İran hem partner hem rakip olacak
Türkiye, 400 milyar dolarlık İran ekonomisinin uluslararası ticarete açılmasından komşuluk nedeniyle en çok yararlanabilecek ülkeler arasında.
İran’a uygulanan ambargoların kalkması, Türkiye’de iş dünyasında olumlu hava estirdi. Kısa ve orta vadede ambargoların kalkmasının Türkiye’nin ticaretine pozitif etki edeceğini ifade eden iş dünyası temsilcileri, İran’ın iş yapış şeklini Türkiye’nin 80’lerine benzetirlerken, yabancıların buna kolay alışamayacağını savunuyorlar. İşadamları uzun vadede ise İran’ın, Türkiye’nin ihracat pazarlarına rakip olabileceğini öngörüyorlar.
İran’da rekabetin artacağını söyleyen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) İran İş Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı Bilgin Aygül, Türkiye’ye aktarma için gelecek turist sayısının düşeceğini ifade etti. 3’üncü ülkelerle yapılan ticarette İran’ın Türkiye’nin rakibi olabileceğini aktaran Aygül, “Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olmasa da İran bizim için önemli bir sanayi ülkesi. Türkiye’nin Ortadoğu ve Asya’da bazı pazarlarında rakip olacak. Ancak bu çok da sorun olmayacak. İşadamları yeterli ülke kredisi ve finansmanı bulabilirlerse bence İran’da ambargo döneminde olduğu gibi önde gelen ülkelerden olacağız. İran bize sanayide rakip olabilir. Makine üreten sektörlerde, tüketim alanlarında bize rakip olabilirler. Türkiye ile İran arasında 3 yıl içinde 30 milyar dolar dış ticaret hacmi oluşur. Lojistik olarak çok yakınız. DEİK olarak yakın bir ticaret heyeti oluşturmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Daha önce yaptığı açıklamalarında İran’ın Irak’taki çimento pazarını Türkiye’nin elinden aldığını vurgulayan Türkiye Genç İş Adamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı Rahmi Çuhacı, ambargoların kalkmasıyla birlikte özellikle enerji yoğun ve emek yoğun sektörlerde İran tehlikesine dikkat çekmişti.
Gümrük vergileri görüşülecek
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, İran’da ambargoların kaldırılmasının kısa ve orta vadede Türk kimya sektörü için olumlu olacağını ifade etti. İran pazarının büyük bir alternatif olacağını ifade eden Eroğlu, “Anlaşma ülkemiz açısından ve özellikle Türk plastik endüstrisi büyük bir önem taşıyor. İlk planda bu anlaşmanın etkisi ile petrol ve dolayısıyla petrokimyasal ürünlerin fiyatının düşmesi plastik firmalarımızın bilançolarını olumlu etkileyecek. Ancak sektörümüz açısından daha da önemlisi anlaşmanın uzun vadeli etkileri olacak” dedi. İran’ın petrokimya alanında 55 milyon tonluk kapasitesi olduğuna dikkat çeken Eroğlu, şöyle devam etti:
“Türkiye’nin toplam petrokimyasal mamul üretim kapasitesi yurtiçi talebin sadece yüzde 15’ini karşılayabiliyorken; İran’ın kendi iç piyasasından aldığı talep sadece 9 milyon ton. Bu nedenle petrokimya üretiminin minimum 46 milyon tonunu ihraç etmek zorunda. Dolayısıyla komşumuz İran ile Türkiye’nin ihtiyaçları birbirini tam destekler ve tamamlar durumda. Uzun vadede ise kendi teknolojilerini üretebilme kabiliyetine sahip olduklarından bizim için tehdit oluşturabilir.”
Bir ya da bir buçuk ay içinde İran’a gideceklerini bildiren Eroğlu, gümrük vergilerinin kademeli olarak indirilmesi konusunda da görüşmeler yapacaklarını belirtti.
