Rusya krizi ekonomiyi 6 sektörden vuruyor!
Rusya'da giderek derinleşen kriz Türkiye’yi birçok koldan etkilemeye başladı. İhracat düşüyor, şirketlerin ihracat alacakları eriyor, ruble ile yapılan sözleşmelerden vazgeçiliyor
HAZIRLAYAN: SERCAN AKINCI-TAYLAN BÜYÜKŞAHİN-HÜSEYİN GÖKÇE-DERYA EĞRİCAN GÜLEÇ-GAMZE ŞENER-LEYLA İLHAN-ESRA ÖZARFAT
Petrol varil fiyatlarının 60 doların altını görmesi ve ardından rublenin dolar karşısında aşırı değer kaybetmesi Rusya’yı 1998’den beri karşılaştığı en büyük ekonomik krize doğru sürüklüyor. Türkiye için oldukça önemli bir pazar olan Rusya’daki gelişmeler, Türk ihracatçılarını da endişelendiriyor. Özellikle gıda, yaş meyve-sebze ve hazır giyimde kayıplar yaşanmaya başlandı. Bununla beraber, Rusya’da çalışan Türk işçiler de krizle birlikte işsizlikle karşı karşıya kalabilir. Yılbaşından itibaren Türkiye’den 36 bin 841 işçi çalışmak için yurtdışına giderken, en fazla tercih edilen ülke 8 bin 393 kişi ile Rusya oldu.
DEİK Türk-Rus İş Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, önümüzdeki dönem Rusya’da daha karamsar bir tabloyla karşılaşılabileceğini, Rusya’nın ancak Ukrayna konusunda geri atması durumunda mevcut durumun toparlanabileceğini söyledi. Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroshenko da ülkede barış sağlanmasına yönelik Rusya, Ukrayna ile Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (OSCE) katıldığı görüşmelerin yeni turunun pazar günü Belarus’un başkenti Minsk’te yapılabileceğini belirtti. Rusya’daki gelişmeleri DÜNYA’ya değerlendiren Özilhan, şunları kaydetti:
“Bu işin gelişi belliydi. Batının Rusya’ya uyguladığı kısıtlamalar ve tedbirler vardı. Onlar gittikçe tesirini göstermeye başladı. Bunun temelinde Batının hareketi ile petrol fiyatlarının gerilemesi var. Rusya bütçesine 100 dolar fiyatla koymuştu petrolü ama 50 dolara gerilemesi Rus ekonomisine olan güveni sarstı. Önemli miktarda sermaye çıkışı oluyor. Ruble dolar karşısında 6 ayda yüzde 80-90 değer kaybına ulaştı. Dolayısıyla Rus ekonomisi sıkıntda. Çünkü Rus ekonomisinin çok önemli bir kısmı ithalata dayanıyor. Rusya petrol, gaz ve tabi kaynak ihracatıyla döviz geliri sağlıyor. Önümüzdeki dönemde neler olabilir? 6.5 puan faizleri artırma mecburiyetinde kaldılar. Bu, enfl asyona neden olacaktır. İnsanların satın alma gücünü düşürecektir ve talep azalacaktır. Tabii Türk-Rus ilişkilerine baktığınız zaman 32-33 milyar dolar ticaret hacmi olmuş geçen sene. Bunun önemli bir kısmı enerji ithalatı. Diğer taraftan Türkiye 7-8 milyar dolar ihracat yapıyor. Bunun bir miktar düşeceğini tahmin ediyorum. Yine 4 milyona yakın Rus turist buraya geliyor.
Bunun önemli bir kısmının düşeceğine inanıyorum. Çünkü ekonomik olarak harcama imkanları olmayacaktır. Ayrıca Türk müteahhitler orada iş yapıyor, onun etkisi de olacaktır. Büyük projeler yavaşlayacak, hatta duracaktır. Ayrıca da Türk firmalarının Rusya’da yatırımları var. Onlar da etkilenecektir.”
