İSO Başkanı Bahçıvan'dan rehavet uyarısı
Türk ekonomisinde üretim odaklı bir iklimin hakim olduğunu dile getiren İSO Başkanı Bahçıvan, "Bu iklimin kıymetini iyi bilmemiz gerek. Yakalanan yüksek büyüme performansı bizleri rehavete sürüklememeli" dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin katılımıyla İSO Genel Merkezi'nde düzenlenen istişare toplantısında, Türkiye ekonomisine ve sanayiye ilişkin değerlendirmeler yaptı.
Türkiye'nin, hem kendisi hem de bölge ülkeleri için tehdit oluşturan terör koridorunu ortadan kaldırmak ve bölgeyi terör örgütlerinden temizleyerek huzur, güven ve barış ortamını yeniden tesis etmek amacıyla Afrin’de sınır ötesi harekat başlattığını hatırlatan Bahçıvan, "Biz sanayiciler, ulusal güvenliğimizi korumak amacıyla devletimizin aldığı bu kararın arkasındayız ve destekliyoruz." diye konuştu.
Türk ekonomisinde üretim odaklı bir iklimin hakim olduğunu dile getiren Bahçıvan, "Bu iklimin kıymetini iyi bilmemiz gerektiğine inanıyorum. Yakalanan yüksek büyüme performansı bizleri rehavete sürüklememelidir. Bize düşen, önümüzdeki bu olumu ilkimi bir fırsat olarak görerek en iyi şekilde değerlendirmek ve bu sayede arzu ettiğimiz sanayi atılımını gerçekleştirmektir. Bunun için yorulmadan, tüm gayretimizle üretim ekonomisini yeniden güçlendirmeye devam etmemiz büyük bir önem taşıyor." ifadelerini kullandı.
"Bu treni kaçırma lüksümüz yok"
Yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli sanayi ürünlerinin, üretim ve ihracat içindeki payının arttığı, nitelikli bir sanayi atılımını gerçekleştirmek gerektiğine dikkati çeken Bahçıvan, şunları söyledi:
"Hedefimiz hem üretim altyapısı hem de ürün portföyü bakımından en yeni teknolojileri özümsemiş, ihracatta dünya çapında rekabetçi bir sanayileşme olmalıdır. Teknolojide en yeni eğilimleri yakalamanın önemine işaret ederken; sanayide teknolojik dönüşümle ve Sanayi 4.0’la ilgili çalışmaların da çok önemli hale geldiğini hatırlatmak isterim. Bu şekilde sağlanacak verimlilik artışının, küresel rekabetin yeni anahtarı olması beklenirken bizim hiçbir şekilde bu treni kaçırma lüksümüz olmadığını vurgulamak istiyorum."
"KGF uygulamalarının kalıcı hale getirilmesini beklemekteyiz"
İstanbul Sanayi Odası olarak dijitalleşme konusunda kendi sorumluluklarını yerine getirmeye gayret ettiklerini anlatan Bahçıvan, "Yeni üretim teknolojilerini ve Sanayi 4.0’ı meclis toplantılarımız başta olmak üzere çeşitli etkinliklerimizle gündeme getiriyoruz. Böylece sanayimizde ve kamuoyunda farkındalığın gelişmesine katkıda bulunuyoruz. Bu konuda dünyanın önde gelen firmaları ile iş birliğine giderek üyelerimizin dijitalleşme yolculuklarına katkıda bulunmak üzere 'Dijital Dönüşüm Danışmanlığı Projemizi' hayata geçiriyoruz." açıklamasında bulundu.
Bahçıvan, Türk Eximbank'ın son yıllarda ihracatçıyı ve reel sektörü büyük bir çabayla desteklediğini anımsatarak, Türk Eximbank’ın vizyon ve projelerini, Türkiye'nin uluslararası rekabet gücünü destekleyen önemli bir unsur olarak gördüklerini kaydetti.
Bahçıvan şöyle konuştu:
"Türk Eximbank desteklerinin etkisiyle geçtiğimiz yıl ihracatta 157 milyar dolar ile 2014’teki rekor seviyeye oldukça yaklaştık, 2018’de bu rekoru da kıracağımıza inanıyoruz. Eximbank kredilerindeki teminatlar için Kredi Garanti Fonu (KGF) kaynaklarından yararlanma imkanının getirilmesiyle, bu iki kurum arasında önemli potansiyele sahip bir ilişki kuruldu. Bu ilişkinin daha da güçlendirilerek ihracatçılarımız için güçlü bir kaldıraç etkisi sağlamasını arzu ediyoruz.
"Dönen kredilerin kullandırılacak olması memnuniyet verici"
İstanbul Sanayi Odası olarak KGF desteğinin, 2018 yılında geri dönen kredilerin yeniden kullandırılması şeklinde sürdürülmesine karar verilmesinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Geçtiğimiz yıl reel sektöre nefes aldıran KGF uygulamalarının kalıcı hale getirilmesini, ancak yeni dönemde farklılaşarak, sanayimizin ihtiyaç duyacağı yeni kapasitelerin oluşturulmasında ve katma değeri yüksek, nitelikli ve cari açığa destek verecek, üretimin desteklenmesinde önemli bir işlev üstlenmesini beklemekteyiz.
Sanayi atılımımızın finansmanı noktasında üzerinde durmak istediğim bir diğer konu da, daha önce çeşitli zeminlerde dile getirdiğimiz yeni nesil kalkınma bankacılığıdır. Dünyadaki sanayileşme deneyimleri, sadece özel sektör bankalarının kaynaklarına dayanarak sanayileşmenin mümkün olmadığını gösteriyor. Başarılı örneklerde sanayi yatırımlarının arkasında kamunun desteğini görüyoruz. Bizim de mevcut kalkınma bankamızın bu doğrultuda yeniden yapılandırılmasını tartışmamız gerekiyor. Bu banka, sanayicilere Türk Lirası cinsi, uzun vadeli uygun maliyetler ile yatırım ve proje kredilerini sağlamalıdır."
"Sanayicilerimiz dahilde işleme rejiminde önemli sıkıntılar yaşamaktadırlar"
Dahilde İşleme Rejimi'nin, dış pazarlarda rekabet gücümüzün korunması ve ihracatımızın artması için çok etkin kullanılması gereken bir enstrüman niteliğinde olduğunu anlatan Bahçıvan, şöyle konuştu:
"Gerek mevzuat gerekse uygulama anlamında sanayicilerimiz dahilde işleme rejiminde önemli sıkıntılar yaşamaktadırlar. Dahilde İşleme Rejimi'nde geçmişten kalan hantal ve iş yapma hızını olumsuz etkileyen uygulamalar gözden geçirilerek gelişen ihtiyaçları karşılayacak yeni bir sistem oluşturulmalı. Bu çerçevede firmalar artık bir rating sistemiyle değerlendirilerek, işini düzgün bir şekilde yapan firmaların hantal uygulamaların bedelini ödemesinin önüne geçilmesi sağlanmalıdır.
Rating konusuna değinmişken bu konuyu çok önemsediğimizi ve sanayicilerimizle bürokratlarımız arasındaki her türlü kurumda bu sistemin etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum. Rating sisteminin halen başarılı bir şekilde uygulanmakta olan 'Turquality' sistemine benzer bir model şeklinde kurgulanması doğru olacaktır."