Irak'ın koyduğu ton başına 60 dolarlık vergi için girişimler başladı

TUSAF Başkanı Günhan Ulusoy, Irak'ın koyduğu ton başına 60 dolarlık vergi için girişimlerin başladığını, Bosna sorununun çözüldüğünü söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

FİLİZ COŞKUN - ANKARA SOHBETİ

Ukrayna ve İran'ın un üretim ve ihracatında agresif girişimleri ve Irak pazarında Türkiye un ihracatçısına karşı alınan kararların un ihracatını olumsuz etkileyebileceğini dile getiren Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) Başkanı Günhan Ulusoy, "Hükümetimizin de desteğiyle, dünya liderliğini kaybetmemek için elimizden geleni yapıyoruz. İlk adım olarak Bosna'dan güzel haberler geldi, sırada Irak var" dedi. Yağışların, beklenen rekolte için yeterli olduğuna dikkat çeken Ulusoy, rekoltede daralma bekleyenlerin yanılacağını, ekmek fiyatlarında da 2018'de zam beklemediklerini söyledi. Ulusoy, Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak'ın sorularını yanıtladı…

• İran ve Ukrayna'nın agresif bir şekilde un üretim ve ihracatına başladığı ifade ediliyor. Irak gibi yakın pazarlarımızı etkiler mi?

Evet, Irak pazarında İran'ın etkinliği artıyor. Şu anda 3.5 milyon tonluk ihracatımızın 1.5 milyon tonu Irak'a. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz ama siyasi girişimler de gerekiyor. Tarım Bakanımız başta olmak üzere ilgili bakanlarımızla görüşüyoruz. Hükümetimizin kısa dönemde adımları olacak. Ciddi buğday üreticisi olan Ukrayna'nın da un üretimine yönelik adımları var. Verimliliği artırıp yolumuza devam edeceğiz.

• Irak'ın tüketimi 4 milyon ton. Kısa dönemde 5-6 milyon tona çıkacağı tahmin ediliyor. Bizden aldığı da 1.5 milyon ton civarında. Irak'ın aldığı siyasi kararlar mı sizi endişelendiriyor?

Un sanayimiz, 2017 yılında, 2016 yılındaki dünya rekorunu egale etti. Sektörümüz, bazı pazarlarda yaşanan, ticaret politikası kaynaklı daralmalara rağmen, özellikle Irak gibi güçlü olduğumuz pazarlarda derinleşerek, bir önceki yılın 3.5 milyon tonluk tonajını korumayı başardı. Verdiğiniz rakamlar da endişelerimizin olduğu da doğru. Irak merkezi hükümetinin, diğer menşeliler için uygulamayıp Türk menşeli gıda ürünlerine uyguladığı ton başına 60 dolarlık vergi, 2018'de ihracatın muhafaza edilmesini imkansız kılmakta. Bu konuda başta ekonomi bakanlığı olmak üzere, ilgili bakanlıklarımızın desteği, sadece un sanayisi için değil, Türkiye'nin 3. büyük ihracat pazarı olan Irak'a ihracat yapan tüm ihracatçılarımız için hayati önemde.

• Bu gelişmeler, pazarlarda ciddi bir rekabetin başlayacağını da gösteriyor. Dünya liderliğini korumak için formülünüz nedir?

Türkiye 6 yıldır dünyanın en çok un ihraç eden ülkesi ve dünya un ihracatının yüzde 30'unu tek başına gerçekleştiriyor. Irak pazarındaki sorunlarla beraber, artan İran rekabeti, İran'ın Rusya'dan ihracat karşılığı buğday alım anlaşması, Ukrayna'nın un ihracatında her yıl artan tonajı, sektörün önündeki tehditlerdir. Gücümüz ise yıllardır kazandığımız tecrübe ile artık bulunduğumuz pazarlarda markalaşmaya başlamamızdır. Dahilde işleme rejiminin işlerliği, lisanslı depoculuğun gelişimi ve TMO ile sektörün omuz omuza işbirliği içerisindeki çalışmalarıyla bütün zorlukları aşabileceğimize inanıyorum.

• Bosna sorunu giderildi mi?

Dost ve kardeş ülke Bosna-Hersek ile ülkemiz arasındaki serbest ticaret anlaşmasında yapılacak bir revizyonun müjdesini vermek istiyorum. Sektörümüzde dengeleri bozan, gümrük vergisiz un ithalatına sebep olan bu anlaşma konusunda 2 yıldır ilgili kurumlarımız nezdinde girişimlerimizi sürdürdük. Ekonomi Bakanımızın bizzat sürdürdüğü zorlu müzakereler sonucunda, Bosna-Hersek tarafı ile anlaşma sağlandı. 2017 yılı un ithalat tonajı kadar bir sınırlama getirilmesi taraflarca kararlaştırıldı, kararnamelerin yakın zamanda çıkması bekleniyor.

