Kuzey Ren-Vestfalya, Bursa ile 'elektromobilite' işbirliğine hazır

Geleceğin trendi yenilenebilir enerji ve elektromobilite otomotiv kenti Bursa'da tartışıldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Esra ÖZARFAT

BURSA - Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti'nin Ekonomik Gelişim Kurumu NRW-Invest Türkiye Temsilciliği, Bursa-Eskişehir-Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA), Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçılar Birliği (OİB) işbirliği ve DÜNYA Gazetesi 'nin katkılarıyla düzenlenen panelde "Almanya'da enerjide yeni dönem: Yenilenebilir enerjiler ve elektromobilite-Türk firmalarının Kuzey Ren-Vestfalya'da yararlanabileceği fırsatlar" konusu ele alındı.

Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği'nin de (TAYSAD) destekleriyle gerçekleşen panelin moderatörlüğünü DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ yaptı. Düzenlenen panele BEBKA Genel Sekreteri Mehmet Sait Cülfik, OİB Yönetim Kurulu Üyesi Baran Çelik, NRW Invest Turkiye Temsilcilik Müdürü Dr. Adem Akkaya, Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Ekonomi, Enerji, Sanayi, KOBİ ve Zanaat Bakanlığı'ndan Thomas Monsau, AGIT mbH Yerleşim ve Yatırımcı Danışmanlığı Bölüm Müdürü Frank Leisten, NRW Invest Germany'den Klaus Peter Dietzel, AutoCluster NRW'den Lothar Schneider ve RWTH Aachen Üniversitesi'nden Werner Rohlfs konuşmacı olarak katıldılar.

Panelde ulaşımın mümkün olduğunca hesaplı ve çevreye uyumlu hale getirilmesinin tüm dünyada bir gereklilik olduğuna vurgu yapıldı. konuşmacılar panelde Kuzey Ren-Vestfalya'nın otomotiv sektöründeki uzmanlığının yanı sıra enerji teknolojisi alanında sahip olduğu bilgi birikimi, elektrikli ulaşım konusunda yenilikçi çözümlerin üretilmesi için sağladığı uygun koşulları anlattılar.

'Made In Germany' ile pazar avantajı sağlanıyor

Almanya'nın batısında, Belçika ve Hollanda sınırında yer alan Kuzey Ren-Vestfalya'nın Türklere yabancı bir bölge olmadığını ifade eden NRW Invest Turkiye Temsilcilik Müdürü Dr. Adem Akkaya, özellikle Türkiye'deki otomotiv ve yan sanayi firmalarının bölgeyi tercih etmesini istediklerini vurguladı. Akkaya, pek çok Türk şirketinin Made In Germany markasıyla pazara girmek için Kuzey Ren-Vestfalya'yı tercih ettiğine dikkat çekti. Alfemo, Çilek, Büro Time, Boytaş, Gökbora, İnci Lojistik, Omsan, Barsan, GTI Travel, Onur Air, Pana Film, Saray Halı, Sarar, Eroğlu, Rodi Giyim, Asil Çelik, SAFKAR Taşıt Klima Sistemleri, Flormar, Kale Kilit, İsbir gibi 300'ün üzerinde firmanın bölgede yer aldığını ifade eden Adem Akkaya, "Bunların bir kısmı da Türkiye'de geliştirdiği bir ürünü burada üreterek 'Made In Germany' olarak dünyaya satmayı hedefliyor. Öte yandan 14 bin 300'ün üzerinde yabancı firma Almanya ve Avrupa faaliyetlerini Kuzey Ren-Vestfalya üzerinden yürütüyor ve 730 bin kişiye istihdam sağlıyor. Son yıllarda en fazla yabancı yatırımın geldiği ülkeler arasında Çin ve Hindistan'ın yanında Türkiye'de yer alıyor" diye konuştu.