2015 sıkıntılı bir yıl olacak
Önümüzdeki yıl Rusya’da ve Türkiye’de karamsar bir tablo görülebileceğini ifade eden Özilhan, “Ama Putin ne kadar bu konuda direnecek, ne kadar Ukrayna konusunda geri adım atacak... Eminim ki 2015 sıkıntılı bir yıl olacak Rusya açısından ve tabi ki Türkiye de etkilenecektir. Putin, Ukrayna konusunda geri adım atarsa petrol bir miktar yukarı çıkacaktır. Bütün finansal merkezler batının kontrolünde olduğu için oradaki sıkıntılar da bir miktar hafifl eyecektir” dedi.
Satın alma gücü ve talep düşecek
Rusya’da pahalılığın artacağına dikkat çeken Özilhan şöyle konuştu:
“Dolarla sattığınız zaman Rus parasına çevirdiğinizde çok pahalı gelecektir ve satın alma gücü düşeceği için talep de düşecektir. Birçok sektör etkilenecektir bundan. Gıda, yaş sebze meyve, hazır giyim gibi sektörler etkilenecektir. Çünkü bunlar hep konsinye gönderiliyor. Orada satıyorlar, sonra da ödüyorlar. Hatta bir kısmı da göndermiştir, parasını almamıştır. Şimdi rubleyi 75’ten ödeyecektir. Muhakkak zarar edenler olmuştur."
‘Önümüzdeki haftaları, ayları görmemiz lazım’
Bundan sonra talep konusunda noksanlar olacağını vurgulayan Tuncay Özilhan, "Yine tekstil, Laleli çok etkilenecektir” ifadelerini kullandı. Rusya’da kendi yatırımları hakkında da bilgi veren Özilhan şöyle devam etti: “Bira sektöründe zaten bir daralma vardı. Biz geçen sene bir takım tedbirler aldık. Bizim 8 fabrikamız vardı. Kapasite fazlamız bulunuyordu ve 2 küçük fabrikamızı kapattık. İcap ediyorsa bakacağız. Bir günde, 15 günde karar verilmiyor. Önümüzdeki haftaları, ayları görmemiz lazım. Belki sorun çözülürse daha az bir tedbirle geçebiliriz. Çözülmüyorsa daha yoğun tedbirler almak mecburiyetinde kalabiliriz."
Türkler, Ruble krizine 'açık'ta yakalandı
Rusya’ya mal gönderen Türk şirketleri ‘açık’ta yakalandı. Rusya ile işler iyi giderken, Rus müşterilerinden gelen “Dolar bulamıyoruz, ruble ile ödeyelim” teklifl erini kabul eden Türk şirketler bugün acı bir gerçekle karşı karşıya. Rublenin değerindeki hızlı düşüş pek çok Türk şirketinin alacaklarını yarı yarıya eritti. Şirketler 1 yıl önce gönderdikleri malın bedelini beklerken bırakın karı, maliyetlerini bile kurtaramaz hale geldi. Deride 200 milyon dolarlık sözleşmenin açık pozisyonunda kaldığı, tekstil sektörünün toplam 1 milyar dolarlık alacağının da ruble üzerinden olduğu belirtiliyor. Sektörde iflasların gelebileceği uyarısı ile herkes diken üzerinde... Dolarla kira ödemesi yapan Türk perakende mağazaları da ciddi bir sıkıntı yaşıyor. İstanbul’un Zeytinburnu bölgesindeki dericilerin yüzde 80’inin Rusya’yla açık hesap çalıştığını belirten Orjin Deri Yönetim Kurulu Başkanı Lemi Tolunay, bir ay önce 1 doların 30 ruble olmasına karşın şu anda 70 rubleye denk geldiğini hatırlattı. Rusya’da 1 ay öncesine kadar her şeyin yolunda olduğunu ifade eden Tolunay, “Oradaki alıcılar ‘dolar bulamıyorum, ruble ödesem olur mu’ dediklerinde, Türk firmalar da müşteriyi kaçırmamak için ‘evet’ diyordu. Sözleşmelerin yenilenmesi ihtimali de yok, ülke ifl as noktasında. Şu anda alacaklar malın maliyetini kurtarmıyor. Birçok firma zorda. 1 yıl önce gönderilmiş malların parasını kurtaramıyoruz. Ciddi bir zarar var. Rubleye endeksli dolar alacakları tepetakla oldu. Nasıl olsa konvertibl diyerek rubleye güvenenler ciddi sıkıntıya düştü” dedi.
