Merkez’in dediğine değil, yaptığına bakıyorlar
Merkez Bankası’nda son yayınlanan çalışma tebliği Merkez Bankası’nın faizleri ile kredi ve mevduat faizleri arasındaki ilişkiyi irdeliyor. Çıkan sonuç, bankalar kredi faizlerini ayarlarken BIST Repo Piyasasında oluşan ‘piyasa’ faizini dikkate alıyor.
Ece CEYHUN
2010 yılında faiz koridoru uygulamasına geçen bu koridoru da geleneksel olmayan ‘yenilikçi’ bir yorumla uygulamaya koyan Merkez Bankası’nın resmi politika faizlerinin etkisi zayıfl amış durumda. Araştırmada değinilmeyen ama ortaya konulan sonuçlarla çıkan bir mesaj da şu anda koridorun üst sınırının fiili politika faizi işlevi gördüğü.
Merkez Bankası ekonomistlerinin son yayınladığı çalışma tebliği oldukça dikkat çekici. Son dönemde tartışılan ‘faiz’ meselesinde Merkez Bankası’nın faizlerinin nerede durduğunu ve hangi faizin işlevsel olarak daha önemli olduğunu irdeliyor. MB Başekonomisti Hakan Kara, ekonomistler Mahir Binici ve Pınar Özlü’nün araştırmasında özetle “Para politikasının bankacılık sistemine aktarımı açısından resmi faizlerden ziyade fiili faizler öne çıkmaktadır. Özellikle bankalararası gecelik piyasada oluşan faizin kredi ve mevduat fiyatlamasında belirleyici rol oynadığı gözlenmektedir” denildi.
Geleneksel faiz koridoru sistemlerinde merkez bankaları para politikasını tek bir politika faizi üzerinden yürütürken, bankaların kısa vadeli fonlama maliyetinin bu faize yakın gerçekleşmesini sağlar. Öte yandan, TCMB 2010 yılının sonlarından itibaren finansal oynaklığa vakitli tepki verebilmek amacıyla sıra dışı bir faiz koridoru ve fonlama politikası uyguluyor.
Mevcut para politikası tek faizle temsil edilemez
http://www.tcmb.gov.tr/wps/ wcm/connect/TCMB+TR/TCMB+ TR/Main+Menu/Yayinlar/ Arastirma+Yayinlari/Calisma+- Tebligleri/2016/16-08 adresinden ulaşılabilecek araştırmada dikkat çeken değerlendirmeler şöyle:
“Çalışmada banka bazında akım veri kullanarak elde ettiğimiz ampirik sonuçlar bankaların kredi ve mevduat fiyatlamalarında TCMB’nin ilan ettiği resmi faizlerden ziyade fiili faizleri referans aldığına işaret etmektedir. İncelenen dönemde parasal aktarım açısından öne çıkan fiili faizler şunlardır: (i) TCMB’nin finansal kuruluşlara sağladığı kısa vadeli fonların ağırlıklı ortalama faizi (ii) Bankalararası piyasada oluşan kısa vadeli faiz. Her iki faiz de, TCMB tarafından resmi olarak ilan edilmemesine rağmen, koridor ve fonlama politikasının bileşenleri olarak dolaylı şekilde belirlenmektedir. "
Diğer bir ifadeyle, bankalar kredi ve mevduat fiyatlamalarında doğrudan TCMB’nin ilan ettiği resmi faizleri değil uygulamadaki fiili faizleri esas almaktadır. Bu bulgular aynı zamanda 2011 dönemi sonrasında uygulanan para politikası duruşunun tek bir faizle temsil edilemeyeceğine işaret etmektedir.”
“TCMB faizleri arttığında bankalar mevduat ve kredi faizlerini kısa süre içinde uyarlarken, para politikası gevşediğinde mevduat faizlerini aşağı doğru ayarlayıp kredi faizlerini hemen düşürmeyerek net faiz marjlarını geçici bir süre için yükseltmektedirler. Bu da Türkiye’de bankacılık sisteminde tam rekabetçi bir piyasa fiyatlamasının geçerli olmadığına işaret etmektedir.”
“Kısa vadeli fonlaması bilançosuna oranla nispeten yüksek bankalarda tüketici kredisi faizleri piyasa faizleri ile TCMB fonlama faizleri arasındaki farka daha duyarlı. Tüketici kredileri konut ve ihtiyaç olarak sınıfl andırıp bakıldığında, bu duyarlılığın özellikle vadesi uzun olan konut kredilerinden kaynaklandığı görülmektedir.”