‘Ortaklık arzusuyla gidiyoruz’ Ambargoların kalmasıyla birlikte hemen harekete geçtiklerini kaydeden Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı ve Penti Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sami Kariyo, İranlı ortakları Nab firmasıyla birlikte İran’da 4 yılda 80 Penti mağazasına ulaşacaklarını bildirdi. Ortaklığın iyi gitmesi halinde üretimlerini oraya kaydırabileceklerini ifade eden Kariyo, şöyle devam etti: “Şu an için hiçbir BMD üyesinin orada üretim birimi yok. O yüzden ortaklık arzusuyla gidiyoruz. Eylülde İran’a gittiğimizde bazı hedefl er koyduk. Eylülden bu yana 25 - 30 mağaza açıldı. En son Damat 2 gün önce orada mağaza açtı. Avantajlarımızdan biri; İranlı kadınlara moda olarak nereyi görüyorsunuz diye sorsak Dubai ve İstanbul diyorlar. Ambargo kalksa da İran’da iş yapmak hala zor olacak. Biz İran’ın şimdi geçtiği dönemi 80’lerde geçtik, o dönemleri tecrübe ettiğimiz için orada iş yapmayı biliyoruz. Batılılar bu iş tarzını bilmiyor.”
‘Enerjiye yeni açılımlar getirecek’
Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) Genel Başkanı Yaşar Doğan da şunları söyledi: “Türk işadamları için İran’da iş yapabilme adına büyük fırsatlar oluşacak. Diğer taraftan, petrol ve doğalgaz açısından en zengin ülkelerden biri olan İran’ın önemi Türkiye için asla göz ardı edilemez. Son günlerdeki gelişmeler ve değişen dünya dengeleri çerçevesinde ambargonun kalkmış olması Türkiye’nin enerji politikalarına yeni açılımlar getirecektir. Ambargonun kalkması ile oluşacak serbest pazar uygulamalarının doğuracağı rekabet ölçüsünde, ülkemizin ve firmalarımızın tutundurma stratejilerine dikkat etmeleri doğru olacaktır.”
Yaptırımların kaldırılmasıyla bunlar olacak
►Nükleer anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle birlikte Tahran yönetimine uygulanan petrol, doğalgaz, bankacılık, finans, havacılık ve deniz taşımacılığı alanlarındaki yaptırımlar kaldırılırken, İran’ın yurtdışındaki yaklaşık 100 milyar dolarlık varlığının da 32.5 milyar doları ilk aşamada serbest bırakılıyor.
►İran ile iş yapan uluslararası şirketler üzerindeki yasak kalkacak ve İran dünya ülkeleri ile yeniden tam kapasiteyle ticaret yapabilecek.
►Ambargoların kalkmasının ardından İran’ın petrol piyasasına ilk etapta günlük 500 bin varil petrol arz etmesi bekleniyor. İran Petrol Bakanı Yardımcısı Rokneddin Javadi, “İran’ın yaptırımların kaldırılmasının ardından günlük üretimini 500 bin varil artırma kapasitesi var ve bu artışın gerçekleşmesi için gerekli talimat bugün verildi” dedi.
►İran bankaları yeniden SWIFT sistemine dahil edilecek.
►Yaptırımların kaldırılmasının İran’da yaklaşan parlamento seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı Ruhani taraftarlarının başını çektiği reformcu kanadın elini güçlendireceği muhafazakarların elini ise zayıfl atacağı görüşü hakim.
