Merkez faiz indirimine sıkı duruşla başladı

Merkez Bankası merakla beklenen faiz kararını açıkladı. Enflasyonun dizginlenmesi mesajları sonrasında aralık ayında sürpriz yapmayan Merkez, beklentiler doğrultusunda faiz indirimine gitti. 250 baz puanlık indirim yapan Merkez, faiz koridorunu da daraltarak sıkı duruş mesajı verdi. İş dünyası asgari ücretten sonra bu indirim için “moral oldu” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TC­MB) uzun bir sürenin ardından faizdeki sabit duru­şunu bozdu. Verilen mesajlar doğrultusunda hareket eden Merkez Bankası, 22 ay ara­dan sonra ilk kez faiz indiri­mi gerçekleştirdi.

Para Poli­tikası Kurulu’nun (PPK) ver­diği karara göre, politika faizi 250 baz puan indirilerek yüz­de 47,5 seviyesine çekildi. Ay­rıca, faiz koridoru da norma­le döndü. Metinde, bundan sonraki kararlar için, “enflas­yon odaklı, ihtiyatlı ve toplan­tı bazlı” ifadeleri vurgulandı. Asgari ücretin belirlenmesin­den sonra gerçekleşen faiz in­dirimi reel sektörü oldukça memnun etti.

Bir taraftan enf­lasyon diğer taraftan da faiz­lerdeki yüksek seyir reel sek­törün finansman ihtiyacında yüksek maliyete neden oluyor­du. Uzmanlar asgari ücrette yaşanan yüzde 30’luk artışın ve ardından yapılan 2.5 puan­lık faiz indiriminin iş dünya­sına ‘moral’ olduğunu söyledi. Öte yandan hane halkının son 12 ayda enflasyon beklenti­sinde yüzde 12,9’luk düşüş ol­du. Reel sektörün ise yüzde 8,4 seviyesinde gerçekleşti. Ma­yıs-Kasım 2024 aralığında fak yüzde 28,4 seviyesindeydi.

En son Şubat 2023’te indirildi

Merkez en son faiz indirimi­ni Şubat 2023’te yapmıştı. Enf­lasyondaki dengelenme süre­ci karşısında faiz indirimine de Merkez Bankası kapı arala­mıştı. Para politikasında karar­lı duruş da süreği her defasın­da vurgulandı. Merkez Banka­sı hemen hemen 9 toplantıda 4 bin 150 puanlık faiz artışı ger­çekleştirdi. Kalan dönemde de sabit tutmuştu.

Faiz indi­rimi sonrasında Merkez Ban­kası’ndan yapılan açıklamada karar metni şöyle: “Para Politi­kası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50’den yüzde 47,5’e indirilmesine karar ver­miştir. Kurul ayrıca, operasyo­nel çerçevede değişikliğe gide­rek, Merkez Bankası gecelik va­dede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli re­po ihale faiz oranına kıyasla -/+ 150 baz puanlık bir marj ile be­lirlenmesine karar vermiştir.”

Enflasyon düşüyor dezenflasyon hâlâ risk

Enflasyona da değinen Merkez Bankası raporunda “Enflasyonun ana eğilimi ka­sım ayında yataya yakın sey­retmiştir. Öncü veriler aralık ayında ana eğilimde düşüşe işaret etmektedir. Son çeyre­ğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamayı sürdü­rerek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde bu­lunduğunu göstermektedir. Temel mal enflasyonu düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyi­leşme belirginleşmektedir. İşlenmemiş gıda enflasyo­nu önceki iki aydaki yüksek seyrin ardından aralık ayında ılımlı görünmektedir. Enflas­yon beklentileri ve fiyatlama davranışları iyileşme eğili­mi sergilemekle birlikte, de­zenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam et­mektedir.”

Sıkı duruş devam edecek

Para politikasındaki karar­lı duruşun ana enflasyon eği­liminin düşürdüğüne işaret eden açıklamada şunlara da yer verildi: “Para politikasın­daki kararlı duruş; yurt içi ta­lepte dengelenme, Türk li­rasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde dü­zelme vasıtası ile aylık enflas­yonun ana eğilimini düşür­mekte ve dezenflasyon süreci­ni güçlendirmektedir.

Maliye politikasının artan eşgüdümü de bu sürece önemli katkı sağ­layacaktır. Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve ka­lıcı bir düşüş sağlanana ve enf­lasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duru­şu sürdürülecektir.

Bu doğrul­tuda, politika faizinin seviyesi, enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentileri göz önünde bulun­durularak öngörülen dezenf­lasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde be­lirlenecektir. Kurul, kararları­nı enflasyon görünümü odak­lı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı bir yaklaşımla alacaktır. Enflas­yonda belirgin ve kalıcı bir bo­zulma öngörülmesi durumun­da para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır.”

Yüzde 5 hedefi devam ediyor

“Kredi ve mevduat piyasala­rında öngörülenin dışında ge­lişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite ko­şulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulundurularak yakından izlenmektedir. Steri­lizasyon araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edilecek­tir.

Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecik­meli etkilerini de dikkate ala­rak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaş­tıracak parasal ve finansal ko­şulları sağlayacak şekilde be­lirleyecektir. Enflasyon ve enf­lasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edi­lecek ve Kurul, fiyat istikra­rı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlı­lıkla kullanacaktır. Kurul, ka­rarlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.”

“Verimli bir hafta oldu”

Analist Deniz Kahraman “Faiz indirim sürecinin enf­lasyon görünümü odaklı, ihti­yatlı ve olağan toplantı takvi­mine uyularak devam edileceği referansı verilmiştir” derken analist Aylin Aktukun “Asga­ri ücrete yüzde 30 zam, faizde 2.5 puan düşüş. İşveren için ve­rimli bir hafta oldu” dedi. Eko­nomist Barış Soydan da “Bun­dan sonrası için ‘Her toplantı­da tekrar bakacağız’ dedi, yani ‘Arada pas geçebilirim’ deme­ye getirdi. Bu ifade şahin gibi. Gerçekten öyle mi olacak, yok­sa aslında kesintisiz indirim süreci mi başladı, bundan son­rasını bu belirleyecek” dedi.

“Fırsat vardı iyi değerlendirildi”

Ekonomist Refet Gürkaynak “Beklentileri buraya getirdik­ten sonra Merkez Bankası’nın artık faiz indirmemesi kolay değildi” dedi. Ekonomist Ha­kan Kara da “Merkez Banka­sı’ndan 250 baz puan indirim ve temkinli/iyimser iletişim geldi. Mevcut kısıtlarda bana göre gayet makul ve dengeli bir başlangıç yaptılar. Emeği ge­çenleri tebrik ediyorum” yo­rumunda bulundu. Ekonomist Hikmet Baydar: “Ocak ve Şu­bat aylarında baz etkisi nede­niyle enflasyonda yaklaşık 6-7 puanlık bir düşüş yaşanma­sı bekleniyor. Dolayısıyla böy­le bir ortamda Merkez Banka­sı’nın bu fırsatı değerlendirdi­ğini düşünüyorum.”

“Temenni bazlı karar gibi bir algı oluştu”

Ekonomist Evren Kirikoğ­lu da sosyal medya üzerinden yorumda bulundu. Kirikoğlu “TCMB faiz indirimine sunu­lan tek gerekçe; Aralık ayı enf­lasyon ana eğiliminde düşüş ‘gözlemleri’. Aralık enflasyonu henüz açıklanmadı. Yani ‘te­menni’ bazlı karar alınmak zo­runda kalındı gibi bir algı olu­şuyor. Üstüne bir de bundan sonra ‘toplantı bazlı’ ilerlene­ceği eklenmiş. Yani bu toplan­tıda faiz indirme durumunda kalındı, ama PPK sayısı da 8’e düşüp Ocak-Şubat enflasyon­ları da yılbaşı zamları sebebiy­le optik olarak kötü gözükeceği için bundan sonra kayda değer çok bir indirim beklemeyin gi­bi bir sonuç ortaya çıkıyor.”

NCM Menkul Değerler AŞ Kurumsal İlişkiler Direktö­rü Ahmet Uluhan da Merkez Bankasının faiz indirim ka­rarının beklentilere paralel geldiğini belirtti. Son dönem özellikle aralık toplantısında alınacak indirim kararına da­ir piyasada çok fazla kafa ka­rışıklığı olduğunu hatırlatan Uluhan, özellikle iki gün önce açıklanan asgari ücrete verilen zammın yüzde olarak gerçek­leşmesinin bankaya dair bek­lentilerin tekrar 250 baz pu­anlık bir indirime evirilmesi­ne de neden olduğunu aktardı.

Merkez Bankasının faiz kori­dorunu 600 baz puandan 300 baz puana daraltmasıyla piya­sanın borçlanma maliyetinin halen politika faizine göre da­ha üstte kalmaya devam etti­ğini söyleyen Uluhan, “Merke­zin hamlesini kısmi bir iyileş­tirme adımı olarak görebiliriz. Elbette uzun zamandır süre gelen sıkı para politikasından bir nevi geri adım atılmış ol­du” yorumunu yaptı. Ata Ya­tırım Hazine GMY Etem Öz­tekin “Merkez bankasının fa­iz indirimine; özellikle yüzde 30’luk asgari ücret zammı ve 2025’teki PPK toplantı sayısı­nın 12’den 8’e indirilmesi kara­rından sonra neredeyse kesin gözüyle bakılıyordu.

250 baz puan indirim ilk bakışta piya­sanın beklentisinden bir nebze daha yüksek görünse de metin­de enflasyonla mücadele po­litikasının kararlılıkla devam edeceğinin yenilenmesi ve fa­iz koridorun daraltılması, faiz indirimi sürecinin çok dikkat­li bir şekilde yapılacağı konu­sunda piyasaya gerekli mesajı verdiğini düşünüyorum” dedi.