 

Dr. Adem Akkaya röportajını izlemek için tıklayınız
 

'KRV, Avrupa pazarına açılan kapı konumunda'

Nüfusu 17.8 milyon, çalışan sayısı 8.8 milyon olan Kuzey Ren-Vestfalya'nın kişibaşına düşen milli gelirinin ise 32 bin euroya yakın olduğunu aktaran Akkaya, bölgeden 176.2 milyar euroluk ihracat, 204 milyar euroluk ise ithalat yapıldığını belirtti. Almanya'daki yabancı yatırım stokunun yüzde 28'inin burada yer aldığını vurgulayan Akkaya, şunları söyledi: "Hasılatı en yüksek 50 Alman firmasının 19'unun şirket merkezleri burada yer alıyor. Pek çok firmanın da satın alma birimleri burada. Öte yandan Almanya'da ikamet eden her üç Türk vatandaşından bir tanesi Kuzey Ren-Vestfalya'da yaşamaktadır. Kuzey Ren-Vestfalya'da ikamet eden Türkiye kökenli 23 bin kişi kendi işinin sahibi. Buradaki firmaların son 6 yılda Türkiye'ye 1 milyar euronun üzerinde yatırım yaptığını görüyoruz. Türk firmaları genellikle mal satmak, piyasaya girmek, oradaki pazarlarını genişletmek amacıyla burada yatırım yapıyorlar."

'2020 yılı hedefi: 1 milyon elektrikli araç'

Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Ekonomi, Enerji, Sanayi, KOBİ ve Zanaat Bakanlığı'ndan Thomas Monsau ise bölgede yaklaşık 754 bin küçük ve orta büyüklükte işletmenin faaliyet gösterdiğini, Kuzey Ren-Vestfalya'nın Türkiye'ye ihraç ettiği asıl ürünler arasında yüzde 33.4 ile motorlu araç ve motorlu araç parçalarının yer aldığını söyledi. Monsau, araç üretimi alanında faaliyet gösteren yaklaşık 240 işletmenin geçen yıl 31.8 milyar euroluk ciro elde ettiğini vurguladı. Thomas Monsau, "Uluslararası alanda faaliyet gösteren üç büyük araç üreticisinin üretim merkezi. Düsseldorf'da Daimler, Köln'de Ford ve Bochum'da Opel fabrikaları bulunuyor. Lüks otomobillerin veya ticari araçların üretiminde de Dülmen'de Wiesmann, Wuppertal'da Volkner Mobil, Horstmar'da Schmitz Cargobull, Iserlohn'da Kirchhoff Automotive yer alıyor" ifadesini kullandı. Federal devletin ve eyaletin 2020 hedefleriyle ilgili de bilgi veren Monsau, sözlerine şöyle devam etti: "Federal devletin ve eyaletin hedefi 2020 yılına kadar bir milyon elektrikli aracın Almanya yollarına çıkması, bunların en az 250 bin tanesinin de Kuzey Ren-Vestfalya'da olması. Kuzey Ren-Vestfalya, Avrupa'da elektromobilite konusunda model bir bölge olarak geliştirilecek. Kuzey Ren-Vestfalya'daki otomotiv yan sanayi, elektromobilitenin geliştirme projelerine aktif bir biçimde katılmakta ve bu alandaki piyasa payını gözle görülür biçimde genişletmek istemektedir. Elektromobilite, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin iklim koruma programında önemli bir yer tutmakta."

Thomas Monsau röportajı için tıklayınız


Avrupa'nın sınır ötesi bölgesi: Aachen

Eyalette önemli bir yere sahip olan Aachen ile ilgili yatırımcılara ayrıntılı bilgi veren AGIT mbH Yerleşim ve Yatırımcı Danışmanlığı Bölüm Müdürü Frank Leisten de, Aachen'i sadece bir Alman bölgesi olarak ele almanın yanlış olduğunu, 400 kilometrelik bir çevrede 107 milyon insana ulaşılabildiğine dikkat çekti. "Bu anlamda Aachen çok merkezi bir bölgededir. Biz 'Avrupa'nın sınır ötesi bölgesi' olarak kendimizi tanımlayacak durumdayız.
Tanınmış şirketler Aachen'da Ar-Ge yapıyor. Mallarınızı Avrupa'da satmak istediğiniz zaman bu mesafeler önemli" diyen Leisten, Aachen'da bulunan RWTH Aachen ve FH Aachen üniversiteleriyle ilgili de bilgi verdi. Leisten, Aachen'da elektromobilite alanında faaliyet gösteren önemli enstitülerin de bulunduğuna vurgu yaptı. Frank Leisten, buralarda hibrid araçlar, elektrikli makinelerin ve elektromanyetik enerji dönüştürücülerin sanayi sektörü için tüm yönleriyle hesaplanması, geliştirilmesi ve uygulanması, elektrik tahrikli araçların üretimi konularında faaliyet gösterildiğini ifade etti. Yine Aachen'da yer alan Streetscooter GmbH çerçevesinde, sürdürülebilir ve aynı zamanda uygun maliyetli bir elektrikli aracın geliştirilmesi üzerinde çalışıldığı bilgisini de verdi.