Ciroların yüzde 60’ı eridi
Türk şirketlerin ruble olarak alacaklarının bir anda yarı yarıya eridiğini belirten İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi dolar alacaklarının da Rus şirketler tarafından şu anda ödenemediği ve ruble teklif edildiğini söyledi. Rusya’da mağazası bulunan perakende şirketlerinden bazılarının da sıkıntıda olduğunu belirten Tanrıverdi, “Rubleyle satış yapmasına karşın, dolarla kira ödeyen mağazalar var. Rubleyle ticarete tam olarak geçememiştik. Bunu gerçekleştirebilseydik sıkıntı daha az olurdu. Artık rubleyle ticarete tam olarak geçme konusunda geç kaldık” diye konuştu. Laleli Sanayici ve İşadamları Derneği (LASİAD) Başkanı Gıyasettin Eyyüpkoca, Laleli’deki şirketlerin cirolarının yüzde 60’ının Rusya’yla yapılan ticaretten geldiğini aktardı. Rusya ve Ukrayna’daki krizlerin domino etkisi yaratarak doğu bloku ülkelerine sıçraması endişesinde olduklarını kaydeden Eyyüpkoca, şunları söyledi: “Bundan sonrası daha da kötü olabilir. Yaralı ayının ne yapacağı belli olmaz. Ben yandım herkes yansın, diyebilir. Laleli’deki her firma cirosunun yüzde 60’ını kaybetti. Rusya’dan verilen siparişlerin büyük kısmı iptal edildi, yeni sipariş gelmiyor.”
Alacaklarda indirime gidilecek
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Hüseyin Çetin 5- 8 Kasım tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Ayakkabı ve Moda Fuarı’na (AYMOD) Rusya’dan çok ciddi müşteri geldiğini hatırlattı. O fuar kapsamında verilen siparişlerin iptal edildiği bilgisini veren Çetin, “Çünkü dolarla alıp, rubleyle satıp, tekrar dolara çevirdiklerinde büyük kayıp yaşıyorlar. Rusya’yla olan yüzde 25’lik ihracat payımız yüzde 16’ya düştü. Açık hesapla çalışan firmalarımız zorlanıyor. Rusya’daki firmalar ödeme yapamıyor. Ödemeleri uzun vadeye yayılacak gibi. Türk firmaları da mesela 10 bin dolar alacağı için ‘9 bin dolar ver, hesabı kapatalım’ demeye başlayacak” dedi.
Krizi avantaj olarak gören de var
Bütün sıkıntılara rağmen Rusya’daki mevcut durumu avantaj olarak gören firmalar da var. Orka Holding’in sahibi Süleyman Orakçıoğlu bu görüşü savunanlardan. ”Bu dönemde Rusya pazarında firma kuranlar, uzun dönemde avantaj yakalar” diyen Orakaçıoğlu, rubledeki sıkıntıların aşılacağı görüşünde. Rusya’da firması olmayan ve burayla açık hesap çalışan Türk firmalarının sıkıntıya düşeceğini ifade eden Orakçıoğlu, “Bizim orada kendi şirketimiz var. Bir dönemlik ya da bir yıllık çalışma hedefiyle burada değiliz. 5- 10 yıllık planlarımız var Rusya’yla ilgili. Buradaki mağazalarımızın dolarla ödenen kiraları için de birtakım iyileştirmeler yapılıyor. Bu dönemdeki sıkıntıları her iki tarafında iyi niyet göstererek çözmesi lazım” diye konuştu.
Açığa oynayan yüzde 20 daha fazla zarar etti
Favor Trans Lojistik ve Taşımacılık Genel Müdürü Tamer Dinçşahin, Rusya pazarında açığa oynayanların sıkıntıda olduğunu ve büyük zarar ettiklerini bildirdi. Bundan somra konsinye satışa dikkat edilmesi gerektiğini ifade ederek şöyle konuştu: “Rusya’da 15 Aralık- 15 Ocak arası Noel tatili. Bu krizin bu döneme denk gelmesi büyük bir şans. Zaten bu dönemde işlerin yavaşlaması bekleniyordu. Bu olay hareketli döneme denk gelseydi sıkıntılar daha da büyük olurdu. 1 ay içinde de taşlar yerine oturur. Rusya’ya temkinli şekilde odaklanmak gerekir. Açığa oynamak yerine doğrudan ticaret yapanlar zarardan kar ettiler. Rus merkez bankası yüzde 20 daha az zararla kuru belirliyor. Serbest piyasa şartlarına göre açığa oynayanlar yüzde 20 daha fazla zarar etmiş oldu.”
