'Pancar da mısır da aynı gemide, ortak tavır alalım'
AB’nin 2017’de şeker kotalarını kaldıracağını hatırlatan NÜD Başkanı Rint Akyüz, bunun iç piyasayı etkileyeceğini belirterek şeker sektörünü “yaklaşan büyük tehlikeye karşı ortak tavır almaya” çağırdı.
WASHINGTON - ABD’de gerçekleşen ATC Konferansı’nda pancar şekeri, şeker kamışı ve nişasta bazlı şeker üreticilerini buluşturan oturuma başkanlık yapan Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği (NÜD) Başkanı Rint Akyüz, “Dünya şeker sektörü, şeker hakkındaki asılsız iddialarla karşı karşıya kalınan tehlikenin farkında. Bizde ise tartışmalar farklı noktalara çekiliyor. Oysa hepimiz aynı geminin içindeyiz” dedi.
Amerikan Türk- Konseyi (ATC) ve Türk-Amerikan İş Konseyi’nin (TAİK) ortaklaşa düzenlediği Türk-Amerikan İlişkileri konulu 35. Yıllık Konferansı’nda ABD ve Türk gıda sektörü temsilcileri bir araya geldi. Etkinlik kapsamında düzenlenen ‘Türkiye’nin Gıda Endüstrisi’ndeki Trendler ve Fırsatlar’ başlıklı oturuma tarım teknolojileri, gıda güvenliği ve şekerin obezitedeki rolü damga vurdu. Pancar şekeri, şeker kamışı ve nişasta bazlı şeker üreticilerini buluşturan oturuma başkanlık eden Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkan Vekili ve Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği (NÜD) Yönetim Kurulu Başkanı Başkanı Rint Akyüz, “Dünya şeker sektörü, şeker hakkındaki asılsız iddialarla karşı karşıya kalınan tehlikenin farkında. Bizde ise tartışmalar farklı noktalara çekiliyor. Oysa hepimiz aynı geminin içindeyiz” dedi. Sağlıklı beslenmeyi “dengeli ve yeterli beslenme” olarak tanımlayan Akyüz, şeker konusunda çok fazla dezenformasyon olduğunu ve bunun düzeltilmesi gerektiğini vurguladı. Pancar şekeri, şeker kamışı ve nişasta bazlı şeker sektörü temsilcilerinden oluşan katılımcılar, artan obezite oranlarının tek sorumlusu olarak şekerin gösterilmesini eleştirdi.
‘Pancar ve mısır şekerinin metabolik etkileri aynı’
Washington’da konferansı izleyen medya mensupları ile bir araya gelen NÜD Yönetim Kurulu Başkanı Rint Akyüz, pancar şekeri, şeker kamışı ve nişasta bazlı şeker sektörü temsilcilerinin asıl büyük tehlikenin sağlıkla ilişkili olarak şeker hakkında ileri sürülen iddialar olduğu konusunda hemfikir olduklarını kaydetti. Akyüz, Türkiye’de ise pancar şekeri ve mısırdan üretilen nişasta bazlı şeker üzerinden yürütülen tartışmalarla konunun saptırıldığını, şekerin topyekün karşı karşıya olduğu tehlikenin gözardı edildiğini belirtti. Akyüz, şöyle devam etti:
“Şeker, şekerdir. Pancar şekeri ya da mısır şekerinin metabolik etkileri açısından sağlık etkileri farklı değil. Tüm gıdalarda olduğu gibi burada da önemli olan doz. Her şeyi bilinçli olarak, kararında tüketmek lazım. Bugün şeker haksız bir itham altında. Obezitenin sebebi şekermiş gibi gösteriliyor. Türkiye’de şeker tüketimi düşüyor ama obezite artıyor. İngiltere’de şeker tüketimi yüzde 9 düşmüş, obezite yüzde 11 artmış. Burada en önemli şey; fiziksel aktivite. İnsanımız her geçen gün daha az yürüyor ve az spor yapıyor sorun burada.”
