Sanayide 15 Temmuz'un etkisi telafi ediliyor
Ekonomistler, sanayi üretim endeksinin temmuzdaki sert daralmanın ardından bir ay içerisinde kendisini toparladığı görüşünde.
Ekonomistler, sanayi üretim endeksinin temmuzdaki sert daralmanın ardından ağustos ayında yüzde 9,4 artarak ekonominin, esnek ve dış şoklara karşı güçlü olduğuna işaret ettiğini belirtti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlenen bilgilere göre, arındırılmamış (ham) sanayi üretimi endeksi ağustosta yıllık bazda yüzde 2,8 ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi endeksi ise yüzde 2,2 artış gösterdi. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki aya kıyasla sert yükselişle yüzde 9,4 arttı. Temmuz ayında ise yüzde 7 daralma yaşanmıştı.
Sanayi üretimi ağustosta beklentiyi aştı
Ekonomistler, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminin meydana geldiği temmuzda sanayi üretimindeki sert düşüşün ağustosta pozitife dönmesinin Türkiye ekonomisinin esnekliğine ve dış şoklara karşı olan sağlamlığına işaret ettiğini belirtti.
Bu yılın 3'üncü çeyreğinde büyümede aşağı yönlü riskler görülse de hükümetin aldığı kararlarla son çeyrekte büyümenin tekrar ivme kazanması ve büyümenin bu yıl yüzde 3 olması bekleniyor.
"Toparlanmanın belirginleşmesini beklemekteyiz"
Ziraat Bankası Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, sanayi üretiminin ağustosta dönemsel bazda yüzde 9,4 artış gösterdiğini ve bir önceki ay demokrasi dışı gelişmelerle yüzde 7 daralan üretimin bir ay içerisinde kendisini toparladığını söyledi.
Yılmaz, bu sabahki verinin kendilerine Türkiye ekonomisinin esnekliğini ve dışsal şoklara dayanıklılığını gösterdiğini kaydederek, şu görüşleri dile getirdi:
"Türkiye’de temmuz ayında yaşananların ardından milli beraberliğin güçlendiğini takip etmekteyiz. Son 5 yıllık ortalamasının üzerine yükselen tüketici güveni, milli beraberlik duygusunun sayısal bazda ölçülebilir ve objektif yansımasıdır. Demokrasiye sahip çıkan millet, ekonomiye de sahip çıkmaktadır ve Türkiye üretmeye devam etmektedir. Ekonomi yönetiminin devreye aldığı kredi taksit düzenlemesi gibi makroihtiyati uygulamalar Türkiye’de iç talebi yılın son çeyreğinde canlandıracaktır. Bu gelişmeler dahilinde tüketim talebini karşılayabilmek için üretimin de hız kazanmasını bekleyebiliriz."
Dünya genelinde de üretim koşullarında bir kıpırdanmanın söz konusu olduğunu vurgulayan Yılmaz, 2014'te başlayan petrol fiyatlarındaki değer kaybetme sürecinin geride kalmasıyla üreticilerin kar marjlarının toparlanma eğilimine girdiğini anlattı.
Bu ay küresel üretim barometresi Singapur PMI verisinin 14 ay sonra ilk defa 50 eşiğinin üzerine çıktığını belirten Yılmaz, benzer şekilde küresel bazda tüm PMI'ların nadir görülecek şekilde komple arttığını söyledi. Yılmaz, devamla şunları kaydetti:
"Özellikle Almanya başta olmak üzere Avrupa’da işlerin Brexit şokunun sınırlı ve geçici kalmasının ardından toparlanma eğilimine girmesi Türkiye'nin lehine çalışmakta. Çünkü Türkiye, Avrupa değer/tedarik zincirinin parçası ve Avrupa'daki gelişmelerden önemli ölçüde etkilenmekte. Avrupa’da temmuz ayında yüzde 0,3 artan fabrika siparişleri, ağustosta yüzde 1 artış gösterdi. İlaveten sınai üretim de yüzde 2,6 oranında yükseldi. Almanya’da iyi giden üretim koşulları Türkiye'nin de toparlanmasını kuvvetlendirdi.
Yılın son çeyreğinde ekonomideki toparlanmanın belirginleşmesini beklemekteyiz. Temmuz ayındaki kayıp ve turizm nedeniyle OVP'de öngörüldüğü şekilde yüzde 3 civarında görece ılımlı bir büyüme ile bu yıl tamamlanabilir. Ancak önümüzdeki yıl bugünkü verinin ardından yüzde 4 üzeri büyümenin yeniden senaryolara girmesi gerektiği görüşündeyiz."
"Sanayi üretimi temmuz ayındaki sert düşüşü telafi etti"
Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı da ağustos ayında sanayi üretiminin temmuzdaki sert düşüşü telafi ettiğini belirterek, "Bu sert toparlanmayı tüketim ve sermaye malları üretiminde belirgin biçimde görüyoruz. Taşıt hariç sermaye malı üretimindeki artış ise özellikle dikkati çekici ve yatırım malı talebi için olumlu bir gösterge. İnşaat için önemli bir gösterge olan 'diğer metalik olmayan mineral maddeler' üretiminin ise temmuz ayındaki sert düşüşü telafi etmekle kalmayıp, bunun çok üzerinde artış kaydetmesi inşaat sektörü için olumlu olarak yorumlanabilir." diye konuştu.
Kanlı, ağustos ayında üretim düzeylerindeki toparlanmaya karşın temmuz ayındaki zayıflığın 3'üncü çeyrek büyümesi üzerinde önemli bir etkisi olacağını, bu çerçevede 3'üncü çeyrekte zayıf bir büyüme verisi görülebileceğini, 4'üncü çeyrekte ise ekonomide, kamunun da desteği ile toparlanma olmasını bekleyebileceklerini kaydetti.
Bu projeksiyonun yıl geneli için yüzde 3 civarında bir büyümeye işaret ettiğini belirten Kanlı, "Önümüzdeki dönemde hem maliye hem de para politikası büyümeyi destekleyici önlemler almaya devam edecektir. Bu çerçevede TCMB, hem faiz hem de faiz dışı politika araçlarında gevşeme eğiliminde olacaktır. Üst bantta ve zorunlu karşılıklarda ek indirimler gündemde olacaktır. Maliye politikalarında ise yatırımların artırılması kanalıyla kamu talebi oldukça güçlü olacaktır." ifadelerini kullandı.