İş dünyası değerlendirdi: Türkiye, Trump’ın tarifelerini stratejik fırsata dönüştürebilir mi?
ABD Başkanı Donald Trump’ın, 185 ülkeye yönelik yeni gümrük tarifeleri küresel ticaret dengelerini altüst ederken, Türkiye bu ticaret savaşında görece avantaj yakaladı. Çin ve Avrupa Birliği ülkelerine yüzde 25 ila 50 oranında vergi uygulanırken, Türkiye yüzde 10’luk en düşük tarife diliminde yer aldı. Türk iş dünyası da bu durumu bir tehditten ziyade, yatırım ve ihracat açısından stratejik bir fırsat penceresi olarak değerlendiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump, 2 Nisan'da 185 ülkeye yönelik karşılıklı tarifeler getiren kararnameyi imzaladı. Bu kararnameyle, ABD'nin birçok ticaret ortağından ithal edilen mallara yüzde 10 ile 50 arasında değişen tarifeler uygulanmaya başlandı.
Türkiye yüzde 10'luk tarife diliminde
Türkiye, Birleşik Krallık, Brezilya, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri, Yeni Zelanda, Mısır ve Suudi Arabistan'ın aralarında olduğu bazı ülkeler için yüzde 10 gümrük vergisi uygulanacağı duyuruldu.
Yeni gümrük tarifelerinin başta Çin ve Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere birçok ülkenin ABD pazarındaki rekabet gücünü zayıflatması ve Türkiye için önemli bir fırsat alanı oluşturması öngörülüyor.
"ABD, vergileri 'müzakereler' için bir güç olarak görüyor"
Son gelişmeleri değerlendiren İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç de dünya ekonomik düzeninin uzun bir aradan sonra tekrar korumacılığa döndüğünü ve gümrük duvarlarının yükseldiğini ifade ediyor.
Avdagiç, ABD'nin, karşılıklı gümrük vergilerini "müzakereler" için bir güç olarak gördüğünü belirterek, "Türkiye, sadece 11 ülkeye uygulanan yüzde 10 temel tarife ile ağır Trump vergilerine dahil olmadı. Bu tarifelerden ABD’nin 185 ticaret ortağının nasıl etkileneceğini tam olarak anlamak için, ABD ile ülke ve ticari birliklerinin yapacakları müzakereleri ve Çin ile başlayan olası misillemeleri de izlemek gerekiyor" diye konuştu.
'ABD Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı ikinci ülke'
ABD'nin 2024'te Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı ikinci ülke olduğuna işaret eden Avdagiç, "ABD'ye 16,4 milyar dolar mal ve hizmet satışı gerçekleştirdik. 340 milyon nüfuslu bir ülkeye bundan çok daha fazlasını satabileceğimiz açık" dedi.
'İş dünyası pozitif ayrıştırmayı fırsata dönüştürmeli'
Avdagiç, Türk iş dünyasının ülkenin yüzde 10’luk tarife grubunda olmasını değerlendirebileceğine işaret ederek, "Bunun için de iş dünyamızın Trump’ın gümrük vergilerini geç kalmadan analiz edip ürün ve rekabet stratejilerini buna göre belirlemesi gerekiyor. Özetle, iş dünyamız Trump vergilerinin Türkiye'yi pozitif ayrıştırmasını fırsata dönüştürmelidir" açıklamasını yaptı.
Tarife oranı Türkiye'den yüksek olan Avrupalı ve Uzak Doğulu firmaların yatırım için Türkiye'ye gelmeyi düşünebileceğini kaydeden Şekib Avdagiç, ek gümrük vergileri yüzünden ABD'nin Türkiye’den mal almayı tercih edebileceğini ve bunun da Türkiye’de üretim için Avrupa ve Çin başta olmak üzere birçok ülkeden doğrudan yatırımları artırabileceğini söyledi.
ABD Başkanı Trump'ın gümrük vergilerini duruma göre değişen bir araç olarak kullandığına dikkati çeken Avdagiç, şunları kaydetti:
"Sözgelimi 2018 yılında çelik ve alüminyumda Türkiye'ye karşı gümrük vergilerini iki katına çıkarması hala zihinlerimizde tazeliğini koruyor. Bu da temkinli iyimserliği elden bırakmamamız gerektiğini gösteriyor.