[PAGE]Ruble ile ihracat yüzde 9’a kadar çıktı
Petrol fiyatlarındaki gerileme ve Ruble’nin değer kaybı kıskacına giren Rusya ile Türkiye arasındaki ticaret son 4 yılda 30 milyar doların üzerinde seyrediyor. İki ülke arasındaki ticaretin ruble ve TL üzerinden yapılması yönünde varılan mutabakatın etkisi ise rakamlara yansıdı. TÜİK’in verilerinden TL ile yapılan ticaret ülke bazında ölçülemese de Türkiye’nin Rusya’ya yaptığı ihracat kısmen ölçülebiliyor. TÜİK’in para birimleri cinsinden yayınladığı verilere göre ruble cinsinden yapılan ihracat son 5 yıl içinde yaklaşık 4 kat artmış durumda. 2010 yılında Türkiye Rusya’ya 4 milyar 629 milyon dolarlık ihracat yaparken, aynı yıl bunun yüzde 2’sine karşılık gelen 92 milyon 468 bin dolarlık ihracat Ruble ile gerçekleştirildi. İhracatımızın 5 milyar 599 milyon dolara çıktığı 2011’de Ruble cinsinden ihracat 148 milyon dolara, Rusya’ya yapılan ihracat içinde Ruble’nin payı da yüzde 2.48’e yükseldi. 2012’de ise 6 milyar 680 milyon dolarlık ihracatın 198 milyon doları (yüzde 2.97) ruble üzerinden yapıldı. Ruble ile yapılan ihracat 2013 yılında bir önceki yılın iki katına çıktı. 6 milyar 964 milyon dolarlık ihracatın 454 milyon doları (yüzde 6.53) ruble cinsinden yapılırken, 2014 yılı Ocak-Ekim döneminde Rusya’ya yapılan 5 milyar 21 milyon dolarlık ihracatın 434 milyon doları (yüzde 8.65) ruble üzerinden gerçekleştirildi. Rublenin ithalat içindeki payı ise yok denecek kadar az düzeyde. 2014 yılı 10 aylık döneminde 29 milyon 991 bin dolarlık ithalat ruble ile gerçekleştirildi.
Yaş meyve-sebzeciler ruble krizine doğal afet desteği istiyor
Yaş meyve-sebze ihracatında Rusya’nın AB ülkeleri ve ABD’ye gıda ithalatında ambargo uygulamasıyla rotasını Türkiye’ye çevirmesi sonrası umutla başlayan başta narenciye olmak üzere yaş meyve-sebze ihracat sezonu, Rusya’nın para birimi rublenin dolar karşısında değer kaybetmesi sonrasında hayal kırıklığıyla sona erdi. İhracatçılar narenciye ihracat sezonu başlangıcı olan eylül ayında gerçekleştirdikleri ihracat ödemelerini yeni yeni almaya başlarken yaşanan sıkıntı, alacakların yüzde 60-70 arasında erimesini de beraberinde getirdi. İhracatçının sıkıntısı üreticiye de yansıdı. Yaşananların don, hortum, rüzgâr gibi doğal bir afet olarak değerlendirilmesini bekleyen üretici ise hükümetten destek istiyor.
Konuyla ilgili aralarında Batı Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Satıcı, Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Dr. Salih Çalı, İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Latif Ünal, Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Kavak ve Doğu Karadeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan’ın da yer aldığı 5 birlik başkanı ortak basın yayın bildirgesi yayınladı.
