KKM’den çıkış planı için ilk adım atıldı
Kur Korumalı Mevduat’tan (KKM) kademeli çıkış planında ilk adım atıldı. Merkez Bankası, sadeleşme süreci kapsamında yabancı para mevduatından KKM dönüşüm hedefi ile TL payına göre menkul kıymet tesis ve zorunlu karşılık uygulamasına son verdi. Amaç bankaların TL mevduat faizlerini artırarak KKM’den TL mevduata geçişi hızlandırmak.
Birol BOZKURT
20 Aralık 2021 yılında dolarizasyonu azaltmak ve kur ataklarını önlemek için başlatılan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarından kademeli olarak vazgeçilmesine yönelik ilk adım atıldı.
Merkez Bankası yayınladığı düzenlemeyle KKM hesaplarını küçültme stratejisinde ilk düzenlemesini hayata geçirdi. Başladığı günden bu yana KKM uygulaması büyük bir ilgi gördü. KKM’nin toplam büyüklüğü 11 Ağustos haftası itibarıyla 75,3 milyar TL artışla 3,35 trilyon TL olarak kaydedildi. Dolar cinsinden bakıldığında ise toplam büyüklük 124,3 milyar dolar oldu.
KKM’nin bütçeye yükü de tartışma konusu olmuştu. Kur artışlarının faiz oranını aşmadığı Kasım 2022 ve Mart 2023’te kur farkı ödenmezken, diğer aylarda sürekli kur fark ödendi.
En yüklü kur farkı ödemesi ise uygulamanın 17’nci ayı olan 34,5 milyar lira ile bu yılın temmuzunda yapıldı. KKM için uygulamanın başından bu yana yapılan toplam kur farkı ödemesi ise temmuz sonu itibarıyla 152 milyar lira oldu. Bu rakamın yıl sonunda 300 milyar TL’yi bulabileceği konuşuluyor.
TL mevduat faizlerinde artış bekleniyor
Merkez Bankası’nın son yaptığı düzenleme ile Döviz Tevdiat Hesabı (DTH) müşterilerinin oluşturduğu döviz dönüşümlü hesapların kademeli olarak azaltılmasını sağlamak amacıyla yenileme ve TL'ye geçiş hedeflenirken, KKM’den TL mevduata geçişin artırılması hedefleniyor.
Böylece bankaların TL mevduatının toplam mevduattaki payı artacak. Bankalara verilen yenileme hedefleri ve TL mevduata geçiş hedeflerinin TL mevduat faizlerinde yükselişe yol açması bekleniyor. Ekonomistler ise ilk etapta DTH’larda bir yükseliş beklerken, KKM’den çıkan paranın önemli bir kısmının da borsaya gideceği kaydediliyor.
DTH’lara ödenen zorunlu karşılıklar artırıldı
Merkez Bankası’nın Menkul Kıymet Tesisi Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliği, Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre döviz mevduatına uygulanan zorunlu karşılık oranları artırıldı. Vadesiz, ihbarlı ve 1 aya kadar vadeli döviz hesapları için zorunlu karşılık oranı yüzde 29 oldu. 3 ay, 6 ay ve 1 yıla kadar vadeli döviz hesabı zorunlu karşılık oranı yüzde 25 oldu. 1 yıl ve daha uzun vadeli döviz hesabı zorunlu karşılık oranı ise yüzde 19 oldu. Bu konudaki kriterleri tutturamayan bankalar ek menkul kıymet tesisine mecbur olacak.
“TL mevduatlara geçişin artması hedeflendi”
Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada, Para Politikası Kurulu'nun 20 Temmuz 2023 tarihli kararında makro finansal istikrarı güçlendirecek ve piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak sadeleşme sürecinin kademeli olarak devam edeceğinin ifade edildiği hatırlatıldı.
Açıklamada şöyle denildi: "Sadeleşme süreci kapsamında yabancı para mevduattan kur korumalı mevduata dönüşüm hedefi uygulamasına ve TL payına göre menkul kıymet tesis ve zorunlu karşılık uygulamasına son verilmiştir. Yapılan düzenlemelerle Türk Lirası mevduatlar artarken, kur korumalı hesaplardan Türk Lirası mevduata geçiş sağlanarak kur korumalı mevduatın azaltılması gözetilmektedir. Böylece, Türk Lirası vadeli mevduat desteklenerek makro finansal istikrarın güçlendirilmesine katkı sağlanması amaçlanmaktadır.
Bu kapsamda, Merkez Bankasınca kur koruma desteği sağlanan hesaplardan Türk Lirası hesaplara geçiş ve kur korumalı hesapların belli oranda yenilenmesinin hedeflenmesine, Kur koruması bulunmayan Türk Lirası payı seviyesinde artış hedefine geçilmesine, karar verilmiştir. Sadeleşme süreci ve kur korumalı mevduatın Türk lirası mevduata geçişine ilişkin adımlar Para Politikası Kurulu'nun ilan ettiği ilkeler doğrultusunda devam edecektir."
“Liralaşma stratejisinin sonuna gelindi”
KKM’’deki bu yeni düzenlemenin Merkez Bankası’nın liralaşma stratejisinin sonuna gelindiğinin bir göstergesi olduğunu söyleyen İktisatçı Prof. Dr. Sinan Alçın, “KKM’deki hazine garantisinin bütçe açığında ciddi bir sebebe dönüşmüş olması yine geçtiğimiz ay Hazine’den Merkez Bankası’na bu yükümlülüğün geçirilmiş olması Merkez Bankası açısından yeni bir zorluk ortaya çıkarmış oldu.
