Kadın istihdamı artışına ''Avrupa'' önerisi

Anka Kadın Araştırma Merkezi'nin hazırladığı ''İş ve Aile Yaşamının Uyumlaştırılması Raporu''nda, Türkiye'de kadınların iş gücünde daha çok yer alabilmesine yönelik, Avrupa'da benzeri olarak ''esnek çalışma'', ''ebeveyn izni'' politikaları önerildi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA  - Anka Kadın Araştırma Merkezi, kadın istihdamının artırılması için geliştirilecek politikalara ışık tutacak ''İş ve Aile Yaşamının Uyumlaştırılması Raporu'' hazırladı. ''İş ve Aile Yaşamının Uyumlaştırılması Raporu''nda, Türkiye'de kadınların iş gücü piyasasında daha çok yer alabilmesine yönelik, Avrupa'da uygulanan politikiların benzeri olarak ''esnek çalışma'', ''ebeveyn izni'' ve ''bakım hizmetlerinin geliştirilmesi'' politikaları önerildi. 

Rapor, kadın istihdamında uygulanabilecek politika önerilerini, bu politika önerilerinin kadın işgücü arzı ve talebinde yol açabileceği olumlu, olumsuz etkileri tartışmak ve Avrupa ülkelerinde uygulanan politikalar hakkında bilgi vermek amacıyla hazırlandı. 

İstihdama katılan kadının ev ve iş yeri arasında sağlıklı denge kurabilmesi için eşlerin, işverenlerin ve devletin annelik sürecini destekleyici rol üstlenmesi gerektiği kaydedildi. 

Kadının istihdama katılımıyla ortaya çıkan iş ve aile yaşamının uyumlaştırılması ihtiyacının, Türkiye'de kadın temelli olarak değerlendirilen bir süreç olduğu ileri sürülerek, şu değerlendirme yapıldı: 

''Ülkemizde doğum izninin artırılması ve hatta ebeveyn izni biçiminde düzenlenmesi, esnek çalışma uygulamalarının özellikle kadın çalışanlar açısından uygulanması hali hazırda işverenler açısından işgücü maliyetini artıran sebeplerdir. Bundan dolayı, planlanan düzenlemelerin kadınların istihdama katılmasını teşvik etme amacıyla işverenin kadın çalışan tercih etme iradesini olumsuz etkileme ihtimali bulunmaktadır. İşverenler üzerinde oluşan işgücü maliyeti baskısının azaltılması, gerekli destekleyici toplumsal ve ekonomik ilerlemenin kaydedilmesi gerekmektedir.'' 

''Etüt hizmetleri yaygınlaştırılmalı'' 

Raporda iş ve aile yaşamının uyumlaştırılmasına yönelik politika önerilerinde bulunularak, bunlardan birisinin ''ebeveyn izni'' olduğu belirtildi. Çocuk bakımı konusunda kadın ile birlikte erkeğinin de sorumlu olduğundan hareket edilerek ebeveyn izniyle iş ve aile yaşamının uyumlaştırılmasının hedeflenmesi gerektiğine dikkat çekildi. 

Doğum izinlerine yönelik düzenlemeler yapılırken, işverenlerin kadın istihdamından caydırılmamasına dikkat edilmesi gerektiği önerisinde bulunuldu.  

Kadınların istihdamın dışında kalmasının sebeplerinden birisinin ise çocuk ve yaşlı bakımının kadınlar tarafından üstlenilmiş olmasının gösterildiği raporda, çocuk bakım hizmetlerinin farklı yaş gruplarına göre düzenlenmesi, kalitesinin artırılması gerektiği belirtildi. 

Raporda, ''Sadece okul öncesi dönem değil, örgün eğitimde de çalışan ebeveynler dikkate alınarak eğitim saatleri düzenlenmeli, mesai saatleriyle uyumlaştırılmalıdır. Başka bir yöntem de, etüt ve okul sonrası sosyal faaliyetlere yönelik kulüp hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır'' önerisinde bulunuldu. 

Bir iş yerinde, çocuklara bakım hizmeti sunulması için cinsiyete dayalı bir düzenleme yerine çalışan odaklı bir düzenleme yapılması gerektiği ileri sürülerek, çocuk, engelli, yaşlı bakım hizmetlerine yönelik kamu yatırımlarının artırılması, ailelerin çocuk, yaşlı ve engelli bakım masrafları açısından desteklenmesi gerektiği belirtildi.  

''Baba katılımcı role geçmeli'' 

Kadın istihdamını ve doğurganlık oranını birlikte artırmayı hedefleyen sosyal politika gündeminin aile refahına odaklanması, gerekli düzenlemelerin her iki eşi de dikkate alarak yapılması önerisinde bulunuldu. 

Erkeğin geçim sağlayan baba rolünden, katılımcı bir baba rolüne geçişinin çeşitli eğitim ve farkındalık faaliyetleri ile özendirilmesi tavsiye edildi. 

Mevcut esnek çalışma biçimlerinin daha etkin kullanılması gerektiği belirtilerek, uzaktan çalışma ya da evden çalışma gibi farklı modellerin mevzuata konularak, uygulamaya geçirilmesine dikkat çekildi.  

