Patronlar diploma peşinde
Geçmişte çeşitli nedenlerle eğitimine ara veren ya da üniversite hayatını uzatan patronlar şimdi diplomalarını almak için uğraş veriyor
SERCAN AKINCI - İSTANBUL
Milyonlarca liralık gelire, binlerce istihdama sahip şirketleri yöneten bazı patronlar bugünlerde bir yandan da üniversite bitirip diploma almanın peşinde. Bugünlerde kampüsün yolunu tutan iş adamlarının kimisi geçmişte üniversitelerde yaşanan olaylar nedeniyle eğitimine ara vermek zorunda kalmış, kimisi de işlerinin yoğunluğu nedeniyle eğitimini ikinci plana atmış. Öte yandan daha önce 2 yüksek lisans yapıp, 3'üncü diplomasını almak için uğraşanlar da var.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hasan Erkesim, üniversiteyi ilk kazandığında, siyasi olaylar nedeniyle eğitimini yarım bırakmak zorunda kalmış. Erkesim, şimdi 3'üncü lisans programına devam ediyor. Daha önce iki de yüksek lisans yapmış Erkesim. Bu kadar çok diploma sahibi olmasını, ilk üniversitesini olaylarlar nedeniyle yarıda bırakmak zorunda kalmasına bağlıyor. Bilginin sonu olmadığını kaydeden Erkesim, "Daha önce İstanbul Teknik Üniversitesi'nde (İTÜ) inşaat mühendisliği ve İstanbul Üniversitesi'nde (İÜ) hukuk bölümünü bitirdim. Daha sonra Atatürk Üniversitesi tıp bölümünü kazandım. Buradan İÜ psikoloji bölümüne yatay geçiş yaptım ama işlerimin yoğunluğu nedeniyle yeterince devam edemiyorum. İTÜ'de Fen Bilimleri ve İÜ'de İşletme üstüne yüksek lisans yaptım” diyor.
'Harçlıkla okula gidip, milyonluk ciroyu yönettiğim için bocaladım'
Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nde okuyan İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis Üyesi ve Kartopu Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Karabel, okul nedeniyle iş hayatında aksaklıklar yaşadığını söylüyor. Öte yandan daha 18 yaşında iş başladığını ve bu nedenle okul hayatında da aksamalar yaşadığını anlatan Karabel, “İlk olarak yaşadığımız bazı olaylar nedeniyle benzin istasyonumuzu işletmeye başladım. Belli bir harçlıkla okula gidip, okul sonrasında milyonluk ciroyu yönettiğim için bocaladım. Odak noktam iş hayatına kaydı. O nedenle tavsiyem; okul hayatı devam ederken, alt kademelerde iş hayatına girilmeli” ifadelerini kullandı. Ekonomiyi sevdiğini aktaran Karabel, bu bölümü okumanın kendisine farklı bir dünya görüşü kattığı kanısında. Karabel, ekonomi okuması nedeniyle haberlerde verilen mesajları daha net aldığını ve ekonomik gelişmelerin ne yönde seyredeceğini daha rahat kestirdiğini kaydediyor.
'Hocaların tecrübesinden yararlanıp network kuruyorum'
Gayrimenkul geliştirme şirketi Be-Sa İnşaat'ın ortaklarından Hayati Saral da işleri büyütme hedefiyle Bahçeşehir Üniversitesi'nde endüstri mühendisliği bölümüne girmiş. Saral, daha sonra bu planlardan vazgeçilmesi nedeniyle mimarlık okumadığına pişman olmuş. Mimarlık okuması halinde işlerini daha kolay yapabilecek donanıma sahip olacağını aktaran Saral, sözlerine şöyle devam etti: "Şu anda okul kısmına çok vakit ayıramıyorum. Okulda hocalarımın tecrübelerinden yararlanıp, network oluşturuyorum. İş daha ağır basıyor.”
İstanbul Tüccarlar Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı İlker Önel ise işletme lisansının ardından Işık Üniversitesi'nde çağdaş yönetim teknikleri üstüne doktora yapıyor. Orgin Tarım Ürünleri ve Galata Susam firmalarında yönetim kurulu üyesi olan Önel, hayatının sürekli iş ve okul arasında geçtiğini anlatıyor. Önel, pratiğin öneminin büyük olduğunu fakat teori bilmeyenin yanlış adımlar atabileceğini ifade ediyor.
Çocuklar 'Amca okulu bitirince terfi mi alacaksın' diye sordular
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanvekili ve Öztiryakiler Grubu'nun ortaklarından Tahsin Öztiryaki, geçtiğimiz hafta Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünü bitirip, diplomasını aldı. Üniversite eğitimine 1976 yılında Türkiye'nin o günkü siyasi şartları nedeniyle ara veren Öztiryaki, “Ağabeylerim ile aile şirketinde görev alıyordum. İşlerimiz yoğundu ve gece okuyordum. Okulların da iki yıl tatil olması nedeniyle üniversiteyi birazcık kenarda bırakmış oldum. Sonrasında işlere kendimizi kaptırınca okul hayatım sona erdi” dedi. Üniversite eğitimine çıkan afla birlikte dönmeye karar veren Öztiryaki, sözlerini şöyle sürdürdü: "57-58 yaşında bir adamın üniversitede okumasının birçok zorlukları vardı. Genç arkadaşlar tarafından farklı karşılanıyordu. Hatta 'Amca sen burayı bitirince ne olacaksın, terfi mi edeceksin, maaşın mı artacak, okulu niye bıraktın...' gibi sorular ile çok karşılaştım. Hepsine tek tek cevap vererek, onlara anlatarak bu sorunları aştım. Üniversite, gençlerimizin o günden sonra yapacaklarının önemli bir kaynağı. Bu kaynağı kimsenin atlamaması lazım. Yakın çevrem ve ailem bu konuya önce şaşkınlıkla baktı. Bir müddet nasılsa bir gün vazgeçer diye baktı. Sonra baktılar ki olmayacak. Bana destek oldular. Bir ara ben de zaman zaman bu işi yapabilir miyim diye endişeye düştüm fakat yersiz olduğunu gördüm. Sonunda ısrar ederse bir insan, bir konuyu yapmak isterse yapabileceğini gördüm. İnşallah fırsat olursa ve şirketimden de izin alabilirsem. Bir de master yapmayı düşünüyorum.”