"Dünya yapısı ekonomik krize yatkın"
Fas Ulaştırma Bakanı Mohamed Najib Bolif, finansal konulara odaklanan dünyanın 3-4 yılda bir ekonomik krizle karşılaşacağını belirtirken, gençlik hareketleri ve Ortadoğu birliği hakkında önemli açıklamalarda bulundu
İSTANBUL - Fas Ulaştırma Bakanı Mohamed Najib Boulif, üretimden ziyade finansal konulara odaklanan dünya yapısının her 3-4 yılda bir ekonomik krizle karşılaşılacağını gösterdiğini söyledi.
Boulif, Cumhurbaşkanlığı himayesinde Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ev sahipliğinde "Sürdürülebilir Küresel Rekabette Ortadoğu ve Kuzey Afrika" başlığıyla düzenlenen 4. Boğaziçi Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, üretimden ziyade finansal konulara odaklanan dünya yapısının her 3-4 yılda bir ekonomik krizle karşılaşılacağını gösterdiğini belirtti.
Dünyadaki değişimin, gelişmenin ve kalkınmanın merkezini değiştirdiğini aktaran Boulif, doğuya ve güneye doğru bir kaymadan bahsedilebileceğini söyledi.
Değişken merkezin MENA Bölgesi'ne doğru kaydığını vurgulayan Boulif, bu noktada geleceğe yönelik olarak gençliğin liderliğinin önemli olduğunu dile getirdi.
BRIC ülkelerinin bir araya gelmesinin ikinci bir dönüşüm çağının başladığını gösterdiğini vurgulayan Boulif, "Bunun için sosyal ve siyasi istikrar önemli. İlk olarak toplumun ve iş ortamının güvenini kazanmak önemli" ifadelerini kullandı.
Boulif, Arap Baharı'ndaki gençliğin kendi içlerinden doğan bir özgüven çerçevesinde demokratik bir toplum içerisinde yaşama isteklerini belirttiklerini kaydederek, "Bu vizyon temelinden ortaya çıkarak geleceğin liderlerine olanak verilebilir" şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği'nin son derece küçük bir yapı olarak ortaya çıktığını anımsatan Boulif, Ortadoğu'da bir araya gelememekten dolayı zor zamanlar geçirdiklerini dile getirdi.
Gelişmekte olan ülkelerde gençlerin devlet üzerinde yük olduğunu vurgulayan Boulif, şunları kaydetti:
"Çünkü devlet bu gençlere istihdam ve hayata dair herşeyi sağlamak zorunda. Aslında bu gençliği hiç bir zaman böyle değerlendirmemeliyiz. Gençliği devletler üzerinde bir yük olarak değil, toplum için yenilikçi bakışlar getirecek bir yapı olarak düşünmeliyiz."