Kırılgan 5'lide seçim var, yatırımcı endişeli

Gelişmekte olan ülkelerin beş önemli oyuncusu Brezilya, Hindistan, Endonezya, Türkiye ve Güney Afrika 2014’te seçimlere gidiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Gelişmekte olan ülke yatırımcıları için 2013 merkez bankalarının açıklamalarıyla tetiklenen hayli çalkantılı bir yıl olmuştu. 2014 ise bu yorucu yılın ardından yatırımcılara bir belirsizlik darbesi daha vuruyor: Seçimler.

Gelişmekte olan ülkelerin beş önemli oyuncusu Brezilya, Hindistan, Endonezya, Türkiye ve Güney Afrika 2014’te seçimlere gidiyor. Ülkelerin yeni liderleri, küresel ekonomiye destansı miktarlarda para pompalayan ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal teşvik programının giderek yavaşladığı yeni bir dünya ile karşı karşıya kalacaklar. Fed’in 2008’de başlayan parasal genişlemesi tüm bu süreç boyunca en büyük gelişmekte olan ekonomi ülkelerinden ziyade, yabancı yatırımcıya çaresizce ihtiyacı olan bazı gelişmekte olan ekonomilerin faydasına oldu. Wall Street Journal’da (WSJ) yer alan habere göre yatırımcılar dünya ekonomisinin büyümesine hayli katkısı olan bu güvencenin artık olmayacağı bir dönemde ülkelerin ekonomik iyileşmelerini tamamlamakta başarısız olacağını ve kötüye gideceğini düşünüyor. 

Yatırım danışmanlığı yapan Allianz Global Investors’un küresel gelişmekte olan ekonomi borçları şefi Greg Saichin “Fed tahvil alımlarını azaltmaya başladığında, yatırımcılar daha talepkar olmaya başlayacaklar” diye konuştu. 322 milyar euro’luk (443 milyar dolar) bir varlığı yöneten Saichin “Ekonomileri gelişmekte olan ülkelerde reformların tekrar masaya getirilmesi gerekiyor” dedi. 

Fed’in parasal teşviklerini azaltmasıyla zaten hassaslaşan ekonomiler için bu yıl gerçekleşecek seçimler ise hayli istikrarsız bir döneme denk geldi. Habere göre geçtiğimiz yıllarda yabancı yatırımcının milyarlarca doları gelişmekte olan ülkelerin hisse piyasalarına yatırması son buluyor. Brezilya ve Türkiye gibi ülkelerde yüksek enflasyon tasarruflar pastasından çalıyor ve halklar hükümetlere karşı öfkesini sokaklara dökülerek gösteriyor. 
Geçtiğimiz ay Fed uzun süreden beri beklenen ekonomik teşvik programından aşamalı olarak geri çekileceği açıklamasını yaptı. Fakat bu beklentinin uzun süredir varoluşu küresel piyasaların nispeten sakin tepkiler vermesine olanak sağladı. Geçtiğimiz yıllarda Fed’in böyle bir hamle yapacağı söylentisinde yaşanan panikten eser yoktu. Yatırımcılar bazı çok büyük gelişmekte olan ekonomilerin yabancı yatırımcı olmadan da başarabileceği ihtimalini de göz önünde bulundurarak Fed’in açıklamasına aşırı tepki göstermediler. 
Muhalif Modi’nin adaylığı Hindistan hisselerini yükseltti

Morgan Stanley’nin 2013’te ismini koyduğu kırılgan “hassas beşli” arasından en boğa piyasa WSJ haberine göre Hindistan olacak. Mart ayında gerçekleşecek genel seçimlerde ana muhalefet partisi Bharatiya Janata Partisi Ghandi hanedanının karşısına  Hindistan’ın tartışmalara yol açan ve reform yanlısı politikacısı Narendra Modi’yi gelecek dönemin başbakan adayı olarak gösterdi. Modi’nin kazanacak olma ihtimali Goldman Sachs gelişmekte olan piyasalar ve küresel para pirimlerinden sorumlu yatırımcıları Saichin ve Sam Finkelstein da dahil olmak üzere bir çok yatırımcının Hindistan piyasasındaki varlıklara olan iştahını artırdı. Ülkede iktidarda olan başbakan Manmohan Singh ise Time’da yer alan habere göre Modi’yi ilk kez eyalet başkanı seçildiği batı eyaleti Gujarat’da 2000 kadar masum vatandaşın toplu katliamından sorumlu tutuyor ve başbakanlığının bir felaket olacağını ifade ediyor. 