KKM karşılığı ödemelerin ağırlıklı olarak emisyonla karşılanması zorunluluğu. Merkez Bankası zaten 2021 Ekim ayından bu yana uygulanan politikalarla emisyon hacminin çok ciddi ölçüde artırmış durumda. Bu da mevcut durumda enflasyonun temel nedeni diyebiliriz. Dolayısıyla kur geçişkgnliğinden kaynaklanan enflasyon etkisini gidermek adına yönelinmiş olan KKM’nin bizatihi kendisinin döviz tevdiat hesabına dönüşmüş olması.
Piyasadan kaçan bir paranın ve sürekli olarak genişleme yaratacak olması buradan bir geriye dönüşün diğer bir adıyla normalleşme adı verilen adımların da bir devamı olarak TL mevduata dönüşün teşvik edildiğini görüyoruz. Önümüzdeki süreçte bu uygulamanın piyasada öncelikli yansımasının DTH’larda bir artış olacağını öte yandan da bir kısım KKM’den çıkan mevduatın borsaya yöneleceğini bize gösteriyor. Burada TL mevduatlarda artış eğilimi üçüncü sırada gelir. Bu liralaşma stratejisinden dönüşün muazzam bir yük ile karşılaştığımız bir tablo karşımıza çıkmış oldu” diye konuştu.
“TL mevduat faizlerinde hızlı artış görebiliriz”
Merkez Bankası’nın bu düzenlemeyle TL mevduat faizlerini yükselterek iç talebi sınırlandırmayı amaçladığını söyleyen Gedik Yatırım Başekonomisti Serkan Gönençler, “TCMB’nin önümüzdeki günlerde ek olarak TL mevduatlarda (düz mevduat ve/veya KKM) ek ZK artış kararlarına da imza atabileceğini düşünüyoruz.
Buna göre, politika faizindeki sınırlı artışlara karşılık, önümüzdeki süreçte düz TL mevduat faizlerinde daha yüksek oranlı artışlar görebileceğimizi düşünüyoruz. Potansiyel yükselişlere karşın, TL mevduat faizlerinin beklenen enflasyonun oldukça altında kalmaya devam etmesini bekliyoruz, ki bu da dövize ek talep yaratabilir. TCMB’nin döviz yükümlülükler için ZK artışı getiren kararı da bu çerçevede değerlendirilebilir” dedi.
“Düzenlemenin borsaya ilk etkisi olumsuz olabilir”
Perşembe günü gelecek olan Merkez Bankası PPK kararı öncesi önemli bir değişiklik yapıldığına dikkat çeken Ekonomist Serdar Pazı, “KKM çıkışına yönelik ilk adım denebilir, burada mevduat ve kredi faiz oranları belirgin biçimde artacaktır. Tabii önceden olduğu gibi kaça kadar yükselmesine izin verilecek bu bir soru işareti.
Zira enflasyon beklentilerini karşılayacak bir oran yüzde 60 ve üzerine çıkması anlamına geliyor. Bunun altında bir faiz oranında KKM dönüşlerinde istenen değişiklik zor görünüyor. Borsa İstanbul için karar ilk planda olumsuz bir etki yapabilir. Çünkü alternatif getiri olan TL mevduat faizleri yükselişe geçecek” ifadelerini kullandı.
Türk Lirası mevduatlar 7,4 trilyon TL’ye yükseldi
Merkez Bankası’nın verilerine göre, bankacılık sektöründeki toplam mevduat, 11 Ağustos ile biten haftada 273 milyar 593 milyon 480 bin lira artarak 13 trilyon 266 milyar 605 milyon 11 bin liraya yükseldi. Aynı dönemde bankalardaki TL cinsi mevduat yüzde 2,7 artışla 7 trilyon 374 milyar 419 milyon 177 bin lira, yabancı para (YP) cinsinden mevduat da yüzde 1,1 yükselerek 5 trilyon 276 milyar 970 milyon 901 bin lira oldu.
Bankalarda bulunan toplam YP mevduatı, geçen hafta 206 milyar 509 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, bu tutarın 172,2 milyar doları yurt içinde yerleşik kişilerin hesaplarında toplandı. Yurt içi yerleşiklerin toplam YP mevduatındaki değişime bakıldığında, parite etkisinden arındırılmış verilerle 11 Ağustos itibarıyla 2 milyar 165 milyon dolarlık artış görüldü.
TL mevduat faizleri iki aydır düşüyor
TL mevduat faiz oranları, 30 Haziran’dan itibaren düşmeye başladı. Merkez Bankası’nın verilerine göre, 1-3 ay vadeli TL mevduat faizleri 23 Haziran haftasında son 20 yılın zirvesine ulaşarak % 41,98 ile zirve yaptı. 23 Haziran itibarıyla başlayan düşüş trendi nedeniyle mevduat faizleri ağustosta yüzde 27,77 seviyesine düştü.
Merkez Bankası’nın attığı adımlar
-Haziran ayı başında bankacılık sektöründe mevduat faizleri %48’in üstüne çıkarken politika faizi %8,5 seviyesindeydi. Dolayısıyla kredi faizi çok düşüktü ve negatif marjdan dolayı bankacılar kredi sistemini durdurmuştu.
- TCMB'nin sadeleşme süreci kapsamındaki düzenlemeleriyle mevduattaki sıkışma ve fiyat bozulması düzeltildi. Aynı anda politika faizi de arttı ve bankacılık sektörü kredi sisteminin tekrar sağlıklı işlediği bir faaliyet zeminine oturdu.
-Aynı zamanda ihracatçılara reeskont kanalı tekrar açıldı ve reeskont limiti ilk kademe olarak beş katına çıkartıldı.
-Türkiye’ye yabancı yatırımcı ilgisinin artması ve ülke risk priminin yüksek oranda gerilemesini sağlayan politika değişikliklerinin ardından artan rezervlerin sağladığı alan sayesinde KKM stratejisi devreye alındı.