Madenciliği yasa yavaşlattı genelge durma noktasına getirdi
Maden ruhsat sayısı 5 yıl önce 10 binlerde iken 2013 yılında 84’e düştü. Sektör temsilcileri, Başbakanlık genelgesinin madenciliği durma noktasına getirdiğini geçen yıl kaydedilen ihracat artışının ise stok satışlarından kaynaklandığını söyledi
Hüseyin GÖKÇE
Özüm ÖRS
ANKARA - 2012 yılında çıkarılan bir genelge ile madencilik alanında satış, kira, irtifak, takas, tahsis, devir dahil her türlü tasarrufa yönelik işlemler için Başbakanlık’tan izin alınma şartı getirildi. Gerek genelge gerekse kanun değişikliğiyle birlikte düzenlenen ruhsat sayılarında dramatik azalışlar yaşandı; 2007 yılında düzenlenen ruhsat sayısı 10 bin 731 iken, bu rakam 2013 yılında 84’e düştü. Buna karşılık sektörün ihracatı ise kanun çıkarıldığı yılın öncesine göre iki katına çıktı. Yasa değiştirilmeden hemen önce yani 2009 yılında 2 milyar 508 milyon dolar olan ihracat, 2010’da 3 milyar 658 milyon dolara yükselirken, 2013’te 5 milyar dolar barajını da aşarak 5 milyar 42 milyon dolara çıktı.
Türkiye’nin önemli ihracat kalemlerinden birisi olan madencilikte, ruhsatı satış amaçlı elinde bulundurup, yatırıma dönüştürmeyen çantacıların ayıklanması amacıyla yapılan kanun değişikliği, maden ruhsatlarının sayısını azaltırken, 2012 yılında çıkarılan genelge ile ruhsat işlemleri için Başbakanlığa başvuru şartı getirilmesi bunları durma noktasına taşıdı.
Özellikle 2005 yılından itibaren madencilik ruhsat başvuru sayısı büyük ölçüde artarken, ortalama 5-6 bini geçmeyen sayı bir anda 17-18 bine kadar yükseldi. Buna karşılık verilen ruhsat sayısı da 2006-2008 döneminde 10 bin civarında seyretti. 2009 yılına gelindiğinde yani yasa çıkmadan bir yıl önce başvuru sayısı 10 bin 377 olurken, düzenlenen ruhsat sayısı 6 bin 157 olarak belirlendi. 2010’da başvuru sayısında büyük oynama olmazken, ruhsat sayısı 4 bin 730’a geriledi. Ruhsat sayısı 2011’de bin 746’ya, 2012’de bin 407’ye kadar inerken, geride bıraktığımız 2013’te adeta durma noktasına geldi ve geçen yıl sadece 84 ruhsat düzenlendi.
İhracat iki katına çıktı, stoklar eriyor
Madencilikte yeni ruhsat neredeyse verilmezken, maden ihracatçısı stokları kullanarak rekor üstüne rekor kırmaya devam etti. Yasa değişikliği gerçekleştirilmeden hemen önce 2009 yılında 2 milyar 507 milyon dolar olan madencilik ihracatı, 2010’da 3 milyar 658 milyon dolara, 2011’de 3 milyar 863 milyon dolara, 2012 yılında ise 4 milyar 181 milyon dolara ulaştı. 2013 yılında ise ihracat yüzde 20.5 artarak 5 milyar 42 milyon dolara ulaştı.
Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mustafa Sönmez, düzenlenen ruhsat sayısındaki düşüşe rağmen, ihracatta yaşanan artışın nedenini şöyle açıkladı:
“Burada, özellikle stoktaki ve hazırlanmış alandaki malların yurtdışındaki taahhütlere uyarak ihraç edilmesi durumu söz konusu. Yeni bir ocak açılamamış olmakla birlikte geçmiş yıllardaki sözleşmelerin, satışların yerine getirilmesi için izin alınmış mevcut maden alanlarındaki üretimlerle stoklarda bekleyen malların ihraç edilmesidir.”
