İş dünyasının kararlı duruşu, hızlı toparlanma getirdi
Temmuz darbe girişiminin bir yılı geride kalırken, ekonominin bu girişimden kaynaklı yaşadığı olumsuzluklar hızla telafi edildi. Bunda, iş dünyasının kararlı karşı duruşu ve hükümetin ekonomiyi canlandırmaya dönük kararları etkili oldu.
Çok partili hayata geçilmesini izleyen 70 yılda iki askeri darbe, üç askeri muhtıra ve dört darbe girişimi ile siyasi ve ekonomik istikrarsızlığa sürüklenen Türkiye, son darbe girişimini tam bir yıl önce, 15 Temmuz 2016’da yaşadı. Darbecilerin kendi ifadesiyle “Yurtta Sulh Harekâtı”nın komutasında gerçekleştirilen kalkışmada, hükümet ile Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) de hedef alındı.
15 Temmuz akşam saatlerinde İstanbul’daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinin askeri birliklerce kapatılması ve aynı saatlerde Ankara semalarında jetlerin alçak uçuş yapmasıyla başlayan kalkışma, halkın sokağa çıkması ve güvenlik güçlerinin karşı koymasıyla yer yer kanlı çatışmalara yol açtı. Darbeci güçler akşam saatlerinde Genelkurmay Başkanı, kara ve hava kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanı’nı rehin alırken, ilerleyen saatlerde aralarında TBMM, Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün de bulunduğu binalar, jetlerin bombalarına hedef oldu. Tatil için Marmaris’te bulunduğu belirtilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik de suikast girişimi gerçekleştirildi. Ancak bu girişim sonuçsuz kaldı. Gece yarısından sonra bir televizyon kanalına canlı bağlanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbenin ardında “Fethullah Gülen terör örgütü”nün “paralel devlet yapılanması” nın silahlı kuvvetler içindeki uzantılarının olduğunu söyledi. Darbecilerin başarılı olamayacaklarını ifade eden Erdoğan, “Milletimizi meydanlara davet ediyorum” çağrısında bulundu. Erdoğan, “Bugünkü bu gelişme gerçekten silahlı kuvvetlerimizin içerisindeki bir azınlığın ne yazık ki kalkışma hareketidir ve bu malum yapıya ait, paralel yapılanmanın teşvik ettiği, üst akıl olarak onların kullandığı bir harekettir. Ülkemizin birliği, beraberliği, bütünlüğüne yönelik bu harekete karşı inanıyorum ki milletçe vereceğimiz güzel bir cevapla bunlar gerekli olan cezayı alacaklardır” dedi.
Çağrının ardından, Türkiye’nin birçok ilinde darbe karşıtı protesto gösterileri düzenlendi, darbeci güçler çeşitli bölgelerde sokağa çıkan darbe karşıtlarına ateş açtı. 16 Temmuz sabahı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin gerçekleştirdiği operasyonlar sonucunda darbe girişimi bastırıldı ve askerler silahları ile birlikte teslim oldu. Açıklanan rakamlara göre, olaylarda 104’ü darbe yanlısı asker olmak üzere 300’den fazla kişi yaşamını yitirdi. Bin 491 kişi yaralandı, farklı rütbelerden sekiz binin üzerinde asker gözaltına alındı. Yargı ve sivil siyaset mensupları dahil olmak üzere toplam gözaltı sayısı 22 Temmuz tarihi ile birlikte 10 bini buldu. Bunun yanı sıra askerî, idari ve adli kurumlarda birçok kişi görevden alındı.
Darbe girişiminin ardından, geniş çaplı soruşturmalar başlatıldı. Daha sonra hazırlanan iddianamelerle de darbe girişiminde bulunanlar ile bu girişime destek olanlar hakkında davalar açıldı ve yargılama süreçleri başladı. Darbe girişiminden bir hafta sonra 21 Temmuz’da toplanan Milli Güvenlik Kurulu’nun tavsiyesiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından anayasanın 120. maddesi gereğince üç ay süreyle olağanüstü hâl (OHAL) ilan edildi. OHAL uygulaması, izleyen dönemlerde üçer aylık sürelerde uzatıldı. 15 Temmuz darbe girişimi, Türkiye siyasi tarihinde 12 Eylül 1980 darbesinden 36 yıl sonra, darbe amaçlı ilk kalkışma olarak da kayıtlara geçti.
Kalkışmanın ardından, gerek kamuda gerekse özel sektör ve sivil alanda FETÖ ile kapsamlı bir mücadele ve temizlik hareketi de başlatıldı. Bu kapsamda son bir yılda en az 50 bin kişi Gülen grubu ile irtibatlı oldukları gerekçesiyle tutuklandı ya da gözaltına alındı. Bunun yanı sıra ordu, polis ve yargı gibi kurumlar başta olmak üzere çeşitli kuruluşlardan da en az 150 bin kişi ihraç edildi.
Ekonomi çabuk toparlandı
Aradan geçen bir yıllık dönemde darbe girişiminin Türk ekonomisine etkileri sınırlı kaldı. Bunda, iş dünyasının tek vücut olarak darbe girişimine karşı durması, ekonominin canlandırılmasına yönelik politikaları benimsemesi ve destek vermesi ile birlikte, hükümetin olumsuzlukları törpüleyecek adımlar atması da etkili oldu.
Darbe girişiminin ertesi günü, piyasalar beklentilerin aksine aşırı bir tepki vermedi. Borsa İstanbul 100 Endeksi ilk günkü 7’lik kaybını kısa süre içinde geri aldı. Darbe girişimine ilk anda döviz piyasalarından da tepki geldi. 15 Temmuz Cuma akşamını 2,89 seviyesinden kapatan dolar/TL darbe girişimi ile birlikte uluslararası piyasalarda 3 TL eşiğini aştı. 18 Temmuz’da hükümetin açıklamaları ve TCMB’nin önlemleri sayesinde dolar/TL kuru 2,94 seviyesine indi. Ancak, izleyen dönemlerde iç ve dış konjonktürdeki gelişmeler ve özellikle, küresel piyasalardaki eğilimlere bağlı olarak döviz kurunda yukarı yönlü bir seyir izledi.
Darbe girişiminin yaşandığı Temmuz ayını da kapsayan 2016 yılı üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisi yüzde 1,3 daralma yaşadı. Dördüncü çeyrekte ise GSYH 3.5 oranında bir büyüme kaydetti ve yıllık büyüme yüzde 2,9 düzeyinde gerçekleşti.
Ekonominin darbe girişiminden daha az etkilenmesi ve etkilerin en aza indirilerek ekonomik faaliyetlerin canlandırılması amacıyla bir yandan üretime yönelik kredi mekanizmaları devreye konulurken, bir yandan da vergi ertelemesi ve indirimleriyle destek yaratma çabaları öne çıktı. Alınan önlemler üretime ve büyümeye destek verdi.
Banka kredileri geçen yıl Ağustos ayından 2017 Mayıs ayına kadar olan dönemde yüzde 19 artış gösterdi. Söz konusu dönemler itibarıyla 300 milyar liralık artış kaydeden toplam krediler 1.9 trilyon liraya yükseldi.
965 şirket TMSF’ye devredildi
Darbe girişiminin ardından, “Fethullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ)” yapılanmasıyla bağlantılı olmakla suçlanan şirketlere yapılan operasyonlar da dikkat çekici boyuta ulaştı. Haziran 2017 sonu itibarıyla KHK kapsamında TMSF’ye devredilen FETÖ bağlantılı şirket sayısı 965’e, bu şirketlerin aktif toplamı ise 41 milyar liraya ulaştı. Bu şirketlerin özkaynak toplamının yaklaşık 18,2 milyar TL ve ciro toplamının 21,9 milyar TL olduğu açıklandı. Ayrıca, 107 gerçek kişinin de mal varlıklarına TMSF’nin kayyum olarak atandığı bilgisini verdi. Sermayesi FETÖ mensuplarına ait olan Bank Asya’da bulunan hesaplardan, şüpheli olduğu tespit edilen 46 bin 952 mudiye ait 371 milyon liralık tutar da bloke edildi.