 

Frank Leisten röportajı için tıklayınız
 

Nükleerden çıkan Almanya yenilenebilir enerjiye yöneliyor

Almanya'nın 2008 yılından bu yana, 2020 yılı iklim koruma hedefleriyle birlikte, entegre bir enerji ve iklim koruma programına sahip olduğunu ifade eden NRW Invest Germany'den Klaus Peter Dietzel, çıkarılan Yenilenebilir Enerjiler Yasası'nı pek çok ülkeye ihraç ettiklerini vurguladı. Dietzel, diğer eyaletlerden çok daha fazla enerjinin dönüştürülerek kullanıldığını söyledi. 2011'de Almanya Federal Meclisi'nin Almanya'nın 2022 yılına kadar nükleer enerji kullanımını bırakması yönünde karar aldığını ve 17 nükleer enerji santralinin 8 tanesini derhal şebekeden çıkarttığını anımsatan Dietzel, "Kalan 9 santral de zaman içerisinde şebekeden çıkartılacak. Bu noktada da rüzgar enerjisinden sonra en önemli elektrik üretme kaynağı olarak fotovoltaik endüstrisi öne çıkıyor. Fotovoltaik endüstrisinin ana hedefleri arasında 2020 yılına kadar sistem fiyatlarını yüzde 50'den daha fazla düşürmek, Almanya'da 52 ila 70 GW kurulu fotovoltaik güce ulaşmak yer alıyor. Ayrıca biyokütleden elde edilen elektrik üretiminin yaygınlaştırılması da hedefleniyor. Öte yandan toplam güçleri yaklaşık 10 Gigawatt olan 16 yeni gaz ve termik santral yapım aşamasında olup, 2013 yılına kadar şebekeye bağlanacak. 2019'a kadar 28 adet modern, yüksek verimli gaz ve termik santralin kurulması planlanmakta" dedi. Dietzel geleceğin pazarlarını; 'enerji verimliliği, enerji depolayıcıların araştırılması ve geliştirilmesi, elektrik enerjisinin gaza dönüştürülmesi, enerji depolarının genişletilmesi, merkezi olmayan elektrik üretimi ve şebeke stabilitesi, akıllı şebekeler ve enerji interneti olarak' açıkladı.

Bölgenin inovasyon merkezi olması planlanıyor

Kuzey Ren-Vestfalya'nın kümelenme politikası çerçevesinde rekabet yeteneğinin güçlendirilmesi için faaliyet gösteren 16 kümeden biri olan 'AutoCluster
.NRW' adına bilgi veren Lothar Schneider, 'AutoCluster.NRW'nin özellikle "Verimli
Tahrik Sistemi Konseptleri", "Güvenlik ve Konfor" ile "Kaynakların Korunması" alanlarında çalıştığını söyledi. Schneider, eyaletin uzun vadede elektrikli araçlar için en önemli inovasyon ve üretim merkezi olmasını gerçekleştirecek bir vizyon izlendiğini dile getirdi. Bu vizyon doğrultusunda AutoCluster.NRW olarak düzenledikleri yarışmalarla proje destekleri sağladıklarını belirten Lothar Schneider, hedeflerini; 'Yerli Kuzey Ren-Vestfalya Otomobil Endüstrisinin yeni rekabet koşullarına hazırlıklı olması, katma değer üreten sanayi sektörlerinin korunması ve bunlara elektrikli araçlarla ilgili olarak yenilerinin eklenebilmesi amaçlı olarak gerekli tedbirlerin ortaya konması' şeklinde açıkladı.

