İş'le Buluşmalar'ın yeni durağı Bursa oldu

İş Bankası’nın 41'inci İş’le Buluşmalar Toplantısı Bursa’da yapıldı. Bursa iş dünyasına İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, “Kötü günler yaşadık ama hep üstesinden geldik. Şimdi büyümeyi sürdürülebilir kılma zamanı” mesajını verdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ECE CEYHUN - ESRA ÖZARFAT - GÜLAY SOYDAN PEHLEVAN

Türkiye İş Bankası tarafından 2008 yılından bu yana Dünya Gazetesi iş birliği ile düzenlenen, değişen ekonomi ve piyasa koşullarında bölgesel ve uluslararası fırsatların, Türkiye ekonomisinin bugünü ve geleceğine ilişkin fikirlerin gündeme geldiği “İş’le Buluşmalar” toplantılarının 41’incisi Bursa’da gerçekleştirildi.

Moderatörlüğünü DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın yaptığı “Dijital Dönüşüm ve Yeni Sanayi Devrimi” başlıklı toplantıda konuşan İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, şu anda ekonomik büyümenin kompozisyonuna bakıldığında kamu harcamalarıyla, kısıtlı bir oranda net ihracatın katkısının görüldüğüne işaret etti.

Büyüme kompozisyonunun bir dönüşüm geçirmesi gerektiğinin altını çizen Adnan Bali, “Kamunun yanı sıra özel kesimin yatırım ve üretiminden ve net ihracatın ciddi katkısından kaynaklı büyüme, sürdürülebilir büyümeye geçtiğimizin işareti olacaktır. Bütün bunları yapabilmek içinde maalesef diyorum ama fazlaca kriz tecrübemiz var. Bankalarımızın da var firmalarımızın da var. Son derece esnek ve dinamik politikalarla krize karşı önlemler geliştirebiliyoruz. Bütün bu sıkıntıları aşmanın en önemli yolu da büyüme, katma değerli büyüme. Büyüme bizim için; ülke olarak opsiyonel bir hadise değil. Yani, olmasa da olur… Birazcık düşük olsa da olur, diyebileceğimiz bir hadise değil. Neden değil? Türkiye yıllık 1 milyona yakın iş gücüne katılımın yaşandığı bir ülke. Yani siz 1 milyonluk istihdam yaratabilirseniz işsizliği ancak aynı seviyede tutabiliyorsunuz. Türkiye’nin büyümeme diye bir şansı yoktur. Bu gençler için ekonomimizin sürdürülebilir büyümeye ve istihdama ihtiyacı vardır. Kötü zamanlar hep yaşandı, daha kötü zamanlar da yaşadık. Ama hep üstesinden gelmeyi başardık. Son gerçekleştirilen performans da bunun en güzel örneğidir” değerlendirmesini yaptı.

Bu nasıl bir lüks; yanıldık bile demeden geçip gidiyorsunuz

Adnan Bali, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke notunu hızla aşağıya indiren ama son dönemde sessiz sedasız büyüme tahminlerini yukarı revize eden kredi derecelendirme şirketlerine de değindi.

Bali, “Hatırlayınız, kredi derecelendirme kuruluşları, reyting kuruluşları, art arda yayınladıkları raporlarla, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminlerinden reel sektörün açık pozisyonuna kadar son derece olumsuz bir tablo çiziyorlardı. Yatırım yapılabilir ülke notunu kaybettiğimiz bir dönemde ilk iki çeyrekte yüzde 5’in üzerinde bir büyüme sağlandı. Şimdi o reyting kuruluşları sanki daha önce hiçbir şey yazmamışlar gibi sessiz sedasız büyüme tahminlerini revize ederek işin içinden çıkmaya çalışıyorlar. Oysa koskoca bir ekonomiyi etkileyecek bu tutarsızlıkların ticari bir karşılığı yok mudur? Ticari bir yaptırımı olmasın mı? Bizler bu kadar açık ara yanıldığımızda iş hayatında bunun bedellerini ödemiyor muyuz? Bu nasıl bir lükstür ki yanıldık bile demeden geçip gidiyorsunuz. Bunlar sonuç olarak ülkeye yapılan haksızlıklardır” dedi.