Dünyanın en büyük ikinci nüfusuna sahip ülkenin muhalefet partisi Bharatiya Janata geçtiğimiz Aralık ayında gerçekleşen yerel seçimlerde en fazla oyu alarak Hindistan siyasetinde gün ışığına çıktı. Yatırımcılar da bu durumu Hindistan borsalarına rekor kırdırarak alkış tuttular. Ülkenin yıllık ekonomik büyümesi eylül ayında yüzde 4.4 iken sadece üç ay içinde yüzde 4.8’e yükseldi. 

Yatırımcı Brezilya’yı bu sene de es geçecek

[PAGE]

Brezilya ise hükümetin harcamaları dizginlemeyi tercih etmemesi sebebiyle derecelendirme kuruluşları tarafından daha olumsuz değerlendiriliyor. 2013 yılı boyunca gerçekleşen gösterilerle hükümetin ülkenin sesini dinleyebildiğini fark eden bir Brezilya vatandaşları Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy verecek. Brezilya’nın 2014’ü yılın en büyük spor etkinliklerinden Dünya Kupası ve Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff’in tekrar seçilmek için yarıştığı ekimde gerçekleşecek başkanlık seçimleri ile şekillenecek. International Business Times’da yer alan habere göre yüksek enflasyon ve enflasyonun kamu finansmanına yapacağı etki ülkenin bu yılki en büyük endişelerinden olacak. Araştırma kuruluşu The Economist Intelligence Unit Brezilya analisti Robert Wood, hükümete pahalıya mal olan yakıt, elektrik ve ulaşım fiyatlarını dondurma önlemleri alınmamış olsaydı enflasyon rakamının daha da yükselmiş olacağının altını çizdi. Fakat Rousseff seçim kampanyasını ekonomik politikalardan daha fazla öncelik vermeye devam ettikçe yatırımcılar Latin Amerika’nın en büyük ekonomisini bu yıl da es geçecek. 

‘Capetown faiz artırımına gitmek zorunda kalacak’

Güney Afrika’da ise ekonomik iyileşmenin yokluğu, sürtüşmeli iş gücü piyasası ve şirketlerin küçülen kar marjları da kırılgan beşlinin Afrika üyesinin karnesini endişeli hale getiren nedenler. Varlık yönetimi şirketi Neuberger Berman’ın 227 milyar dolarlık fonunu yöneten gelişen piyasalar başkanı Rob Drijkoningen bu gelişmeleri uzun vadede endişe verici bulduğunu ve Güney Afrika’nın kısa vadeli faiz oranlarında azaltmaya gideceğini öngörüyor. 2013’te efsanevi liderleri Nelson Mandela’yı son yolculuğuna uğurlayan Güney Afrika’da Nisan ve Temmuz ayları arasında belirlenecek bir tarihte genel seçimler gerçekleşecek. 

Gelişmekte olan ülkelerin beş önemli oyuncusu Brezilya, Hindistan, Endonezya, Türkiye ve Güney Afrika 2014’te seçimlere gidiyo

Endonezya’da ise kamuoyu yoklaması parlamentonun dağılacağı izlenimini veriyor. Ülkede nisan ayında milletvekili seçimleri temmuz ayında ise cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşecek. 1998 yılında Suharto rejiminin devrilmesinden bu yana 15 yılı aşkındır muazzam bir demokratikleşme süreci yaşayan ülkenin seçim kampanyaları ekonomik büyüme ve yapısal reform taahhütleriyle devam ediyor. Ülkede ‘Jakarta’nın Obaması’ olarak da tanınan belediye başkanı Joko Widodo eğer seçimlere katılırsa kesinlikle kazanacağı yönünde kamuoyu araştırma sonuçları bulunuyor. Fakat seçimleri kim kazanırsa kazansın, Endonezya’nın yeni cumhurbaşkanı yavaşlayan bir büyüme, politik olarak çok popüler olan yakıt teşviklerinin hazineyi eritmesi ve rüşvet gibi temel sorunlarla mücadele etmek zorunda kalacak. Dünya Şeffaflık Örgütü’nün yayınladığı küresel rüşvet endeksinde 174 ülke arasından  118’inci sırada yer almıştı. Yine aynı kuruluşun Küresel Rüşvet Barometresi adlı araştırmasına göre Endonezya vatandaşlarının üçte ikisinden fazlası kendilerinin ya da hane halkından birinin son 12 ay içinde yargıya, üçte biri de polise rüşvet vermek zorunda kaldıklarını belirtti. 

