İstanbul Planlama Ajansı, emekliler için en yaşanılmaz şehri açıkladı

İBB bünyesinde faaliyet gösteren İstanbul Planlama Ajansı (İPA) 'Türkiye’nin Sosyal Güvenlik Karnesi'ni yayımladı. Dr. Ozan Bingöl ve Dr. Buğra Gökce'nin hazırladığı İPA, raporunda SGK'nın neden ve nasıl adalet üretemez hale geldiği, mali aflar, kayıtdışı istihdam/ücret gibi hususlar analiz edilirken, bunların sosyal güvenlik hakkını nasıl aşındırdığı ortaya kondu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İBB bünyesinde faaliyet gösteren İstanbul Planlama Ajansı (İPA) 'Sosyal Güvenlik Sisteminde Sürdürülebilirlik: Türkiye’nin Sosyal Güvenlik Karnesi' başlıklı bir rapor yayımladı.

Raporda, Türkiye’de derinleşen yoksulluğun en çok emekliler taradından hissedildiği, emeklilerin hayatlarını idame ettirmekte en çok zorlandıkları şehrin İstanbul olduğu belirtildi.

'İstanbul emekliler için yaşanmaz hale geldi'

"İstanbul’da yoksulluk sınırının üstünde bir yaşam sürebilmek için ortalama 4,5 emekli maaşına gereksinim bulunmaktadır." denilen raporda, megakentin emekliler için artık yaşanılmaz bir yer haline geldiği vurgulandı. 

2020-2024 arasında İstanbul’daki yaşam maliyetinin yüzde 921 oranında arttığı, 4 kişilik bir ailenin asgari yaşam maliyetinin 71 bin 431 TL’ye, yoksulluk sınırının ise 64 bin 595 TL’ye yükseldiği belirtilirken, bu durumun özellikle dar gelirli, emekli ve işsiz kesimleri zorladığı ifade edildi.

Kayıt dışı istihdam, düşük ücretler, popülist müdahaleler ve şeffaklık yetersizliği gibi sorunların bütçeyi olumsuz etkilediği ve sosyal güvenlik sistemine yeterli kaynak aktarılmadığı belirtildi. Ayrıca, mali disiplinden uzak bütçe uygulamaları ve israfın sosyal güvenlik sistemine ayrılabilecek kaynağı kısıtladığına dikkat çekildi.

Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyesi

Raporda, sosyal güvenlik sistemlerinde önemli bir gösterge olan, çalışan sigortalılar ile emekli aylığı alanların sayısının oranını ifade eden aktüeryal dengenin de cumhuriyet tarihindeki en düşük seviyesine gerildiği belirtildi. Avrupa ülkeleri ve Türkiye’deki aktüeryal denge verileri kıyaslandı.

SGK’ya bütçe transferinde son dönemlerin en düşük seviyesi

Merkezi yönetim bütçesinden yapılan transfer tutarlarının son dönemlerde GSYH’ye oranla küçülme eğilimine girdiği, 2025 Yılı Bütçe Gerekçesinde yer alan aşağıdaki verilerin de hem GSYH’ya oran hem de merkezi yönetim bütçesine oran olarak SGK’ya yapılan bütçe transferinin son dönemde en düşük seviye olduğu belirtildi. 

Sosyal güvenlik sistemine bütçeden yapılan transferlerin tutarı ve büyüklüğü kadar bunların yapılış gerekçesi, yapılış şekli ve niteliğinin de önem taşıdığı ifade edilirken, merkezi yönetim bütçesinden SGK’ya yapılan cari transferlerin “Hazine Yardımı” ve “Görevlendirme
Gideri” olarak yapıldığı hatırlatıldı. 

SGK'ya yapılan Hazine yardımlarının payı azaldı

Yıllar içinde SGK’ya bütçeden yapılan cari transferler içinde devlet katkısı mahiyetinde olan Hazine yardımlarının payının azaldığı, gerçekte bir transfer niteliği olmayan görevlendirme giderlerinin payının arttığına dikkat çekildi. 

Raporda, Merkezi yönetim bütçesinden SGK’ya yapılan transfer ödemelerinin niteliğinin 2023 yılına gelindiğinde 2006 yılı ile kıyasla önemli değişim gösterdiği, daha önce bütçeden SGK’ya yapılan toplam transferlerin sadece yüzde 25,3’ü görevlendirme gideri iken bu oranın 2023 yılında yüzde 56,9’a yükseldiği vurgulandı.

Emekliler arasındaki adaletsizliğin sebebi bütçe transferleri

İPA analizinde şu ifadelere yer verdi;

"Türkiye’de merkezi yönetim bütçesinden sosyal güvenlik sistemine yapılan transferlerin GSYH’ya oranının yıllar itibariyle değişmekle birlikte son yıllarda düşüş gösterdiği görülmektedir. Bütçeden SGK’ya yapılan transferler toplamı 2022 yılında tarihi düşük seviyeye inmiş 2023 yılında nispi bir artış göstermiş olmasına rağmen 2002-2023 dönemsel ortalamasının altında bir oran olmuştur. Türkiye’de asıl sorun, bütçeden yapılan transferlerin büyüklüğünden çok niteliğindeki değişimdir. Bütçe transferleri içinde devlet katkısı olarak yapılan transfer tutarları azalırken görevlendirme gideri olarak yapılan ve sisteme siyasi müdahalelerin sonucu olan transferlerin büyümesi sosyal güvenlik sisteminde emekliler arasındaki adaletsizliği artırmıştır ve artırmaya devam etmektedir. Sosyal adaleti sağlama aracı olarak kullanılması gereken sosyal güvenlik sistemi amacına hizmet edemez duruma gelmiştir. Bu bozulma son 22 yıl içinde en yüksek seviyeye ulaşmıştır."