MB faizi 45’e çekti likidite için ek tedbir mesajı verdi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2025'in merakla beklenen ilk faiz kararını açıkladı. Aralık ayında politika faizini 250 baz puan indirerek yüzde 47,50 seviyesine çeken Merkez Bankası, yılın ilk toplantısında da faizi 250 baz puan daha düşürerek yüzde 45'e indirdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Aralık ayını bir faiz indi­rimi ile kapatan Mer­kez Bankası, yeni yı­la da faiz indirimi ile girdi. Banka, yılın ilk Para Politika­sı Kurulu toplantısında piya­sa beklentileri doğrultusunda politika faizini 250 baz puan indirimle yüzde 45'e indirdi.

Ekonomistler, yıllık PPK toplantısını 12’den 8’e indi­ren Merkez Bankası’nın mart ayında da politika faizini bir 250 baz puan daha indirme­si konusunda ‘kapı açık’ yoru­munu yaparken nisan ayında açıklanacak mart ayı enflas­yonun ise bir sonraki toplan­tının kaderini belirleyeceğini söyledi. Yılın geneli için açık­lanacak verilerin MB’nin da­ha küçük adımlarla faiz indi­rimi yapmasını ya da pas geç­mesini gerektirebileceğini de düşünen ekonomistlere göre Merkez’in mesajları ‘güver­cin’e dönüyor.

İndirim kararının açıklan­dığı PPK metninde Merkez Bankası, fiyat istikrarı sağ­lanana kadar politika karar­lılığının süreceği mesajının altını çizdi. Metinde, "aylık enflasyonun ana eğilimin­de" ifadesi çıkartılarak yeri­ne "enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana ka­dar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir" ifadesi gel­di. Banka, son dönemde ar­tan likidite fazlası dolayısıyla da sterilizasyonda ek tedbir­ler mesajı verdi. Banka, ve­ri odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı karar çıkacağı sinyalini de verdi.

2 ayda toplam 500 puan

Aralık ayında politika faizi­ni 250 baz puan indirerek 22 ay sonra ilk gevşeme süreci­ni başlatan Merkez Bankası, peş peşe 250 baz puanlık indi­rimle, iki ayda faizde toplam 500 baz puan indirime gitmiş oldu.

Aralık ayında enflasyonun ana eğilimi gerilerken, öncü verilerin ocak ayında öngö­rülerle uyumlu bir artışa işa­ret ettiğini belirten TCMB bu gelişmede, zamana bağlı fiyat belirleme ve geçmiş enflasyo­na endeksleme eğilimi yüksek hizmet kalemlerinin öne çık­tığını söyledi.

Temel mal enflasyonunun görece düşük seyrettiğini ifa­de eden TCMB son çeyreğe ilişkin göstergelerin yurt içi talebin enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde bu­lunduğunu gösterdiğini söy­ledi.

Karar metninde enflasyon beklentileri ve fiyatlama dav­ranışlarının iyileşme eğilimi sergilemekle birlikte, dezenf­lasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiği belirtildi.

Toplantı bazlı yaklaşım vurgusu

Para politikasındaki kararlı duruşun; yurt içi talepte den­gelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon bek­lentilerinde düzelme vasıta­sı ile dezenflasyon sürecini güçlendirdiğini söyleyen TC­MB, maliye politikasının ar­tan eşgüdümünün de bu süre­ce önemli katkı sağlayacağını vurguladı.

Enflasyonda kalıcı düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana ka­dar sıkı para politikası duru­şunun sürdürüleceğini taah­hüt eden TCMB, bu doğrultu­da, politika faizinin; enflasyon gerçekleşmeleri, ana eğilimi ve beklentileri göz önünde bu­lundurularak öngörülen de­zenflasyon sürecinin gerek­tirdiği sıkılığı sağlayacak şe­kilde belirleneceğini belirtti.

Ek sterilizasyon mesajı

Kredi ve mevduat piyasa­larında öngörülenin dışında gelişmeler olması durumun­da parasal aktarım mekaniz­masının ilave makroihtiya­ti adımlarla destekleneceğini söyleyen TCMB, likidite ko­şullarının yakından izlene­ceğini ve sterilizasyon araç­larının ek tedbirlerle etkili şekilde kullanılmaya devam edileceğini söyledi.

Banka karar metninde şu ifadeleri de kullandı: “Kurul, politika kararlarını parasal sı­kılaştırmanın gecikmeli etki­lerini de dikkate alarak, enf­lasyonun ana eğilimini geri­letecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaş­tıracak parasal ve finansal ko­şulları sağlayacak şekilde be­lirleyecektir. Bu doğrultuda, tüm para politikası araçla­rı kararlılıkla kullanılacaktır. Kurul, kararlarını öngörülebi­lir, veri odaklı ve şeffaf bir çer­çevede alacaktır.”