Madenciler Derneği: Sanayici taahhüdünü yerine getirmeye zorlanıyor
Ruhsat sayılarındaki düşüşün ana sebebinin yayımlanan genelge olduğunu dile getiren Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Mustafa Sönmez, “Madencilikteki gerilemenin asıl nedeni 16 Haziran 2012’de yayımlanan Başbakanlık genelgesidir. Bu genelge ile maden ruhsatları ve maden alanlarındaki izinler Başbakanlık iznine tabi tutuluyor. Bugün, maden izinleri, gerek ruhsat aşamasında, gerekse orman izinleri aşamasında durma noktasına gelmiştir. Burada, özellikle son 1 yılda madencilik sektörünün büyümesindeki düşüşü gözlemekteyiz. Son 1 yılda dünyada mal talebi artmaya başladı, ancak ne var ki Türkiye, izinlerle ilgili sıkıntı nedeniyle madenlerinin büyümesi ve yeni taahhütlerin yerine getirilmesi konusunda çok ciddi sıkıntılar yaşamıştır” diye konuştu.
‘Yabancı yatırımcıyı ürkütüyor’
Madencilerin taahhütlerini yerine getiremediğini, yeni izin alamadığını veya alanlarını büyütemediğini kaydeden Sönmez, “Dolayısıyla hem madencilik sektörünün, hem de ülke sanayinin bağlı olduğu bu sektör yürümeyince ülke sanayinin durma noktasına geldiği ve giderek de bu sıkıntının artacağını görüyoruz” dedi. Sektör ve dernek olarak yapılan hiçbir girişimden sonuç alınamadığını bildiren Sönmez, “Birçok konuda olduğu gibi, bu konu da Başbakan’ın kendi yetki ve bilgisi içinde olması istediği bir konu gibi görülüyor” dedi. Konuyla ilgili hukuki işlemlerin başlatıldığını kaydeden Sönmez, “Biz sektör olarak merak ediyoruz, maden ruhsatını almış, oradaki tüm izinlerini aldıktan sonra aramasını yapmış, yatırımını yapmış, belli boyutta üretime ulaşmış bir firma, maden ruhsatını devrederken neden Başbakanlık’a sorulur? Burada çok ciddi tereddüt vardır. Bu hem yerli yatırımcıyı, hem de yabancı sermayeyi çok ciddi ürkütüyor” dedi. Sönmez, sektörün birçok sıkıntısının olmasına rağmen, çok ciddi anlamda sıkıntı yaratan maden ruhsat ve izinleriyle ilgili konunun, eskiden olduğu gibi, kanunen yetkili olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na ve diğer ilgili bakanlıklara verilmesi gerektiğini vurguladı.
Maden Mühendisleri Odası Başkanı Torun: Sektör tamamen durdu
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun, 2012 yılı Haziran ayında yayımlanan genelge ile izinlerin Başbakanlık onayına geçirilmesine yönelik olarak, “Bunun doğru bir adım olmadığını, sektörün önünü tıkayacağını birçok defa belirttik. Konuyu açıklamak için Başbakan’dan randevu talep ettik, ancak ne yazık ki, olumlu bir yanıt alamadık. Bugün sektör tamamen durdu, yatırım yapılmıyor, arama izinleri yok, ruhsat alınamıyor. Sektörde işsizlik arttı, yatırımlar başka alanlara kaymaya başladı. Bu, bir an önce düzeltilmeli” dedi.
Ruhsat sayısındaki düşüşte; hem yeni Maden Kanunu’nun, hem de Başbakanlık iznini şart koşan genelgenin etkisinin olduğuna dikkat çeken Torun, madenciliğin uzun vadeli yatırımlarla ülkenin ihtiyaçları tespit edilerek gerçekleştirilirse başarılı olabileceğini dile getirdi. Torun, sözlerine şöyle devam etti:
“Siyasi iktidarın mutlaka madencilik sektörüne ayrı bir önem vermesi gerekiyor. Aksi halde 10 sene sonra da bunları konuşuyor oluruz. Genelge, rakamların düşmesinde önemli bir etkendir, ama biz maden kanununda ciddi bir değişiklik yapılarak maden üretimlerinin uzun verimli olmasının önünün açılmasını talep ediyoruz.”