Reeskont kredisi yüzde 29,9’a düşürüldü

Faiz kararının ardından Merkez Bankası’ndan bir duyuru daha yapıldı. İhracat ve döviz kazandırıcı hizmetlerde reeskont kredilerinde toplam faiz maliyeti düşürüldü. Yapılan açıklama ise şöyle: “İhracat ve döviz kazandırıcı hizmetler reeskont kredisi iskonto oranı hesaplamasında değişiklik yapılarak hesaplamada politika faizinin belirli bir oranının esas alınması kararlaştırılmıştır. Bu çerçevede, güncel reeskont kredisi toplam faiz maliyeti yüzde 29,93 olarak uygulanacaktır.” Böylece reeskont kredisi toplam faiz maliyeti yüzde 35’ten yüzde 29,93’e çekilmiş oldu.

“Bu hamle iş dünyasına moral oldu”

 İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç finansman koşullarının iyileşmesinin, yatırım ve üretime katkı verecek en önemli unsur olacağını kaydederek “Fonlama maliyetlerinin yüksekliği yatırım ve ticaretin önünde engel.

Bu süreçte finansmanı üretime ve yatırıma yönlendirecek seçici bir kredi mekanizması tesis edilmesi son derece önemli” diye konuştu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe de “İhracatçılar olarak mart ayından bu yana yüzde 50’de tutulan politika faizinde indirim zamanının artık geldiğini düşünüyorduk. Merkez Bankası da bu yönde adım attı” ifadelerine yer verdi.

Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın ise faizlerin düşmesini finansa erişim ve yatırım ortamı açısından önemsediklerini ve bu kararın piyasalara moral olacağını vurguladı. MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı “Merkez Bankası Başkanı ve Para Politikası Kurulu’na, iş dünyası adına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Yılın son ayında politika faizinde öngörülen bu indirimin, firmalarımızın 2025 yılına ilişkin motivasyonunda olumlu bir etkisi olacağına inanıyoruz” paylaşımını yaptı.

Faiz koridoru daraldı

Faiz indirimiyle birlikte kurul aldığı kararlarda da değişikliğe gitti. Faiz koridorunu daraltma kararı alan kurul kararında gecelik borç alma faizi yüzde 46, borç verme faizi yüzde 49 olarak yeniden belirlendi.

Faiz koridoru politika faiz oranına kıyasla -/+ 150 baz puanlık bir marj ile belirlenmesine karar verildi. Karar öncesi faiz koridoru +/-300 baz puan olmak üzere yüzde 47-yüzde 53 düzeyindeydi. Ekonomistler de Merkez Bankası’nın faiz kararını değerlendirdi. Analist Utku Altınöz sosyal medya hesabı üzerinden “Biri Cevdet hocaya sorabilir mi? Linkler tamir oldu anlaşılan. Bu arada gevşeme 100 baz puan. Kordiordan dolayı 150’yi saymayalım” dedi. Ekonomist Uğur Gürses ise “Banka politika faizini yüzde 47.5’e düşürürken, faiz koridorunu ise 1.5 puana düşürdü.

Likiditeyi ‘saatli bomba’ gibi gecelik vade etrafında tutmanın ne yararı olacak merak ediyorum? Merkez Bankası’nın politika faizini 2.5 puan aşağı çekerken, faiz koridorunu üst ve alttan 1.5 puanlık marja daraltmasını ‘gevşetirken sıkı kaldı’ diye adlandırmak doğru değil. Banka uzun süredir piyasaya para verici yönde değil, net olarak likidite çekiyor. Likiditeyi de politika faiziyle çekiyordu. Şimdi de öyle olacak. Yani geçmişe göre 2.5 puan alttan çekecek” yorumunu yaptı.

“Şimdi sıra bankalara geçti"

İş dünyası temsilcileri de TCMB’nin faiz kararını yorumladı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Rifat Hisarcıklıoğlu, Merkez Bankasının yaklaşık iki yıl aradan sonra politika faizini 250 baz puan düşürerek yüzde 47,50’ye çektiğini anımsatarak, “Şimdi sıra bankalarda. Bu indirimi öncelikli olarak KOBİ kredi faizlerine yansıtmalarını, üretime ve istihdama destek olmalarını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Ankara Ticaret Odası Gürsel Baran da faiz indiriminin 2025 yılı beklentileri açısından umut verici olduğunun bildirdi. Baran “Bankaların da kredi faizlerini indirerek, KOBİ’lerimiz başta olmak üzere, reel sektöre destek olmalarını bekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu. Ankara Sanayi Odası Başkanı Seyit Ardıç ise “En kısa sürede, finansman sorunu yaşayan sanayicilerimizin kullandığı kredilere de yansımasını, üretim, istihdam ve ihracatımızın sürdürülebilirliği açısından önemini bir vurgulamak istiyorum” görüşünü paylaştı.