[PAGE]

Türkiye gelişmekte olan  ekonomilerden negatif ayrıştı

Hasas beşli’nin para birimi hem Fed’in teşvik programından çıkması hem de rüşvet skandalı ile gelişmekte olan ekonomilerdeki düşüşten negatif ayrışan Türkiye’de ise bu yıl mart ayında yerel seçimler, takibinde Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 2015’te de genel seçimler gerçekleşecek. 2013 yılının en büyük kaybı yaşayan para birimi Türk Lirası ise hisse senedi piyasasındaki yabancı sermaye çıkışlarıyla değer kaybetmeye devam ediyor. Bloomberg Businessweek haberine göre Londra merkezli araştırma kuruluşu Teneo Intelligence analisti Wolfgango Piccoli skandallara ve kitlesel hükümet karşıtı gösterilere rağmen iktidardaki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yönettiği AK Parti’nin yerel seçimlerde kazanacağını bunun sebebininse muhalefetin umut vaat edici olmamasından kaynaklandığını söyledi. 

Dünyanın kırılgan beş büyük gelişmekte olan ekonomisinde hükümetler seçim öncesi seçmenlerin ilgisini çekmek için rağbet görmeyen ekonomik önlemler almaktan kaçınacaklar. Goldman Sachs gelişmekte olan piyasalar uzmanı Finkelstein “Yapısal reformların her zaman politik bedelleri olmuştur, bu yüzden de seçim kampanyaları süresince uygulanmaları çok muhtemel değildir” diye konuştu. 

Reuters: Türk Lirası sermaye çıkışlarıyla daha da değer kaybedebilir

Küresel faiz oranlarının düşük olduğu ve likiditenin bol olduğu dönemde yabancı portfolyo yatırımcıları Türkiye ve diğer gelişmekte olan piyasalara akın etmişlerdi. Fakat ABD ekonomisinin iyileşme sinyalleri göstermesiyle Fed’in parasal teşvik programından kademeli olarak çıkacak olması, yatırımcıları Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan piyasalardan çıkmaya cesaretlendiriyor. Reuters haberine göre Merkez bankası verileri göre sermaye çıkışlarıyla Türk lirasının daha da düşmeye devam edeceğini öngörüyor. Türkiye devlet iç borçlanma senetlerinin yabancı hisseleri geçtiğimiz mayıs ayında 72 milyar dolarla zirve yapmışken 27 Aralık’ta 52.7 milyar dolar seviyesine geriledi. Aynı dönem içerisinde öz sermaye hisseleri 82 milyar dolardan 55 milyar dolara geriledi. Bu düşüşlerle Türkiye piyasası en son Ağustos 2012’deki seviyelerine gerilemiş oldu. 
Buna tepki olarak Türkiye Merkez Bankası Aralık ayının sonlarına kadar toplam 15 milyar dolar piyasaya sundu ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Basçı Ocak ayının sonuna kadar toplam 6 milyar dolar daha satılacağını açıkladı. Londra Merkezli UBS bankasının gelişmekte olan piyasalar para birimi stratejisti Manik Narain “Büyük resme baktığınızda Türkiye’nin kendi para biriminin değerini korumaya yetecek miktarda rezervi yok” dedi. Reuters haberine göre bu durum ülke para birimi TL’nin istikrarlı hale gelmesi için tek seçeneğin faiz oranlarını artırmaktan geçeceğini gösteriyor. Türk Lira’sının güçlenmesi için faizlerin çok keskin şekilde artırılması gerektiğini ifade eden Narain, “Brezilya ve Endonezya gibi ülkelerde eğer piyasa sizin istediğiniz yönde gitmiyorsa bunu tersine çevirebilmek için çok agresif sıkılaştırmalar yapılması gerektiğini gördük” diyor ve diğer gelişmekte olan ekonomilerin bunu Türkiye’den daha önce uygulamaya başladığını ifade ediyor. 

Bu konularda ilginizi çekebilir