Sektörün can çekiştiğini vurgulayan birlik başkanları bildirilerinde şu ifadelere yer verdi:
“Rusya’nın AB üyesi ülkelerden yaş meyve sebze alımını durdurmasıyla Rusya’nın yaş meyve-sebze ihtiyacının karşılanmasında önemli bir konuma sahip Türkiye’de gerek üretici gerek ihracatçının beklentisi arttı. İç pazarda üretim bazında fiyatlar olması gerekenin çok üzerine çıktı. İhracatçılarımız ürünleri yüksek fiyatlardan satın almak durumunda kaldı. Ancak ambargo dolayısıyla oluşan beklenti nedeniyle ürün fiyatlarının katlanması, arz ve talep dengesinin bozulması ve diğer tedarikçi ülkelerden Rusya pazarına beklentilerin üzerinde ürün arzının gerçekleşmesiyle ihracatçılarımız yüksek fiyatlarla aldığı ürünleri Rusya pazarında büyük zararlarla satmak zorunda kaldı. Buna bir de alacaklarımızın yüzde 60-70 dolayında erimesi eklenince ihracatçılarımız ifl asın eşiğine geldi. Bu çerçevede yaş meyve sebze ihracatçılarımızın uğradıkları zararların bir nebze olsun telafisinin sağlanabilmesi adına acilen önlem alınması gerekmektedir.”
Kaçmaz: Sektörümüz ayakta kalma mücadelesi veriyor
Türkiye Yaş Meyve ve Sebze İhracatçılar Birliği Sektör Kurulu Başkanı Kemal Kaçmaz ise narenciyede Türkiye’nin 3,5 milyar dolarlık ihracat hedefi bulunduğunu hatırlatarak, “Biz hedefl erimize ulaşmak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz ancak yeterli değil. Umarız Rusya krizi kısa sürede sonlanır ve ihracatçı nefes alır. Ülke ekonomisine büyük faydaları olan sektörümüz ayakta kalma mücadelesi veriyor. Destek bekliyoruz” dedi.
Can: Yaş meyve-sebze ihracatı bine yakın sektörü etkiliyor
Mersin’de bin dekar alanda üretim yaptıklarını anlatan Canlar Gıda Tarım İşletmesi Genel Müdürü Tahsin Serhat Can, Rusya’da yaşanan sıkıntıların yalnızca ihracatçıyı değil, yaklaşık bine yakın sektörü olumsuz etkilediğini bildirdi. İhracatçının Rusya’dan parasını alamaması sonrasında üreticiye ödeme yapamadığını kaydeden Can, “Biz de paralelinde mazot, gübre, tohum, ilaç gibi girdilerimizi aldığımız kişilere ödeme yapamıyoruz. Çok büyük bir sektör sıkıntı yaşıyor” dedi. Yaşananların don, rüzgâr, hortum felaketi gibi değerlendirilip hükümetin sahip çıkması gerektiğini vurgulayan Can, “Bizim üretimimizin büyük bölümü ihracata gidiyor. İhracat olmayınca herkes ürününü iç pazara sürecek. İç pazarda fiyatlar zaten çok düşük, iyice düşecek ve üretici kayıp yaşayacak” değerlendirmesini yaptı. Sezona umutlu girmeleri nedeniyle herkesin yatırım yaptığına da dikkat çeken Can, bu yatırımların ödemelerinin de sıkıntıya gireceğini söyledi.
Narenciyenin fiyatı dalında geriledi
Mersin Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Şahin ise konuşmasında yaşanan sıkıntı karşısında narenciye ürünlerinin fiyatının dalında 1.40 – 1.50 kuruştan 70-80 kuruşa kadar gerilediğini anlattı. İhracatçıların teşviklerini zamanında alamamalarının sıkıntısını yaşadıkları yönünde duyumlar aldıklarını kaydeden Şahin, “Hiç olmazsa bu teşvikler acil verilecek olursa sektöre sıcak para girişi olur ve sıkıntılar hafifl eyebilir” dedi.