• İstenilen yağışın alınamadığı ve hububat fiyatlarının yükseleceği konuşuluyor. Alandaki izlenimleriniz nasıl?

Kuraklık nedeniyle buğday fiyatlarında artış bekleyenler var ama şu anda yağışlar istediğimiz seviyede ve rekolteyi olumsuz etkilemeyecek. Bu nedenle un ve ekmek fiyatlarında artış beklemiyoruz. Ekmeğin içindeki un maliyeti yüzde 32 civarında. Unlu mamüllerin enflasyon içindeki payı ise yüzde 4.4 civarında. Enerji gibi kalemlerde maliyet artışı olmazsa 2018'de ekmeğe zam olmaz.

• Lisanslı depoculuk ve TMO'nun depoculuk hamlesi sektöre ne kazandırır?

Tabii ki sanayi olarak bu başarılarımızın hepsi hammaddeye erişim gücümüze bağlı. Peki nasıl erişeceğiz hammaddeye, nasıl alacağız, nasıl satacağız? Yıllar önce sektörde ilk çalışmaya başladığımda, neden Rusya'daki, hatta Türkiye'deki buğday fiyatının Chicago borsasındaki buğday fiyatından etkilendiğini anlamakta zorluk çekmiştim. Ancak zaman içerisinde bunun nedenini anladım. Güvenilir, derinliği olan bir vadeli işlemler piyasası, sadece o kontrata bağlı buğdayın değil, dünyadaki benzer buğdaylar için de gösterge bir fiyat olabiliyordu. Bu nedenle yıllarca Amerika'daki buğday hasadının nasıl çıkacağını da takip etmek zorunda kaldık. Artık çok mutluyuz, çünkü ürün ihtisas borsası ve lisanslı depoculuk altyapısı sayesinde biz Amerika'yı değil, dünya bizi izleyecek. Artık sektöre yeni başlayan genç kardeşlerimin kafası karışmayacak, çünkü bu bölgenin fiyatını Türkiye borsaları belirleyecek. Şu anda 1.8 milyon tonu aşan kapasitenin, kuruluş izni alan firmaların da tamamlanmasının ardından 9 milyon tonu aşmasıyla, Türkiye'de tarım ürünleri piyasasında devrim niteliğinde bir değişim yaşanmış olacak.

• Dijitalleşme de avantaj sağlayacak galiba?

100 milyon kişiye telefon 75 yılda, facebook 4 yılda, candy crush oyunu ise 1 yılda ulaştı. Neden sağlam temeller üzerine altyapısı kurulan Türkiye'nin elektronik vadeli işlemler borsası, 100 milyon kullanıcıya 1 yılda ulaşmasın? Neden tarım dünyamızı değiştirmesin ki? Dünya lideri Türk un sanayii, bu devrimde üstüne düşeni gerçekleştirmeye hazır. Türk tarımına ve üreticiden sanayiciye tüm kesimlere tanınan bu fırsat için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımıza, lisanslı depoculuk sistemine sağlanan sayısız destek için Gümrük ve Ticaret Bakanlığımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu noktada sanayicilerimizin de lisanslı depoculuk sitemine uyumunu sağlamak için, üreticilere verilen desteklerden yararlandırılmasının, sistemin işlerliğini güçlendireceğini belirtmek isterim.

Yeni rekorlar için...

FERİT PARLAK / AYRINTI

2000'li yılların başında Gaziantep merkezli un sanayicilerinin, un ihracatının 20-30 kat artabileceğine dair iddialarını haberleştirdiğimizde, "Tüm dünyaya un mu yedireceklermiş?" şeklinde gelen eleştirileri hatırlıyorum. TUSAF Başkanı Günhan Ulusoy'un, "Son 15 yılda ihracatımız 15 kat arttı", "Tüketimlerini orta vadede 4 kat artıracak onlarca ülke var. Planlamamızı ona göre yapıyoruz", "Lisanslı depoculuk maliyetleri de verimliliği de olumlu etkileyecek." şeklindeki cümleleri, un ihracatımızın 5 milyon tona doğru yol aldığını ve 2000'li yılların başına göre 20 kat artış olabileceğini gösteriyor. Ukrayna ve İran gibi ülkelerin pazara girmeleri ise yeni rekorlar için siyasetin daha etkin kullanılması zorunluluğunu doğuruyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir