İstanbul’a seyirlik bir dönme dolap yakışır!
Dönme dolaplar turizm kentlerinin sembolü oldu. Önce büyük kentlerde başlayan bu rüzgâr şimdi küçük kentlerde de yaygınlaşıyor. Kimbilir belki İstanbul’un güzel bir tepesinde köprülere ve Boğaz’a hakim bir dönme dolap bizde de yapılır.
VOLKAN AKI
Dünya nelerle, biz nelerle uğraşıyoruz diyeceksiniz, ama gerçekten doğru olan bu... Normalleşen refah ortamının getirdiklerini, geleceğe yönelik bu konuları konuşsak pek çok aşamayı geçmişiz demektir. Örneğin, tüm Avrupalılar şimdi güzel kentlerine dönme dolaplar yerleştiriyor. Gezdiğiniz yerlere dikkat edin, giderek sayıları artıyor. Bugün artık dünyanın pek çok yerinde turistik kentlerde dönme dolap rüzgârı esiyor. İngiltere ve Londra şehri “Londan Eye” ile pek çok tarihi yapı arasında yeni bir trend yaşatmayı başardı. Parlamento binası Westminster Palace, saat kulesi Big Ben bir ucunda yer alıyor ve yapıldığı yıldan beri turistlerin bir numaralı merkezi olmayı başardı. Şehrin adetâ yeni sembolü haline geldi. Paris Avenue des Champs-Élysées yani Şanzelize. Bu caddenin bir ucu Concorde Meydanı ve dikilitaş, diğer ucu ise Arc de Triomphe yani Zafer Takı. Concorde Meydanı’nda yine büyük bir dönme dolap duruyor. Arkasında Louvre Müzesi olan bu meydan, şehrin en güzel yerinde. 1893’lerde aslında ilk dönme dolap Chicago’da yapılmış bir büyük fuar için. Bugün halen en büyük olanı ise Las Vegas’ta ve yaklaşık 167 metre yüksekliğinde. Önce büyük kentlerde başlayan bu rüzgâr şimdi küçük kentlerde de yaygınlaşıyor. Aslında iki önemli nedeni var. Öncelikle gece aydınlatması, gündüz yarattığı ortam ile müthiş güzel bir görsel malzeme yaratıyor. Pek çok kişi için çocukluğundaki dönme dolaplar, gezdiği ve yeni keşfettiği bu yerlerde bir eğlence unsuru yaratıyor. Gezmek için ayrılmış zamanda müthiş güzel bir aktivite. Tabii en önemlisini sona sakladık… Sosyal medya ve telefonlarla fotoğraf çekme çılgınlığının başlaması, bu yapıların hem yerden hem de yukardan kentler için, önemli bir görsel malzeme sunması. Şehrin en güzel manzaralarının ortasında doğal platform olan bu dönme dolaplar, en güzel manzaraları hem seyir hem de fotoğraf çekimi için sunuyor. Böylece turistik açıdan da güzel tanıtım fotoğrafl arı için imkân sağlıyor. Dönme dolapların önünde insanlar saatlerce kuyrukta bekliyor. Kimbilir belki İstanbul’un güzel bir tepesinde köprülere ve Boğaz’a hakim bir dönme dolap bizde de yapılır. Kentin turizm potansiyeline katkı yapan yeni bir sembol olur. Tabii söylemeden geçemeyeceğim, dönme dolaplardan ayrı olarak lunaparklara da çok sık rastlamak mümkün… Türkiye’de yeni açılan bazı merkezler var. Fakat biz galiba biraz eğlenmeyi unuttuğumuz için lunaparklarımızın çoğunu kapattık… Oysa modern şehirlerin çoğunda, güzel parkların ya da meydanların yanında küçük atlıkarıncalarıyla, çarpışan araba ve dönme dolaplarıyla lunaparklar yaşamaya devam ediyor. Bu kadar modern kentlere rağmen, geleneklerden de vazgeçilmiyor.