Turizmde yüksek sezona kriz gölgesi düştü
Turizm sektöründe Türkiye’nin en önemli pazarlarından biri olan Rusya’daki ekonomik darboğaz, 2015 beklentilerini revize edecek gibi görünüyor. Yüksek sezon olarak tanımlanan yılbaşı arifesi, beklentiyi karşılamadı ve Rusya’daki sıkıntıların gölgesinde kaldı. Geçtiğimiz yıla göre satışların yüzde 40’a kadar düştüğünü ifade eden bir tur operatörü yönetim kurulu başkanı, “İptaller yok ancak beklentimiz satışların öteleneceği yönünde” açıklamasını yaptı. Şimdiden kara bir tablo çizmenin yanlış olacağını söyleyen TÜRSAB Genel Sekreteri Çetin Gürcün, “Rusya’da petrol fiyatlarının düşmesi, ekonominin bozulması endişeler yaratıyor. Ancak satışların düştüğü ya da 2015’te iptaller yaşandığına dair bir veri yok. 2016’da karşılıklı turizm yılı ilan edildi” dedi. ABD’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlarda yumuşatmaya gidebileceği yönündeki haberlerin de umut vaat ettiğini söyleyen Gürcün, “Rusya, Ukrayna, ABD üçgeninde yaşanacak iyileşmeler, ekonomiye de olumlu yansıyacaktır” diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın istatistiklerine göre Rusya, Almanya’nın ardından ikinci sırada yer alıyor. 2012 yılından bu yana sürekli artan bir grafik sergileyen Rus turistlerin bu yıl 4 milyon 368 bine ulaşması bekleniyor. Geçen yıl Türkiye'ye 4 milyon 131 Rus turist gelmişti.
Müteahhitler Rusya’da sözleşmelerini iptal ediyor
Türk müteahhitlik firmalarının 1972 yılından 2014’ün 3.çeyreğine kadar geçen süreçte 55 milyar dolarlık iş aldığı Rusya pazarında yaşanan ruble krizi firmaları etkilemeye başladı. Bu rakamla Türk taahhüt sektörünün en büyük pazarı haline gelen Rusya’da son 3 yılda ise toplam değeri 12 milyar dolar olan 100’un üzerinde sözleşmenin imzalanırken, halen 8-9 milyar dolarlık projenin devam ettiği ifade ediliyor. Türk müteahhitlik firmaları için çok büyük bir pazar konumuna olan Rusya’da son dönemde firmaların sanki birbirini tartmak için teklif verdiğini dile getiren Yenigün İnşaat Genel Müdürü Fikret Yenigün, “Şu anda müteahhit ruble bazında sözleşme yapmaya yanaşmıyor, işveren de dolar bazında anlaşmaya yanaşmıyor. Müteahhitler yüzde 100 rublelik teklif vermek istemiyor” dedi. El sıkıştıktan sonra işveren ya da müteahhit tarafından vazgeçilen birçok sözleşmenin olduğuna da dikkat çeken Fikret Yenigün şunları söyledi: “Bu nedenle önümüzdeki yıllarda Türk müteahhitliği açısından orada beklentilerin altında bir iş hacmi olacakmış gibi görünüyor.”
Firma olarak Rusya’da 220 milyon dolarlık bir alışveriş merkezi projesi aldıklarını belirten Yenigün, “Biz projenin yüzde 75’ne geldik. Müteahhitlik yapan bir firma olarak Rusya’daki sözleşmemiz Ruble, harcamalarımızda çoğu da Ruble olduğundan piyasadaki zarardan minimum dereceden etkileneceğiz “ dedi. Fikret Yenigün, “Ancak Ruble alıp karşılığında dolar ve euro bazında borçlananlar varsa onlar negatif etkileniyor. Fakat kısmen Ruble ve dolar olarak sözleşmelerini yapanlar minimum etkilenirler” diye konuştu. Öte taraftan her ne kadar Ruble olarak anlaşma yapmış olsalar da müteahhitlerin Avrupa’dan gelen inşaat malzemelerini dolar ve euro olarak aldıkları için etkileneceklerini aktaran Yenigün, özellikle işe yeni başlayan firmalarda bu zararın daha fazla olacağını kaydetti.
Esas hasar ocak ayının ortasında netleşecek
Dolar ve ruble dışında Rusya’da yaşanan enfl asyon artışının da firmaları etkileyeceğini aktaran Fikret Yenigün, yeni yıl nedeniyle Rusya’nın yavaş yavaş tatil havasına girmeye başladığını belirterek, “Bugüne kadar spekülatif hareketler yaşandı. Ancak esas hasarın ocağın ortasına doğru ortaya çıkacak. Bu durumda işverenlerin bankalarla ve finansman kurumlarıyla anlaşmalarını bilmiyoruz. Ama mutlaka etkileneceklerdir” yorumunu yaptı.
