Mehmet Şimşek MÜSİAD programında konuştu: Verginin adil dağılımını sağlayacak tedbirlerden bahsetti

MÜSİAD programında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçen sene bütçe açığını yüzde 5,2 ile sınırlandığını söyledi. Vergi yükünün adil dağılımını sağlayacak tedbirlerden de bahseden Bakan Şimşek, "Büyük mükelleflerin, yıllardır zarar açıklayan mükelleflerin incelenmesini önceliklendirdik. 2025'te önceliklerimiz büyük mükellef incelemeleri, sektörel saha denetimleri olacak" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “MÜSİAD 2024 Yılı Değerlendirmesi ve 2025 Yılı Beklentileri” programında konuştu

Konuşmasında bütçe açığını geçen sene yüzde 5,2 ile sınırlandırıldığından bahseden Bakan Mehmet Şimşek, "Para politikasının, maliye politikasının sınırı var, bu nedenle üretim ve ihracata öncelik veriyoruz" dedi.

Vergi yükünün adil dağılımını sağlayacak tedbirlerden de bahseden Bakan Mehmet Şimşek, büyük mükelleflerin ve yıllardır zarar açıklayan mükelleflerin incelenmesini önceliklendirdikleri ve 2025 yılında sektörel saha denetimlerinin olacağından bahsetti.

Bakan Şimşek ayrıca, 2025 hedeflerinin enflasyonu yüzde 20 civarına çekmek olduğunu da söyledi.

Vergi yükünün adil dağılımı konusu

Geçen sene bütçe açığını yüzde 5,2 ile sınırlandığını söyleyen Şimşek, vergi yükünün adil dağılımını sağlayacak tedbirlerden de bahsetti:

"Bütçe disiplini önemli, geçen sene tedbir almak zorunda kaldık, kimse yüksek vergi istemez, anlıyorum, ama tedbirleri almasaydık sonuçları daha ağır olurdu.

Bütçe açığını geçen sene %5,2 ile sınırladık. Para politikasının, maliye politikasının sınırı var, bu nedenle üretim ve ihracata öncelik veriyoruz. Vergi yükünün adil dağılımını sağlayacak tedbirler var.

Büyük mükelleflerin, yıllardır zarar açıklayan mükelleflerin incelenmesini önceliklendirdik. 2025'te önceliklerimiz büyük mükellef incelemeleri, sektörel saha denetimleri olacak, sektörel karlılık oranlarından düşük kalan mükellefler olacak.

Kamuda kiralık taşıt sayısını %16 düşürdük. Türkiye'nin brüt dış finansman ihtiyacı azalıyor. 2025'te hedefimiz dezenflasyonun daha hissedilir olması ve yapısal dönüşümün hızlanması."

ABD'nin yeni ticaret politikalarının Türkiye'ye etkisi

Yeni dönem belirsizliğinin bir kısmının ABD kaynaklı olduğunu söyleyen Bakan Şimşek, ABD'nin ticaret politikası belirsizliklerinden herkesin etkileneceğini, ancak Türkiye'nin daha az etkilenmesinin beklendiğinden şöyle bahsetti: 

"İkinci Dünya Savaşı sonrasında kural bazlı mekanizmalar oluşturuldu. Kural bazlı yani serbest ticaretten uzaklaşma söz konusu. ABD'deki sanayi üretimi son 25 yıldır artmıyor. GSYH ve tüketici harcamaları muazzam şekilde artmış, burada Çin etkisi söz konusu.

Çin'le olan rekabet nedeniyle küresel ticarette parçalanma artık yeni normal. Dost ülkelerden tedarik şu anda çok önemli trend oluşmaya başladı. Küresel ticaret politikalarının endeksi ciddi boyutlara ulaşmış durumda. 20 Ocak sonrası gümrük tarifelerinde ne tür değişiklik olacak onu yansıtıyor.

Yeni dönem belirsizliğinin bir kısmı ABD kaynaklı. ABD'nin ticaret politikası belirsizliklerinden herkes etkilenecek. Bazı ülkeler az bazıları çok etkilenecek. Bizim az etkilenmemiz beklenir. ABD'nin yeni ticaret politikalarının bize etkisi büyük olabilir. Sebebi Çin ihracatının rota değiştirmesi. Hepimizi etkileyecek. Belki sebep olarak programı göstereceksiniz, içerideki gelişmeleri göstereceksiniz.

