim cari açığı azaltmamız, tasarruflarıteşvik etmemiz lazım. En azından israfı engellememiz gerekiyor. Tedbirler doğru. Ayağımızı yorganımıza göre uzatarak hareket etmemiz lazım. Bu anlamda bir model değişikliği desöz konusu. Ben bunu doğru buluyorum” diye konuştu. Şimşek, seçime giderken ekonomi yönetiminin ekonomiyi yavaşlattığını kaydederek, “Biz ülkenin menfaatini, geleceğini kısavadeli siyasi çıkarlardan daha ön planda tutuyoruz” dedi.
Seçim sonrası doğrudan yatırım artacak, şaşırmayın
Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı İlker Aycı, seçim sonrası verilecek mesajların ve nisan-mayıs aylarının kritik önem taşıdığını belirterek, “Seçim sonrası Türkiye’de istikrarın devam ettiğinin yatırımcılar tarafından güçlü şekilde algılanmasıyla birlikte uluslararası doğrudan yatırım seyrinde artış bizi şaşırtmasın. Bu yıl, 2013’teki rakamı koruyacağız” dedi. Aycı, bu yıl doğrudan yabancı yatırımların 2013'teki 13 milyar dolara yakın oluşacağını tahmin etti. Japonya, Çin, Malezya, Güney Kore ve Rusya’dan önde gelen yatırımcıların 1-2 yıl içinde Türkiye’de yer alacağını söyleyen Aycı, “Amerikan sermayesinin de yatırımları artacak” dedi. Aycı, Volkswagen ile görüşmelerin sürdüğünü belirterek, Japonların Ankara’da golf sahası istediğini kaydetti.