Küresel yatırımcıların futbola 'duygusal' ilgisi
1987 yılında 50 sektör arasında 23. sırada yer alan spor endüstrisinin 2017'de profesyonel anlamda 100 milyar, toplamda ise 600 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor
İnsanlığın varlığı kadar eski olan spor kavramı, binlerce yıldır gelişerek, değişerek ve gittikçe küreselleşerek günümüzde birçok farklı açıdan incelenebilen bir endüstri haline gelmiştir.
Günümüzde spor endüstrisinin 100 milyar dolara yaklaşan büyüklüğü, 130 ülkenin milli gelirinden daha fazla. Spor malzemeleri, lisanslı ürünler, sağlık ve fitness merkezlerinin potansiyelleri de dikkate alındığında, spor endüstrisinin toplam büyüklüğünün dünyada 600 milyar dolara yaklaştığı tahmin ediliyor.
Spor endüstrisi konusunda üzerinde durulması hatta ayrı bir başlık altında değerlendirilmesi gereken en önemli hususlardan biri de futboldur. Özellikle Avrupa'da büyük izleyici kitlelerini peşinden sürükleyen ardından tüm dünyanın en çok rağbet gören spor etkinliği olan futbol, spor endüstrisinin de cazibe merkezi konumundadır.
20. yüzyılın başlarında mütevazı ve kendi yağında kavrulan futbol kulüpleri, günümüzde milyar dolarları dahi bulan bütçeleriyle dünyanın en büyük şirketleri haline dönüşmüşlerdir. Spor endüstrisi içinde artık her futbol kulübü birer marka haline dönüşmüştür.
İngiltere Premier Lig'in yıllık televizyon geliri 1 milyar eurodan fazladır. 2016 yılının şubat ayında SKY Sports ve BT Sports'un Premier Lig'in yayın hakları için 3 sezon boyunca ödeyeceği miktar 6,9 milyar euro olarak açıklanmıştır. Halbuki, 1992-1997 sezonları yayın hakları için 257 milyon euro ödenmişti. Bu rakam 1997-2001 ihalesinde 900 milyona, 2001-2004'te 1 milyar 600 milyon euroya, 2007-2010'da 2 milyar 300 milyona, 2010-2013'te 2 milyar 400 milyon euroya, 2013-2016'da ise 4 milyar euroya çıkmıştı.
Futbol lokomotif konumda
Dünyada ciddi ivme kazanan spor endüstrisi, ülkemizde de azımsanamayacak gelişmeler göstermektedir. Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de spor ekonomisinin lokomotifi konumunda futbol bulunmaktadır.
Şirketleşen futbol kulüpleri, sponsorluk sözleşmeleri, lisanslı ürün satımı, televizyon yayın hakları vs. gibi konularda Türkiye'de son dönemde ciddi artışlar sağlanmıştır.
60 civarında spor federasyonu, 6 milyondan fazla lisanslı sporcu sayısıyla önemli bir potansiyeli barındıran Türkiye'de henüz istenilen seviyede olmasa da hemen hemen her spor branşında ciddi ekonomik gelişmeler yaşanmaktadır.
Örneğin, 1996 yılından beri havuz sistemi üzerinden pazarlanan ve aynı yıl, 45 milyon dolar bedelle 3 yıllık sözleşme karşılığında Cine5'e verilen Türkiye Birinci Futbol Ligi'nin (Şimdiki Süper Lig) yayın hakları, 1999-2000 sezonunda 120 milyon 500 bin dolara 2 yıllığına Teleon'un olmuştur. 2000-2001 sezonunun devre arasında feshedilen sözleşme, yeni ihale ile Digiturk şirketine geçmiştir. Bu kurum, son yapılan ihale sonunda 2017-18 sezonundan başlayarak 2021-22 sezonuna kadar 435 milyon dolar (361 milyon euro) ödeyecek. Yani ligin yayın hakları açısından değeri 20 yıl içerisinde 10 kata yakın artmıştır.
Türkiye yayın gelirinde 3 ligi geride bıraktı
Denetim, vergi, danışmanlık hizmetleri sunan ve 150'den fazla ülkede faaliyet gösteren uluslararası KPMG Football Benchmark'ın 2016 yılı değerlendirmesine göre, Türkiye'deki Süper Lig, 360 milyon euroluk yayın geliri ile Hollanda, Polonya ve Portekiz liglerini geride bırakmasıyla dikkati çekiyor.
Avrupa'nın en önemli liglerinin yer aldığı karşılaştırmada Süper Lig'in; İngiltere, İspanya, Almanya, İtalya ve Fransa'dan sonra en çok maç yayını geliri elde eden 6'ncı lig olduğu ortaya çıktı.
Avrupa'nın en önemli 5 liginde ise maç yayınları için ciddi rakamlar veriliyor. İngiltere Premier Lig'in 1 yıllık yayın hakkı için kulüplere 2,4 milyar euro ödeniyor.
Lionel Messi ile Cristiano Ronaldo gibi iki dünya yıldızının rekabetine sahne olan İspanya ligi (La Liga) de yıllık 983 milyon euroluk bir anlaşma sonucunda izleyicilere ulaşırken, İtalya ligi (Serie A) ise yeni sözleşme çerçevesinde 945 milyon euro karşılığında yayınlanıyor.
Fransa liginin (Ligue 1) değeri 727 milyon euro olurken, Almanya liginin (Bundesliga) yayın hakları için 628 milyon euro ödeniyor.