Bu dönemlerin, müşteri hafızasında karşılığı var

İş Bankası’nın her zaman bu ülkeden kazandığını bu ülkenin doğrusu için kullanma prensibiyle çalıştığını da anlatan Adnan Bali, 15 Temmuz sonrasında, daha KGF’nin konuşulmadığı dönemlerde, ellerini taşın altına koymaktan hiç çekinmediklerini de kaydetti. Bali o dönemde İş Bankası’nın 2 ay içinde 24 bin esnafa can suyu mahiyetinde 2 milyar TL kredi verdiği bilgisini de paylaştı.

Ayrıca KGF başladıktan sonra çok kısa bir süre içerisinde 20 milyar TL’ye yakın kredi kullandırdıklarını söyleyen Bali, “Altını yine çok net çizmek istiyorum, İş Bankası ülkenin zora girdiği her dönemde en sağlam duruşu tereddütsüz bir şekilde sergileyen bir kurumdur. Böyle dönemlerin müşterilerin hafızalarında çok özel şeyler biriktirdiğini düşünüyorum. Bunun bugüne dair değil, çok uzun dönemli sonuçları, etkileri olacağına inanıyorum” dedi.

KGF kredilerinin belli bir hızlanma yarattığına işaret eden Adnan Bali, “Şimdi sürdürülebilir büyümeye dönüştürmek için samimiyetle, birlikte çalışmak durumundayız. KGF bir hızlanma yarattı. 2017 büyümesi için gerekeni yaptı. Ben bunu şuna benzetiyorum... Eskiden araba çalışmadığı zaman arkadan iterek ‘motoru vurdurtma’ diye bir şey vardı. Araba çalıştıktan sonra da bırakırdınız kendisi giderdi. Araba daima iterek gitmez. Onun için motoru bir vurdurttuktan sonra ekonominin kendi dinamikleri üzerinde gitmesi lazım” dedi.

Bali, 2001 krizi sonrasında yaşadıkları bir anekdotu da şöyle anlattı: “2003 ya da 2004’te bir müşterimizi ziyarete gittik. Biz bankayı anlatırken “bir dakika” dedi. Çekmecesini açtı ve 3 bankadan 2001 krizi sırasında gelen 3 sayfa faksı gösterdi. Faiz deklare edilmiş. Bir banka yüzde 800, bir banka yüzde 1000, biz de yüzde 180 vermişiz. Müşterimiz dedi ki ‘bunun bende çok derin anlamı var. Sizinki bir hesaba dayanıyor. Bakın 200 ya da 300 değil 180. Onların ki de 880 ya da 980 olsaydı anlayabilirim. Ama nasıl kaba iş yapılıyor ki dümdüz, 800 ve 1000 verilmiş.’ Ben bunların hiçbirinin suya çizildiği falan kanaatinde değilim.”

‘Bu imar bizim araziye geç gelir’ diyen kaybeder

Şirketlerin dijital dönüşümü ıskalamaması gerektiği üzerinde de duran İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, 2000 yılında Fortune 500 listesinin tepesinde olan şirketlerin yarısının son listede yer almadığına dikkat çekti. Bankacılığın da önemli bir dönüşümden geçtiğine değinen Bali, Fintech’lere sadece “işimizi elimizden alıyorlar” gözüyle değil, işbirlikleriyle oyunu nasıl daha büyütürüz anlayışı ile yaklaşmaları tavsiyesinde bulundu. Bali, dijitalleşmeyi ‘aracısızlaşma’ olarak tanımlarken bu trendi, ‘daha çok zaman alır, bu imar bizim araziye daha epey süre sonra girer’ anlayışı ile izleyenin de ilk zarar görecek taraf olabileceği uyarısında bulundu.