UND: Sınır kapısında iyileştirme yapılması şart
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, İran’a yönelik ambargonun kalkmasını fırsat olarak gören uluslararası taşımacıların İran ticaretinin yapılacağı Gürbulak Gümrük Kapısı'nda iyileşme olmaması halinde ticaret artışının sınırlı olacağını dile getirdiklerini aktardı. Şener, Türk tarafının kapasite artışı için hazır olduğunu İran tarafından onay beklendiğini açıkladı. Fatih Şener konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “BM Ambargosunun artık resmen kalkmış olması önemli bir gelişmedir. İran’ın Türkiye, Avrupa ve tüm dünya ile olan ticareti artacak. İran ile Türkiye arasında Ekim 2014’te imzalanan ve Ocak 2015’te uygulamaya geçen tercihli ticaret anlaşması ile Türkiye’den 140, İran’dan 125 İhraç ürününe yönelik vergiler indirildi bazıları sıfırlandı. Ticaretin artması bekleniyordu ancak birleşmiş milletler ambargosunun hala sürüyor olmasının da etkisiyle 2015’te beklenen bu artış gerçekleşmedi. Şimdi bu ambargo artık kalkıyor. Bu olumlu gelişmeye rağmen iki ülke arasındaki taşımacılık sorunları ve gümrük beklemeleri sorunu hala çözüm bekliyor. Birçok Türk şirketinin İran’da yatırım yapacağına, mağaza açacağına dair haberleri sürekli görüyoruz. Bazı AB ülkelerinin de İran’da yatırım yapmaya hazırlandığına dair gelişmeler var. Ancak, İran’ı dünyaya bağlayan en önemli kapı olan Gürbulak zaman zaman 30 kilometreyi bulan TIR kuyrukları ile mevcut ticareti bile taşımaktan uzaktır. Türk tarafı olarak kapıdan geçiş kapasitesini yüzde 100 artıracak yatırımı tamamladık, bir karar ile uygulama başlayacaktır ancak İran tarafından prosedürlerin tamamlanması ve onaylanmasına takıldık. İranlı dostlarımız bir an 15 Ocak 2015 tarihinde taşıma krizini sonlandıran anlaşmayı eksiksiz uygulamaları ve Gürbulak gümrük kapısında kapasite artışına onay vermeli.” 2014'te iki ülke arasında kapının kapanmasına varan taşıma krizleri yaşanmış, 15 Ocak 2015'te Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile İranlı mevkidaşının imzaladığı anlaşma krizi sona erdirmişti. Ancak İran tarafı 4 maddeden oluşan bu anlaşmanın gereğini tam olarak yerine getirmedi ve sorunlar yaşanmaya devam ediyor. Gürbulak Gümrük Kapısı’ndan İran’a yıllık 70 bin, Orta Asya’ya ise yaklaşık 60 bin araç tek yönde geçiş yapıyor. Günlük yaklaşık 400 aracın çıkış yapabileceği kapasite’ye sahip olan kapıda çok uzun kuyruklar ve ortalama 3–4 güne varan beklemeler yaşanıyor. Türk tarafı geçen araç kapasitesini iki katına çıkaracak yatırımı tamamladı. İran'da da şartlar hazır ancak İran tarafından henüz onay gelmediği için kapı tam kapasite ile çalışmıyor.
5 yıldızlı otel ve turizm yatırımları açısından potansiyel var
İran’a ambargonun kaldırılacağıyla ilgili ilk verilen karardan sonra İran’nın İstanbul başkonsolosuyla temasa geçerek görüşme yaptıklarını Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nde (Türkiye İMSAD) Başkanı Fethi Hinginar, “Çok sıcak bir görüşme yaptık. Başkonsolos İran’da inşaat malzemecileri için önemli bir potansiyel olacağını, işbirliğine açık olduklarını bize bildirdi” dedi.
İran’da özellikle 5 yıldızlı otel ve turizm yatırımları konusunda çok önemli projeler olduğunu ve Türkiye’ye gelecek alım heyetleriyle kendilerini buluşturacaklarını aktardığını kaydeden Hinginar şöyle konuştu: “Henüz somut bir gelişme olmadı. Ancak bu işe kısa vadeli bakmamak lazım. Özellikle Rusya pazarının zora girdiği bir dönemde inşaat ve taahhüt açısından önemli bir pazar. Türkiye malzeme kalitesi ve müteahhitlik sektörü dünyada en kaliteli ve prestijli yapılara imza attı. Dolayısıyla İran’dan pay alma şansımız çok yüksek. Bu süreci iyi yönetmek lazım. Bunun içinde yakın ilişki içinde olmak gerekiyor. Bizde belki bu konuda Türkiye İMSAD ve Müteahhitler Birliği olarak bir araya gelip ne yapacağımıza bakacağız. Ümidimiz bunun siyasi alanda da daha İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, olumlu gelişmesi.”