Temel belirleyici BIST gecelik piyasa faizi
“Bankaların Türk Lirası cinsi ticari kredi fiyatlamasında fiili faizlerin (TCMB ortalama fonlama faizi ve BIST gecelik piyasa faizi) belirleyici olduğunu söylemek mümkündür... İncelenen dönemde BIST gecelik piyasa faizinin ticari kredi faiz oranlarının temel belirleyicisi olduğuna işaret etmektedir. TCMB ortalama fonlama faizinin de fiyatlamada sınırlı ölçüde rol oynadığı görülmektedir.”
“Piyasa faizlerinin koridor içindeki yükselişinin uzun süreli ve daha kalıcı olduğu bir ortamda bankaların bütün fiyatlamalarını bankalararası piyasa faizi üzerinden yapması beklenebilir. Bu durumda TCMB ortalama fonlama faizinin parasal duruş açısından bilgi değeri azalacaktır. Nitekim kısa vadeli piyasa faizlerinin uzun süre koridorun üst bandında seyrettiği 2015 yılının ikinci yarısında, mevduat faizleri de TCMB ortalama fonlama faizinin ima ettiği seviyelerin oldukça üzerine çıkmıştır."
“Sonuçlarımız, bankaların kredi ve mevduat fiyatlamasında fiili faizlerin belirleyici olduğunu göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, finansal aracılar merkez bankasının dediğine değil yaptığına bakmaktadır.”
“Elde ettiğimiz sonuçlar, TCMB’nin faiz koridoru sisteminin bankalarca anlaşıldığı ve fiili politika faizlerinin banka faizlerine aktarımı anlamında geleneksel faiz kanalının ilk ayağının güçlü bir şekilde işlediğini ortaya koymaktadır. Ancak, parasal aktarımın sadece anlık fiili faizler üzerinden düşünülmesi eksik bir değerlendirme olacaktır. Konvansiyonel para politikası çerçevesi uygulayan merkez bankaları geleceğe dair sinyaller vererek kısa vadeli faizlerde büyük oynaklık yaratmadan getiri eğrisinin daha uzun vadeli kısımlarını da etkilemeye gayret etmektedir. Türkiye örneğine dair yapılan çalışmalar TCMB’nin yeni politika çerçevesine geçmeden önce klasik enfl asyon hedefl emesi döneminde uyguladığı konvansiyonel sistemde para politikasının iletişim kanalının oldukça güçlü bir şekilde işlediğini göstermiştir. Çalışmamıza konu olan yeni dönemde ise resmi politika faizlerinin aktarım mekanizması açısından öneminin zayıflamış olmasının para politikasının iletişim kanalının etkinliğini azaltmış olabileceği dikkate alınmalıdır.”
Gözler koridorun ‘üst’ünde olacak
Sonuç olarak çalışma TCMB’nin faiz koridoru sisteminde kullanılan bir çok faizden hangisine bakmamız gerektiği konusunda önemli ipuçları veriyor. Bulgulara göre, kredi ve mevduat faizleri açısından BIST piyasasında oluşan gecelik piyasa faizlerinin oldukça belirleyici olduğu ortaya çıkıyor. Piyasada oluşan gecelik faizin son bir yıl içinde koridorun üst sınırına yapışıp kaldığı göz önüne alınırsa, önümüzdeki dönemde bankalar açısından koridorun üst sınırına dair alınacak kararların daha önemli olduğu anlaşılıyor.
19 mevduat bankasının verileri kullanıldı
Çalışmada özellikle sıra dışı koridor politikası kapsamında Merkez Bankası tarafından ilan edilen faizler (resmi faizler) ile bankaların fiiliyatta maruz kaldıkları faizler (fiili faizler) arasındaki farklılaşmanın parasal aktarım mekanizması açısından yansımaları ele alındı. Merkez Bankası ekonomistleri sektörde önemli ağırlığa sahip ve düzenli verisi olan 19 mevduat bankasının verilerini kullanırken bu bankaların 2014 sonu itibariyle kredi piyasasındaki payları yüzde 88, mevduat piyasasındaki payları yüzde 91 düzeyinde.