Kent yaşamında bisikletin yükselişi
Bugün Avrupa kentleri tekrar dizayn ediliyor. Trafiğe çare bulamayan metropol belediyeleri, tekrar bisiklet yolları inşa ediyor. Bisiklet şehirlerin yeni kurtuluşu olabilir mi?
VOLKAN AKI
Koşuyorduk önceleri, şimdi bisiklete de binmeye başladık. Evet son yıllarda hızla yükseliyor. Öyle ki Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu bile son birkaç yıldır çok daha fazla ilgi çekiyor. Nefis görüntülerde bisiklet sürmek büyük keyif. Tabii organizasyon da daha iyi… Uluslararası katılım yüksek. Bisiklet Federasyonu’nun düzenlediği pek çok yarış var. Fakat bunda dediğim gibi özellikle kentlerde yükselen trendin büyük etkisi var. Ardı ardına pek çok bisiklet kulübü kuruldu, tıpkı koşanlar gibi… Bunların sayıları giderek artıyor. Neredeyse her ilde onlarcası var. Birlikte toplanıyorlar, kentleri turluyorlar. Bisiklet tabii işin içine girince dağ bisikleti gibi pek çok çeşit var. Çamurlu dağ yollarında bisikletle maceralara girmek de, güzel asfalt yollarda manzara seyrederek tur atmak da mümkün… Ama bana sorarsanız bisiklet aslında bir yaşam kültürü.
Berlin önemli bir örnek
Kentli bir hayatla birlikte özellikle yaşamımıza giren daha sonra spor amaçlı da kullanılmaya başlanan son yüzyılın güzel icatlarından biri… Hareketin pedaldan tekerleklere iletilmesi fikri pek çok buluş için de basit ama önemli bir prensip. Bugün Avrupa kentleri tekrar dizayn ediliyor. Evet trafiğe çare bulamayan metropol belediyeleri, tekrar bisiklet yolları inşa ediyor. Önemli örneklerinden biri Berlin… Yepyeni yollarla tüm şehri bisikletle dolaşmanız mümkün. Londra’da da artık daha fazla bisiklete binen var. Barselona da bisikleti tekrar keşfediyor. Paris’i geçmeyelim, çünkü halkın kullanabildiği ve bir yerden alıp diğer noktada bırakabildiğiniz "kamu bisikleti" fikrini ilk uygulayanlardan biri Paris oldu. Barselona kenti bunu geliştirdi ve 2 saatte bisikleti diğer noktaya teslim etmezseniz verdiğiniz 50 euro depozitonuz yanabiliyor. Böylece bir kişinin bütün gün bisikleti meşgul etmesi önleniyor. Fakat tabii bisiklet deyince ilk akla gelen şehir Amsterdam. Herkes işine onunla gidiyor.
Akşamları bisiklet trafiği!
Bisiklet parkları, her yerde yüzlerce bisikletle dolu. Bir bisikletin önünde arkasında çocuğu ile seyahat edenler hiç şaşırtıcı değil. Hatta akşamları iş çıkışı bisikletlerin trafik sıkışıklığı oluyor. Bisiklet şehirlerin yeni kurtuluşu olabilir mi? Bilmiyorum. Belediyelerin, devlet politikalarının bu konuya ne kadar önem verdiğine bağlı. Ama spor ve kentli insan için yeni trend, bir yandan kendi kıyafet modasını, aksesuar zenginliğini de yaratıyor. Koşuda olduğu gibi yine bu işin spor markalarına yaradığı kesin! Araç ve amaç güzel, fazla takılmadan, bisikletin keyfini çıkarmaya bakın. İddialıysanız pek çok kategoride etkinlik, yarış ve organizasyon da var.