"Önlemler alınırken reel ekonomi zarar görmemeli"

Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanı Yücelen "Cari açık ve enflasyon gibi kırılganlık gösteren noktalarla ilgili önlemler alınırken reel ekonominin zarar görmemesi sağlanmalı" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Ali Yücelen, cari açık ve enflasyon gibi alanlarda önlemler alınırken reel ekonominin zarar görmemesinin sağlanması gerektiğini belirtti. 

Ali Yücelen, yaptığı açıklamada, yeni hükümetin önünde 10 aylık bir dönem olmasına rağmen 2023 hedeflerinin ve 2014-2018 dönemini kapsayan 10. Kalkınma Programı'nın hükümet  programı içinde önemli bir yer tutmasını memnuniyetle karşıladıklarını kaydetti. Bunların nasıl gerçekleşeceğinin ise somut olarak ortaya konması gerektiğini dile getiren Yücelen, Türkiye ekonomisinin her yıl en az yüzde 5 büyümesi gerektiğini, bu potansiyele de sahip olduğunu söyledi. 

Yücelen, cari açık ve enflasyon gibi kırılganlık gösteren noktalarla ilgili önlemler alınırken reel ekonominin zarar görmemesini sağlayarak, Türkiye'nin büyümesini sürdürmesini tesis etmenin önemli olduğuna dikkati çekti. İhracat yapan imalatçı KOBİ'lerin desteklenmesinin şart olduğunu vurgulayan Yücelen, özel olarak da inovatif imalat yapan ve ürünlerini ihraç edebilen KOBİ'lerin üzerine eğilmek gerektiğini dile getirdi. 

Yücelen, "KOBi'lerin üzerinde vergi yükünden kar marjlarına kadar bir sürü sıkıntı var. Kar marjları şu an çok düşük. Enflasyon hedefi için, cari açık hedefi için, iç pazar için baskılanıyorlar. Bunun da KOBİ'lere zararı oluyor" diye konuştu. KOBİ'leri ve üreticileri yok sayarak 2023 hedeflerine ulaşılamayacağının altını çizen Yücelen, şirketlerin dış kaynak yerine sermaye ağırlıklı bilanço yapısına sahip olmasına yönelik başlatılan çalışmalara değindi. 

Yücelen, "Siz büyüyen bir ekonomisiniz. Tabi ki dış borcunuz artacak. Tabi ki dış kaynak kullanacaksınız. Bu önümüze sunuluyor ama öbür taraftan büyüme baskılanıyor. Büyüme baskılanmamalı. Bizim şu anda dış kaynağımızdaki, kredilerimizdeki artışa göre daha fazla büyüyen bir ekonomi olmamız lazım" değerlendirmesini yaptı. 

"Tedbir almayın, teşvik edin" 

Yücelen, sanayicinin ayakta kalmak zorunda olduğunu belirterek, şunları kaydetti:  

"Reel sektör temsilcisi niye gitsin fabrikası dururken sermayesini dışarı çıkarıp yatırım yapsın? Niye inşaat yapsın? Evet, inşaatla büyüyemeyiz, hiçbir yere gidemeyiz ama sen bu adamı niye inşaat yapmaya teşvik ediyorsun da öbür taraftan tedbir alıyorsun? Tedbir almayın, teşvik edin. En başta kar marjlarını teşvik edin. Eğer siz sanayi, üretim yerine inşaatın, gayrimenkulün daha çok kazanacağı bir sistem ortaya koyarsanız, sanayici bulabildiği fonların bir kısmını fabrikasına aktarırken bir kısmını da 'O fabrika batmasın, küçülmeyeyim' diye götürüp inşaatlarda değerlendirebilir." 

Yücelen, bir işverenin yapabileceği en kötü tedbirin istihdamda küçülmek olduğunu anlatarak, "Buna başvurmamak adına adam elindeki kaynağı götürüp inşaata yatırıyor, orada da istihdam yaratıyorsa o adamı suçlamak yerine, 'Neden bu adam sanayide devam etmiyor da inşaata yatırıyor?' diye sormak lazım" görüşünü paylaştı. Sadece inşaatla büyümenin bir risk olduğuna işaret eden Yücelen, aynı anda sanayinin de benzer ölçüde büyümesi ve öncelikli olarak üretimin sağlam temellere oturtulması gerektiğini söyledi. 

Yücelen, reel sektörün çok acil önlemlere ihtiyaç duyduğuna dikkati çekerek, "Şu an durumumuz iyi değil. Kar edemiyoruz. Finansman ve finansman kalitesi sıkıntımız var. 'Bankaları ellettirmem' denildiği gibi 'Sanayiciyi, üreticiyi, taciri ellettirmem' diyeceklere ihtiyaç var" dedi. Finansal hizmetler sektörünün, reel sektörün hizmetinde olması gerektiğini savunan Yücelen, "Finansal hizmetleri düzenleme ve denetleme adına, onların menfaatini gözetme adına bir BDDK var. Niye reel sektörü düzenleme ve denetleme adına bir reel sektör kurulu yok?" diye sordu. 

Yücelen, "Cari açık, enflasyon, faiz... Ekonomi bir tek bu değil ki... Şu anda piyasada nakit sıkıntısı var. KOBİ'ler finansmana erişim konusunda sıkıntı çekiyor. Kar marjı sıkıntısı var. Reel ekonomiyle ilgili bu tür konular da cari açık, enflasyon ve faiz kadar konuşulmalı" yorumunu yaptı. ABD, Avrupa ve Çin gibi dünya ve Türkiye ekonomisini etkileyen faktörlerden gelen sinyallere göre hızlı politikalar geliştirmek gerektiğini aktaran Yücelen, reel sektörü de bu politikaların içine dahil etmenin önemine dikkati çekti. 

"Politikalar tüketiciye göre belirleniyor" 

Yücelen, Türkiye'de politikaların hep tüketiciye göre belirlendiğini iddia ederek, "Mazot ve benzinde 'tavan fiyat' uygulanıyor. Üretici mazotu tüketiciyle aynı fiyata kullanıyor. İhracat yapan adam da konteynerini tüketiciyle aynı fiyata taşıtıyor. Bırakın, tüketici pahalı mazot, benzin kullansın ama üretici, ihracatçı malını ucuza taşıtsın" diye konuştu. Önlemlerin de buna göre alınmasını isteyen Yücelen, "Akaryakıtta tavan fiyat kaldırılsın ama 'üreticiye şu fiyattan satacaksın' denilsin, akaryakıtçı olarak biz elimizi taşına altına koyalım" dedi. 

Yücelen, yüksek teknolojili üretim oranının mutlaka artırılması gerektiğini belirterek, "Bunu gerçekleştirmek için elimizde ne var diye bakıyoruz. Ülkemizdeki mühendis ve bilim adamlarının aktif toplam nüfusumuza oranı yüzde 2,5. Bunun AB ortalaması yüzde 6,4. Bilim ve teknoloji alanında istihdam edilen kişi oranı yüzde 12. AB ortalaması yüzde 30. Bilim ve teknoloji alanında istihdam edilen yüksekokullu oranında Avrupa ülkelerine kıyasla sonuncuyuz" değerlendirmesinde bulundu.  

Yücelen, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı'nın yüksekokullu istihdam teşvikinin çok faydalı bir uygulama olduğunu, bunun bilim ve teknoloji alanında yüksekokullu çalıştırmak üzere yapılması ve daha büyük teşvik verilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. 

Bu konularda ilginizi çekebilir