Otoda gerileme yüzde 60'ları bulacak
Rublenin dolar karşısındaki değer kaybı ve petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye’den Rusya’ya yapılan otomotiv yan sanayi ihracatını da olumsuz etkiledi. Yıllık bazda yüzde 30 olan Rusya ihracatındaki gerilemenin, rublenin değer kaybı ve petrol fiyatlarındaki düşüşün de etkisiyle yüzde 50-60’ları bulması bekleniyor. Uludağ İhracatçı Birlikleri Otomotiv Endüstrisi İhracatçı Birlikleri Başkanı Orhan Sabuncu, rublenin dolar karşısında değer kaybetmesinin ve petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün Türkiye’den Rusya’ya yapılan ihracata olumsuz etkisi olduğunu ifade etti. 1 Ocak – 31 Ekim döneminde OİB kanalıyla Rusya Federasyonu’na yapılan ihracatın yüzde 30.58 gerileyerek 645.3 milyon dolar seviyesinde kaldığını belirten Sabuncu, “Rublenin değer kaybı ve petrol fiyatlarındaki gerileme Rusya’da tüketime de yansıyacak ve araç satışları düşecektir. Bu bizim ihracatımızı da olumsuz etkiliyor. Her geçen gün biraz daha fazla rakamsal olarak düşme görülüyor. Eğer Rusya ekonomisi stabil bir hale gelmezse kayıplar fazla olacaktır. Yıllık bazda yaşanan yüzde 30’luk gerilemenin içinde Rusya’daki otomotiv sektörünün gerilemesi var. Ama bunun içinde son günlerdeki Ruble’nin değer kaybı ve petrol fiyatlarındaki düşüş yok. Bunları da eklediğimizde düşüş daha da fazla olacaktır. Şimdi yüzde 30 olan ihracattaki gerileme yüzde 50- 60’ları rahat bulur gibi geliyor” dedi.
Rusya’da yatırımı olan 17 Türk firması bulunuyor
Rusya’da yaşanan bu gelişmeler orada yatırımı bulunan Türk otomotiv yan sanayi firmalarında da endişeli bir bekleyişe neden oldu. Rusya’da şu an yatırımı olan 17 Türk firması bulunuyor. Planlanan yatırımlarla bu rakamın önümüzdeki yıllarda 30, hatta 40’ı bulabileceği söyleniyor. Satışların düşmesi halinde orada yatırımı olan sanayicilerin planladıkları üretimleri yapamayarak zarar edeceklerini dile getiren Sabuncu, yeni yatırım planlayanların bir süre daha beklemede kalacağını söyledi. Orhan Sabuncu, “Bu süreç değişik şeylerle ilişkili. Ekonomik olmaktan ziyade siyasi boyutu daha fazla. Çok ani gelişti. Petrolün 60 dolara düşmesi bir aylık olay, rublenin gerilemesi 3-5 günlük olaydır. Biraz bekleyip görmek gerekiyor” diye konuştu.
“Belirsizlik sürüyor herkes beklemede”
Tofaş, Karsan, Mercedes, MAN, Temsa gibi ana sanayilere alüminyum parça üretimi yapan Yeşilova Holding, geçen yıl Rusya Nizhny Novgorod’da fabrika kurdu. Yeşilova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali İhsan Yeşilova, son gelişmelerle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Kasım ayında Rus ortaklarımızla bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptık. Ocak ayının sonuna doğru tekrar görüşme kararı aldık. Çünkü belirsizlik sürüyor. Onlar da sürecin ne olacağını, nereye gideceğini bilmiyor. Herkes beklemede. Zannediyorum ki ABD ve Avrupa Birliği Putin’e yaptırmak istediklerini bu yolla yaptıracaklar ve bir çözüm üretilecek. Yoksa şu anda petrol fiyatlarındaki gerileme nedeniyle Rusya’da herkes kabuğuna çekilmiş, beklemede. Tek istediğimiz nasıl olacaksa olsun, bir istikrar olsun. Putin’e çok iş düşüyor. Bizim bilmediğimiz, dünya ülkeleri arasında pek çok pazarlık konuları var. son 2-3 yıldır bölge son derece istikrarsız. Bu şartlar altında devlet yönetenlere çok iş düşüyor.”