Lothar Schneider röportajı için tıklayınız
 

'Elektromobilite önce toplu taşımada gelişecek'

RWTH Aachen Üniversitesi'nin elektromobilite alanındaki çalışmalarıyla ilgili Bursalı yatırımcılara bilgi veren Werner Rohlfs, şirketlerin üniversite bünyesi laboratuarlardan hizmet kiralama veya satın alma yoluna gidebileceğini dile getirdi. Elektromobilitenin binek araçlardan önce toplu taşıma araçlarında kullanılmaya başlanacağını öngördüğünü söyleyen Werner Rohlfs, "Bütün gün hareket ettiklerinden dolayı, otobüslere yapılan yatırımlar binek araçlara kıyasla daha kolay amorti edilebilmektedir. Binek araçlar genelde hareketsiz durmakta ve az yol kat etmekte. Bu kapsamda Asya'dan uygun fiyata batarya ithalatı, e-otobüs üretimine yönelik pazara yakın olmaktan faydalanmak, geliştirme ve kalite muhafazası için RWTH Aachen Üniversitesi desteği, AB teşvikleri küçük ve orta ölçekli işletmelerin pazara girmesi için iyi bir fırsat. Örneğin, bu yıl Otokar bir Fransız şirketiyle birlikte Türkiye'nin ilk elektrikli otobüsü Doruk Electra'yı üretti. Bu da Aachenla rahat yapılabilecek bir işbirliğidir. Bugün Çinliler elektrikli otobüs üretimi için harekete geçtiler. Bu Ar-Ge de Aachen'da yapılabilir. 2020 senesinde 1 milyon araç caddelerde olacak, deniyorsa en geç 2013'te bir şeyler yapılmaya başlanması gerekiyor" diye konuştu.

Werner Rohlfs röportajı için tıklayınız
 

 

'Türkiye otomotivde Almanya'nın partneri olacak'

 

barancelik.jpg

Otomotiv ve yan sanayi üretiminin 10 yılda 200 binli adetlerden 1.2 milyona, toplam ihracatın ise 4 milyar dolardan 20.5 milyar dolara ulaştığını vurgulayan OİB Yönetim Kurulu Üyesi Baran Çelik, ihracatın yaklaşık 2.8 milyarlık bölümünün Almanya'ya yapıldığını belirtti. Elektrikli otomotiv teknolojilerinin geliştirilmesinin otomotiv endüstrilerindeki en önemli gelişmelerden biri olacağına dikkat çeken Çelik, "Dünyada otomotiv denildiğinde gerek teknolojisi, gerekse bilgi birikimi ile ön plana çıkan Almanya otomotiv endüstrisi bir çok konuda olduğu gibi elektrikli otomobiller ve yenilenebilir enerjilerde öncülük etmeye devam edecek. Bu süreçte Türkiye otomotiv endüstrisi son 10 yılda ispat ettiği yeterliliği, yetişmiş genç insan kaynağı, yeni
teknoloji ve gelişimlere adaptasyon kabiliyeti ile Almanya'nın en önemli partnerlerinden biri olmaya aday. Yapılacak her türlü işbirliğinde doğacak sinerjinin katma değeri artıracağı kesindir ki, bu doğrultuda her türlü yeniliğe ve gelişime yönelik girişim Türkiye tarafından Ar-Ge teşvik ve yatırım teşvik kanunları çerçevesinde desteklenmekte" dedi.

 

Baran Çelik röportajı için tıklayınız
 

'BEBKA, destek vermeye devam edecek'

 

mehmetsaitculfik.20121024082737.jpg

Panelin açılışında söz alan BEBKA Genel Sekreteri Mehmet Sait Cülfik, Türkiye ve bölgedeki hızlı sanayileşmenin boyutları giderek artan hava, su kirlenmeleri gibi çevre sorunlarını da beraberinde getirdiğine vurgu yaptı. 9. Kalkınma Planı'nda enerji talebinin yerel ve yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanmasının hedef olarak konulduğunu hatırlatan Cülfik, Türkiye Otomotiv Sektör Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nda da alternatif yakıt kullanımının yaygınlaştırılmasını sağlamak amacıyla elektrikli araçlarda kullanılan batarya ve alternatif yakıt kullanan araçların ana parçalarının üretiminin desteklenmesinin öngörüldüğünü söyledi. BEBKA olarak bu çerçevede desteklemeler yaptıklarını anlatan Mehmet Sait Cülfik, bölgedeki sanayinin rekabet gücünü artırmak için Ar-Ge ve inovasyonu desteklediklerini, 2011 yılında bu konuya 8 milyon TL bir bütçe ayırarak 40 projeyi desteklediklerini kaydetti. Cülfik, geçen yıl çevre ve enerji yatırımlarına 49 projede 11.6 milyon TL hibe desteği sağlandığı bilgisini de verdi.

Bu konularda ilginizi çekebilir