Dezenflasyon sürecinin getirdiği sıkılık korunacak

Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş: TCMB’nin bu yıl 8 toplantı yapacağını ve bir sonraki toplantının 6 Mart 2025’te yapılacağını göz önüne alırsak, dönemsel olarak yüksek gelebilecek olan ocak ayı enflasyonun ardında şubat ayı enflasyonu ve beklentiler, Mart ayındaki PPK kararında belirleyici olacaktır. TCMB’nin genel olarak dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacağını ve şu an %45 olan politika faizini, enflasyon trendlerine göre, yıl sonuna kadar %30 seviyelerine kadar düşürebileceğini düşünüyoruz. 2025 yılı sonunda da 12 aylık TÜFE artışının %25’lere gerileyeceğini düşünüyoruz. Bu süreçte, enflasyon beklentilerinde düzelme ve özellikle hizmet enflasyonundaki katılığın kırılması da faiz indirim sürecinde belirleyici olacaktır.

İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya Özer: Genel faiz indirim döngüsü yıllık enflasyon düşüşü üzerine kurgulamış gibi görünüyor. Yılın ilk yarısında baz etkisini yılın ikinci yarısına kıyasla daha fazla hissedeceğiz gibi görünüyor. Dolayısıyla para politikasında yılın son yarısında sıkılık etkisini daha fazla görebiliriz. Rasyonel politikaların öngördüğü pozitif reel faiz yıllık enflasyon üzerinden gitmeye devam ediyor. Dolayısıyla bu toplantıdaki 250 baz puanlık faiz indirimi teknik ayarlama olabilir.

Ocak ve şubat ayındaki aylık enflasyon görünümünde beklenti üzerinde bir sapma olması halinde mart ya da nisan ayındaki toplantıda faiz indirimlerine ara verilebilir. Ancak yıllık enflasyonda %35-30 bandına doğru yaklaştıkça hem yapışkanlık etkilerinin hem de enflasyondaki düşüşü tetikleyebilecek unsurlardaki yavaşlamanın Merkez Bankası'nın faiz indirim sürecini zorlaştırabileceği görüşündeyiz. Toplantı bazlı yaklaşım metinde korundu. Her toplantıda faiz indirim olmayacağına yönelik beklenti yaratmaya devam ediyor.

Kredi ve mevduat faizlerine yansımalı

Merkez Bankası’nın faiz indirimini açıklamasının ardından gözler bankaların kredi ve mevduat faizlerine döndü. İş dünyası temsilcileri indirimin yansımasını beklerken ekonomistler, PPK metninde yer alan ek likidite tedbirlerinin gidişatı belirleyeceğini söyledi. Ek tedbir gelmemesi halinde de indirimin kredi faizlerine daha geç ve sınırlı mevduata ise nispeten daha hızlı yansımasının beklenebileceğini ifade etti.

İş dünyası da kararın ardından yaptığı açıklamada bu konuya değindi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç de "Reel sektörün finansman maliyetlerinin enflasyondaki düşüş trendine zarar vermeyecek biçimde, kademeli şekilde indirildiğini görüyoruz. Söz konusu indirimlerin 'bire bir oranda' ve 'hızla' ticari kredi faizlerine yansıtılması temel beklentimiz" değerlendirmesinde bulundu.

TİM Başkanı Mustafa Gültepe, "Enflasyonla kur arasındaki korelasyonun da kurulması gerekiyor. Bu adımları memnuniyetle karşılıyoruz ancak 2024’te rekabetçiliğimize büyük zarar veren girdi maliyetleriyle kur arasındaki makasın bir şekilde daraltılması gerekiyor" açıklamasını yaptı.

MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı da yılın son ayında gelen faiz indiriminin, iş dünyası adına 2025 yılına dair ciddi bir motivasyon kaynağı olduğuna dikkati çekerek, "Yatırımların olumsuz etkilendiği ve reel bazda ciro rakamlarının gerilediği 2024’ün olumsuz etkileri, para politikasında normalleşmenin süreceğine inandığımız 2025 yılında, kademeli bir şekilde azalacaktır” dedi.

ASKON Genel Başkanı Orhan Aydın ise "Veriler bu şekilde çıktıkça, ekonomi tarafında güzel haberler geldikçe indirimler de devam edecektir. Bu kapsamda veriler bu şekilde geldikçe yıl sonunda faizin yüzde 30-35'lere kadar düşebileceğini öngörmekteyiz" ifadelerini kullandı.