Yeni ABD yönetimi seçim öncesi söylediklerini amel ederse, Çin'e yüzde 60 gümrük tarifesi artışına giderse bu bizi dolaylı olarak ciddi şekilde etkileyebilir."

"Dolar hepimizi ilgilendiriyor"

Dolardaki dalgalanmanın Türkiye'yi de etkilediğinden bahseden Şimşek, piyasalardaki belirsizlikten şöyle bahsetti:

Dolar hepimizi ilgilendiriyor, küresel para birimi. Dolardaki dalgalanma bizi etkiliyor, hammaddeyi dolarla ithal edip ihracatı euroyla yapıyoruz. Paritedeki değişiklik bizim rekabet gücümüzü etkiliyor. Ticaret savaşları başlarsa büyümeyi olumsuz etkiler. Dolayısıyla bunlar yapısal, biz bilmiyoruz, bir belirsizlik var."

"Türkiye ekonomisini destekleyici ortam var"

Mehmet Şimşek, kısa vadede Türkiye ekonomisi ve programını destekleyici ortamların olduğundan şöyle bahsetti:

Hem Avrupa Merkez Bankası hem de Fed'in faizinde düşüş beklenebilir. Küresel fonlama maliyetini kısa vadeli olumlu etkiliyor. Uzun vadeli borçlanma faizleri yukarı yönlü, bu da belirsizliği yansıtıyor. Jeopolitik gerginliklerde artış var. Finansal piyasalar bunu pek umursamıyor gibi. Etkilerinin sınırlı olacağını düşünüyorlar ya da kopuş var. Piyasalar jeopolitik gelişmelere hassas değil gibi görüntü çıkıyor.

Kısa vadede arkadan esme ihtimali olanlar söz konusu. Kısa vadede Türkiye ekonomisi ve programını destekleyici ortam var. Dünya önemli sorunlarla karşı karşıya. Dünyada ticarette parçalanma ve korumacılık söz konusu. Uzun vadeli faizlerin olduğu ortam sorun kaynağı. Dünya nüfusu yaşlanıyor."

Türkiye'de doğurganlık oranlarının düşmesi

Dünya nüfusunun hızla yaşlanmasından bahseden Şimşek, Türkiye'de bu hızın son yıllarda arttığını, bundan sonraki dönemde de artışın devam edeceğini söyledi.

Şimşek, Türkiye'deki doğurganlık oranının hızlı düşmesine işaret ederek, "O nedenle bizim önemli yapısal dönüşüm alanlarımızdan bir tanesi, önümüzdeki dönem için konuşuyorum, bu doğurganlık hızındaki yavaşlamayı tersine çevirecek birtakım politika, uygulama ve tedbirler üzerinde olacak. Zaten yakın dönemde buna ilişkin birtakım adımlar attığımızı göreceksiniz." ifadelerini kullandı.

"Yapay zekâ insan zekâsını yakalayacak"

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, şu anda dördüncü sanayi devriminin ortasında olduklarını belirterek, yapay zekânın eski sanayi devrimlerine hiç benzemediğini, yapay zekânın ve robotların üretimi ve rekâbeti nasıl etkileyeceğinin düşünülmesi gerektiğini söyledi.

Yapay zekânın insan zekâsını bu yıl ya da gelecek sene yakalayacağını dile getiren Şimşek, "Yapay süper zekânın, yani insan zekâsının aşılması muhtemelen 2030'da yakalanmış olacak. Ama birçok alanda zaten yapay zekâ insan zekâsını geçmiş durumda." şeklinde konuştu.

Şimşek, üretken yapay zekânın istihdam ve üretime etkilerinden bahsederek, Türkiye'nin yapay zekâya hazırlıkta kendisine benzer ülkelere kıyasla oldukça iyi olduğunu ancak gelişmiş ülkelerin gerisinde bulunduğunu, gelişmiş ülkelere benzer düzeye çıkmayı amaçladıklarını vurguladı.

"Kredi notumuz artmaya devam edecek"

Türkiye'de cari açığın düştüğünden de bahseden Bakan Şimşek, kredi notunun artmaya devam edeceğini de söyledi:

Türkiye'de cari açık dramatik şekilde düştü, bu iyi bir haber. Daha az dış borç alacağız demek. Rezervlerimiz arttı, kırılganlık azaldı. Türkiye'nin risk primi düştü, borçlanma faizlerine etkisi var.

