"İnovasyon diyen çok yol gösteren yok"
TÜGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yücelen, ihracatı değerli hale getirmek gerektiğini belirterek, "Herkes inovasyon, Ar-Ge, patent diyor, ama bu kavramların önünü açacak yolu göstermiyor" dedi
İSTANBUL - TÜGİAD tarafından düzenlenen basın toplantısıyla ekonomiye ilişkin çözüm önerilerini açıklayan Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yücelen, 2014 yılının mevcut küresel koşullar altında sıkıntılı bir dönem olabileceğini, etkili önlemlerin zaman yitirmeden alınmasının önemine değinerek ihracat niteliğinin arttırılması için "Süper Kobi" yaklaşımının tartışılmasını istedi.
Türkiye ekonomisinin sonu belli olmayan tartışmalar ve soyut çözüm önerileriyle çok fazla zaman kaybettiğini dile getiren Yücelen, yaptıkları "Süper KOBİ" çalışmasına değinerek, "Bugün artık Türkiye ekonomisinde 24 Ocak gibi devrim niteliğinde olmasa da yeni yaklaşımlara ihtiyacımız olduğu açıktır. Hükümetimizin de konuya hassasiyetini göz önünde bulundurarak, genç işadamları olarak bir çalışma yaptık ve uygulanması kolay bir çözüm ortaya koyduk. Bu çözümün güzel yanı, toplumun hiçbir kesiminin bir bedel ödemek zorunda kalmayacak olması" yorumunu aktardı.
Geçen yılın ekonomik verilerine ilişkin, "Muhteşem bir yıl değildi, felaket yılı da değildi... Aslında bazı adımların atılması için fırsat yılıydı, olmadı" diyen Yücelen, 2014 yılına ilişkin, "Olacakları biliyoruz. ABD Merkez Bankası (Fed) tahvil alımını daha da azaltacak. Bunun ekonomimize can veren yabancı yatırımlar için ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz" ifadelerini kullandı.
"Herkes Ar-Ge, patent, inovasyon diyor, ama yolu göstermiyor"
Bu aşamada cari açığın iyi yönetilmesi gerektiğini belirteren Yücelen, şunları söyledi:
"Artık bizim yapacağımız ihracatı daha değerli hale getirmemiz lazım. Bunun için inovasyona, katma değeri yüksek ürünleri üreten firmalara ihtiyacımız var. Herkes inovasyon diyor, patent diyor, Ar-Ge diyor, tasarım diyor, ama bu kavramların önünü açacak yolu göstermiyor. Somut bir çözüm ortaya koymuyor. Bütün KOBİ'ler imalatçı değil veya yüksek katma değerli değil. KOBİ'leri destekleyelim tamam ama burada bütün KOBİ'leri birbirinin aynı kabul etmeyelim diyoruz...
Artık KOBİ kavramı yeterli gelmiyor. Yeni bir tanım ve sisteme ihtiyaç var. Bugün Türkiye'de 2 milyon 600 bin KOBİ var... Bunların 142 bin 485 tanesi imalatçı, 25 bin 860 tanesi ihracat yapan imalatçı... 2 milyon 600 bin KOBİ'den sadece ama sadece 3 bin 800 tanesi inovatif ihracat yapan imalatçı KOBİ... Öncelikle bu nitelikteki KOBİ'lerin diğerlerine göre ayrıştırılması ve 'Süper KOBİ' olarak desteklenmesi gerekiyor. İhracat potansiyeli olan imalatçı KOBİ'lerin de bu Süper KOBİ sınıfına girebilmesi için gerekli çalışmaların yapılması gerekiyor. Bizim cari açığı azaltmak değil mümkün mertebe sabit tutup ihracat kilogram değerimizi yükseltmemiz lazım... O zaman cari açık göreli olarak zaten etkisini yitirecektir."
"Hükümetimizin bu vizyonu paylaşacaklarına inanıyorum"
Süper KOBİ tanımına giren firmaların yüzde 44'ünün İstanbul'da faaliyet gösterdiğini belirten Yücelen, Bursa, İzmir ve Ankara'daki "Süper KOBİ"lerle bu oranın yüzde 70'e ulaştığını, yüzde 30'un ise 77 ile dağıldığını söyledi.
Yücelen, "Süper KOBİ" kavramıyla şu andaki üretimin dağılımına kıyasla, daha geniş bir tabana yayılan söz konusu işletmelerin gelir dağılımında adalet ve hakça paylaşım açısından da çok olumlu yansımalarının olacağını öngördüklerini ifade etti. Konu ile ilgili Ekonomi Bakanı ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanları ile görüşmelerinin olacağını söyleyen Yücelen, "Her iki bakanımızın ve hükümetimizin de, bu vizyonu paylaşacaklarına inanıyorum" diye konuştu.
Halen ihracat yapan 25 bin 860 imalatçı KOBİ'nin 1 kilogram ihracat değerinin 1,5 dolar olduğunu belirten Yücelen, inovatif İhracat yapan 3 bin 800 imalatçı KOBİ'nin 1 kilogram ihracat değerinin ise 3,9 dolar olduğuna dikkat çekerek, Süper KOBİ'lere verilecek her desteğin misliyle Türkiye Ekonomisine ve toplumuna fazlasıyla geri döneceğini belirtti.
"Artık 'yapmalıyız, etmeliyiz' söylemini bırakıp 'nasıl' sorusuna yönelelim"
Ekonomiye ilişkin önemli konular konuşulduğunda "yapmalıyız, etmeliyiz, katma değer üretmeliyiz, teknolojiyi daha fazla kullanmalıyız" tarzında yorumların artık daha derinden sorgulanması gerektiğini belirten Yücelen, "Geldiğimiz noktada artık 'yapmalıyız, etmeliyiz' söylemini bırakıp 'nasıl' sorusuna yönelelim. Yapabilseydik o temennileri zaten o konuları şimdiye çoktan halletmiş olurduk. Soyut konuşmayalım, nasıl yapacağımıza odaklanalım" ifadelerini kullandı.
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Yücelen, TÜSİAD'ın sözü dinlenmesi gereken önemli kurumlardan bir tanesi olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"TÜSİAD'ın 60 küsur danışmanı var, eleştiri yaparken daha somut çözüm önerileri sunmalı. Buna MÜSİAD'ı da, TUSKON'u da, TOBB'u da, TİM'i de dahil ediyorum. Ülkede şu durumdan memnuniyet duyan tek bir kurum, kesim yok. Ancak biz burada gençler olarak az sayıda kişi olarak somut önerileriyle gelip somut öneri sunabiliyorsak büyük sivil toplum kuruluşları da, iş dünyası kuruluşları da bütçeleriyle orantılı büyüklükte somut öneriler koysun ortaya."