Sanayide 'sözleşme' gerilimi
Toplu sözleşme gereği yan sanayi firmaları da ana üreticiler kadar işçiye zam yaptı. Ancak ana sanayide toplam satış fiyatı içinde düşük bir oranda olan işçilik maliyeti, yan sanayide ana maliyet kalemlerinden biri. Tedarikçinin bu artışı fiyatlara yansıtmak istemesi sanayide gerilim yarattı.
Aysel YÜCEL
Otomotiv sanayinde toplu sözleşme gerilimi yaşanıyor. Sözleşme gereği yan sanayi firmaları da ana üreticiler kadar işçiye zam yaptı. Ancak ana sanayide toplam maliyet içinde düşük bir oranda olan işçilik maliyetinin yan sanayide ana maliyet kalemlerinden biri olduğunu vurgulayan tedarikçilerin, bu maliyeti fiyatlara yansıtması sanayide büyük gerilim yarattı.
Türk Metal Sendikası, Çelik-İş, Birleşik Metal ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında geçen yıl ekim ayında başlayan ve 120 bine yakın işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmeleri grev kararıyla sonuçlanmıştı. Birçok sanayi şirketinde yapılan grevlerin ardından geçtiğimiz ocak ayında ise Türk Metal ile MESS arasında uzun süren görüşmeler sonuçlanmış, taraflar arasında anlaşma sağlanmıştı. 2 yıllık imzalanan sözleşme ile işçi ücretlerine ücrete sosyal haklar hariç yüzde 24.63 zam yapıldı. Zam oranları ile sosyal yardımların kümülatif toplamı yüzde 26.31 oldu. Oyak Renault, MAN, Tofaş ve Mercedes gibi ana sanayicilerin yer aldığı MESS’te çok sayıda otomotiv yan sanayi firması da bulunuyor. DÜNYA’ya konuşan Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Alper Kanca, sektörde toplu sözleşmenin etkilerinin devam etiğini vurgulayarak, sanayide ciddi bir gerilim yaşandığını söyledi.
"Yan sanayici bu maliyet artışını tek karşılayamaz"
Alper Kanca, MESS in imzaladığı son toplu sözleşme ile tüm sanayicilerin beklediğinin oldukça üstünde bir oranda işçilik maliyetlerinin arttığını dile getirerek, şunları söyledi: “Sözleşme öncesi sanayicilerin kendi aralarında yaptıkları tahminlerin oldukça üzerinde bir zam verilmiş oldu. Sanayici arkadaşlarımız ‘Tamam, çalışanlarımıza planladığımızdan fazla zam verdik. Helal-i hoş olsun. Ama asıl sıkıntımız bu enflasyonun iki katı kadar yükseklikteki zammı, müşterilerimizden nasıl aldığımızda’ diyor. Bazı otomotiv ana sanayi firmaları kendi işçilerine yüzde 23 ile yüzde 26 arasında zam verdiler. Bize de başka çare bırakmadılar. Ama şimdi verdiğimiz parçaları işçilik oranı kadar artırmak istediğimizde, ana üretici ‘Hayır, bu farkı vermeyiz’ diyor.
Birçok TASYAD üyesi bu konuda yazılı ve sözlü olarak bana şikayetlerini iletti. Otomotiv fabrikalarında bir aracın maliyetinin içindeki işçilik payı yüzde 6’yı geçmiyor. Böyle olunca yüzde 25’lik zam, aracın satış fiyatında en fazla yüzde 2’lik bir artışa sebep oluyor. Bazı ana sanayi firmaları bu düşük işçilik oranından dolayı sendikaya zam verirken biraz fazla cömerttiler. İmzaladıkları sözleşmenin dalga etkisi yaratacağını ve en sonunda parça üreticilerini vuracağını çok önemsemediler. Çünkü parça üreticilerinin bazılarının maliyetleri içindeki işçilik payı yüzde15-20. Bu durumda işçilik maliyet artışı onların karlarını ciddi eritiyor. Bunu kendileri karşılayamaz. Mutlaka ana sanayi diye nitelendirilen OEM müşterileri ödemeli. Ama işte bu noktada sorun çıkıyor ve gerginlik oluşuyor. Bu sorunun ana sanayici ile yan sanayici arasında çözüme kavuşturulması gerekiyor.”
Sektördeki bir başka sıkıntıya da değinen Kanca, yurtdışındaki yabancı firmaların Türkiye’ye yönelik olumsuz algısının henüz tam olarak ortadan kalkmadığını, hatta bazı orta ölçekli firmaların da Türkiye ile iş yapmak konusunda çekimser davranmaya başladığını söyledi.
"Şekib Avdagiç’i başkan görmek isteriz"
Nisan ayında yapılacak oda seçimlerine de değinen Kanca, “Oda seçimleri bu yıl çok çekişmeli olacak. Gruplar çok yoğun seçim kampanyası trafiğinde. Otomotiv tedarikçileri olarak İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şekib Avdagiç’i, İTO Başkanı olarak görmeyi çok isteriz. Kendisi hem sanayici hem de otomotivi çok iyi biliyor” dedi.