KKM 144 milyar dolarla zirveye ulaşmıştı, zirveye göre 110 milyar doların üzerinde düşüş var. Gerçekten bu programa inanmanızı istiyoruz. Bu programı uygulamaya devam ettiğimiz sürece kredi notumuz da artmaya devam edecek. Para politikasının, maliye politikasının sınırı var, bu nedenle üretim ve ihracata öncelik veriyoruz."

Bakan Şimşek ayrıca "Türkiye'nin toplam borcunun milli gelire oranı yüzde 95. Dünya ortalaması yüzde 346. Türkiye bu anlamda da avantajlı." ifadelerini de kullandı.

"Hedef enflasyonu yüzde 20 civarına çekmek"

Hedefin bu sene enflasyonu yüzde 20 civarına çekmek olduğundan bahseden Bakan Mehmet Şimşek, 2026 yılında da enflasyonu yüzde 10 civarına çekmeyi plandıkladıklarını şöyle anlattı:

"2025'te hedefimiz dezenflasyonun daha hissedilir olması ve yapısal dönüşümün hızlanması. Bütçe disiplinini sağlamaya devam edeceğiz. Dezenflasyon süreci başladı. 

Hedefimiz enflasyonu bu sene %20 civarına çekmek, bir sonraki sene de %10'lar civarına ve daha sonra tek haneye çekmek. Hizmet sektöründeki enflasyonda büyük katılık var, bu katılığı kırmak zaman alacak. 

Mal fiyatı %36 artarken, manşet enflasyon neden %44 olmuş, çünkü kirada üst sınırı kaldırdık. Tüm hizmetleri alırsak %66 artmış, hizmet enflasyonu bizim öngördüğümüzden daha katı ve daha yüksek, şimdi tepki vermeye yeni başladı. Birkaç puanlık sapmanın özünde birkaç etken var ancak resim çok net ortada. Dezenflasyon programı ile 2024-2026 öngörülerimizi oturttuk, geçen yılın ilk yarısında birkaç puanlık sapma var, biz inanıyoruz ki bu, bu yılın ikinci yarısında telafi edilecek. Dolayısıyla bu enflasyon inecek. TCMB'ye destek olmak için maliye ve gelirler politikası devreye girmeli."

"Konuta erişime öncelik vereceğiz"

Dar gelirli vatandaşların ilk konutlarını almasının öncelikleri olduğunu söyleyen Mehmet Şimşek, açıklamasına şöyle devam etti:

"Dar gelirli vatandaşlarımızın ilk defa konut alacakların konuta erişimi bu dönemin en önemli önceliği. Hayat pahalılığının en önemli bileşeni kira, bu nedenle de bu alana büyük önem vereceğiz. 

Depremin etkisi azaldıkça kaynağın en büyük kısmını konut arzı kanalına yönlendireceğiz. Konut arzını artıracak bütün tedbirleri alacağız. Gıda arzı artırmak da öncelik alanlarımızdandır. Enerjide önemli bir sübvansiyon var, devam ettiriyoruz, hem elektrik hem de doğal gazda. Yenilenebilir enerjiye öncelik veriyoruz."

"İhracatı destekliyoruz"

İhracatın en büyük öncelikleri olduğundan bahseden Bakan Şimşek, ihracat ve yatırımları bütçe disiplinini bozmadan desteklediklerini de ekledi:

"Reeskont kredisini indirdik, imkan olursa daha da indireceğiz. Kurumlar vergisini ihracatçılar için artırmadık, tam aksine düşürdük. Yakın dönemde reeskont kredi maliyetini %35'ten %30'a düşürdük, halbuki TCMB faizi 250 baz puan düşürdü, önceliğimiz üretim ve ihracat.

Zorlanan bazı sektörler var, KOSGEB üzerinden belirli sektörlerin prim desteği, finansman desteği gibi konularda çözümler ürettik.

Çiftçilerimizi güçlü bir şekilde desteklemeye devam edeceğiz. Çiftçilerin kullandığı kredinin faizinin %70'ini bütçeden ödüyoruz, 2025 yılında bütçeden 160 milyar TL ödeneğimiz var.

Tarımsal üretim, tarım sektörü ve çiftçilerimiz bizim için önemli. Esnafımızı da destekliyoruz, 802 bin esnafımıza desteğimizi 60 milyar TL'ye çıkarıyoruz. İhracatı ve yatırımları bütçe disiplinini bozmadan destekliyoruz."