“İnşaat Bakanlığı kurduk, Türkiye’den müsteşar istiyoruz”
Ankara Sohbetleri’nin konuğu olan Özbekistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Azamhocayev, ülkesinde kurulan inşaat Bakanlığı için Türkiye’den müsteşar istediklerini belirtti.
AYFER İLHAN - ANKARA SOHBETİ
Ankara Sohbetlerinin konuğu Özbekistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Alişer Azamhocayev, İnşaat Bakanlığı ve Karayolları Bakanlığı kurduklarını ifade ederek, bu bakanlıklar için Türkiye’den müsteşar istediklerini söyledi. Turizm Bakanlığı’nda da Türk bir müsteşarın olduğunu dile getiren Azamhocayev, Türkiye’de bugüne kadar 3 bin işadamı ile görüştüğünü ve burada büyükelçi gibi değil, işadamı gibi çalıştığını dile getirdi.
Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Azamhocayev, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak’ın sorularını cevaplandırdı.
- Türkiye ile Özbekistan birlikte neler yapabilir?
İki ülke arasında ortak çok nokta olduğu için işbirliği potansiyelinin de yüksek olduğunu düşünüyorum. Ankara başkentimiz Taşkent’e çok benziyor ve kendimi Taşkent’te yaşıyor gibi hissediyorum. Büyükelçi olarak bugüne kadar 3 bin işadamı ile görüştüm ve görüşmeye devam ediyorum. Türkiye’den öğreneceğimiz çok şey var. Türkiye bizim esas ve kalıcı ortağımız. Nitekim 25 Ekim 2017’de ilişkilerimiz stratejik düzeye ulaştı. Bu yıl mayıs ayında ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Taşkent ziyaretleri sırasında bu stratejik ortaklığımızı yoğun bir şekilde sürdürmek için Stratejik İşbirliği Konseyi oluşturuldu. Bu konseyin başkanlığını bizzat iki devlet başkanları birlikte yürütüyor. Özbekistan açısından değerlendirildiğinde böyle bir şey daha önce olmamıştı. Stratejik düzeyde işbirliği Konseyi ve Cumhurbaşkanının bizzat böyle başkan olması bizim açımızdan bir ilk.
- İşbirliğinin geliştirilmesi için nasıl bir çalışma yöntemi izliyorsunuz?
Ben burada Büyükelçi gibi değil, işadamı gibi çalışıyorum. Türkiye’de yenilikçi, inovasyona dayalı gelişme gördüğümde hemen onu merkeze iletiyorum ki bu yenilikleri bize de taşıyalım. Türkiye’de duraklar, alışveriş merkezleri, şehirlerarası dinlenme tesislerinde gördüğüm yenilikleri dahi ülkeme aktarıyorum. Her hafta Özbekistan’dan Türkiye’ye bir heyet geliyor. Türkiye’deki büyük işadamlarının da Özbekistan’a gelip oradaki girişimcilere eğitim vermesini istiyoruz. Özbek-Türk Genç İşadamları Kulübü adı altında bir kulüp kurduk. Genç işadamlarımızın kendisini geliştirmesi, projelerini uygulaması için Özbekistan’daki bürokrasi, bakanlıklar ve memurlar sisteminin de iyi ve aktif olması gerekiyor. Bu alanda da Türkiye’de eğitimlere başladık. Türkiye’nin öncülüğü bizim için çok önemli.
- Özbekistan’daki yeniden yapılanma çalışmaları nasıl gidiyor?
Çok büyük reformlar yapılıyor. Siyaset ve ekonomide yepyeni, aktif bir Özbekistan için. Ocak ayından itibaren memurlarımızı eğitim almak üzere Türkiye’ye getiriyoruz. İlk olarak Özbekistan’daki valilerin birinci yardımcılarını eğitim için getirdik. Kalkınma Bakanlığı’nda eğitim aldılar. Özellikle yatırımlardan, ticaretten sorumlu olan, iş adamları ile çalışan personeli buraya getirip, eğitimler aldırdık. Devam edeceğiz. Eş zamanlı olarak da reformlar devam ediyor.
