Kredi derecelendirme kuruluşlarına tepki
Cumhurbaşkanı ve ekonomi yönetiminden kredi derecelendirme kuruluşlarına ilişkin peş peşe açıklamalar geldi…
İSTANBUL - Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ardından Başbakan ve ekonomi yönetiminden de kedi derecelendirme kuruluşlarına yönelik peş peşe eleştiriler geldi. Açıklamalarda Türkiye'nin hak ettiği notu alamadığına vurgu yapılırken, rating kuruluşlarının Türkiye'yi objektif şekilde değerlendirmesi gerektiğinin altı çizildi.
Bilindiği gibi, Hazine geçen yıl kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's ile sözleşmesini sona erdirmişti. Moody's ve Fitch, Türkiye'nin kredi notunu "yatırım yapılabilir" olarak değerlendiriyor. Kredi notunun görünümü ise Fitch tarafından "durağan", Moody's tarafından ise "negatif" olarak tutuluyor.
Fitch’in 3 Ekim’de Türkiye’nin notunu gözden geçirmesi bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan:
Gerekirse ilişkileri keseriz
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Fitch ve Moody's'in Türkiye'ye yönelik değerlendirmelerini ekonomik gerçekler yerine siyasi bir tutumla yapmaya devam etmeleri halinde iki kurumla da ilişkilerin kesileceğini söylerken; hükümet temsilcileri de, bu kurumlara objektif değerlendirme yapma çağrısında bulundu.
Katar ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan ve açıklamaları gazetelerde yer alan Erdoğan, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye hakkındaki değerlendirmelerinin siyasi olduğunu ve bu tavırlarını sürdürmeleri halinde Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan bu kurumlarla ilişkinin kesilmesini isteyeceğini söyledi.
Erdoğan, "Türkiye'nin önünde herhangi ekonomik bir risk söz konusu değil, bunlar bu açıklamaları siyasi yapıyor. Bu açıklamaların ekonomik bir temeli, bilimsel bir temeli yoktur. Bunu geçmişte de yaptılar. S&P ile ilişkiyi kestik. Bunlar (Moody's ve Fitch) tavırlarını böyle sürdürürlerse başbakana söylerim; 'bunlarla da ilişkiyi kes, bize bunlar bir şey kazandırmış değil.' Bunlarla gelmedik buraya. Batan ekonomileri değerlendireceksin, Türkiye gibi bir ülke büyüyor, sen kalkıyor hâlâ 'durağandır' diyorsun. Siyasi yaklaşımlar... Bunların perde arkasında nelerin olduğunun sizler de benim gibi farkındasınız" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu:
Objektif değerlendirme bekliyoruz
KKTC'ye gitmeden önce Esenboğa Havalimanında düzenlediği basın konuya ilişkin soruları yanıtlayan Davutoğlu ise, başka ülkelerle karşılaştırıldığında kredi derecelendirme kuruluşlarının objektif kriterler uygulaması konusunda sapmalar görüldüğünü belirterek şöyle konuştu:
"Başka ülkelere cömert olan kuruluşlar, başka ülkeler olunca objektif mesaj göndermiyorlar. Geçmişte tavrımız açık ve net olmuştur. Türkiye iki seçimi büyük başarıyla demokratik olgunlukla geçti, siyasi istikrar oluştu. Güven arttı, borsa yükseldi. Herkesin geleceğe bakışı, bu iki seçim öncesine göre daha farklı. Kimsenin kriz beklentisi yok, hal böyleyken kredi kuruluşları yanlış yorumlar yapıyorlar. En ufak gerginlikte mesaj veriyorlar. Piyasaları yanlış yönlendirmeyen, objektif değerlendirme yapmalarını bekliyoruz. Akademisyen olarak söylüyorum, muhatabınız öğrenciler arasında ayrım yaparsanız kaybedersiniz. Başka dönelerle karşılaştırmada sapmalar görüyoruz. Bu kuruluşların objektif ekonomik kriterlerle hareket etmeleri, manüpilatif haberlere dayalı olarak kriz beklentisi yaratacak olurlarsa Türkiye buna sessiz kalamaz. Uluslararası ve Türkiye’deki havayı yansıtacak değerlendirmeyi bekliyoruz. Bir kamuoyu araştırması yapılsa, hak ettiği kredi notunu almadığını söyleyecektir."
Başbakan Yardımcısı Babacan:
Türkiye'yi daha iyi anlamalılar
Yatırımcıların kredi derecelendirme kuruluşlarının verdikleri nota eskisi kadar itibar etmediklerine dikkati çeken Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, buna karşın bazı fonların kendi iç işleyişleri gereği yatırım yapacakları ülkeyi seçerken kredi notunu dikkate aldıklarını belirtti.
Anılan kuruluşların Türkiye'yi objektif bir şekilde değerlendirmeleri ve ülkenin ekonomik ve siyasi gerçeklerini daha yakından izlemeleri gerektiğini anlatan Babacan, şöyle devam etti:
"Çoğu zaman bu kuruluşlar yılda birkaç defa yaptıkları Türkiye ziyaretlerinde 2-3 kişilik ekiple Türkiye'nin nabzını tutmaya çalışıyorlar. Öte yandan Türkiye'ye milyarlarca dolar yatırım yapan çok sayıda yatırımcı var. Büyük çapta yatırım yapanların çoğunun zaten kendi değerlendirme ekipleri var. Kredi derecelendirme kuruluşunun 2-3 kişilik ekibi belki çalışma yapıyor ama diğerleri 10 kişi araziye geliyorlar, yüzlerce kişiyle görüşüyorlar. Ülkeyi derinlemesine kavrıyorlar. Ondan sonra yatırım kararlarını veriyorlar. Dolayısıyla bizim bu kuruluşlardan beklentimiz ülkeyi daha iyi anlamaları, daha geniş ekiplerle ve daha derinlemesine analizlerle Türkiye'nin gerçeklerini öğrenip kredi notlarını vermeleri ve ona göre yatırımcılara bu bilgileri ulaştırmaları."
Birçok yatırımcıdan, söz konusu kuruluşlardan Türkiye'nin hak ettiği kredi notunu alamadığını duyduğunu aktaran Babacan, fiilen yapılan yatırımların bunu gösterdiğini söyledi.
Maliye Bakanı Şimşek:
Kredi notunda bir değişiklik öngörmüyorum
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Torba Tasarı ile ilgili düzenlediği basın toplantısında, "Biz uluslararası piyasalardan borç alan bir ülkeyiz, tabi ki kredi derecelendirme kuruluşlarının görüşleri önemli. Ben inanıyorum ki, Türkiye'nin temelleri sağlam. Bazı kırılganlık alanlarımız var, her şey mükemmel değil ama genel olarak baktığınız zaman bugün dünyada kamu maliyesi alanında en güçlü ülkelerden bir tanesi biziz" dedi ve ekledi: "Samimi bir analiz Türkiye'nin kredi notuyla ilgili bir riski son derece düşük olarak değerlendirir. Eğer başka türlü mülahazalar olmazsa kredi notunda bu noktada bir değişiklik öngörmüyorum."