Kömür santrali teşvikleri kağıt üzerinde kaldı
WEC raporuna göre, özellikle teşvik edilen kömür santrali yatırımları, “reel ekonomik gerekçelerle” düşük düzeyde kaldı
MELTEM GÜNDÜZ - ANKARA
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi’nin hazırladığı Türkiye Enerji Raporu yayımladı. Afşin-Elbistan, Karapınar-Ayrancı, Afyon-Dinar, Eskişehir-Alpu ve diğer sahalarda tespit edilen yeni linyit rezervleri ile MTA’nın ön tespitlerine göre, 18 bin 500 MW yeni yerli linyit kömürlü termik santral kapasitesi ortaya çıktı. Raporda 2014 yılı itibariyle özel sektörün yoğun bir şekilde yerli kömür üretimi ve yerli kömüre dayalı termik santral kurulmasına yönelebilmesi Türkiye’deki reel ekonomik gerekçelerle çok da kolay gerçekleşebilecek bir olgu olmadığı belirtilirken, bir taraftan doğalgaza dayalı santral yatırımlarının devam ettiği bir ortamda yatırımcıların kömüre yönelmesinin zor bir olgu olduğu kaydedildi.
Enerji yatırımları %10 düzeyinde kaldı
Rapora göre, düşük kalorisi nedeniyle aynı güçteki doğalgaz santrallerine göre kömür santralleri daha ağır, daha hacimli ve daha pahalı yatırım olarak görülüyor. 2012'de yürürlüğe giren “Yatırımlardaki Devlet Teşvikleri” mevzuatına göre, enerji yatırımlarında kömür üretimi ve termik santral yatırımlarında önemli gelişmeler bekleniyordu. Çünkü kararnameye göre yatırım yapacakların işçi sigorta prim ödemeleri 10 yıl süreyle devlet tarafından karşılanıyor ve ayrıca yatırımların yüzde 50’si nispetinde yatırım yapanlar vergi ödeme yükümlülüğünden de muaf tutuluyordu. Bu teşvik avantajı ile enerji sektöründe verilen teşviklerde dikkat çekici rakamlar ortaya çıktı. Ancak özel sektör yatırımlarının büyüme rakamlarına bakıldığında teşviklerin kağıt üzerinde kaldığı görüldü. 2012’den itibaren 3 yılda alınan 25.7 milyar TL’lik teşvike karşılık fiili teşvikli enerji yatırımlarının bunun %10’ları düzeyinde kaldığı görüldü.
Kömürün üretime alınması zor Raporda, 2014 yılında bütün çalışmalara rağmen başta kömür havzalarındaki sondaj, arama, tespit, ön etüt, fizibilite etütleri, detaylı hidrojeolojik etütler, jeomekanik etütler, çevresel etüt ve projeler personel eksiklikleri gibi yetersizlik ve eksiklikler nedeniyle konulan hedefe rağmen 2023 yılı sonuna kadar Türkiye’deki bütün kömür havzalarının termik elektrik üretimi amacıyla üretime alınabilmesi olası gözükmediği de kaydedildi. Bunun daha ileri bir zamana revize edilmesi ile beraber ortaya konulan özel sektör aracılığıyla kömür ve elektrik üretimi temel stratejinde de bazı değişiklerin yapılması zorunlu gözüküyor.
Yerli kömürden vazgeçmek ihanet olur
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yaşanılan vahim kazaların yerli kömürden vazgeçmeyi getirmediğini, kazaların önlemleri geliştirmesi gerektiğini belirterek, “Kömür konusunda inatçıyız. Yerli kömürden vazgeçmek, ülkemize bir ihanet olur. 202 yeraltı ocağı kapatıldı. 14 milyar ton tespit edilmiş rezerv var. Dünya bunu 2 yılda çıkartıyor. Biz yüz yılda çıkartacağız diyelim. Bugünkü değeri 7 trilyon dolar. 100 yılda 5 trilyon dolar da olsa, bu değerden vazgeçmemeliyiz. Yerli kömürden vazgeçersek yerine doğalgaz, başka şeyler almak lazım. Yerli kömürü çıkartmak kolay bir iş değil ama doğru bir iş. Yerli kömürün çıkartılması istihdamın da artması anlamına geliyor” demişti.
“Ankara’daki yönetim biçimi değişmeli”
TOBB Türkiye Madencilik Meclis Başkanı İsmet Kasapoğlu, 10 yıldan bu yana madencilik ve enerji yatırımlarının ancak hükümete yakın olunduğunda sürdürülebilir bir iş kolu hale getirildiğini belirterek, ruhsat izinlerinin Başbakanlık’ta bulunan insanların evet demesine bağlı olduğunu söyledi. Ankara’daki yönetim biçiminin değişmesi gerektiğine dikkat çeken Kasapoğlu, “Madencilikte uzmansan, paran varsa, enerji konusunda dünya çapında bir yere sahipsen bile Ankara nezdinde hiçbir şeye yaramıyor. Meclis yönetiminde iyi ilişkilerinin olması gerekiyor. Türkiye’de artık kömür üretimi diye bir şey kalmadı. Ankara’daki bürokrasi de değişmeli. Bu ülkeye hizmet eden kişilere değil ‘kim kime yakın, kim kimin adamı’ mantığında bakılıyor. Şu an Ankara’daki yönetim 60 yıl öncesi düşünce ve kabiliyetine dönüşse Avrupa ile eşit hale geliriz” diye konuştu.