Türk futbol takımları da büyüyor
Yine, "KPMG Football Benchmark" ekibinin hazırladığı "Avrupa Eliti 2017-Futbol Kulüpleri Değerlendirme Raporu" ile Avrupa'nın ekonomik anlamda önde gelen takımları listelendi.
Türkiye'den Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin yer aldığı raporda, Süper Lig'in en değerli kulübü olarak sarı-kırmızılılar gösterildi. Değeri 377 milyon euro olarak belirlenen Galatasaray'ı, 349 milyon euroyla Fenerbahçe izledi. Listeye bu sene giren son iki yılın şampiyonu Beşiktaş'a ise 219 milyon euro değer biçildi. Türk kulüplerinin toplam değeri ise 945 milyon euro olarak tespit edildi.
Araştırmada, listenin ilk sırasını 3 milyar 95 milyonluk değeriyle Manchester United aldı. İngiliz ekibi önemli transferlerine rağmen yeşil sahalarda istediği başarıları yakalayamamasına karşın, en değerli kulüp olmasını bildi. İspanya Ligi şampiyonu Real Madrid 2 milyar 976 milyon euro ile listenin ikinci sırasında yer alırken bir başka İspanyol ekibi Barcelona ise 2 milyar 765 milyon euro ile en değerli üçüncü takım oldu.
Yatırımcıların futbola "duygusal" ilgisi
Son yıllarda özellikle futbolda yabancı yatırımcıların kulüp hisselerini satın almaları ve akabinde ciddi transfer ücretleriyle gündeme gelmeleri futbol endüstrisini farklı boyutlara taşımaya başladı.
Özellikle İngiltere'de köklü futbol takımlarının Rus, ABD, Çin, Katar ya da Hint yatırımcılara satılması futbol ekonomisini de ciddi anlamda hareketlendirdi. Önceki yıllarda düşük bütçelerle transfer yapmaya çalışan takımlar, yeni yatırımcılarıyla birlikte dünyada popülaritesi ve buna bağlı bonservis bedelleri yüksek olan futbolcuları transfer ederek dikkatleri üzerlerine çekmeyi başardılar.
Öyle ki 2017 yaz transfer sezonunun en çok konuşulan ismi olan Brezilyalı futbolcu Neymar, Katarlı iş adamı Nasser Al-Khelaifi'nin sahibi olduğu Fransız devi Paris Saint- Germain (PSG) tarafından Barcelona'ya 220 milyon euro (yaklaşık 925 milyon lira) bonservis bedeli ödenerek transfer edildi. Böylece, PSG'nin 6 yıllık sözleşme imzaladığı Neymar, futbol tarihinin en fazla bonservis bedeli ödenerek gerçekleştirilen transferi oldu. Tabii bu durum beraberinde PSG'nin ekonomik olarak büyümesini de getirdi. Katarlı bir iş adamının yatırımı, siyasal ve sosyo-ekonomik anlamda da analize değer bir konu olarak gündemini korurken, dünya genelinde yabancı yatırımcıların futbol kulüplerine olan ilgisini de sorgulanır hale getiriyor.
Yabancı yatırımcıların futbol kulüplerine olan ilgisi incelendiğinde İngiliz kulüplerinin çoğunlukta olması dikkati çekiyor. Körfez sermayesi olarak adlandırılan Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin yanı sıra köklü İngiliz takımlarında ABD ve Rus yatırımcılarla birlikte Hindistan, Çin, Malezya ve Singapur hissedarlarının da büyük payları bulunuyor.
İngiliz takımlarının dışında, İspanya ligi ekiplerinden Malaga'nın Katarlı, Valencia'nın ise Singapurlu yatırımcılar tarafından yönetilmesi, ünlü İtalyan kulübü Milan'ın Çinli, Bari'nin ise Malezyalı iş adamları tarafından satın alınması küresel yatırımcıların futbola ilgisini gözler önüne seriyor.
Dünyanın en pahalı savunma oyuncusu
İngiltere Premier Lig ekiplerinden Liverpool, Southampton'ın Hollandalı stoperi 26 yaşındaki Virgil van Dijk'i 85 milyon euroya transfer etti. Bu rakam, bir savunma oyuncusu için ödenen en yüksek bonservis bedeli olarak futbol tarihine geçti.
Bir önceki rekor ise bu sezon başında 57,5 milyon euro karşılığında Manchester City'ye giden Benjamin Mendy'ye aitti. Yani bir sezon tamamlanmadan İngiltere Premier Lig'de futbol tarihinin en pahalı iki savunma oyuncusu transferi. Tabii şimdilik...
Sonuç olarak milyar dolarlarla ifade edilen yayın ihaleleri, sadece bir futbolcuya ödenen yüz milyonlarca euroluk transfer bedelleri, reklam gelirleri, forma satışları, küresel çaptaki ekonomik getiriler, futbolu küresel yatırımcıların da ilgi odağı haline getirmiştir.
Futbol, 1970'li yıllarda çamur sahalarda oynanan, mücadelenin, azmin, yokluğun, rekabetin olduğu bir spor dalı olmaktan, kitle iletişim araçlarının sosyal medyaya evrildiği günümüzde, milyarlarca insanın aynı anda izleyebildiği, yüz milyon euroluk isimlerin sahada top koşturduğu dünyanın en pahalı ve popüler sporu haline gelmiştir. Hatta ekonomik veriler göz önüne alındığında spor etkinliğinden ziyade bir yatırım aracı olarak görülmektedir.