İş dünyası Merkez Bankası faiz kararını değerlendirdi
İş dünyası örgütlerinin temsilcileri, TCMB PPK toplantısında bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 24'e yükseltmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "Merkez Bankası, faiz artışı ile piyasaya zorunlu aşısını yaptı. Sıradaki karma aşı ise Orta Vadeli Program'dır." dedi.
İş dünyası örgütlerinin temsilcileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 24'e yükseltmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, Merkez Bankasının, faiz artışı ile piyasaya zorunlu aşısını yaptığını belirterek, "Sıradaki karma aşı ise Orta Vadeli Program'dır (OVP). Ekonomi yönetimimizin çok kapsamlı bir OVP hazırladığını biliyoruz. Merkez Bankasının bu hamlesi, reel sektör için asıl anlamını OVP hedefleri ile birlikte okunduğunda kazanacaktır." ifadelerini kullandı.
Ekonomide ihtiyaç olan dengeleme sürecinin başladığının altını çizen Avdagiç, iş dünyası olarak yüksek faizin karşısında olduklarını ancak bugün yapılan artışın, piyasalara ihtiyaç duyduğu güveni vermesi açısından kayda değer olduğunu vurguladı.
Avdagiç, "Anlamlı bir adımdır. Merkez Bankası, bugünkü faiz artışı ile piyasanın önüne geçmiştir. Hükümetimiz, ekonominin tüm aktörlerini şemsiyesi altına alan çok kapsamlı bir OVP hazırlıyor. Faiz artışının döviz kuruna gerçek etkisini, hükümetin hazırladığı ve açıklayacağı OVP ortaya çıkaracaktır. Faiz artışını, ekonomide yeni bir büyüme kompozisyonu ve yeni bir kurallar çıpasının takip edeceğine inanıyoruz. Böylece çok verimli sonuçlar alınacaktır. Ekonomi yönetimini bu yönde samimi bir çaba içinde görmek bizleri heyecanlandırıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Finansal istikrar, üretim hayatında da istikrar demektir"
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan da, finansal istikrarın, üretim hayatında da istikrar demek olduğunu ifade etti.
Öngörülebilirliğin, ekonominin ve üretim hayatının olmazsa olmazlarından birisi olduğunu vurgulayan Bahçıvan, "Bugüne kadar hep savunageldiğimiz finansal istikrar, biz sanayicilerin üretim sürecinde en çok ihtiyaç duyduğu öngörülebilirliğe büyük katkı yapar. İşin özü şudur, finansal istikrar, üretim hayatında da istikrar demektir. İşte bu açıdan Merkez Bankamızın bugün aldığı kararın, finansal istikrarın yeniden tesisine katkı yapacağını ümit ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Faiz kararının TL'deki volatiliteye olumlu etki edeceği ortada"
Dış Ekonomik Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak,, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz artırım kararına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, TCMB'nin, politika faizini 6,25 puan artışla yüzde 17,75’ten yüzde 24 seviyesine yükselttiğini hatırlattı.
TCMB'nin, yaptığı açıklamada, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceğini ifade ettiğini belirten Olpak, şunları kaydetti:
"İş dünyası temsilcileri olarak, piyasada cari faiz oranlarından ciddi anlamda rahatsızlık duysak da diğer taraftan piyasa faizleriyle arası tamamen açılmış bir Merkez Bankası faiz oranının anlamını yitirdiğini düşünüyoruz. Merkez Bankası’nın gerekli değerlendirmeyi yaparak aldığı bu kararın TL’deki volatiliteye olumlu etki edeceği ortadadır. Bu noktada, zor olmakla birlikte, piyasada cari faiz oranlarının hızla düşürülmesi ve kurlardaki dalgalanma ve yüksek seviyenin bir an önce kontrol altına alınması gerektiğine inanıyoruz. Bu kararın yanı sıra Merkez Bankası, faiz oranlarında tek gösterge olarak politika faizini kullanacağını açıkladı ki piyasalar bu hamle ile sadeleşmeden vazgeçilmediği sinyalini aldı. İş dünyası olarak, bunu da özellikle kısa vadede oldukça önemli buluyoruz.
