Ömer Koç: Çok büyük bir reform sürecine girilmeli
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, Türkiye'nin uluslararası rekabetçiliğini koruyabilmesi için birçok alanda çok büyük bir reform sürecine girmesi gerektiğini söyledi.
Koç Holding'in kurumsal dergisi Bizden Haberler'in ocak sayısı yayımlandı. Dergide, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç'un, Koç Topluluğu'nun 31. Üst Düzey Yöneticiler Toplantısı'nda yaptığı konuşmaya yer verildi.
İstikrarsızlıklara rağmen 2017'nin dünya ekonomisi açısından tahmin edilenden çok daha iyi bir yıl olduğunu belirten Koç, ekonomideki canlanmanın hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanmasının sevindirici olduğunu dile getirdi.
Küresel ölçekte yatırım, ticaret ve sanayi üretiminde artışlar kaydedildiğini aktaran Koç, "İş dünyası ve tüketicilerin ekonomiye duydukları güvenin güçlenmesi, dünya ekonomisindeki toparlanmayı destekliyor. Sene başından beri küresel piyasalara hakim olan güçlü risk iştahı, özellikle gelişmekte olan ülkeleri olumlu etkiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
ABD Başkanı Donald Trump'ın onaylanan ve Amerikan şirketlerinin yurt dışında tuttukları trilyonlarca dolarlık nakdi ülkeye çekmeyi hedefleyen vergi paketinin "siyasi bir zafer" niteliği taşıdığını dile getiren Koç, bu hamlenin uzun dönemde olumsuz etkilerinin olabileceğine işaret etti.
Koç, Euro Bölgesinde büyümenin bu yıl son 7 yılın en yüksek düzeyine erişeceğinin tahmin edildiğine değinerek, Türkiye'nin en büyük ekonomik ortağı olan Euro Bölgesiyle ilgili olumlu tahminlerin hem Türkiye hem de Koç Topluluğu için sevindirici olduğunu bildirdi.
"Gelişmekte olan ülkeler beklentilerden hızlı büyüdü"
Çin'de yurt içi talebin tahminlerden güçlü seyretmesi ve Türkiye, Brezilya ve Rusya başta olmak üzere önemli ülkelerde ekonomik faaliyetin hızlanması nedeniyle, 2017'de gelişmekte olan ülkelerin de beklentilerden hızlı büyüdüğünü anlatan Koç, şunları kaydetti.
"Hindistan'daki ekonomik büyüme beklentilerin gerisinde kalmasına rağmen, IMF gelişmekte olan ülkelerin 2017'de yüzde 4,6 büyümesini bekliyor. 2017 başından beri küresel finans piyasalarında gözlenen güçlü risk iştahı, bu ülkelere yönelik yatırımcı ilgisini önemli ölçüde artırdı. Bu ülkelerdeki büyümenin 2018'de daha da hızlanarak yüzde 4,9'a ulaşması bekleniyor."
Ömer Koç, tüm bu değerlendirmeler ışığında, 2018 yılında dünya ekonomisinin krizden çıkış yolunda ilerlemeye devam edeceği yönünde bir kanaat olduğunu belirterek, IMF'nin son tahminlerine göre küresel büyümenin 2018'de yüzde 3,7 ile 2011'den beri en yüksek seviyesine ulaşacağını vurguladı.
"Ülkelerin ekonomik gücü, siyasi gücünün en önemli unsuru. Siyasi güç de stratejik ağırlığı getiriyor" diyen Koç, değişen şartlarda ekonomiyi güçlendirmenin önemine dikkati çekti.
Yeni teknolojik dönüşümün, alışagelen ekonomik düzenin ve temel üretim felsefesinin kökten değişmesine zemin hazırladığını belirten Koç, bu dönüşüm sürecinde, ancak teknoloji ve insan gücünü etkin kullanan ülkelerin dünyada söz sahibi olabileceğini dile getirdi.
"Çok büyük bir reform sürecine girilmeli"
Ömer Koç, gelecek dönemde Türkiye'nin uluslararası rekabetçiliğini koruyabilmesi için birçok alanda çok büyük bir reform sürecine girmesi gerektiğini bildirdi.
Türkiye'nin elindeki ekonomik ve siyasi kozların büyümesinin Avrupa ile entegre olabilmesine bağlı olduğunu kaydeden Koç, "Demokratik değerlerin, kurumlarımızın ve hatta teknoloji kapasitemizin gelişebilmesi için Avrupa ile iş birliği içinde olmak zorundayız. Avrupa Birliği ile entegre bir Türkiye, Amerika, Orta Doğu ve Uzak Doğu için de daha önemli bir stratejik ortak demektir." yorumunu yaptı.
Koç, Türkiye ekonomisinin 2017'de beklenenden daha iyi bir performans gösterdiğini, bunda vakitlice alınan önlemlerin etkili olduğunu, bu kararların özellikle de iç talebi destekleyerek büyümeye katkı sağladığını belirtti.