TAYSAD Genel Koordinatörü: Alacakların sigortalanması önemli
Rusya’daki gelişmelerin, özellikle ithalata dayalı üretim veya montaj yapmakta olan araç üreticileri için olumsuz bir tablo olduğunu belirten TAYSAD Genel Koordinatörü Süheyl Baybalı ise ani sıçramanın sonucunda, Rusya’dan tedarik edilmeyen her türlü hizmet, ara mamul ve mamul fiyatının artacağını söyledi. Baybalı, bunun Rusya’da göreceli olarak yerlileştirme oranları düşük olan araç üreticilerinin pazar kaybetmesi veya zarar etmesi anlamına geleceğini ifade etti. Baybalı, “Pazarda bulunan ilk 6 markadan 5’inin yabancı yatırım olduğu düşünürsek, en önemli savaşın Hyundai-Kia, Renault-Nissan, Volkswagen Group, General Motors ve Toyota Motor arasında olacağı görülmektedir. Yabancı menşeli otomobillerin toplam pazar içindeki payının ise 2014’de yüzde 82 olarak gerçekleşeceği öngörülmektedir. AB’den, ABD’den ve Kore’den yapılmakta olan ithalatlara göre Türk tedarikçilerden yapılacak satın almaların fiyat avantajı sağlayacağı görülmektedir. Değer kaybeden Ruble ile birlikte Türk tedarikçilerin daha da stratejik bir öneme sahip olacağını öngörebiliriz. Ancak tabii ki son birkaç günde yaşanan döviz kuru dalgalanması, Türkiye’den veya Rusya’dan satış yapacak Türk tedarikçilerinin finansal riskleri çok daha dikkatli analiz etmelerini zorunlu kılmaktadır. Alacakların sigortalanması ise ayrı bir önemli maddedir. İhracat alacak sigortalarının yapılması için gereken hassasiyeti göstermeliyiz” diye konuştu.
Rusya otomotiv pazarında durum nedir?
Rus Federal İstatistik Servisi Rosstat’ın açıkladığı verilere göre, ocak-kasım döneminde ülkede yüzde 10.3’lük gerilemeyle 1.6 milyon otomobil üretildi. Kasım ayında üretilen otomobil sayısı ise yüzde 27.1 gerileyerek 200 bin civarında kaldı. Rusya’daki kamyon üretimi yüzde 25.8 gerileyerek 139 bin oldu. Kamyon pazarındaki gerilemeden ötürü KAMAZ da yıl sonuna kadar haftada dört günlük çalışma rejimine geçti. Ocak-kasım döneminde Rusya’da üretilen otobüs sayısı yüzde 20.6 gerilemeyle 38.3 bin olarak açıklandı. Öte yandan Federal Gümrük Servisi’ne göre, yılın ilk 10 ayında Rusya’ya ithal giren otomobil sayısı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 20.3 azalarak 595.7 bin adet olarak gerçekleşti. Bu ithalatın parasal değeri 11 milyar 527.3 milyon dolar.
Beyaz et sektöründe ruble değil vergi sorunu var
Rusya’nın ABD ve AB ürünlerine yönelik ambargo kararının ardından heyecanlanan ve bu ülkeye mekanik ayrılmış tavuk eti ihracatına başlayan beyaz et sektörü, ruble ile ilgili gelişmelerden ilk etapta fazla etkilenme beklemiyor. BESD-BİR Başkanı Sait Koca, DÜNYA’ya yaptığı açıklamada, son gelişmelerin sektöre etkisinin 10-15 günden önce ortaya çıkmayacağını ancak şimdilik siparişlerde herhangi bir azalma olmadığını aktardı. Rusya’ya yapılacak ihracatta temel sorunun, yüksek oranlı gümrük vergileri olduğunu dile getiren Sait Koca, “Eğer hükümetler karşılıklı olarak anlaşabilirse ihracatımız daha da yükselir. Uzun süredir talep ettiğimiz kota var. Öncelikli olarak bize uygun koşullarda kota sağlanırsa, biz de elimizden geleni yaparız” dedi.