Çocuk bakımı için iş gücü piyasasından uzak kalan kadınlara, önceki işlerine dönebilmelerini sağlayacak bir koruma hakkının getirilmesi önerisinde bulunularak, ''Çünkü bu koruma sağlanmadan, yani kadının iş gücü piyasasına katılımı temin edilmeden yasal zeminde esnek çalışma imkanı verilmesi faydasız olacaktır'' denildi. 

Ülkeler iş ve aile yaşamını nasıl uyumlaştırıyor? 

[PAGE]

Ülkeler iş ve aile yaşamını nasıl uyumlaştırıyor? 

Raporda, yurt dışında uygulanan iş ve aile yaşamının uyumlaştırılması politikalarından, ''Geniş Aile Politikası'', ''Kısa Dönemli Doğum İzni-Yarı Zamanlı Çalışma'', ''Uzun Dönemli Doğum İzni-Yarı Zamanlı Çalışma'', ''Aile Bakımı'' ve ''Genişletilmiş Ebeveyn İzni'' modelleri hakkında bilgi verildi. 

Rapora göre, geniş aile politikası modeli, İsveç, Danimarka, Belçika ve Fransa'da uygulanıyor. Bu model, aileye yüksek düzeyde çocuk bakımı sağlıyor. Anne doğumdan 6 ay sonra istihdama dönebiliyor, 1 yıl doğum izni alabiliyor. Anneye doğum izni süresince yüksek ücret ödemesi yapılıyor. Raporda bu modelin, Avrupa politikası hedeflerini karşılamaya, iş ve aile yaşamının uyumlaştırılması çerçevesindeki ebeveyn beklentilerine en yakın model olduğu belirtildi.  

Uzun dönemli doğum izni-yarı zamanlı çalışma modelinde, anneler her çocuk için 1 yıla kadar daha yüksek ücretli doğum izni alabiliyor. İstihdama dönen anneler, genellikle düşük çalışma saatleri ve düşük ücretler üzerinden yarı zamanlı çalışıyor. Bu modelin örnekleri Almanya, Avusturya ve Lüksemburg'da görülüyor. 

İngiltere, Hollanda'da uygulanan kısa dönemli doğum izni-yarı zamanlı çalışma modelinde ise doğum izni süresi diğer modellere göre daha kısıtlı. Bu modelde kısa süreli ve düşük ücretli doğum izni veriliyor. Uygun çocuk bakımı hizmetlerinin yetersizliği anneleri genellikle yarı zamanlı işlerde çalışmaya veya işgücü piyasasından tamamen ayrılmaya zorluyor. Bu ülkelerde 0-3 yaş çocuk bakımına yönelik orta düzeyli kamu desteği veriliyor.  

Aile bakımı modeli uygulanan ülkeler arasında ise Estonya, Slovenya, İspanya, Letonya, Yunanistan, İtalya ve Portekiz bulunuyor. Bu ülkelerde doğum izni süresi değişiyor, izin süresince yapılan ödemelerde düşüklük görülüyor. Annelerin genellikle işgücü piyasasından çekildiği, çocukları büyüyene kadar geri dönemedikleri belirtiliyor. 

Genişletilmiş ebeveyn izni modeli, Macaristan,Polonya, Çek Cumhuriyeti, Litvanya, Finlandiya'da uygulanıyor. Bu modelde oldukça uzun süren doğum izni hakkı yer alıyor. Doğum izni süresinin bitmesinin ardından kadınlar tam zamanlı istihdama dönebiliyor.  

Tüm bu ülkeler arasında aileleri desteklemeye yönelik kamu yatırımları açısından Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYİH) içinde en yüksek paya sahip olan ülkenin yüzde 3,7 ile Danimarka olduğu, en düşük payın ise yüzde 0.8 ile Polonya'ya ait olduğu bilgisine yer verildi. 

Doğum yapana en geniş hakkı İsveç sunuyor 

İstihdam ve çocuk bakımının uyumlaştırılması çerçevesinde, yüksek düzeyde destek sağlayan ülkelerden biri olan İsveç'in (yüzde 2.9), babaları ücretli istihdam, diğer yandan anneleri tam zamanlı kariyer için teşvik eden uygulamalarıyla Avusturya'nın (yüzde 2.9) öne çıktığına dikkat çekildi. 

Raporda, Avrupa'da mevcut sosyal politikalar kapsamında uygulanmakta olan doğum izinleri ve kadın istihdam oranlarına da yer verildi. 

Buna göre, Avrupa'da doğum yapan çalışan kadınlara en geniş hakların sağlandığı ülke İsveç olarak belirlendi. İsveç'te 480 gün (68 hafta) doğum izni uygulanırken, ilk 60 gün hem anne hem de baba ücretli izin kullanabiliyor. Kadın istihdam oranı ise İsveç'te yüzde 71,8 olarak tespit edildi. Raporda, çalışan kadınlara sağlanan geniş sosyal hakların istihdam üzerinde olumsuz bir etki yaratmadığı değerlendirmesinde bulunuldu. 

İsveç'ten sonra doğum izin sürelerinin yüksek olduğu ülkeler arasında Danimarka (52 hafta), Norveç (46-56 hafta), Hırvatistan (52 hafta) yer alıyor. Yine bu ülkelerde de istihdam edilen kadın işgücü oranlarının yüzde 70'lerin üstünde olduğu görülüyor. 

Bu konularda ilginizi çekebilir