Sanayiciden raylı sistemlerin ithaline tepki
Sanal bir çatı altında tek fabrika kuracakları bilgisini veren OSTİM OSB Başkanı Aydın, raylı sistem ihalelerinde yüzde 51 yerlilik şartına uymayan belediyeleri eleştirdi
ANKARA - OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM OSB) Başkanı Orhan Aydın, mevzuatta yüzde 51 yerlilik şartı olmasına rağmen raylı sistemleri ithal eden belediyeleri eleştirerek, "Şartname tuzakları ile yerli firmaları işi alamaz hale getiriyorlar. Biz imtiyaz değil, eşitlik istiyoruz" dedi.
Gazetecilerle sohbet toplantısında bir araya gelen Aydın, OSTİM OSB'nin projeleri hakkında bilgi verdi.
"Sanal çatı altında tek fabrika kuracağız"
"Sanal Fabrika"yı hayal ettiklerini belirten Aydın, proje sayesinde OSTİM'deki bütün işletmelerin duvarlarını kaldırmayı düşündüklerini söyledi. Sanal bir çatı altında tek fabrika kuracaklarını dile getiren Aydın, "Bu fabrikanın bütün takımlarını, tezgahlarını, adamlarını, malzemelerini, yeteneklerini bir yazılıma çeviriyoruz. Bu bizim fabrikamız oluyor. Biz bu fabrikayla dışarıdan siparişe açık hale geliyoruz. Kim, ne isterse bize talebini söylüyor. Biz onun kendi içimizde nasıl yapılacağı konusunda çalışıyoruz. Hangi takım, tezgah ne üretiyor, nasıl üretiyor, en uygun fiyat, en ucuz fiyat... Onları bulup karşı tarafa fiyatı verip, işi yapıyor, ürünü dünyanın neresinden istenirse oraya teslim ediyoruz" diye konuştu.
Konuyla ilgili yazılımların kurulduğunu kaydeden Aydın, deneme çalışmalarına yıl sonu itibarıyla başlamayı düşündüklerini bildirdi.
Raylı sistemlerin üretiminde yerli ürün kullanılması konusuna da değinen Aydın, OSB'deki raylı sistemler kümelenmesinin Türkiye'nin ihtiyacından kaynaklı olarak kurulduğunu söyledi.
Türkiye'nin raylı sistemleri ithal ettiğine işaret ederek kümelenmenin kuruluş öyküsünü anlatan Aydın, Ankara metrosunun 100 parçasını OSTİM'de monte ettiklerini dile getirdi.
İzmir Büyükşehir Belediyesine 'yerli ürün' eleştirisi
Bir vagonun da tamir, bakım ve onarımını yaptıklarını kaydeden Aydın, "İş, Ankara Büyükşehir Belediyesinden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına gitti. Biz bakanlıkla diyaloğa girdik. Onlar dediler ki 'Biz bunu bir an önce satın alıp Ankara metrosunu hizmete sokacağız.' Biz de 'Buna yerli çözümler üretilebilir' dedik. Bir sürü mazeret, bürokrasi... Biz bunun mücadelesini kesinlikle bırakmadan yüzde 51 katkı oranını şartnameye koydurduk" dedi.
Mevcut durumda hızlı tren ve İstanbul metro projeleri dahil kimsenin ihale şartnamesine yüzde 51'den aşağı yerlilik oranı koymaması gerektiğini kaydeden Aydın, buna karşın "17 Tren Seti ve Yedekleri Alım İhalesi"nde yerli ürün oranı kuralına uymadığı gerekçesiyle İzmir Büyükşehir Belediyesini eleştirdi. "Bunları Türkiye'de yapma imkanı varken bunu yurt dışından almak bilgisizlik, cahillik olamaz. Bu kötü bir şey" diyen Aydın, yerli firmalara sahip çıkılmasını istedi.
Yerli firmaların ihalelerde eşit şartlarda yarıştırılmadığının altını çizen Aydın, "Şartname tuzakları ile yerli firmaları işi alamaz hale getiriyorlar. Biz imtiyaz değil, eşitlik istiyoruz" diye konuştu.
"Üreticilerin motivasyonunu bozmamalıyız"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Aydın, yerli katkı konusunda önemli düzenlemeler yapıldığını söyledi.
Kamu kurumlarının "kendi ülkemdeki ürünleri alayım" diye bir zihinsel yapıya sahip olmadıklarını savunan Aydın, "İnsanlar en kolay, en ucuz, en hoşuna giden tarafa yönelebiliyor. Ülkenin ortak çıkarını çok fazla gözetmek durumunda kalmayabiliyor. Herkes haklı ama bizim paralarımız dışarı gidiyor" ifadesini kullandı.
Finansman konusundaki sıkıntılara da değinen Aydın, Türkiye'de üretim yapmanın zor olduğunu kaydetti.
İnsanların üretimden çekildiğine dikkati çeken Aydın, "Üretim yapanların motivasyonunu bozmamamız gerekiyor. İnşaat müteahhitlerini ödüllendirdiğimiz kadar sanayicilerimizi ödüllendirmiyoruz" diye konuştu.
"Babayiğit neden OSTİM'den çıkmıyor?"
Toplantıya katılan OSTİM Teknoloji AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sedat Çelikdoğan da "yerli otomobil üretimi konusunda babayiğit neden OSTİM'den çıkmıyor" şeklindeki bir soru üzerine, otomobil sanayi konusunda Türkiye'ye pazar kalmadığını öne sürdü.
Bir otomobilin yerli olduğundan söz edebilmek için tasarım ve markanın yerli olması gerektiğinin altını çizen Çelikdoğan, "Dış ticaret açığının kapanmasının yolu dünya markası çıkarmaktan geçiyor. Dünya markası çıkarmak için de devlet yanınızda olmak zorundadır" değerlendirmesinde bulundu.
"Elektrikli araç üretimi ümit verici değil"
Elektrikli araç üretimine çok fazla ümit bağlandığını kaydeden Çelikdoğan, elektrikli otomobilin otomotiv sanayisine çare olabilmesi için akü sistemlerinin gelişmesi gerektiğini ifade etti. Elektriği depolamanın dünyada üzerine en fazla araştırma yapılan konulardan olduğunu dile getiren Çelikdoğan, "Buradaki gelişmeler çok fazla ümit verici görünmüyor" dedi.