Küresel ekonomide önemli bir oyuncu olmayı hedefleyen Türkiye için dış kaynak sağlamanın kaçınılmaz olduğunu ifade eden Koç, dolayısıyla yatırımcıyı ve girişimciyi cezbeden, demokratik ve siyasi açıdan istikrarlı bir yatırım ortamı sağlanmasının önemli olduğunun altını çizdi.
"En kritik unsurlar eğitim kalitesi ve fırsat eşitliği"
Koç, "Yüksek katma değer yaratan bir üretim yapısına geçilmesinin de ötesinde, yeni dijital çağda bizi rekabetçi kılacak ortamın hazırlanması en önemli unsur. Bu çerçevede bilim, teknoloji ve inovasyonu besleyecek iklimin yaratılması hayati önem arz ediyor. Bunun için de en önemli üç faktör kaliteli eğitim, bilime aktarılan kaynaklar ve özgür düşünce ortamıdır." yorumunu yaptı.
Gelecekte Türkiye'nin ve özel sektörün, dünyadaki konumunu belirleyecek en kritik unsurların eğitim kalitesi ve fırsat eşitliği olduğunu kaydeden Koç, şöyle devam etti:
"Dünyadaki baş döndürücü gelişime ve değişime ayak uyduracak ve hatta bunu şekillendirecek nesilleri yetiştirebildiğimiz ölçüde, aydınlık ve çağdaş bir geleceğimiz olacağına kaniyim. Yeni fikirlerin özgürce tartışıldığı ve ekonomiye kazandırıldığı yaratıcı bir dinamizm ortamı da ancak demokrasinin, çoğulculuğun ve katılımcılığın pekiştirilmesi ile başarılabilir. Bu evrensel değerler, makro düzeyde ülkemiz için elzem olduğu kadar, mikro düzeyde yaratıcı bir dinamizm ortamı sağlamak için şirketlerimiz açısından da önemli."
"Cesur adımlar atmalıyız"
Koç Topluluğu'nun büyüklüğü, uluslararası faaliyetleri, yüksek standartları, güvenilirliği ve saygınlığı ile Türkiye'nin tüm dünyada doğru anlaşılabilmesi için önemli bir değer teşkil ettiğini aktaran Ömer Koç, yöneticilere şöyle seslendi:
"Hepimiz, konumumuzun farkında olmalı, ülkemizin itibarını güçlendirmek için cesur adımlar atmalıyız. Bu kapsamda önümüzdeki dönemde ileri teknolojilere yatırım yapmak, ülkemizde dijital dönüşüme liderlik etmek, yeni, inovatif iş alanları geliştirmek, uluslararası markalar ve şirketler yaratmak için gereken azami gayreti ve fedakarlığı göstermemiz gerekiyor. Memleketimizin ekonomisini kuvvetlendirmek için elimizden gelen bütün gayreti göstermenin ötesinde, ülkemize ve insanımıza bilim, eğitim, kültür ve sanat alanlarında hizmet etmenin giderek daha da önem kazandığına ve sorumluluğumuzun büyüdüğüne inanıyorum."
Vehbi Koç Vakfı ve diğer kurumların, çalışmalarının, gurur kaynağı olmaya devam ettiğini belirten Koç, "Eğitim, kültür ve sağlık alanlarında yarattığımız iyi örnekler, kendi sınırlarını aşan bir etkiye sahip. Hayırsever kişi ve kuruluşların yarattığımız mükemmeliyet merkezlerinden ilham alması, kurumlarımızda ve projelerimizdeki standartların yurt çapında yaygınlaşmasına imkan verdi. Bu uzun ve meşakkatli yoldaki en önemli moral kaynağımız, tüm faaliyetlerimizin temelinde yer alan çağdaş ve bilimsel zihniyet ile birlikte, gelişmiş, aydın, laik ve müreffeh bir Türkiye'ye olan inancımızdır." ifadelerini kullandı.
Koç, şunları kaydetti:
"Koç Holding liderliğinde Topluluk olarak yürüttüğümüz marka ve sosyal sorumluluk çalışmalarımız da çağımızın getirdiği yeni değerlerin ülkemizde benimsenmesi açısından önem taşıyor. Bu bakış açısıyla, son 10 yılda sanattan spora, mesleki eğitimden toplumsal cinsiyet eşitliğine kadar pek çok projeyi hayata geçirdik. Tüm bu çalışmalarımız neticesinde bir yandan itibarımızı güçlendirirken, diğer yandan ülkemizde önemli değer yarattığımızı ve katma değer sağladığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Birçok kuruma ve markaya yönelik tüketici güveninin azaldığı bir dönemde, Koç Holding'in itibarının her sene güçlenmesi, rakiplerine göre arayı açarak liderlik konumunu devam ettirmesi bizlere gurur veriyor. Eminim güçlü itibarımızın, tüketicilerin ve yatırımcıların tercihlerine yansıyarak, mali sonuçlarımıza ve yeni yetenekleri bünyemize çekmemize de çok olumlu etkisi oluyor."