Alınan bu kararın, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı üzerindeki tartışmalara da son vereceğini düşünüyoruz. Hem ekonomik anlamda alınan ve alınacak hem de reformlar anlamında atılan ve atılacak adımlar ile uluslararası ilişkilerde atılan ve atılacak olumlu adımlar dahil, alınan tüm tedbirleri bir bütün olarak düşündüğümüzde, bu adımın da Türkiye ekonomisinin ve TL’nin üzerinde oluşturulan olumsuz süreci ortadan kaldırıcı kararlar olduğunu düşünüyoruz. Başta Cumhurbaşkanımız ve ekonomi yönetimi olmak üzere, TCMB ve BDDK ve ilgili tüm kurumların geçtiğimiz süreçte ortaya koyduğu yeni yol haritasının ve muhtemelen yeni ismiyle açıklanacak olan Orta Vadeli Plan'ın, hem kısa hem de orta vadede başarılı sonuçlarını alacağımıza inanıyoruz. Türkiye ekonomisi, sağlam temeller üzerine kurulu bir makroekonomik yapıya sahip olmasının verdiği avantajla daha dengeli büyüyerek bu olumsuz süreci de atlatacak ve kendisini küresel gelişmelere adapte edecektir."
“Beklentimiz faiz artışının kurlarda istikrarı sağlaması"
İstanbul Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz, Merkez Bankası Para Politikası Kurulunun faiz kararı hakkında yaptığı değerlendirmede, bu artışın döviz kurlarında istikrarı sağlamasını umduğunu belirtti.
Beklentilerin üzerinde gerçekleşen bu artışın, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusunda da net bir mesajı ortaya koyduğunu söyleyen Başkan Kopuz, bu mesaj çerçevesinde, reel sektör olarak beklentilerinin bu adımın, döviz kurları üzerinde orta ve uzun vadede parasal istikrarı sağlaması olduğunu belirtti.
İSTİB Başkanı Ali Kopuz açıklamasında şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, politika faizini 13 Eylül 2018 tarihinde 625 baz puan artışla %17.75’ten %24'e yükseltme kararı aldı.
Merkez Bankası, enflasyonun son dönemde yukarı yönlü hareket etmesi sebebiyle, fiyat istikrarını desteklemek ve finansal istikrara iyileştirici yönde etki yapması hedefiyle güçlü bir parasal sıkılaştırmaya gitmeye karar verdi.
Bankanın, iki kademede yapabileceği faiz artışını, ekim ayına bırakmadan ve piyasayı beklemeden tek seferde yapmayı tercih ettiğini görüyoruz.
Biz reel sektör olarak her zaman, daha çok üretimden ve istihdamdan yana bir tavır sergiliyoruz. Zira yüksek faizler bir ekonomide en başta reel sektörü boğar, yatırımı ve üretimi yavaşlatır. Ancak, özellikle döviz kurundaki oynaklığın, ithalata dayalı girdileri olan reel sektör firmalarını sıkıntıya düşürüyor olduğu gerçeği olumsuz bir tablo ortaya koyuyordu.
Döviz kurlarının oynaklık gösterdiği alanın daralması ile reel sektörün önünü daha rahat görebileceği ve doğru fiyatlandırma yapabileceği umudunu taşıyoruz.
Beklentilerin üzerinde gerçekleşen bu artış, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusunda net bir mesajı ortaya koydu.
Bu mesaj çerçevesinde, reel sektör olarak en önemli beklentimiz bu adımın, döviz kurları üzerinde orta ve uzun vadede parasal istikrarı sağlamasıdır. Bir diğer beklentimiz ise bu hamlenin reel ve bankacılık sektörleri arasındaki kredi sürecinde pozitif bir etkiye imkân sağlamasıdır.