ABD’nin yüzde 10’luk avantajlı gümrük vergisi dilimi, Türkiye'nin bölgesel güç statüsünü genişletmesini de sağlayabilir. Yüzde 10'luk Trump vergisinin yanı sıra Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Ekonomik Diyaloğu’nun 6 yıl sonra yeniden başlaması Türkiye’yi dünya ekonomik ve siyasi sisteminde yeni ve etkin bir yere koyacaktır."
"Yeni rekabet koşullarına çok iyi hazırlanmalıyız"
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan küreselleşmenin ana itici güç olduğu bir dünyadan, korumacılık ve ticaret savaşlarının öne çıktığı bir dünyaya gelindiğini belirterek sürecin öngörülemez, hızlı ve oldukça sarsıcı bir şekilde ilerlediğine işaret etti.
Bahçıvan, "Ülkemizi de çok yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle bu yeni gelişmelere son derece stratejik bir bakış açısıyla bakmalıyız. Özellikle dünyadaki bütün rekabet ezberlerini bozan yeni tarifeler çerçevesinde oluşacak yeni rekabet koşullarına, dersimize çok iyi çalışarak hazırlanmalıyız. Çünkü ezber bilgi, kalıplaşmış bakış açılarıyla kavranamayacak boyutlarda bir tablo var karşımızda. Önümüzdeki dönemin, ekonomiye ve sanayimize nokta hedefli fırsatlar elde edeceğimiz imkanlar doğurmakla birlikte, yeni sürecin ekonomimiz açısından bazı riskleri de beraberinde getirebileceğini düşünüyorum. Bu nedenle ülkemizin her sektörümüz için özel bir hazırlık içinde olmasında yarar var" diye konuştu.
Bahçıvan, sektörel fırsatların ortaya koyulabileceği bir stratejik çalışmayla ilerlenmesi gerektiğini ifade ederek, "Bu tarihi fırsatı akıllı hamlelerle çok iyi değerlendirmemiz gereken bir döneme giriyoruz" dedi.
"Fuar ve organizasyonların sayılarını artırmalı"
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın da Türkiye’nin rekabetçiliğinin arttığını, Türkiye için oluşan yeni şartlar doğru değerlendirilebildiğinde pozitif anlamda yeni alanlar oluşturulabileceğini kaydetti.
Aydın, ABD’deki satın alma gücünün çok yüksek olmasının hemen hemen her ülkenin ekonomik olarak iştahını kabartan bir husus olduğunu aktararak, "Dolayısıyla bu pazarda tüm ülkeler olmak ister. Türkiye olarak da şüphesiz biz de bu pazarda olmalıyız" dedi.
Türkiye'ye getirilen yüzde 10’luk ek verginin diğer oranlara bakıldığında Türkiye'yi daha da rekabetçi konuma getirdiğini dile getiren Aydın, Türk markalarının bu bölgede mağazalarını artıracak olmasının da bir avantaj olduğunu dile getirerek, "Birçok markamız da özellikle turist yoğun Amerika şehirlerinde mağazalaşmalarını artıracaklardır. Yine avantajlı bir alan olarak ABD pazarında yüksek vergi oranı ile karşılaşan devletlerin Türkiye’yi yatırım üssü edinebileceği olasılığı artıyor" diye konuştu.
"Türkiye alternatif bir tedarikçi olarak öne çıkabilir"
Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Gürkan Yıldırım da ABD Başkanı Donald Trump’ın ithalata uygulanacak vergi oranlarını açıklamasının ardından dünya piyasalarının dalgalanmaya başladığını ifade etti.
Yıldırım, ihracat açısından bakıldığında ABD'nin Çin ve AB'ye uygulayacağı yüksek vergilerin bu bölgelerden yapılan ithalatı azaltabileceğini aktararak, "Bu durum, Türkiye'nin bazı sektörlerde ABD pazarına ihracatını artırma potansiyeli yaratacaktır. Özellikle, bu bölgelerden tedarik sağlayan sektörler için Türkiye alternatif bir tedarikçi olarak öne çıkabilir" açıklamasını yaptı.
Konuya yatırım açısından bakıldığında ise Çin, AB ve Uzak Doğu ülkelerine getirilen yüksek vergilerin bu bölgelerdeki bazı şirketlerin üretimlerini başka ülkelere kaydırmasına neden olabileceğine işaret eden Yıldırım, "Böyle bir durumda Türkiye, uygun yatırım ortamı sunarsa, bu şirketlerin yatırımlarını çekebilir" dedi.