- İki ülke arasındaki ticaret hacmi potansiyeli yansıtmıyor. Gelişen siyasi işbirliği ekonomideki işbirliklerini nasıl etkiler?
Ticaret hacmimiz, 2016’da 1.2 milyar dolar, 2017’de 1.5 milyar dolar seviyesindeyken bu yıl 2 milyar dolar seviyesine yükselmesini bekliyoruz. Cumhurbaşkanımızın hedefi ise 3-4 yıl içinde 5 milyar dolar seviyesine çıkmak. Bunun için bizi görevlendirdi. Son 25 yıl içinde Özbekistan’da Türk sermayeli 500 şirket kurulurken, sadece son 6 ayda kurulan şirket sayısı 85 oldu. Ülkemizde şu anda Surhanderya’da serbet ekonomi bölgesi bulunuyor. Buraya özellikle mücevherat alanında çalışan Türk işadamlarını çekmeyi düşünüyoruz. Özbekistan’da tekstil sektörü çok gelişmiş durumda ve bu konuda Türkiye’ye müteşekkiriz. Biz Türkiye aracılığıyla Afrika ülkelerine inmek istiyoruz. Tarım konusunda Türkiye'den öğreneceğimiz çok konu var. Özellikle de seralar ve damla sulama konusuna büyük ilgi gösteriyoruz. Zaten ikili ilişkilerimizde; tekstil, turizm ve tarım sektörleri ön plana çıkıyor.
- İşgücü potansiyeli nasıl?
Nüfusumuzun %60’ını gençler oluşturuyor ve ben inovasyondan yanayım. Ankara’daki bütün teknokentleri ziyaret ettim. Özbekistan’da her yıla bir isim veriliyor o alanı geliştirmek üzere. 2018 yılı da “Girişimcilik, İnovasyon Fikirler ve Teknolojileri Destekleme Yılı” olarak belirlendi. Hacettepe Teknokent ile anlaşmaya vardık. Sonbaharda Özbek-Türk inovasyon forumu düzenleyeceğiz. Savunma sanayiinde çalışmalarımız var. Özbek askerlerinin Türkiye’de eğitim almalarıyla ilgili projemiz var, Türkiye’den savunma sanayi konusunda zırhlı araçları ithal ediyoruz.
- Yabancı yatırımlara sağlanan teşvikleri de anlatır mısınız?
Öncelikle serbest bölgelerde teşvikler var; Buhara-Agro Serbest Ekonomi Bölgesi açılışıyla ilgili Cumhurbaşkanı Kararnamesi kabul edildi. Burada yatırım yapacak şirketler, yatırımın miktarına göre 300 bin dolardan, 10 milyon dolara kadar, 3 yıldan 10 yıla kadar gümrüklerden ve vergilerden muaf tutuluyor. Özbekistan’da arazi devletin ve satın alınamıyor ancak 49 yıla kadar kiralanıyor. Yani fabrikanın arazisini kiralıyorsunuz, inşaat ise sizin oluyor. Ülke genelinde yaklaşık 10 tane serbest ekonomik bölgemiz var. Taşkent vilayetinde turizm özel serbest bölgesi bulunuyor.
- Vize serbestisinin turizmi canlandırdığı yönünde haberler aldık. Doğru mudur?
Öncelikli olarak vize uygulaması kaldırıldı ve 80 milyonu aşan Türk halkı için vize uygulamıyoruz. Bir eyalet çapında değerlendirildiğinde geçen sene turizmden elde ettiğimiz gelir, pamuktan sağladığımız gelirin 4 katından fazla oldu. Bu arada Turizmi Geliştirme Komitemize bir Türk vatandaşı müsteşarlık yapıyor. Bu noktada Türkiye’nin tecrübesi bizim için çok önemli oldu. Ülkemizde bir İnşaat Bakanlığı kuruldu, bu bakanlık için Türkiye’ye müsteşar talebinde bulunduk. Aynı şekilde Karayolları Bakanlığına da Türkiye’den müsteşar istiyoruz. Türkiye sayesinde gelişiyoruz ve Türkiye’siz çalışamayız.