‘AB’nin kotaları kaldırmasıyla çetin rekabet yaşanacak’
Akyüz, Türk şeker üreticilerinin asıl sorunun 2017’de AB’nin şeker üretiminde kotaları kaldıracak olmasına dikkat çekti. Bundan sonra dünya piyasalarında daha çetin bir rekabet yaşanacağına işaret eden Akyüz, şöyle devam etti: “İçimizdeki kavgalardan başka şeylere bakamıyoruz. Bizde Şeker Kanunu ile üretimde kota uygulaması var. Kotamız Türkiye’nin ihtiyacının çok çok altında. Geçen yıl kotamız yüzde 50 yerine 30 arttı. Türkiye’de pancar verimindeki düşüklükten dolayı şeker sıkıntısı oldu, 180 bin ton şeker ithal etti Türkiye. Bu sene rakam 330 bin tona çıktı. Bizim kotamız şekerde Türkiye kotasının yüzde 10’u. 250 bin tonun yüzde 25’i oranında bu sene artış verdiler. Yüzde 50 artırılsaydı, ithalatın 100 bin tonunu çözmüş olurduk. 232 bin ton kota verdikleri 2000 yılında, Türkiye 460 bin ton bizim ürünlerimizden kullanmıştı. Pazar bugün 1 milyon ton ama bizim kotamız aynı.”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın görüşe açtığı Üretim Reformu Paketi taslağı, glikoz kotasının kaldırılmasını öngördüğünü anlatan Akyüz, “Düzenleme, konuyu bilmeyenler ya da doğruları görmek istemeyenler tarafından yerden yere vuruldu. Oysa glikoz pancar şekerinin ikamesi bir ürün değil. Dolayısıyla glikozda kotanın kalkmasının şeker pancarı üretimini vuracağı iddiası, daha temelden yanlış, maksatlı bir iddia, yıllardır devam eden dezenformasyonun bir parçası. NÜD olarak hedefimiz; herkesin aynı gemide olduğunu anlatabilmek. İster pancar şekeri, ister mısır şekeri, hepimiz yaklaşan asıl büyük tehlike karşısında ortak tavır alabilmeliyiz” dedi.
Türkiye Biyoteknoloji Strateji Belgesi ve Eylem Planı’na dikkat çeken Akyüz, bu belgesindeki düzenlemelerin dünya ve AB ile uyumlu olmadığını belirterek, “Bu haliyle biyoteknolojide yeni adımlar atılmasını beklemek, bir hayal olmaktan öteye gidemeyecektir” değerlendirmesini yaptı. Türkiye’nin mısır üretimi ve devletin müdahalesinin olumsuzluklarına da değinen Akyüz, “Türkiye’de 1990’ların sonunda mısır üretimi 1.5 milyon tondu. Bugün kendi tüketimimizi karşılayacak, hatta fazlasını üretebilecek kapasitedeyiz. Bizim sanayi olarak mısır kullanmaktan başka şansımız yok. Türkiye’nin mısır ihtiyacı 2000’lerin başında 4.5 milyon tondu, şimdi 6.5 milyon tona geldi. En büyük kullanıcı yem sanayi. 4634 sayılı Şeker Kanunu kapsamında üretim yapan 5 fabrika, bir de sadece ihracat amaçlı 4 fabrika var. 1.2-1.3 milyon ton mısır kullanıyoruz. Türkiye’de üretilen mısırın yüzde 20-22’sini kullanıyoruz” dedi.
‘Şeker ve obezite arasında doğrudan bağlantı yok'
Rint Akyüz’ün moderatörlüğünü yaptığı oturuma Amerikan Tarım Bakanlığı USDA’dan Reed Blauer, The Sugar Association CEO’su Dr. Courtney Gaine ve Corn Refiners Association Başkanı ve CEO’su John Bode konuşmacı olarak katıldı. Konuşmacılar, sakaroz ve izoglikoz gibi şeker tipleri arasında ayrım olmadığının altını çizdi. Son 15 yıllık dönemde ABD’de şeker tüketimi azalırken, obezite oranlarının arttığına dikkat çeken The Sugar Association CEO’su Dr. Gaine, şeker ve obezite arasında doğrudan bir bağlantı olmadığını vurguladı. ABD’deki mısır işleme endüstrisinin ulusal ticaret temsilcisi olan Corn Refiners Association Başkanı John Bode ise tek bileşen yaklaşımına değinerek şunları söyledi: “Bu yaklaşım eskiden tek bileşen olarak yağa odaklanıyordu. Bir dönem çok sayıda yağı azaltılmış, ancak kalori miktarı aynı olan ürün piyasaya sürüldü. Tüketiciler bu ürünleri sağlıklı olarak algıladığı için ölçüsüzce tüketebileceğini düşündü. Bu nedenle de sözü edilen ürünler amacına hizmet edemedi. Bugün, tek bileşen yaklaşımının hedefinde şeker olduğunu görüyoruz.”