Çağlar: İran’ın en güçlü partneri Türkiye olacak
İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, komşumuz İran’la ticari ilişki sürecini uzun zamandır yakından izlediklerini belirterek, buna uygun olarak proaktif girişimlerde bulunduklarını açıkladı. İbrahim Çağlar, İran’ın özellikle bankalarına ve ana endüstrilerine uygulanan ambargonun kalkmasının dünya barışı ve Türkiye-İran ekonomik ilişkilerinde yeni bir şafak vakti olduğunu söyledi. Geçtiğimiz ay İran Odalar Birliği Başkanı ve beraberindeki 50 işadamını İTO’da ağırladıklarını hatırlatan Çağlar, “Oda olarak uzun zamandır İran’ı mercek altına aldık. Ambargonun kalkacağını öngörerek bir yıl önce Tahran’da büyük ses getiren hazır giyim ve konfeksiyon fuarı düzenledik. İran Ekonomi Bakanı’nın katıldığı bir yuvarlak masa toplantısı yaptık. Her iki tarafın iş adamlarının da katıldığı üç ayrıca seminer gerçekleştirdik. Önümüzdeki mayıs ayında da İran’da genel ticaret alanında bir Türk Ürünleri Fuarı (Expo Turkey in Iran) organize etmekteyiz. İnanıyorum ki bu fuar, yatırımcılarımız için önemli bir imkan oluşturacak. İstanbullu tüccar olarak hedefimiz İran’a hem mal satmak hem de o ülkenin girişimcisiyle ortak üretim yapıp, üçüncü ülkelere açılmak” dedi.
İstanbul Ticaret Odası kayıtlarına göre İstanbul’da 2015 yılında İranlı yatırımcılar tarafından 240 yeni firma kuruldu. İstanbul’da halen İTO’ya üye İran sermayeli bin 715 firma faaliyet gösteriyor.
İran’dan ABD’li yatırımcılara davet
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, olumlu gelişmesi.” “ABD’li yatırımcıların ülkemizde yatırım yapmalarının önünde bir engel bulunmamaktadır” dedi.
Ruhani, P5+1 ülkeleriyle varılan nükleer anlaşmanın uygulanma süreci kapsamında, dün İran’a yönelik ekonomik yaptırımların kaldırılmasının ardından başkent Tahran’da Liderler Toplantı Salonu’nda düzenlenen basın toplantısında konuştu. Dünya ülkelerini İran’a yatırım yapmaya çağıran Ruhani, “ABD ile ticarette engeller kaldırıldı. Bu, her iki ülke halkı için faydalı olacaktır. ABD’li yatırımcıların İran’da yatırım yapmaları önünde bir engel bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı. Ekonomik yaptırımların kaldırılmasının ardından İran’la ticaretin önündeki engellerin sona erdiğinin altını çizen Ruhani, ekonomik yaptırımların uygulandığı günlerde İran’la ticarete devam eden ülkelere de öncelik tanınacağını belirtti. Ruhani, “Biz dünyayla, halkımızın yararına ve tabii ki diğerlerinin de zararına olmayacak işbirliği yapabileceğimizi ortaya koyduk. Kazan-kazan siyasetinin başarıya ulaştığına hep birlikte şahit olduk. Eğer dini liderin yerinde müdahaleleri ve diplomatlarımızın gayretleri olmasaydı bu sonuca ulaşamazdık” değerlendirmesinde bulundu. Bir kesimin ekonomik rantı elinde bulundurmalarının kırmızı çizgileri olduğunu dile getiren Ruhani, “Özel yatırımcılar aktif olmalı. Bazı kesimlerin rant elde etme çabaları kırmızı çizgimizdir. Hükümet, özel sektörün payının daha fazla olmasını istiyor. Ekonomik gelişme için özel sektörün güçlendirilmesinden başka bir çaremiz bulunmamaktadır” dedi.